BLOG

Un zenginleştirme: Dünya genelinde mikro besin eksiklikleriyle mücadelede basit ve düşük maliyetli bir yöntem

25 Temmuz 20194 dk okuma

“Gizli açlık, dünya genelinde yaygın olarak görülen bir sağlık sorunu olmaya devam ederken, mikro besin eksiklikleriyle mücadelede uzun dönemli bir yaklaşım olarak temel gıda maddelerinin zenginleştirilmesi anlayışı öne çıkıyor. Bu yaklaşım, gizli açlıkla etkin şekilde mücadele ederek; bireylerin, toplulukların ve milletlerin daha sağlıklı bir hayat sürmelerine destek oluyor. İnsanların genel sağlık durumlarının iyileşmesi; sağlık masrafları ve işsizlik oranlarının da düşmesine yardımcı oluyor. Yetersiz beslenme ile mücadelede, uzun vadede sosyal anlamda büyük getiriler sağlayabilir.”

Arnold Kawuba Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Kurumsal İlişkiler Müdürü Besin Geliştirme DSM İnsanların beslenmelerinde hayati önem taşıyan vitamin ve minerallerin yeteri kadar yer almaması, ‘gizli açlık’ olarak adlandırılıyor ve düşük gelirli ülkelerin yanı sıra yüksek gelirli olanları da etkileyen yaygın bir problem olarak görülüyor. Dünyada iki milyar insan, gizli açlıktan muzdarip ve hastalıkların yüzde 7,3’ü mikro besin yetersizliğinden kaynaklanıyor . Yetersiz beslenmenin bu türü; bağışıklık sisteminin zayıflaması ve körlük de dahil olmak üzere ciddi ve etkileri çok erken yaşlardan başlayan ve çocukların bilişsel ve fiziksel gelişimlerini dumura uğratarak uzun süre devam eden sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu tehdide karşı çözümler geliştirmek, sadece dezavantajlı toplum kesimlerini korumak açısından değil, aynı zamanda dünya genelinde toplumların kalkınmasını sağlamak için büyük önem taşıyor. Hayati mikro besinler taşıyan besleyici gıda ürünlerine daha fazla insanın erişmesi sağlandığında, sağlık masrafları azalacak, çocuklar ve yetişkinler okullarda ve işyerlerinde daha yüksek performans gösterecekler ve ülke ekonomileri de daha müreffeh hale gelecektir.

Sağlığımızı koruyabilmek için dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılması tavsiye edilmektedir. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Özellikle de insanların besin değerleri yüksek gıda ürünlerini satın almaya güç yetiremediği ülkelerde. Temel besinlerin zenginleştirilmesi ise mikro besin eksikliklerini büyük bir nüfusu kapsayacak şekilde ve düşük maliyetlerle giderme adına güvenilir ve kanıtlanmış bir yöntemdir. Bu yöntem kapsamında, hayati vitamin ve mineraller eklenir ya da gıdalar işlenirken kaybolması muhtemel mikro besinler yerine konulur.

Çözüm, unun zenginleştirilmesinde mi gizli? Dünya genelinde en çok tüketilen tahıl ürünlerinden biri olan buğday; ekmek, bisküvi, makarna, erişte gibi günlük olarak kullanılan birçok gıda ürününde temel besin olarak yer alıyor. Dünya genelinde insanların en önemli enerji kaynakları arasında yer alan buğday, özellikle de Batı Asya’da ve Amerika kıtasında tüketiliyor . Çok farklı coğrafyalarda yetiştirilebilir olması sayesinde, buğday ununun geniş tüketici gruplarına mikro besinler sağlanması için çok uygun bir araç olarak değerlendirilmektedir. Örneğin; gıda uygulamalarında vitaminler genellikle sıcaklık, oksitlenme, etkinliğini azaltan maddeler gibi fiziksel ve kimyasal baskı unsurlarına karşı hassastır. Ancak, buğday unu içindeki vitaminler daha kararlıdır ve fırınlama gibi yüksek sıcaklık uygulamalarında besin değerlerini daha iyi koruyabilirler.

Buğday, doğal halini koruduğunda; B1, B2, B6 ve E vitaminleri ile niasin, demir ve çinko bakımından zengindir. Ancak, buğday tanesinin en önemli vitamin ve mineralleri içeren dış katmanları değirmen süreçlerinde büyük ölçüde kaybolur. Bu süreçte yitirilen mikro besinlerden bazılarının una yeniden kazandırılması, besin profilinin geliştirilmesi ve gizli açlıkla etkin mücadele bakımından etkili bir yöntem olarak değerlendirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, çok sayıda insanın belirli vitamin ve mineralleri yeterli miktarda tüketmediği ülkeler için sadece yitirilen mikro besinlerin yerine konulmasıyla yetinilmemesini, zenginleştirme yöntemiyle yenilerinin de eklenmesini tavsiye etmektedir. Zorunlu un zenginleştirme uygulaması, dünya genelinde yaygınlaşma eğilimindedir. Kanada, ABD, İngiltere, Güney Afrika, Meksika ve Filipinler’in de aralarında olduğu 70 ülkede bu konuda uygulamalar mevcuttur .

Zenginleştirme programlarına göre değişiklik göstermekle birlikte, tüketicilere yansıtılan masraf, 5 kilogram un için 0,01$ civarındadır. Yani un zenginleştirme, sanıldığı kadar maliyetli değildir.

Değirmenciler açısından baktığımızda, mikro besin premiksleri, zenginleştirme için düşük maliyetli bir yöntemdir. Örneğin, bir ton una katılacak olan ve demir, folik asit ve B vitamini türleri içeren bir premiksn maliyeti 3 dolardan fazla değildir. Genel olarak değerlendirdiğimizde, un zenginleştirme işleminin sağladığı faydalar, yapılan yatırımı kat be kat çıkarmaktadır. Örneğin, ABD’de tüketilen una folik asit eklenmesi durumunda her yıl 767 bebeğin ayrık omurilik hastalığına yakalanmış şekilde doğması önlenebilecektir . Bunun için yapılacak zenginleştirme için 4 milyon dolardan biraz fazla harcama yapılması gerekmektedir. Ancak bu önlemle yıllık 607 milyon dolarlık sağlık harcamasından tasarruf edilebilecektir . Bu durumda, yapılan her 1 dolarlık yatırım için 152 dolarlık fayda sağlanmış olacaktır.

Un zenginleştirmede yapılması ve yapılmaması gereken şeyler Gerekli teknik bilgi ve uzmanlık sağlandığında, un zenginleştirme kolay bir işlemdir. Vitamin ve mineralleri tek tek eklemek yerine, un zenginleştirme için tasarlanmış uygun bir premiks karışımı kullanmak çok daha etkili bir çözümdür. Premiks tedarikçisi, etkili bir kalite kontrol sistemine sahip olduğundan, hammaddeler için kalite kontrol prosedürlerini takip etmeye gerek kalmamaktadır. Daha az miktarda ürünün satın alınması, nakledilmesi ve depolanması söz konusu olduğu için zenginleştirme maliyeti düşmektedir. Premiksler ayrıca, tutarlılığı artırmakta ve mikro besinlerin homojen şekilde dağılmasını sağlamaktadır. Bu, nihai ürünün duyulara hitap eden özelliklerinin olumsuz etkilenmemesi ve her parti ürün için aynı dozajın eklenmesi adına çok önemlidir. Eklenen maddelerin iyi karışmaması, bazı insanların sağlık için gerekli olan vitamin ya da mineralleri çok az miktarda alabilmesine neden olarak, zenginleştirme işleminin etkisiz kalması sonucunu doğurabilir. Bu yüzden, un zenginleştirme programlarının başarılı olması için etkili kalite kontrol önlemlerinin uygulanması büyük önem taşımaktadır.

Yüksek kalitede premiksleri kullanmanın yanı sıra, bu alanda köklü bir geçmişe sahip olan şirketlerle işbirliği yapmak, değirmencilerin bu konuda başarılı olmak için ihtiyaç duydukları destek ve teknik bilgiyi sağlayabilir. DSM, onlarca yıldır temel besinlerin zenginleştirilmesini teşvik eden, teknik ve bilimsel bilgi birikimi ve yeteneklerini müşterilerine sunarak ve onlara yüksek kalitede, güvenilir ve takip edilebilir mikro besin premiksleri tedarik ederek bu alanda aktif şekilde faaliyet gösteren bir şirket.

Geleceğe bakış Gizli açlık, dünya genelinde yaygın olarak görülen bir sağlık sorunu olmaya devam ederken, mikro besin eksiklikleriyle mücadelede uzun dönemli bir yaklaşım olarak temel gıda maddelerinin zenginleştirilmesi anlayışı öne çıkıyor. Bu yaklaşım, gizli açlıkla etkin şekilde mücadele ederek; bireylerin, toplulukların ve milletlerin daha sağlıklı bir hayat sürmelerine destek oluyor. İnsanların genel sağlık durumlarının iyileşmesi; sağlık masrafları ve işsizlik oranlarının da düşmesine yardım ediyor. Yetersiz beslenme ile mücadelede, uzun vadede sosyal anlamda büyük getiriler sağlayabilir.

*Etkili gıda zenginleştirme işlemleri hakkında daha fazla bilgi için www.nutritionimprovement.com adresini ziyaret edebilir ya da Arnold.Kawuba@dsm.com adresinden bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Dosya Kategorisindeki Yazılar
05 Şubat 20153 dk okuma

Buğday Temizlemede Optik Ayıklama Makinalarının Avantajları

“Dünyada, süneli tane ayıklama gibi mekanik ayıklamanın yetersiz kaldığı durumlarda; optik ayıklama...

27 Temmuz 20205 dk okuma

COVİD-19 dönemi ve sonrasında tarım ve gıda tedarik zincirleri

Prof. Dr. Arzu TektaşUluslararası Ticaret BölümüBoğaziçi Üniversitesi COVİD-19 salgını döneminde a...

06 Ekim 20175 dk okuma

Değirmende ‘akıllı tesis’ geleceğinizi kurtarır

“Yeni bir değirmeni, gerekli teknolojik altyapısını tamamlamadan kurmak çok büyük bir hata olur. De...