“İtalyanlar, çok eski zamanlardan gelen değirmencilik geleneklerinin mükemmelliğiyle övünürler. Otomasyonun yaygın olarak kullanılması sayesinde İtalyan değirmen endüstrisi yeni yüzyıla teknolojik bakımdan ileri bir sektör olarak girmiştir. Avrupa Birliği içindeki liderliği kabul edilen bu sektör, yılda 11 milyon ton yumuşak buğday ve durum buğdayı işleyerek çok kaliteli 4,1 milyon ton buğday unu ve 3,8 milyon ton durum buğdayı irmiğini hijyen ve sağlık açısından tam güvenli şekilde elde etmektedir.”

Cosimo De Sortis İtalyan Değirmencilik Endüstrisi Derneği ITALMOPA Başkanı

Değirmenci Dergisi’nin değerli okurları,

Bugün Avrupa’da ve belki de tüm dünyada “İtalyan mutfağı” denilince iyi yemek akla gelir. Yemek denince akla sadece yiyeceğin çeşidi gelmemeli. Masanın iştah açıcı şekilde hazırlanması ve hissedilen güzelliklerin sofradakilerle paylaşılması da buna dahil. Bu bakımdan, yemeğe davetli olmak sadece yemeği paylaşmanın çok ötesine geçecek şekilde bir yaşam tarzını paylaşmak demek.

İtalyan mutfağı denilince akıllara ekmek, pizza, makarna ile Noel’de pişirilen Pandoro ve Panetttone ile Paskalya’ya özel Colomba gibi yavaş mayalanan ürünler gelir. Başka bir deyişle, İtalya’nın sembolü olan gıda ürünleri, buğdayın dönüştürülmesinde elde edilmektedir.

İtalyanlar, çok eski zamanlardan gelen değirmencilik geleneklerinin mükemmelliğiyle övünürler. Otomasyonun yaygın olarak kullanılması sayesinde İtalyan değirmen endüstrisi yeni yüzyıla teknolojik bakımdan ileri bir sektör olarak girmiştir. Avrupa Birliği içindeki liderliği kabul edilen bu sektör, yılda 11 milyon ton yumuşak buğday ve durum buğdayı işleyerek çok kaliteli 4,1 milyon ton buğday unu ve 3,8 milyon ton durum buğdayı irmiğini hijyen ve sağlık açısından tam güvenli şekilde elde etmektedir.

İtalyan değirmencilik sektörü de bazı zorluklarla karılaşmaktadır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, yüksek kaliteli hammaddenin uygun ve sürekli olarak tedarik edilmesidir. İtalyan değirmencilik sektörünün durum buğdayı ihtiyacının yüzde 55’ini ve yumuşak buğday ihtiyacının yüzde 40’ını yerli üretimle karşılanmaktadır. Bu yüzden, yüksek kaliteli un ve irmik üretimi için İtalyan girişimcilerin yerli ve yabancı hammaddelerini maharetli bir şekilde seçerek karıştırmaları ve bunları da orijinal reçetelere ve modern teknolojilere göre işlemeleri gerekmektedir.

Talep ayağındaki başlıca kritik mesele ise bazı ürünlerdeki iç tüketimde dalgalanma ve hafif düşmeye bağlanabilir. Bu durum özellikle ekmek ve ikinci sırada da makarna için geçerlidir. Neyse ki ekmeğin yerini ikame eden kraker, taralli ve grisini gibi ürünlerin yanı sıra pizza ve bisküvi ile mayalı ürünlerin tüketiminde ve başta makarna olmak üzere ihracatta görülen artış trendi bu sorunu fazlasıyla telafi etmektedir.

Diğer bir sorun ise karbonhidratlarla ilgili olumsuz algı oluşturan sağlıksız diyetlerdeki artış. Italmopa bu konuda mücadele etmek için bu yıl yeni bir iletişim programı başlattı. Özellikle sosyal ağlar ve Italmopa’nın resmi dergisi olan “Molini d’Italia” ile karbonhidrat tüketimiyle ilgili efsaneler ve yanlış bilgiler düzeltilmeye çalışılmaktadır. İnsanların ekmek ya da makarna ile ilgili algılarını; bilgilendirme ve eğitim faaliyetleriyle birlikte onları sağlıklı bir beslenme alışkanlığının bir parçası olarak bu ürünleri tüketmeye teşvik etmek suretiyle değiştirmek önem taşımaktadır.

Önümüze çıkan zorluklar gerçekten karmaşık olarak görülse de İtalyan değirmenciler bunların üstesinde gelme yeteneğine; hem elde ettikler beceriler hem de sektörün uzun ve şanlı geçmişi sayesinde tam olarak sahip durumdalar. Değirmenci olmak; işletmesi, üretimi, bunların büyümesi ve piyasaya sürülmesiyle ilgili tutku sahibi olmak demektir. Tüm bu işlemler değirmenciler için zorlu olduğu kadar heyecan vericidir.