BLOG

Ortadoğu’da gıda güvenliği için yeni yol haritası

15 Haziran 20253 dk okuma

IGC 2025 Tahıl Konferansı'nda uzmanlardan net mesaj: Altyapı yatırımı, akıllı tedarik, bölgesel iş birliği ve düzenleyici uyum, Ortadoğu’da gıda güvenliğinde dönüşüm meydana getirebilir.

Küresel iklim baskısı, dışa bağımlı yapısı ve düzenlemelerdeki parçalanmışlık gibi yapısal zorluklara rağmen, Ortadoğu gıda güvenliğinde dönüşüm potansiyeli taşıyor. Londra’da düzenlenen Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) Konferansı kapsamında gerçekleştirilen “Ortadoğu’ya Bölgesel Bakış” panelinde konuşan uzmanlar, stratejik stok yönetimi, daha verimli kamu alımları ve bölgesel koordinasyonun bu dönüşümde kilit rol oynayacağını vurguladı.

Panelde, çok taraflı kuruluşlardan, tahıl ticareti şirketlerinden ve bölgenin önde gelen un sanayi temsilcilerinden uzmanlar, kırılgan küresel ortamda Ortadoğu ülkelerinin tahıla erişimi güvence altına almak için nasıl politikalar, sistemler ve altyapılar geliştirdiğini paylaştı.

AKILLI ALIM STRATEJİLERİ MİLYONLARCA DOLAR TASARRUF SAĞLAYABİLİR

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Kıdemli Ekonomisti Dmytro Prykhodko, bölge hükümetlerini buğday alım ihalelerini yeniden düşünmeye çağırdı. “İyi ekmek yapmak için her zaman yüksek proteinli buğday gerekmez,” diyen Prykhodko, protein kriterlerinin çok az esnetilmesi veya daha fazla tedarikçiye açık ihalelerin milyonlarca dolarlık tasarruf getirebileceğini belirtti.

FAO verilerine göre, sadece bir tedarikçi daha dahil etmek, ton başına buğday fiyatını neredeyse 2 dolar aşağı çekebiliyor. Örneğin protein oranının %12,5’ten %12’ye düşürülmesi, ton başına 5 dolara kadar tasarruf sağlayabiliyor. Yıllık 23 milyar dolara ulaşan buğday ithalat harcamaları göz önünde bulundurulduğunda bu adımların etkisi oldukça büyük.

Ancak bu stratejilerin işe yaraması için hem alım sistemlerinin modernize edilmesi hem de özel sektörle daha fazla iş birliği yapılması gerektiği vurgulandı. Prykhodko ayrıca limanlarda inşa edilen büyük siloların yüksek yatırım ve işletme maliyetlerine dikkat çekerek, daha akılcı stok yönetiminin önemini hatırlattı. Mısır’da 2014’ten bu yana kamu sektörünün depolama kapasitesini 3,5 milyon tona çıkardığını, özel sektörün ise hiçbir kamu desteği almadan aynı başarıyı yakaladığını belirtti. Bu durumun, uygun düzenleyici ortam sağlandığında özel sektörün nasıl devreye girebileceğinin çarpıcı bir örneği olduğunu söyledi.


STOK, ÇEŞİTLİLİK VE STRATEJİK PLANLAMA

Golden Wheat CEO’su Malak Al Akiely, Ürdün’ün yaklaşık altı ay yetecek stratejik buğday stoku oluşturması ve 2,2 milyon tonluk depolama kapasitesiyle COVID-19 ve Ukrayna krizi gibi küresel şoklara karşı nasıl güçlü bir duruş sergilediğini anlattı. “Dünyada gıda kıtlığı yok, erişim sorunu var,” diyen Al Akiely, kamu-özel sektör ortaklığıyla Kızıldeniz’deki Akabe Limanı’nı lojistik ve dijital ticaret merkezine dönüştürme projelerinden de bahsetti.

“DEPOLAMA, GIDA GÜVENLİĞİNİN BABASIDIR”

Kuveyt Un Değirmenleri Şirketi CEO’su Mutlaq Al-Zayed ise ülkesinin neredeyse tüm gıdasını ithal ettiğini hatırlatarak, 3 ila 6 aylık buğday stoku ve ileri tarihli alım sözleşmeleriyle 1990 Körfez Savaşı’ndan bu yana birçok krizi atlatabildiklerini vurguladı. “Depolama, gıda güvenliğinin babasıdır,” diyen Al-Zayed, sadece stok tutmanın değil, aynı zamanda katma değerli ürünlere yatırım yapmanın da sürdürülebilirlik açısından gerekli olduğunu söyledi. Kuveyt’in makarna, bisküvi ve unlu mamül üretim yatırımlarıyla Körfez bölgesine yönelik ihracatını artırdığına dikkat çekti.

‘TARIMDA İNOVASYONUN ÖNÜNÜ AÇMAK ŞART’

Corteva Agriscience Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Ticari Direktörü Tarek El Azab, bölgenin gıda sistemlerinin ciddi baskı altında olduğunu söyledi. MENA bölgesinde kişi başına düşen tarım arazisi sadece 0,16 hektar. Bu durumun iklim değişikliği, ithalata bağımlılık, düzenleyici dağınıklık ve zayıf depolama altyapısıyla birleşince kırılganlığı artırdığını vurguladı. “AB regülasyonlarını olduğu gibi kopyalayamayız,” diyen El Azab, yerel koşullara uygun, tarımsal inovasyonu engellemeyen regülasyon sistemlerine ihtiyaç olduğunu söyledi. Ayrıca biyoteknoloji ve gen düzenleme gibi yenilikçi tarım teknolojilerinin daha geniş ölçekte benimsenmesi gerektiğini belirtti. Bölgesel iş birliğine de dikkat çeken El Azab, Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) gibi platformların ortak mevzuat oluşturma süreçlerini desteklemesi gerektiğini söyledi.

Haberler Kategorisindeki Yazılar
07 Aralık 20231 dk okuma

TUSAF Başkan Yardımcısı Çakmak, Moskova’daki VTB Yatırım Forumu’nda

14 Kasım 20191 dk okuma

Arjantin buğday rekoltesi tahmini 20 milyon tonun altına düştü

Güney Amerika’nın en büyük tahıl üreticilerinden Arjantin’in 2019/20 sezonu için buğday rekoltesi t...