“Dünya hububat piyasasında önemli bir oyuncu olan Pakistan’ın en önemli tahıl ürünleri pirinç ve buğday. Pakistan, pirinç ihracatında ilk beşte. Ülkenin yıllık buğday üretimi ise 25-26 milyon ton civarında seyrediyor. Pakistan’da üretilen buğdayın büyük bölümünün iç tüketime ayrılması sebebiyle ülkede canlı bir değirmencilik sektörü mevcut. Değirmenleri modernize etmek için ise yatırımcı aranıyor. Ayrıca, artan nüfusu beslemek için, ülkede tarım ekonomisi uygulamalarının iyileştirilmesi ve daha fazla buğday üretilmesi için fırsatlar mevcut. Tüm bu sebeplerle, Pakistan pazarının takip edilmesi önem taşıyor.“
Guruswamy Chandrashekhar*
Dünya tahıl piyasasında önemli bir oyuncu olan Pakistan, pirinç ihracatına odaklamış durumda. Bu alanda Hindistan, Tayland, Vietnam ve ABD’nin ardından beşinci olan Pakistan, bir miktar buğday da ihraç ediyor.
Dünya genelinde yılda 490 milyon ton pirinç üretiliyor ve bu ürünün ihracat hacmi 48 milyon ton civarında. Pakistan’da yılda 7 milyon ton pirinç üretiliyor. Ancak ülkenin asıl önemi, ihraç ettiği miktardan kaynaklanıyor.
Dünyada üretilen pirincin sadece yüzde 10’u ihraç ediliyor. Pakistan ise yıllık 3,5-4 milyon ton civarında pirinci yurt dışına satıyor. Yani üretiminin yarısından fazlasını ihraç ediyor.
Ülkenin çeltik üretimi, avantajlı tarım ve iklim şartlarıyla destekleniyor. Tarım ekonomisi uygulamalar geliştikçe, çeltik veriminin de tedrici olarak artması bekleniyor. Başta uzun taneli pirinç olmak üzere, Pakistan’da üretilen pirinç çeşitleri, Ortadoğu ve Afrika dahil birçok pazarda rağbet görüyor.
Aşağıdaki tablo, Pakistan’da pirinç piyasası ile ilgili temel bilgileri gösteriyor.
Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA) ise Pakistan’ın 2018-19 dönemindeki pirinç üretiminin 7,4 milyon ton ve ihracatının ise 4,25 milyon ton civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Pakistan’daki pirinç hasadının yüksek çıkmasının ardından, pirincin ton başına fiyatı yüzde 5 düşerek 365 dolara geriledi.
Uluslararası Hububat Konseyi’ne göre, dünyadaki pirinç üretimi önümüzdeki beş yıl boyunca artış eğiliminde olacak. Ancak tüketim miktarındaki artış eğilimi azalarak devam edecek. Pakistan dahil büyük ihracatçıların elindeki stok genellikle istikrarlı olarak görülüyor. Yani söz konusu dönemde dünya pirinç piyasasında çok büyük bir değişiklik beklenmiyor.
Bununla birlikte, Hindistan ve Tayland’ın ihraç piyasalarını her yıl yapacakları 10’ar milyon tonluk sevkiyatlarla domine etmeye devam etmeleri bekleniyor. Onların ardından 7 milyon ton ihracatla Vietnam gelecek. Pakistan ve ABD’nin yapacağı pirinç ihracatının ise hasada bağlı olarak hafif şekilde değişeceği tahmin ediliyor.
Buğday:
Buğday, Pakistan’ın temel tahıl ürünü durumunda. Ancak pirincin aksine, buğdayın üretimi, tüketimi ve ticaretinde Pakistan küresel ölçekte çok büyük bir role sahip değil. Ancak 170 milyon nüfusa sahip ülkede hemen hemen herkesin buğday temelli gıdalar tüketmesi, bu ürünü ülkenin en önemli tahılı haline getiriyor.
Pakistan, dünya genelinde yılda 700 milyon ton civarında üretilen buğdayın yüzde 4’ünden daha azını üretiyor. Ülkenin yıllık buğday üretimi 25-26 milyon ton, tüketimi ise 24-25 milyon ton civarında seyrediyor. Buğdayın hükümet tarafından satın alındığı bir sistem uygulanıyor. Son hasadın ardından 6 milyon tonluk buğdayın hükümet tarafından satın alındığı bildirildi.
Amerikan Tarım Bakanlığı’na (USDA) göre, Pakistan’daki buğday üreticileri ton başına 310 dolar ödeme yapan hükümete satış yapıyor. Bu fiyat, küresel anlamda buğday üreticilerine verilen en iyi fiyatlar arasında. Hükümete ait depolarda halen 10,8 milyon ton civarında buğday stoku bulunduğu tahmin ediliyor.
Ülkede önümüzdeki üretim sezonunda buğday ihracatının 1 milyon tonun biraz altında kalacağı tahmin ediliyor. Bu miktarın yaklaşık 800 bin tonunun sübvanse edilmiş şekilde dışarıya satılması, 200 bin ton buğdaya eşdeğer unun ise Afganistan’a ihraç edilmesi planlanıyor.
Pakistan’da üretilen buğdayın büyük bölümünün iç tüketime ayrılması sebebiyle ülkede canlı bir değirmencilik sektörü mevcut. Değirmenleri modernize etmek için ise yatırımcı aranıyor. Ayrıca, artan nüfusu beslemek için, ülkede tarım ekonomisi uygulamalarının iyileştirilmesi ve daha fazla buğday üretilmesi için fırsatlar mevcut.
Tüm bu sebeplerle, Pakistan pazarının takip edilmesi önem taşıyor. Zira hem buğday hem de pirincin üretimi ve tüketimi için büyüme potansiyeli söz konusu. Her iki ürün için değirmencilik sektöründe yapılacak modernleştirmeler, tedarik zincirinde verimin artmasını ve tahıl ihracatı çabalarının rekabet gücü kazanmasını sağlayacaktır.
(*G. Chandrashekhar, global tarım ticareti ve emtia piyasaları uzmanı olan bir ekonomist, kıdemli editör ve politika yorumcusudur. Burada ifade ettiği görüşler yalnızca kendisini bağlar. E-mail: gchandrashekhar@gmail.com )
Pakistan’da buğday ekonomisi ve değirmencilik endüstrisi
Buğday bugün Pakistan’daki belki de en önemli besinlerden ve nüfusun büyük bölümünün başlıca enerji kaynaklarından biri. Buğday, ülkenin gıda güvenliği ve beslenme politikalarında merkezi bir rol oynuyor. Ülkede üretilen ve işlenen buğdayın tamamından özel sektördeki paydaşlar sorumlu gibi görünse de İslamabad yönetiminin buğday unu değer zincirinde stratejik bir konumu söz konusu. Hükümetin buğday alımı, depolanması ve nakledilmesindeki rolü; onu sektörde buğday fiyatı, bulunurluğu ve yatırımları etkileyen en önemli piyasa oyuncusu olarak konumlandırıyor. Hükümet ayrıca idari ve düzenleyici otorite olarak da rol oynuyor. Ancak stratejik konumu daha çok piyasaya müdahalesine bağlı olarak şekilleniyor.
Pakistan, yılda 23 milyon ton buğday üretiyor ve bu miktar çoğu zaman iç talebi karşılamaya yetiyor. Pakistan’da tarım ürünleri neredeyse tamamen özel sektör eliyle yetiştiriliyor ve elde edilen buğdayın yönlendirildiği başlıca dört kanal mevcut. İlk olarak; çiftçiler, ürünün bir kısmını tüketmek ve tohumluk olarak kullanmak amacıyla kendilerine ayırıyor. İkincisi, tarlada çalışan işçilere ve diğer paydaşlara olan borcunu bu ürünlerle ayni olarak ödüyorlar. Üçüncü olarak; buğday devlet kuruluşlarına kontrollü fiyatlardan satılıyor. Dördüncüsü ise tahıl tüccarları ve un değirmencileri başta olmak üzere özel sektöre satılıyor.
Tahminlere göre, özel tüccarlar ve değirmenciler, hasat edilen ürünün yüzde 15 ila 19’u tarafından hemen alıyor. Çiftçiler, ürünün yüzde 60’ından fazlasını ellerinde tutuyor ve bu miktarın yaklaşık yarısını kendileri tüketiyor ya da tohumluk olarak kullanıyor. Kalanı borçlarını ödemek için ayni olarak veriyor ya da özel sektöre satıyorlar.
Pakistan’dabuğday unu üretiminde iki farklı değer zinciri mevcut: küçük ölçekli, geleneksel “chakki” (tam buğday unu üreten) tipi değirmenler ile büyük ölçekli un değirmenleri. Piyasada dolaşıma girmeden çiftçinin elinde kalan ya da tarım işçilerine emekleri karşılığında dağıtılan buğdayın neredeyse tamamı ‘chakki’lerde işleniyor. Chakki işletmecileri, öğüttükleri bir kilogram buğday için kırsal kesimde 2 rupi, Karaçi’de ise 4 rupi ücret alıyor.
Chakki sistemi, Pencap ve Sindh eyaletlerinin buğday yetiştirilen kırsal kesimlerinde hakim olan değer zinciri olarak öne çıkıyor. Buğdayın ezilerek tam buğday ununa dönüştürüldüğü chakki’ler sadece kırsal bölgelerde değil, şehirlerde de yaygın şekilde görülüyor. Bu geleneksel değirmenler, müşterilerin kendi buğdayını getirme imkanı olmadığı şehirlerde ise piyasadan buğday alıp una dönüştürüyor.
Pakistan’da uygulanan ikinci metot ise buğdayın ülke geneline yayılmış olan büyük ölçekli un değirmenlerinde işlenmesi. Bu değirmenler, buğdayı iki kaynaktan alıyor. Lisanslı değirmenler, buğdayı hükümetten indirimli fiyata satın alabiliyor. Ayrıca piyasadan da buğday almaları serbest. Hükümet tarafından üreticiden toplanan buğdayın neredeyse tamamı lisanslı değirmenlerde işleniyor.
Lisanslı değirmencilerin çoğu, Pakistan Un Değirmencileri Birliği’nde (PFMA) temsil ediliyor. PFMA’ya göre, ülke genelinde toplam 915 değirmen bulunmakta. Ancak değirmenlerin hepsi PFMA’ya kayıtlı olmadığından, farklı kaynaklar farklı rakamlar veriyor. Pakistan’daki lisanslı değirmenlerin üretim kapasiteleri, piyasa ihtiyaçlarının çok üzerinde. Lisanslı olmayan ya da PFMA üyesi olmayan endüstriyel ölçekteki un değirmenlerinin sayısı ile ilgili elde kesin bir veri yok.
Başta şehirlerdeki gıda departmanları olmak üzere, devlet kuruluşları ile özel sektördeki lisanslı un değirmenleri arasındaki ilişkiler, üç parametre etrafında şekillenmektedir. Birincisi, değirmenler için işleme kapasitelerine göre kotalar konulur ve hükümetin topladığı buğdaydan ayrılacak pay buna göre belirlenir. İkincisi, değirmenler kendilerine sağlanan tahıl karşılığında belirli bir miktar un üretmekle yükümlüdür. Üçüncüsü, unun değirmenden çıkış fiyatı, hükümetle değirmenciler birliği tarafından yapılan pazarlık sonucunda belirlenir. Piyasadan alınan buğdaydan elde edilen un için de aynı uygulama geçerlidir. ‘Atta’ olarak adlandırılan tam buğday ununun fiyatı gıda departmanı tarafından belirlenirken, ‘maida’ adı verilen düşük kepek oranına sahip çok amaçlı un çeşitleri gibi ‘has’ kaliteye sahip olanlar fiyat düzenlemelerine tâbi değildir.