buğday zararlıları
Birol MIHCI
Ziraat Yüksek Mühendisi
Bornova Zirai Müc.Arş.Ens.
“Buğdayda verim ve kalite kaybına neden olan biyotik faktörlerden en önemlisi, fungal etmenlerin neden olduğu yaprak ve kök-kökboğazı hastalıklarıdır. Ülkemiz buğday ekim alanlarında kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalık etmenleri büyük tehlike yaratacak bir potansiyele sahiptir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde kök ve kökboğazı fungal hastalıkları nedeni ile meydana gelecek verim kayıpları büyüyerek devam edecektir.”
Tahıllar içerisinde buğday; dünyada en çok üretilen, milyonlarca üreticinin yıllık gelirini sağladığı, çok sayıda sanayi kuruluşunun hammaddesi olan stratejik bir üründür. Dünya genelinde besin kalorisinin yaklaşık %20’sini karşılamakta ve bazı ülkelerde kişi başına düşen buğday tüketimi diğer
Dr. Yeşim EĞERCİ-Ziraat Yüksek MühendisiBornova Zirai Müc.Arş.Ens.
besinlerden daha fazladır (Wiese,1987). Türkiye, birçok dünya ülkesinde olduğu gibi geniş hububat üretim alanlarına sahiptir. Buğday yetiştiriciliğinde, her yıl üretim sezonu sonunda, kullanılacak ürünün yaklaşık %20’sinin buğday hastalıkları nedeniyle kaybedildiği tahmin edilmektedir (Wiese, 1987).
Buğdayda verim ve kalite kaybına neden olan biyotik faktörlerden en önemlisi, fungal etmenlerin neden olduğu yaprak ve kök-kökboğazı hastalıklarıdır. Verim ve ürün kaybına neden olan bu bitki hastalıkları ile mücadele üzerinde dikkatle durulması gereklidir.
Bitki hastalıklarının yanı sıra buğdayda görülen önemli zararlı böcekler şunlardır: Süne (Eurygaster spp.), kımıl (Aelia spp.), ekin kamburböceği (Zabrus spp.), bambul (Anisoplia spp.), hububat hortumluböceği (Pachytychius hordei). Bu zararlı böceklerden bazıları ise;
1-Kımıl (Aelia spp.):
Tanımı, Yaşayışı, Zararı ve Mücadele Yöntemleri: Baş üçgen şeklinde ön kısmı sivridir. Bacakları kirli sarı renkte ve etrafa kötü koku yayarlar. Yılda bir döl verirler. Kışı dağlarda geven, kirpi otu, çam gibi bitkiler altında geçirdikten sonra ilkbaharda hava sıcaklığı 20 derece olduğunda henüz kardeşlenme döneminde olan buğdayı kök boğazı üstünden emerek kurtboğazı zararına neden olur.
Kımıl erginleri daha sonra buğdayın başaklanma döneminde başak sapını emerek bitkinin tane bağlamasına engel olur ve bu zarara ‘akbaşak’ adı verilir.
Zararlının kültürel mücadelesinde erkenci çeşitler ekilmeli, nadas iyi yapılmalı, anız yakılmamalıdır. Kışlamış erginler metrekarede 2 adet olduğunda ise buğday tarlalarında kimyasal mücadeleye geçilmelidir.
2- Ekin kamburböceği (Zabrus pp.):
Tanımı, Yaşayışı, Zararı ve Mücadele Yöntemleri: Zabrus larvaları baş ve göğüs kısmı kahverengi olup yılda bir döl verirler. Genç larvalar sonbaharda ekin yapraklarını, olgun larvalar ilkbaharda yaprak ve sürgünleri toprak içine çekerek, erginler ise hasada yakın başak tanelerini kemirerek zararlı olurlar.
Zararlının kültürel mücadelesinde ekim nöbeti ve nadas uygulanmalıdır. Ekin kamburböceklerine karşı en etkili mücadele tohum ilaçlamasıdır. Ayrıca zorunlu hallerde yüzey ilaçlaması yapılmalıdır.
BUĞDAYDA GÖRÜLEN ÖNEMLİ FUNGAL HASTALIKLAR VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ:
1. Buğdayda Kök ve Kökboğazı Çürüklüğü Hastalığının Tanımı, Yaşayışı ve Belirtileri
Türkiye’de kışlık buğdaylarda toprak kökenli patojenler nedeniyle oluşan verim kaybının % 43-45 düzeyine kadar çıkabildiği (Hekimhan ve ark; 2004), bölgelere ve etmenlere bağlı olarak uygun koşullarda %80’lere ulaşan oranlarda zarar yapabileceği belirlenmiştir (Mıshra, 1973, Aktaş ve ark., 1997).
Ülkemiz buğday ekim alanlarında kök ve kök boğazı çürüklüğü hastalık etmenleri büyük tehlike yaratacak bir potansiyele sahiptir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde kök ve kökboğazı fungal hastalıkları nedeni ile meydana gelecek verim kayıpları büyüyerek devam edecektir (Hekimhan, 2010).
Şekil 1. Septorya yaprak lekesi hastalığının buğday yapraklarındaki belirtisi
Kök ve kökboğazı çürüklüğüne neden olan fungal etmenlerin başında; Fusarium spp., Bipolaris sorokiniana, Rhizoctonia spp. ve Pseudocercosporella herpotrichoides gelmektedir. Bu funguslar toprak kökenli olup, tohumla da taşınabilmektedir (Anonim, 2008). Hastalık buğdayın çeşitli gelişme dönemlerinde etkili olur.
Bu nedenle bitkilerde fide yanıklığı, kök ve kökboğazı yanıklığı ile sap çürüklüğü de meydana getirir. Sap ve boğumda bal rengi görünüm tipik belirtisidir. Bitki gelişme döneminin ortasında bitkiler ve kardeşlerinde veya fide döneminde sararma, köklerde kahverengileşme görülmektedir.
Mücadelesi:
Etmenler, hem tohum hem de toprak kökenli oldukları için kültürel önlemlere dikkat edilmesi gereklidir. Erkenci çeşitlerin hastalığa karşı duyarlı olduğu yapılan çalışmalarla desteklenmektedir. Bu yüzden, çeşit seçiminde hastalığa dayanıklı ve geçci çeşitlerin tercih edilmesi önem arz etmektedir.
Toprak işlemesi, ekim derinliği ve toprak tavına ekim esnasında dikkat edilmeli, dengeli bir gübreleme ile bitkideki hastalıklara karşı dayanıklılığın teşviki sağlanmaya çalışılmalıdır.
Konukçu olmayan bitkilerle 2-3 yıllık rotasyon hastalığın mücadelesinde önemlidir. Hastalığın kimyasal mücadelesinde; tohum ekiminden önce tohum ilaçlarıyla beraber ilaçlanıp ekimin sağlanması hastalığın kontrolünü sağlamaktadır (Anonim, 2011).
2. Buğdayda Septorya Yaprak Lekesi Hastalığının Tanımı, Yaşayışı ve Belirtileri
Zymoseptoria tritici’nin neden olduğu bu hastalık, enfekteli ürün artıklarında ve kendi gelen buğday üzerinde 3 yıldan fazla canlı kalabilmektedir. Etmen anız ve bitki artıkları üzerinde kışlamaktadır. Hastalığın ilk enfeksiyonu yağışlarla birlikte ilkbaharda oluşur ve rüzgâr yardımıyla uzak mesafelere taşınır.
Buğday yaprakları üzerine yağmurla veya rüzgârla gelen sporlar, yaprak üzerinde ıslaklık en az 6 saat süreklilik gösterdiğinde çimlenir ve yaprağı enfekte ederler. Yapraklar 2-3 gün süreyle ıslak kaldığında enfeksiyon oranı yükselir.
Hastalığın ilk belirtileri alt yapraklarda başlar, çevre koşullarına bağlı olarak üst yapraklara yayılır. Belirtileri küçük, düzensiz, ortası açık saman sarısı veya kirli sarı renkte yaprağın yeşil kısımlarından kesin sınırlarla ayırt edilen lezyonlardır.
Enfeksiyon ilerledikçe lekeler kül rengini alarak tüm yaprakta nekroz meydana getirir. Bu lekelerin üzerindeki küçük siyah noktacıklar (piknitler) etmenin yapılarıdır (Şekil 1).
Hastalık etmeninin 5°C’den 35°C’ye kadar geniş bir sıcaklık isteği vardır. Havanın sıcak ve kurak dönemleri veya kış soğukları hastalık gelişmesini durdurur. Enfeksiyonlar, uygun sıcaklık ve birbirini takip eden yağışlı havalar süresince devam eder.
Son yıllarda Ege Bölgesi’nde hastalığın yaygınlaşmasıyla birlikte epidemi yapma riski de giderek artmaktadır (Anonim, 2008).
Mücadelesi:
Hastalığın mücadelesinde; dayanıklı çeşit seçimi önemlidir. Hastalığın görüldüğü alanlarda, ekim nöbeti uygulanması yarar sağlamaktadır. Hastalık etmeni, anız ve bitki artıkları üzerinde kışladığı için, derin sürüm yapılarak, bitki artıklarının toprağa gömülmesi sağlanmalıdır.
Gereğinden fazla azotlu gübre kullanımı hastalığı teşvik ettiğinden dolayı, gübreleme analiz sonucuna göre dengeli bir şekilde yapılması önerilmektedir. Hastalığın kimyasal mücadelesi; yeşil aksam veya tohum ilaçlaması şeklindedir.
Ancak, iklim koşulları hastalığın gelişmesinde uygun gidiyorsa ve epidemik bir durum olasılığı varsa yeşil aksam ilaçlaması önerilmektedir. Tohum ilaçlaması ekimden önce tohum ilaçlarından biriyle yapılmalıdır. Yeşil aksam ilaçlamasında ise; en iyi zaman bayrak yaprağının tamamen açıldığı kın döneminin sonu veya başak çıkışı öncesidir.
Erken dönemde bitkinin üst kısımlarına doğru tırmanan bir enfeksiyon için bayrak yaprağının çıkması beklenmemelidir. Aynı şekilde, tarla bulaşıksa ve başaklanma döneminde yağışlı havalar devam ediyorsa ekonomik zarar söz konusu olabileceğinden ilaçlamaya gerek duyulabilir (Anonim, 2008; Anonim, 2011)
3. Buğday Pas Hastalıklarının Tanımı, Yaşayışı ve Belirtileri
Buğdayda verim ve kalite kaybına neden olan yaprak hastalıklarından birisi de pas hastalıklarıdır. Buğdayda üç çeşit pas hastalığı görülmektedir. Bu hastalıklar; Sarı pas (Puccinia striiformis), kahverengi pas (P. recondita) ve kara pas (P. graminis)’tır (Marsalis and Goldberg, 2006). Pas hastalığından doğan zarar, iklim şartlarına göre değişmektedir. Zaman zaman epidemi yaparak büyük zararlara neden olabilmektedir.
Ürün kaybı; çeşitlerin duyarlılıklarına, çevre koşullarına, etmenlerin ırklarına göre değiştiği gibi, yıldan yıla bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. Buğday pas hastalıkları etmenleri, ülkemizin buğday üretimi yapılan bütün bölgelerine yayılmışlardır.
Şekil 2. Buğdayda sarı ve kahverengi pas hastalığının belirtileri
Sarı pas hastalığı, erken dönemde çıktığı için ülkemizde en önemli pas türü olup tüm bölgelerimizde görülmesi mümkündür. Patojenin dünyanın birçok ülkesinde varlığı tespit edilmiş ve ciddi ürün kayıpları meydana getirdiği rapor edilmiştir. Hastalık belirtileri; yaprak, sap ve başaklarda görülebilir. Hastalık oluşumunda sıcaklık ve nem önemlidir.
Yaprakların üst yüzeyinde makine dikişi şeklinde ve sarı renkte püstüller tipik belirtisidir (Şekil 2a).Erken dönemde geliştiği için fazla zarar yapmakta, verim ve kaliteyi etkilemekte, çok uzaklardan taşınabilmekte ve oluşan yeni ırklar, daha önce dayanıklı olan çeşitleri hastalandırabilmektedir (Anonim, 2008).
Kahverengi pas hastalığı; genellikle yapraklarda görülür. Yaprak yüzeyine gelişigüzel dağılmış püstüller yanık kahverengindedir (Şekil 2b) Kahverengi pas bitkilerde genellikle sarı pas’tan sonra kara pas’tan önce görülmektedir. Kara pas; yaprak, sap ve başaklarda görülür. Sap pası olarak da adlandırılmaktadır.
Lekecikler sap ve yapraklar üzerinde serpilmiş durumda ve diğer pas lekelerine göre daha koyu renkte ve uzuncadır. Bu hastalığın gelişiminde, ara konukçusu olan Hanım tuzluğu (Berberis spp.) Sarı boya ağacı (Mahonia spp.) enfeksiyon açısından önem taşımaktadır.
Mücadelesi:
Hastalığın mücadelesinde kültürel önlemler olarak; havalanmayı engellemesi ve nem artışına neden olduğu için sık ekim yapılmaması, hastalığın teşvik edilmemesi için fazla azotlu gübreden kaçınılması, pasa dayanıklı buğday çeşitleri kullanılması ve çevredeki ara konukçuların imha edilmesi sayılabilir.
Hastalığın kimyasal mücadelesinde; iklim koşulları dikkate alınarak (%90 orantılı nem ve 15-20˚C) hastalığın seyri izlenmeli, hastalık belirtileri bitkinin üst aksamına doğru ilerlediği durumlarda özellikle bayrak yaprağın hastalıkla bulaşmasını engellemek amacıyla yeşil aksam ilaçlanmasına başlanması gereklidir.
Epidemik bir durum olasılığı var ise, kullanılan ilacın etki süresine göre ilaçlama tekrarlanabilir. Ancak, hasata bir ay kala olgunlaşma döneminde ilaçlama kesinlikle yapılmamalıdır (Anonim, 2008; Anonim, 2011).
Kaynakça:
Anonim, 2008. Zirai Mücadele Teknik Talimatları.Cilt 1.
Anonim, 2011. Buğday Entegre Mücadele Teknik Talimatı.
Wıese, M. W., 1987. Compendium Of Wheat Diseases. St. Paul, Minnesota, Usa. American Phytopathology, 112p.
Aktaş, H. (2001). Önemli Hububat Hastalıkları Ve Survey Yöntemleri, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Yayını, 74 S. Ankara.
Hekimhan H., Bagcı, A., Nicol, J., Arısoy, Z., Taner, S., 2004. Dryland Root Rot : A Majör Threat To Winter Cereal Production Under Sub-Optimal Growing Conditions. Poster Paper Presented At “International Crop Science Congress - New Directions For A Diverse Planet”. Proceeding Of The 4th International Crop Science Congress, 26th Sep – 1st Oct 2004, Brisbane, Australia.
Hekimhan, H., 2010. Trakya Bölgesinde Buğdaylarda Kök Ve Kökboğazı Çürüklüğüne Neden Olan Fungal Etmenler Ve Patojenisitelerini Etkileye Bazı Faktörler Üzerine Araştırmalar. Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Mıshra, C.B.P. 1973. Untersuchungen Über Fusarium-Arten An Weizen-Karyopen Und Nachweis İhrer Pathogenitet Fusskrankheitserreger. Arch Phytopath. Pflschutz., 9(2): 123-132.
Marsalis, M.A. And Goldberg, N.P., (2006), Leaf, Stem And Stripe Rust Diseases Of Wheat, New Mexico State University Nmsu And The U.S. Department Of Agriculture Cooperating, Guide A-415