Dünyanın önemli buğday üreticilerinden biri olan Kazakistan, aynı zamanda Orta Asya ülkelerinin buğday unu tedarikçisi konumundadır. Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan gibi bölge ülkeleri, değişen oranlardaki buğday ve buğday unu ihtiyaçlarını karşılamak için Kazakistan’a bağlıdır. Ülkedeki toplam un üretim kapasitesinin 12 milyon ton olduğu ancak bu kapasitenin sadece yüzde 50’sinin kullanıldığı belirtilmektedir.
Dünya buğday üretiminde 12. sırada, ihracatında ise 6. Sırada yer alan Kazakistan, bulunduğu bölgedeki ülkelerin gıda güvenliğini sağlamada da önemli bir role sahiptir. Çünkü Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan gibi bölge ülkeleri, değişen oranlardaki buğday ve buğday unu ihtiyaçlarını karşılamakta Kazakistan’a bağlıdır.
Ancak Kazakistan, hem dünyada hem de bölgesinde önemli bir üreticisi olmasına rağmen buğday üretiminde istikrar yakalama konusunda yeterli başarıyı gösterememektedir. Ülkenin son 10 sezondaki buğday üretimine bakıldığında, üretim miktarının 9 ile 23 milyon ton arasında gidip geldiği görülmektedir. Sezonlar arasındaki çok ciddi üretim farklılıkları, ülkedeki tarım sektörünün çok büyük oranda doğal hava koşullarından etkilendiğini göstermektedir.
KAZAKİSTAN’DA GENEL EKONOMİK GÖRÜNÜM
1991 yılında gerçekleşen bağımsızlık öncesinde, Kazakistan’ın uzmanlaşmaya dayalı Sovyet sistemi içindeki rolü buğday üretimi, metalurji ve mineral üretimiydi. Sovyetler Birliği’nin dağılması, merkezi planlı ekonominin çöküşü ile birlikte Kazakistan’ın üretiminde ciddi bir düşüş meydana gelmiştir. Ekonomisi büyük ölçüde Rusya’ya bağlı bir Orta Asya ülkesi olan Kazakistan’ın bağımsızlık sonrası yaşadığı durgunluk döneminde tüketim malları üretimi gibi bazı alt sanayi sektörleri büyük zarar görmüştür. Sonuç olarak 1990’lar süresince GSYİH içinde sanayi sektörünün payı gerilemiştir. 2000 yılından itibaren sanayi sektörünün GSYİH içindeki payı, yeniden yüzde otuzlara ulaşmıştır. Bunda en önemli rolü, yatırımlarla ivme kazanan petrol sektörü oynamıştır. Günümüzde petrol, toplam sınaî üretimin yarısından fazlasını oluşturmaktadır.
Kazak ekonomisinin diğer önemli sektörleri ise metal işleme ve çelik üretimidir. Bu sektörler de Sovyet sonrası dönemde ülkeye giren yabancı yatırımlar sayesinde en çabuk toparlanan sektörler olmuştur. İnşaat sektörü neredeyse tamamen petrol sektörüne bağımlı olup, sektörün GSYİH içindeki payı petrol sektöründeki yatırımlarla birlikte aşamalı olarak artmıştır. Ekonominin geri kalanı, küçük olmakla birlikte hızla gelişen hizmet sektöründen ve verimsiz, emek-yoğun tarım sektöründen oluşmaktadır. Tarım sektörü, en fazla istihdam sağlayan sektördür. 2011 yılında tarım sektörünün GSYİH’daki payı yalnızca yüzde 5,4 olmuştur. Bu oran, 1992 yılında yüzde 23’tür. Üretimde giderek önem kazanan gıda sanayi ürünlerinin, ihracat gelirleri içindeki payı ise düşük düzeydedir.
Ekonomik büyümenin ve yabancı yatırımların olumlu etkisi sayesinde gerçekleşen refah artışı nüfusun tamamına yayılmasa da fakirlik düşüş eğiliminde olup, gelir dağılımı iyileşmektedir. 1999-2011 yılları arasında gözlenen hızlı ekonomik büyüme istihdam artışını tetiklemiş ve yaşam standardını yukarı çekmiştir. Yıllık ortalama işsizlik oranı 1999 yılında yüzde 13,5 iken, 2011 yılında yüzde 5,3’e gerilemiştir.
Ekonomide yaratılan katma değerin büyük bir bölümü hidro karbon sektöründe kaynaklanmaktadır. Petrol üretimi ülkenin batısındaki Hazar Denizi’ne yakın bölgelerde yoğunlaşmıştır. Ağır sanayi sektörü ülkenin kuzeyinde konumlanmış olup, bu bölgede nüfusun çoğunluğunu Ruslar oluşturmaktadır. Eski kollektif çiftliklerde gerçekleştirilen hububat üretiminin büyük çoğunluğu da ülkenin kuzeyinde yapılmaktadır. Ülkenin güneyinde de bir miktar petrol bulunmakla birlikte bu bölgede daha çok tarımsal üretim gerçekleştirilmektedir. Bu bölgede Kazak nüfus pamuk üretimi gerçekleştirmektedir. Aral Gölü’nün kuruması, bölgede tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir.
2003-2015 yılları için uygulamaya koyulan Yenilikçi Sınai Kalkınma Programı, ekonomide sektörel çeşitlendirme sağlamayı ve uzun vadede hizmet ve teknoloji sektörleri bakımından güçlü bir ekonomi yaratmayı amaçlamaktadır.
KAZAKİSTAN’DA TARIM
Kazakistan, yaklaşık 84,6 milyon hektarlık tarımsal araziye sahiptir. Tarımsal arazinin 24 milyon hektarı ekilebilir arazi olup, 61,1 milyon hektarı ise meradır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1990’lı yılların başlarında tarım sektörü genel ekonomik durgunluktan ciddi ölçüde etkilenmiş ve toplam tarımsal üretim önemli miktarda düşüş göstermiştir. Tarım sektörü, yaklaşık 10 yıllık yoğun bir makro-ekonomik reform programının ardından düzelme işaretleri vermeye başlamıştır. Sektör, 2000 yılından itibaren diğer sektörler kadar olmasa da büyümeye başlamıştır. Tarımda 2003 yılında Toprak Reformu başlatılmıştır. 2005 yılında Devlet Tarım ve Gıda Programı tamamlanmıştır.
Ülkenin kuzeyinde yapılmakta olan hububat üretimi, tarım sektörü üretiminde en fazla paya sahiptir. Et ve yün üretimi ise diğer önemli üretim kollarıdır. Tarımsal arazinin iyi kalitede olmasına rağmen ülkedeki iklim koşullarının sert olması, üretimi zorlaştırmaktadır. Buna ilave olarak çiftçilere yönelik ekipman ve tarımsal girdi temininde zorluklar yaşanmaktadır. Sektörde özelleştirmenin yavaş ilerlemesi de zaten sınırlı olan yakıt, gübre, tarımsal makine ve yedek parçalarına erişimi daha da zorlaştırmıştır. Büyük ölçekli devlet çiftlikleri ve kolektif çiftliklerin eski sahiplerine satılması, verimliliği olumsuz etkilemiştir. Toprak reformunun yavaş ilerlemesi, küçük özel çiftliklerin başarısını engellemiştir. Tüm bunlara rağmen Kazakistan dünya buğday üretiminde 12. sırada yer alırken, ihracatında 6. sıradadır.
Kazakistan, Orta Asya devletleri arasında en fazla tarım reformu gerçekleştiren ülkedir. Tarımsal üretimi zorlaştıran bazı faktörler olmasına rağmen çiftçilerin üretimden elde ettikleri kazanç, diğer Orta Asya ülkelerine kıyasla daha fazladır. Alım fiyatları uluslararası standartlara göre düşük düzeyde olmakla birlikte bölge geneline göre yüksektir. Tarımdaki reform süreci, bölgedeki diğer ülkelere göre oldukça ileri düzeyde olmakla birlikte henüz yeterli düzeye ulaşmamıştır. Tarımsal üretimin gelişmesinin önündeki önemli engellerden biri de arazi satın alma haklarının henüz tam olarak düzenlenmemiş olmasıdır.
Ülke sahip olduğu tarımsal üretim potansiyeli ile tarım makineleri ve gıda işleme ekipmanları bakımından ihracat olanakları sunmaktadır.
HUBUBAT ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ
Dünyanın önemli buğday üreticilerinden biri olan Kazakistan, Orta Asya bölgesinde ise tek başına en önemli tahıl (özellikle buğday) üreticisi konumundadır. Ülkedeki tahıl ürünlerinin çoğunluğunu (yüzde 95’ten fazlasını), Nisan ya da Mayıs aylarında ekilen ilkbahar ürünleri oluşturmaktadır. BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun 13 Ocak 2013 tarihli ülke özetinde değindiği resmi bir rapora göre; buğday (toplam tahıl üretiminin yüzde 85’inden fazlasını temsil etmekte) ekili toplam alan, 2013 yılında bir önceki yıla kıyasla 300,000 hektarlık bir düşüş göstermiştir.
Kazakistan, dünya tahıl üretiminde önemli bir yere sahip olmakla birlikte üretimde bir istikrar sağlayamamaktadır. Ülkenin son 10 sezondaki buğday üretimine bakıldığında, üretim miktarının 9 ile 23 milyon ton arasında gidip geldiği görülmektedir. ABD Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi USDA’nın ve BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun verilerine bakıldığında; 2003/04 sezonunda 11,5 milyon ton olan Kazakistan’ın buğday üretiminin, bir sonraki sezonda 9,9 milyon tona düştüğü görülmektedir. Sonraki 3 sezon buğday üretimini artıran Kazakistan, 2007/08 sezonunda 16,4 milyon ton üretim miktarına ulaşmış, ancak 2008/09 sezonunda bu üretim miktarını koruyamamıştır.
2011/12 sezonunda, son 10 yılın en yüksek buğday üretim miktarı olan 22,7 milyon tona ulaşan ülke, 2012/13 sezonunda yeniden 9,8 milyon ton seviyelerine gerilemiştir. 2013/14 sezonunda Kazakistan buğday üretiminin 13,9 milyon ton olduğunu tahmin eden USDA, 2014/15 sezonunda da üretimin 14,5 milyon ton seviyesine ulaşacağını öngörmektedir. Kazakistan bu üretim miktarlarıyla, dünya buğday üretiminde ilk 10 ülke arasında kalmaktadır. Üretimdeki dalgalanmalara kıyasla Kazakistan buğday tüketimi daha istikrarlı bir tablo sergilemektedir. Ülkenin son 10 sezonluk tüketim miktarlarına bakıldığında, tüketimin 6 ile 8 milyon ton arasında kaldığı görülmektedir. Kazakistan, üretim miktarına bağlı olarak iç tüketim dışında kalan buğday miktarını ihraç etmektedir.
Kazakistan’ın tahıl üretiminde öne çıkan bir diğer ürün arpadır. Ülkenin son 10 sezonluk arpa üretim miktarlarına bakıldığında, üretimin 1 ile 2,5 milyon ton arasında seyrettiği görülmektedir. USDA verilerine göre; 2003/04 sezonunda 2,1 milyon ton olan Kazakistan’ın arpa üretimi, son 10 yılın en yüksek seviyesine yaklaşık 2,6 milyon tonla 2011/12 sezonunda ulaşmıştır. 2012/13 sezonunda 1,5 milyon tona gerileyen ülkenin arpa üretiminin, 2013/14 sezonunda da 2,5 milyon tona ulaştığı tahmin edilmektedir. USDA, Kazakistan arpa üretiminin 2014/15 sezonunda yeniden 2,6 milyon ton seviyelerine ulaşacağını öngörmektedir. Ülke arpa üretiminin önemli bir bölümünü kendi iç tüketiminde değerlendirmektedir. İç tüketimden arta kalan ise ihraç edilmektedir.
Pirinç ve mısır üretimi ise bölgenin iklim özellikleri nedeniyle çok yaygın değildir. Ülkenin pirinç üretimi 150 ile 250 bin ton arasında seyrederken, tüketim, üretim miktarıyla paralel bir tablo sergilemektedir. Keza aynı durum, üretimin 400 ile 600 bin ton arasında değiştiği mısır üretimi için de geçerlidir.
Kazakistan, aynı zamanda dünyadaki sayılı yulaf üreticilerinden biridir. Ülke her yıl 150 ile 300 bin ton arasında yulaf üretimi gerçekleştirmektedir. Bu üretim miktarı, diğer tahıl ürünleriyle kıyaslandığında çok düşük görünmekle birlikte, toplamda 23 milyon ton civarında kalan dünya yulaf üretim miktarı içinde düşünüldüğünde, önemli bir miktar olarak karşımıza çıkmaktadır.
KAZAKİSTAN’DA DIŞ TİCARET
Genel itibariyle Kazak ekonomisi yüksek düzeyde ithalata dayalı bir ekonomidir. Ülkede gerçekleştirilen üretimin büyük çoğunluğu petrol ve doğal gaz sektörlerinde yoğunlaşmış olup, sermaye ve tüketim mallarında üretim iç tüketimi karşılayacak seviyede değildir. Sermaye ve tüketim malları üreticilerinin çoğunluğu ise fiyat ve kalite bakımından ithal mallarla rekabet edebilir düzeyde değildir. Geniş ve açık sınırlarından ülkeye çok sayıda ucuz, kaçak mal girişi gerçekleşmektedir.
Yüksek miktardaki kayıt dışı ticaret hacmi, ithalatın izlediği seyrin takibine yönelik girişimleri güçleştirmektedir. Kazakistan’ın Rusya, Kırgızistan ve Özbekistan ile sahip olduğu geniş ve geçişi kolay sınırlar, kayıt dışı sınır ticaretine olanak tanımakta ancak sınır ticaretinin hacmi dış ticaret verilerine yansıtılamamaktadır. Kayıt altına alınamayan ithalatın büyük çoğunluğu, gıda dışı tüketim malları ve ikinci el arabalardan oluşmaktadır.
Kazakistan’ın ihracatı ise önemli ölçüde petrol ve ana metallerden oluşturmaktadır. Dolayısıyla ülkenin ihracat gelirleri, bu ürünlerin dünya fiyatlarındaki değişimlerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Örneğin 1998 yılında Asya’daki mali krizin ardından söz konusu ürünlerde dünya fiyatlarındaki ani düşüş, ülkenin ihracat gelirlerinde önemli azalmalara neden olmuştur. Son yıllarda ise dünya petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi, dış ticareti fazlasını artmaktadır. Yine de ülkenin dış ticaret yapısındaki dengesizlikler, zaman zaman dış ticaret açıklarına da neden olmaktadır.
Ülkede ticaretin gelişmesini sınırlayan en önemli problem ise Kazakistan’ın tamamen kara ile çevrili, denize kıyısı olmayan bir ülke olmasıdır. Bu nedenle ihracatta ve ithalatta maliyetler çok fazla yükselmektedir.
2012 yılı verileri ışığında Kazakistan’ın ülkeler bazında ticaretine bakıldığında; Çin’in, Kazakistan’ın ihracatında yüzde 18,5 oranındaki payıyla birinci sırada yer aldığı görülmektedir. Çin’i yüzde 17,1 ile İtalya ve yüzde 8,5 ile Hollanda takip etmektedir. Türkiye ise yüzde 2,9 pay ile Kazakistan ihracatında 8. sırada yer almaktadır.
Rusya, Kazakistan’ın ithalatından (yüzde 42,8) en fazla pay alan ülkedir. Bunda iki ülke arasındaki ticareti kolaylaştırıcı uygulamalar ve anlaşmalar rol oynamaktadır. İki ülke arasındaki geçmişten gelen ticari ve siyasi bağlar günümüzde de korunmaktadır. Kazakistan’ın ithalatında Rusya’yı yüzde 13,2 pay ile Çin ve yüzde 5,5 pay ile Ukrayna takip etmektedir. Türkiye ise yüzde 1,9 pay ile 9. sırada yer almaktadır.
DIŞ TİCARETTE HUBUBATIN YERİ
Kazakistan, bölgedeki en önemli hububat ihracatçılarından biridir ve alt bölgelerin gıda güvenliğinde önemli bir rol oynamaktadır. Buğday, ülkenin ihracatı açısından büyük önem taşımaktadır. FAO’nun 13 Ocak 2013 tarihli ülke özetine göre; tahılların çoğu geleneksel olarak Afganistan, İran, Türkiye ile Azerbaycan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan gibi gıda sıkıntısı yaşayan Orta Asya ülkelerine ihraç edilmektedir.
2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği ihracat miktarıyla dünya buğday ihracatında 7. sırada yer alan Kazakistan, son 5 sezondur 5 ile 11 milyon ton arasında değişen oranlarda buğday ihracatı gerçekleştirmektedir. USDA verilerine göre; 2003/04 sezonunda 4,1 milyon ton olan Kazakistan’ın buğday ihracatı, 2006/07 sezonunda 8,1 milyon tona kadar yükselmiştir. Sonraki 3 sezon 6 ile 8 milyon arasında seyreden ihracat, 2010/11 sezonunda yeniden 4,8 milyon seviyelerine gerilemiş, 2011/12 sezonunda ise son 10 sezonun en yüksek seviyesi olan 11,8 milyon tona ulaşmıştır. Kazakistan’ın buğday ihracatının 2013/14 sezonunda 8 milyon tona gerilediğini tahmin eden USDA, 2014/15 sezonunda da gerilemenin devam edeceğini ve buğday ihracatının 7 milyon ton seviyelerinde kalacağını öngörüyor.
Kazakistan, buğdayın yanı sıra arpa ihracatı da gerçekleştirmektedir. Ancak arpa ihracatı buğdayla kıyaslandığında son derece düşük miktardadır. USDA verilerine göre; 2003/04 sezonunda 700 bin ton olan Kazakistan’ın arpa ihracatı, 2004/05 sezonunda, son 10 sezonun en düşük seviyesi olan 97 bin tona gerilemiştir. Ancak sonraki sezonlarda yeniden artışa geçen arpa ihracatı, 2007 yılında 792 bin tonla son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. USDA verilerinden de anlaşılacağı üzere, buğday ve arpa üretimindeki istikrarsızlık, doğrudan ihracata yansımaktadır. Ülkenin 2012/13 sezonunda 164 bin ton, 2013/14 sezonunda ise 300 bin ton arpa ihraç ettiği belirtilmektedir. 2014/15 sezonuna ilişkin öngörü ise 400 bin tondur.
Buğday ve arpa dışındaki ürünlerde ihracat son derece sınırlıdır. İthalat ise tüm tahıl ürünleri için oldukça düşük miktarlarda kalmaktadır.
DEĞİRMENCİLİK VE TAHIL İŞLEME SEKTÖRÜ
Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan gibi Orta Asya ülkeleri, değişen oranlardaki buğday ve buğday unu ihtiyaçlarını karşılamak için Kazakistan’a bağlıdır. Sadece dünyanın en kapalı toplumlarından biri olan Türkmenistan, son yıllarda buğdayda kendi kendine yeterlilik seviyesine ulaşabilmiştir. Bu açıdan bakıldığında Orta Asya ülkelerinin buğday unu tedarikçisi konumunda olan Kazakistan, bölgedeki bu üstünlüğünü yakınlık, mükemmel bir demiryolu ağı, büyük verimli değirmenler, yüksek kaliteli buğday için düşük fiyat ve destekleyici hükümet politikalarına borçludur.
USDA’nın 2012 tarihli Kazakistan Tahıl ve Yem Yıllığı’nda, bir endüstri kurumu olan Kazakistan Tahıl İşlemcileri ve Fırıncılar Derneği uzun süreli başkanı Evgeny Gan’a dayandırılan bir bilgiye göre; Kazakistan’da yaklaşık 350 buğday değirmeni bulunuyor. Ülkedeki yatırım eğilimi, büyük tesislere yatırım yapma ve küçük tesislerin kapatılması yönünde. Ülkedeki 350 değirmenden yaklaşık 200 tanesi, günlük 150 tondan fazla kapasiteye sahip. Günlük 50 tondan az kapasiteye sahip değirmen sayısı ise sadece 50 tane.
Kazakistan Un Sanayicileri Derneği ise konsolidasyon yapıldığı için son 10 yıl içerisinde toplam un değirmeni sayısının ciddi şekilde düşüş gösterdiğini belirtiyor. Derneğe verdiği bilgilere göre; 2000 yılında ülkede 2 bin 300 değirmen varken 2010 yılında bu sayı 383’e düştü.
Derneğin tahminlerine göre; Kazakistan’daki değirmenler toplam 12 milyon ton un üretim kapasitesine sahip ancak kullanılan kapasite yüzde 50 civarında. Yüzde 50’lik kapasite kullanımıyla üretilen 6 milyon tonluk unun 3,5 milyon tonu ihracat edilmekte, kalan 2,5 milyon ton ise iç tüketim için değerlendirilmektedir.
Ülkede değirmenlerin yeri dağınık bir yapı sergilemekle birlikte; en büyük un üreticileri, önemli bir buğday yetiştirme bölgesi olan Kostanay’da yer alırken (toplam yüzde 27’si), buğday yetiştirilen bölgelere uzak olan fakat Almatı ve önemli Orta Asya alıcılarına yakın olan Güney Kazakistan, değirmenlerin yerleşimi açısından ikinci sırada (toplam yüzde 20’si) yer almaktadır.
Genel olarak ülkedeki un tüketimi büyük ölçüde durgun olmasına rağmen, Un Değirmencileri Derneği’nin yaptığı bir tüketici araştırması, kalite ve sağlığın tüketiciler için daha önemli motivasyonlar haline geldiğini göstermiştir; bunun sonucu olarak da üst kalite un satışları artmıştır. Buna ek olarak da, kendi ekmeklerini pişiren tüketicilerin sayısında da düşüş yaşanmakta ve pazarlardan satın alınan pay artmaya devam etmektedir.