Ahmet ESKİYAPAN, NASA Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş., Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: “NASA, kuruluşundan bu yana kaliteli ürün ve hizmet anlayışıyla Türkiye’deki tüm un, yem, makarna, şeker, tohum ve bakliyat ile ilgili işletmelerin büyük bir kısmının ana tedarikçisi olmuştur. Bu güven için onlara müteşekkiriz. Bu güveni ve hizmet kalitemizi devam ettirebilmek için sektörü ve makinelerdeki değişimleri yakından takip etmekteyiz.”

Almanya’da eğitimini tamamlayan değirmen mühendisi Nurullah Eskiyapan’ın 1980’de un ve yem fabrikalarına yedek parça hizmeti sağlamak amacıyla kurduğu NASA, bugün yurt içi ve yurt dışında bayilikleri bulunan, hızla büyüyen bir firma olarak dikkat çekiyor. Temizleme, eleme, filtrasyon ve paketleme konularında uzmanlaşan şirket, ürün tedariğinin yanı sıra teknik destek hizmeti de sağlıyor. Değirmenci Dergisi olarak NASA Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Eskiyapan ile şirketin faaliyet alanlarını ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Ahmet Bey, bize öncelikle şirketinizin kuruluş hikayesini, misyon ve vizyonunu, hizmet verdiği alanları anlatır mısınız?
Firmamız 1980’de Nurullah Eskiyapan tarafından Ankara’da kuruldu. Kendisi, Braunschweig Müller Schule değirmen mühendisliği bölümünü bitirip Türkiye’ye döndükten sonra makarna sektöründe çalışmış, 1980’de un fabrikasını kurmaya karar verdiği zaman yedek parça temininde karşılaştığı sorunlardan ve gördüğü eksiklikten dolayı NASA olarak bu sektöre yeni girenlere teknik destek vermeye ve mevcut işletmelere ürün tedarik etmeye başlamıştır.
Şirketimizin kuruluşunda benimsediğimiz, müşterimize en iyi hizmeti, en kaliteli ürünleri en kısa sürede temin etme misyonunu bugün de devam ettirmekteyiz. Şirket vizyonumuz ise, ana prensipleri çok eski zamanlara dayanan değirmenciliğin zaman içinde teknolojiyle beraber değişen ihtiyaçları için en kaliteli ürünleri geliştirerek, müşteri memnuniyetini ön plana çıkaran anlayışımızla sektöre sunmaktır.
Ürün gamı ve teknik destek hizmetiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Firmamız bugün Ankara’daki 1500 m²’lik ofis ve depodan oluşan merkezi konumuyla, un, makarna, yem, bakliyat ve tohumculuk sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlere, proseslerinde kullandıkları makinelerin sarf malzemelerini tedarik etmekte olduğu gibi bu sektörlere makine üreten firmalara da geniş şekilde hizmet vermektedir.
1990’lı yılların sonlarına kadar ilk üreticiyle nihai tüketici arasında sağlam ve güvenilir bir köprü olarak hizmet vermiş olmamıza rağmen değişen ticari anlayış ve bilgiye daha kolay erişim, ürün gamımızı sınırlamamıza ve kuvvetli olduğumuz konulara daha da ağırlık vermemize yol açmıştır. Bu sebeple 2000’li yılların başından itibaren ürün gamımızı buna göre şekillendirip taşıma, temizleme, eleme, filtrasyon ve paketleme olarak 5 ana konuya ağırlık vermiş bulunmaktayız. Bugün taşıma ve buğday temizleme konusunda her türlü boru, helezon, sac aksamı ve kayışlara ilave olarak ortak imalatını yaptığımız yüksek mukavemetli plastik ve pres sac kovalarla sektöre hizmet vermekteyiz.
NASA olarak yurt dışından önemli firmaların da distribütörlüğünü yapıyorsunuz. Bize bu ortaklıklardan da bahseder misiniz?
Şirketimiz için çok önem taşıyan bir diğer konu ise eleme ve filtrasyondur. Elenmiş unun mikronlarına göre separasyonu konusunda dünyanın bir numaralı firması olan İsviçre menşeili Sefar AG firmasıyla 1990 yıllarda başlayan işbirliğimiz, 2001’de yetkili ithalatçısı olmamız, 2007’de de Türkiye distribütörü olmamızla devam etmiştir. Bugün Sefar Nytal Milling ürünlerinin Türkiye’deki tek distribütörü olarak faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Bu kapsamda müşterilerimize sadece ürün tedarik etmekle kalmayıp, kullandıkları bu değerli ithal üründen maksimum fayda sağlayabilmeleri konusunda da kullanım bilgisi ve teknik destek sağlamak önceliklerimiz arasında gelmektedir.
Unun elenmesi prosesinde kullanılan naylon eleklerin kalitesi kadar bunların performansını artıran temizleme ürünleri de önem taşımaktadır. Bu malzemelerden en bilineni olan pamuk tapeteni üretmek amacı ile 1983’te kurulan kardeş firmamız “Tapeten Mensucat”, bugün cam elyaf askı çubuklarından, yeni nesil nova fırçalı plastik temizleyicilere ve elek torbalarına kadar her türlü elek aksamını ve filtre torbalarını, Ankara’da bulunan 10.000 m² kapalı alana yayılmış tesisinde üretmektedir.
Paketleme de hizmet verdiğiniz alanlardan biri…
Evet, faaliyet gösterdiğimiz son konu endüstriyel paketlemedir. Bu konuda NASA olarak dünyaca bilinen Amerika menşeili Fischbein dikiş makinelerinin temsilcisi olmakla birlikte, kardeş firmamız “Tapeten Mensucat” bünyesinde üretilen endüstriyel dikiş ipliklerinin ve yeni geliştirilen patlama ve yırtılmaya dayanıklı kağıt torbaların satış ve pazarlamasını da yapmaktayız.
Satışlarınızda yurt içi mi yoksa yurtdışı mı daha önde? Özellikle odaklandığınız bir bölge var mı?
Yurt içinde satışlarımızı müşterimizin tercihine göre direkt ya da Türkiye genelinde değişik şehirlere yayılmış bayilerimiz kanalıyla yapmaktayız. Yurt dışında ise İtalya, İsviçre, Balkan ülkeleri, Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan ile Kuzey ve Güney Amerika, Kuzey Afrika bölgelerindeki bayilerimiz ile hizmet vermekteyiz.
Şirketinizin sektördeki pazar payı ve rolü konusunda bilgi verir misiniz?
Şirketimiz kuruluşundan bu yana kaliteli ürün ve hizmet anlayışıyla Türkiye’deki tüm un, yem, makarna, şeker, tohum ve bakliyat ile ilgili işletmelerin büyük bir kısmının ana tedarikçisi olmuştur. Bu güven için onlara müteşekkiriz. Bu güveni ve hizmet kalitemizi devam ettirebilmek için sektörü ve makinelerdeki değişimleri yakından takip etmekteyiz.
Un ve makarna sektöründe dünyada ve Türkiye’de şu an çok öne çıkan “gıdaya uygunluk” koşuluna, sattığımız tüm ürünlerde dikkat etmekteyiz. Bu sebeple Sefar’dan ithal ettiğimiz elek bezlerinden, yapıştırıcılara, ürettiğimiz poliüretan elek temizleyicilerinin ve kağıt torbanın hammaddesine kadar gıdaya uygunluk belgelendirmelerini hassasiyetle yapmaktayız.
Yurt dışı satışları açısından hangi bölgeleri potansiyel olarak görüyorsunuz?
Yaşlanan nüfus ile birlikte Avrupa pazarının makine sektörü için daha da küçüleceğini, ancak Afrika kıtasının sektörümüz için hala büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte Endonezya, Malezya ve Hindistan gibi ülkelerde sektörle ilgili yatırımların ve yenilemelerin devam ettiğini gözlemlemekteyim. Bu yatırımların sektörümüzdeki makine üreten firmalar açısından olumlu bir geri dönüşü olacağın inanıyorum.