BLOG

Baklagiller artan dünya nüfusunu besleyebilir mi?

18 Haziran 20254 dk okuma

Bitki bazlı ve sürdürülebilir protein kaynaklarına yönelik küresel talebin hızla artmasıyla birlikte, uzmanlar baklagil sektörünün potansiyelini gerçekleştirebilmesi için verimlilik, araştırma ve ticaret güvenilirliğine yönelik ciddi yatırımlara ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Aksi halde, bu ürün grubu artan dünya nüfusunu beslemede yetersiz kalabilir.

Londra’da düzenlenen 2025 Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) Konferansı’nda gerçekleştirilen baklagil paneli; artan nüfus, değişen beslenme alışkanlıkları ve iklim dirençli gıda sistemleri inşa etme gerekliliği bağlamında baklagillerin geleceğini değerlendirmek üzere alanında önde gelen uzmanları bir araya getirdi. Panelde, Hindistan-Ortadoğu Tarım İttifakı (IMEAA) Başkanı Sudhakar Tomar, Areté Kıdemli Piyasa Analisti Filippo Roda, HnyB Tarım Başekonomisti Deepak Pareek ve Dünya Bakliyat Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Milan Shah yer aldı. 

Panelin açılışında konuşan Sudhakar Tomar, baklagilleri “emtia dünyasının süper gıdası” olarak tanımlayarak bu ürünlerin besin değeri, çevresel sürdürülebilirliği ve toprak sağlığı açısından benzersiz katkılarına dikkat çekti. Genellikle dikkatler buğday, mısır ve soya gibi ürünlere yoğunlaşsa da, baklagillerin sessizce gıda güvenliği ve beslenme konularında dönüşüm meydana getirdiğini vurguladı. Tomar, “Piyasaları buğday ya da kahve gibi domine etmeseler de baklagiller; iklim dirençli, düşük karbonlu, GDO’suz, alerjen içermeyen ve onarıcı tarım için vazgeçilmez ürünlerdir.” dedi.

Son 50 yılda küresel baklagil üretiminin iki katına çıkarak yaklaşık 100 milyon tona ulaştığını belirten Tomar, bu rakamın 2032’ye kadar 125 milyon tona ulaşmasının öngörüldüğünü aktardı. Ticaret hacmi ise 1980’deki 2 milyon tondan bugün 21 milyon tona yükselerek on kat artmış durumda. Ancak bu oran, toplam üretimin yalnızca %20’sine karşılık geliyor. Hindistan, hem en büyük üretici hem de en büyük ithalatçı konumundayken; Kanada, Avustralya, Myanmar ve Rusya gibi ülkeler ihracatta öne çıkıyor. Çin ise artık net ithalatçı konumunda.


KİŞİ BAŞI TÜKETİM DÜNYA GENELİNDE DURAĞAN

Ticaretteki büyümeye rağmen, kişi başı küresel baklagil tüketimi 1960’lardaki 8–9 kg seviyesinden bugün 6–7 kg düzeyine gerilemiş durumda. Bu düşüşte tahıl ağırlıklı gıda güvenliği programları ve hızlı nüfus artışı etkili. Ancak Kuzey Amerika ve Avrupa’da sağlıklı beslenme ve bitki bazlı diyet eğilimleri baklagillere olan ilgiyi yeniden artırıyor.

Tomar, özellikle Güney Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi bölgelerde, ihracatçı ülkelerin sadece ticaretle yetinmeyip yerel tüketim ekosistemlerini de güçlendirmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, karbon kredileri ve iklim finansmanı yoluyla baklagil üretiminin teşvik edilmesini savundu. Tomar, “Baklagiller emisyonları azaltmada ve toprak sağlığını iyileştirmede kilit rol oynuyor. Politika yapıcıların bu katkıyı göz önünde bulundurması şart.” diye konuştu.

HİNDİSTAN’IN ÜRETİM AÇIĞI VE ÇÖZÜM YOLLARI

Panelde Hindistan’ın baklagil sektörünü detaylı şekilde ele alan Deepak Pareek, ülkenin yıllık 24 milyon ton üretip 28 milyon ton tükettiğini, bu farkın 7 milyon tonluk ithalatla karşılandığını söyledi. Verimlilik artmazsa, 2035 itibarıyla bu ithalat miktarının 9–10 milyon tona çıkabileceği uyarısında bulundu.

Hindistan’ın bu açığı kapatmak üzere attığı başlıca adımlar şunlar:

  • Dekara 2 tonun üzerinde verim sağlayabilen yeni türlerin geliştirilmesi 
  • Kuraklığa dayanıklı ve daha kısa büyüme süresine sahip türler için CRISPR tabanlı gen düzenleme çalışmaları
  • Ar-Ge ve altyapı yatırımları için 300 milyon dolarlık bütçe

Pareek, özellikle güvercin bezelyesinde ilerleme sağlanmasıyla birlikte Hindistan’ın 2027 yılına kadar bazı baklagil türlerinde ithalatı kısıtlama yoluna gidebileceğini belirtti. Ancak bu süreçte hem iç üretimin hem de ithalat politikasının birlikte şekillendirilmesi gerektiğini, aksi halde beslenme ve ekonomi üzerinde şok etkileri oluşabileceğini vurguladı.

AB’DE BAKLAGİL ÜRETİMİ GERİLİYOR

Areté’den Filippo Roda, son beş yılda Avrupa Birliği’nde baklagil üretiminin %5 gerilediğini ifade etti. AB Ortak Tarım Politikası (CAP) kapsamındaki teşviklere rağmen, arz-talep dengesinin sağlanabilmesi için üretimin %20–30 oranında artırılması gerekiyor. Ancak bu hedef, buğday veya şeker pancarı gibi daha kârlı ürünlerin yerini almadan mümkün görünmüyor.

Avrupa’nın karşı karşıya olduğu yapısal engeller ise şöyle sıralanıyor:

  • Üye ülkeler arasında politika uyumsuzlukları
  • Tarım alanlarının sınırlı olması
  • Baklagile özel Ar-Ge yatırımlarının yetersizliği

EN BÜYÜK ZORLUK TİCARET GÜVENİLİRLİĞİ

Küresel Baklagiller Konfederasyonu’ndan Milan Shah, baklagillerin dünya tarımındaki en çarpık sektörlerden biri olduğunu, tarifeler, sübvansiyonlar ve öngörülemez politikaların sektörün gelişimini engellediğini söyledi. Shah,“Talep güvenilirliği, arz güvenilirliğini getirir. İthalat yasakları gibi ani politika değişiklikleri üreticilerin güvenini sarsıyor.” dedi.

Bu çerçevede Shah’ın altını çizdiği üç temel ihtiyaç şöyle:

  • Ar-Ge’ye daha güçlü yatırım (bugün baklagiller için küresel Ar-Ge harcaması 100 milyon $’ın altında; buğday ve tahıllarda ise 20 milyar $’ı aşıyor)
  • İstikrarlı ve açık ticaret yapıları
  • Tüketicilerin baklagillerin besin ve fonksiyonel değerine dair bilinçlendirilmesi

FONKSİYONEL GIDALAR VE KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERE TALEP ARTIYOR

Baklagil ticareti hâlâ ağırlıklı olarak Güney Asya merkezli olsa da Shah, Avrupa Birliği, Kuzey Amerika ve Doğu Asya’da baklagillerin katma değerli formlarına (örneğin; bitki bazlı protein, evcil hayvan maması, unlu mamuller ve atıştırmalık bileşenleri) olan talebin hızla yükseldiğini söyledi. “Batı’da hacim küçük kalabilir ama kâr marjları ve pazar sofistikasyonu hızla büyüyor.” tespitinde bulundu.

ORTAK HAREKET ŞART

Panelistlerin tamamı şu noktada birleşti: Baklagillerin geleceği, politikaların koordinasyonu, güçlü araştırma yatırımları ve sorumlu ticaret uygulamalarıyla şekillenecek. Baklagiller; üretkenlik ile sürdürülebilirlik arasında eşsiz bir köprü sunuyor. Sudhakar Tomar, panelin kapanışında, “Baklagiller sadece birer tarım ürünü değil. Aynı zamanda bir iklim çözümü, bir sağlık çözümü ve bir ekonomik fırsat. Gelin, gıda sistemimizin protein dolu geleceğine yatırım yapalım.” çağrısında bulundu.

Etiketler
#baklagiller
Haberler Kategorisindeki Yazılar