“Yeterli beslenme, 21. yüzyılda bir ayrıcalık olmamalı. Besin zenginleştirme, çok sayıda insanın beslenmesini iyileştirmek için güvenilir, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir yaklaşımdır, lüks değildir. Hayat kurtaran vitaminler ve mineraller, dünyada mikro besin eksikliği çeken milyarca insana zenginleştirilmiş tahıllarla ulaştırılmalıdır. Bununla ilgili yasaların çıkmasına ve uygulanması için çaba gösterirken, var olan programların kapsamını ve kalitesini geliştirmek için çalışmalıyız.”
Greg S. Garrett
Gıda Politikası ve Finans Direktörü
Gelişmiş Beslenme İçin Global İttifak (GAIN)
Ne yazık ki dünyada, mikrobesin (vitaminler ve mineraller) açığı yaşayan iki milyardan fazla insan var. İnsanlar, büyüme ve sağlıklı olmak adına mikro-besinlere ihtiyaç duyar. Vitaminler ve mineraller daha iyi işleyen bağışıklık sistemi, gelişmiş idrak ve optimal büyüme için kritik öneme sahiptir.
Vitamin ve minerallerin düzenli bir şekilde alımının garanti altına almanın en uygun ve maliyetli yollarından biri, yaygın olarak tüketilen temel gıdaların zenginleştirilmesidir. Buğday ve mısırın, demir ve folik asit ile zenginleştirilmesinin kişi başına yıllık maliyeti 0.12 dolardır. Küresel olarak, mısır unu ve buğday ununun zenginleştirilmesi uygulanmasında inanılmaz bir artış olduğunu görüyoruz. Bugün 80’den fazla ülke, bu ürünleri zorunlu olarak zenginleştirmektedir. Mikro besinlerle zenginleştirilmiş mısır ve buğday unu, bugün yeryüzünde milyarlarca kişiye ulaşıyor.
Peki bu bize ne sağladı? Yeni sistematik araştırma ve 50 kadar araştırmanın meta analizi, zenginleştirmenin düşük ve orta gelirli ülkelerde büyük etkisi olduğunu gösteriyor. Besin zenginleştirme yönteminin, anemide yüzde 34, üreme çağındaki kadınlar arasında folat eksikliğini azaltması sayesinde de nöral tüp defektlerinde yüzde 41 azalma sağladığı tespit edilmiştir.
Fakat bugün dünyadaki endüstriyel tesislerde buğday ununun yüzde 26’sı, mısır ununun yüzde 68’si ve pirinç ununun ise yüzde 1’inden azı zenginleştirilmekte. Toplum sağlığını iyileştirmek için daha onlarca ülkenin zenginleştirmeyi zorunlu hale getirmesi gerekiyor.
Fakat hükümetlerin buğday, mısır veya pirinç ununda zenginleştirmeyi yasal hale getirmesi sadece bir adımdır. Kağıt üzerindeki yasanın pratikte uygulanması gerekiyor: kalite güvencesi ve kalite kontrolü, izleme, uyumun sağlanmasına ve etkinin değerlendirilmesine yönelik teşvikler ve caydırıcı uygulamalar. Bu konuda hedeflenen etkileri görmek için standartlara uygun olarak zenginleştirilmiş yaygın gıdaların yüksek oranda tedariği ve bunun sürdürülebilir olması gerekir. Zenginleştirilmiş gıdaların kalitesi ile ilgili veriler sınırlı olmakla birlikte, mevcut durum sizi gerçeğin soğuk yüzü ile karşılaştırır: Ortalama olarak, test edilen numunelerin sadece yarısının standartlara uygun olduğu tahmin edilmektedir (Luthringer ve ark., 2015). Bu genellikle sektörle hükümet arasındaki kapasite eksikliği ve isteksizlikten kaynaklanmaktadır.
Değirmen sektörü, takviye yapılmadığı halde ürünlerini zenginleştirilmiş gibi piyasaya lanse ederse toplumda gıda sistemine olan güven erozyona uğrayabilir. Hükümetler, zenginleştirme uygulamasını uygun bir şekilde takip etmediğinde ve bunu icra edecek gıda üreticilerinin kapasitesini inşa etmekte başarısız olduğunda sektör, yasalara uymak için motive olmaz. Her iki şekilde de kaybeden tüketiciler olur.
Hem zenginleştirme programlarının kalitesini ve uyumluluğunu artırmak hem de besin oranı düşük gıda ürünlerini damgalamak için yeni küresel ve ulusal hesap verebilirlik önlemlerine ihtiyaç var. İşte burada sivil toplum, programın performansına yardımcı olmak için rol oynamaktadır.
ETKİYİ ÖLÇMEK
Kanıtların kalitesini güçlendirmek için hala alınacak yol var. Zenginleştirmenin önemini ve faydasını ortaya koymak için delil temelini güçlendirmek adına etki değerlendirmeleri, iyi tasarlanmış ve uygulanmış zenginleştirme programları üzerine inşa edilmelidir. Bunun için de 2013 yılında GAIN, nüfus temelli ve hedefli zenginleştirme programlarının kapsamını değerlendirmek için Zenginleştirme Değerlendirme Anketi’ni (FACT) geliştirmiştir (Friesen ve ark. 2017). 2013-2017 arasında, 16 düşük ve orta gelirli ülkede FACT anketleri yapılmıştır. FACT sonuçları ve diğer karşılaştırılabilir anket verileri, hayal kırıklığı yaratan bir hane halkı kapsamını ve zenginleştirilmiş gıdalarda düşük kaliteyi göstermektedir (Şekil 1).
Peki bu açığı nasıl kapatırız?
Ulusal bir zenginleştirme modelinin temel unsurları aşağıda belirtilmiştir. Bunlar, 2015 Arusha Gıda Zenginleştirme Bildirisi (Tanzanya Hükümeti, GAIN, 2015) üzerine kuruludur ve yeni yasaları, mevcut mevzuata uyumu, çözümleri teşvik etmek için yenilikçiliği ve beş ana akım yoluyla ilerlemenin izlenmesini hedeflemektedir:
1. Siyasi süreçleri desteklemek ve yeni yasalar koymak ve ulusal programları genişletmek için kapasite geliştirme
2. Mevzuata uyumu sağlamak için yeterli zenginleştirme standartları ve teknik imkan sağlama desteği
3. Programların izlenmesini, araştırılmasını ve değerlendirilmesini iyileştirmeye yönelik faaliyetler
4. Zenginleştirme kalitesini artırmak ve mikro besinlere erişimi genişletmek için fiziki ve teknik yenilikler
5. Zenginleştirme ve gıda güvenliği programlarının düzenlenmesi
Yeterli beslenme, 21. yüzyılda bir ayrıcalık olmamalıdır. Gıda zenginleştirme, çok sayıda insanın beslenmesini iyileştirmek için güvenilir, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir yaklaşımdır, lüks değildir.
Hayat kurtaran vitaminler ve mineraller, mikro besin eksikliği çeken milyarca insana tahılların zenginleştirilmesi ile ulaştırılmalıdır. Bu, sektöre, hükümetlere, bağışçılara ve diğer paydaşlara bir çağrıdır. Zenginleştirme yasalarının çıkması ve uygulanması için çaba gösterirken var olan programların kapsamını ve kalitesini geliştirmek için beraber çalışmalı ve sektörün kendi kendini kontrol etmesi için çalışmalıyız. Neyin nerede ve niçin çalıştığını anlamak için ölçümler yapmalıyız. Böyle devam edip daha fazla insanın sağlıklı beslenme için ihtiyaç duyulan vitaminlere ve minerallere daha iyi bir şekilde ulaştığından emin olmalıyız.