Endonezya Gıda ve Tarım Ticareti Bakan Yardımcısı Dida Gardera, Değirmenci Dergisi’ne verdiği özel röportajda gıda güvenliği sorunlarının ele alınmasında küresel işbirliğinin kritik öneminin altını çizerek uluslararası dayanışma ve işbirliğine duyulan ihtiyacı vurguladı. Gardera, herkes için sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek sağlamak üzere devam eden işbirliği ve ortaklık potansiyeli konusunda iyimser olduğunu ifade etti.

İstanbul’da düzenlenen İDMA Fuarı sırasında Değirmenci Dergisi’ne konuşan Endonezya Gıda ve Tarım Ticareti Bakan Yardımcısı Dida Gardera, Endonezya tahıl sektörüne ilişkin önemli bilgiler verdi. Endonezya tahıl endüstrisinin fotoğrafını çeken Gardera, pirinç ve mısırın kendileri için ana gıda ürünleri olduğunu belirtti. Endonezya’nın pirinç ihtiyacını genellikle yerel üretimle karşıladığını, ancak El Niño felaketi gibi zorlukların pirinç verimini etkilediğini ve normal yıllara kıyasla %15’lik bir düşüşe yol açtığını kaydetti.
Ülkesinin buğday ithalatına ilişkin de bilgi veren Gardera, küresel ekonomik gelişmeler ve nüfus artışına bağlı olarak 2024 yılında buğday ithalatının artmasının beklendiğini ifade etti. Gelecekteki buğday tüketim eğilimleri sorulduğunda, Endonezya’da noodle gibi hazırlaması kolay gıdalara rağbet sebebiyle buğday talebinin arttığını belirten Gardera, özellikle gıda ürünlerinin çeşitlenmesi ve artan nüfusla birlikte buğday tüketiminde büyümenin devam edeceği öngörüsünü paylaştı.

İthal buğdaya olan bağımlılığı azaltma planlarına değinen Bakan, Endonezya’nın tropikal iklimine uygun buğday çeşitleri geliştirmek için devam eden araştırma çabalarından bahsetti. Yerli üretim şimdilik zor görünse de Endonezya bu alanda gelecekte kaydedilecek ilerlemeler konusunda umutlu.
Gardera ayrıca jeopolitik gelişmeler, iklim değişikliği ve El Niño gibi faktörlere atıfta bulunarak Endonezya’nın gıda güvenliğine yönelik riskler konusunda bilgi verdi. Bu risklerin, besin çeşitlendirme eğitimi ve dost ülkelerle işbirliği de dâhil olmak üzere kapsamlı stratejiler yoluyla ele alınmasının önemini vurguladı.

İDMA ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Gardera, un üretimindeki teknolojik gelişmelerin sergilenmesi ve tahıl işleme endüstrisinde uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi açısından fuarın çok önemli olduğunu söyledi.
Sn. Gardera, öncelikle bize Endonezya’nın tahıl üretimi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ana ürünümüz pirinç. Genel olarak halkımızın tüm ihtiyaçlarını yurt içi üretimle karşılayabiliyoruz. Ancak geçen yıl El Niño’ya bağlı olarak pirinç üretimimiz düştü. Bu da normal yıllara kıyasla yaklaşık %15’lik bir düşüşe yol açtı. İkinci en önemli ürün ise hem beşeri tüketim için temel gıda maddesi hem de hayvanlar için yem hammaddesi olarak kullanılan mısır. Pirinç ve mısır tahıl endüstrimizin iki ana ürünü. Ayrıca, yurt içinde yetiştirilmediği için buğday ithal etmemiz gerekiyor. Buğday ekmek ve noodle başta olmak üzere çeşitli gıda ürünlerinde kullanılıyor.
2024’te ne kadarlık bir buğday ithalatı öngörüyorsunuz?
Buğday ithalat hacminin 2024 yılında artmasını bekliyoruz. Bu artış, küresel ekonomideki iyileşme ve nüfus artışımızdan kaynaklanacak. Buğday ayrıca hayvan yemi formülünde de yaygın olarak kullanılıyor. Buğday ithalatı 2023 yılında 10,95 milyon tona ulaştı. İthalat miktarı, bir önceki yıla göre yaklaşık 1,42 milyon ton arttı. 2022’deki 9,53 milyon tonluk ithalat hacmine oranla ifade etmek gerekirse bu artış %14,9’a tekabül ediyor.
ENDONEZYA’NIN BUĞDAY TALEBİ ARTIYOR
Endonezya’da buğday tüketiminin daha da artacağını öngörüyor musunuz?
Endonezya’da buğday tüketimi, noodle gibi hazırlanması kolay gıdaların tercih edilmesi ile bağlantılı olarak artıyor. Hazır noodle, Endonezya’da oldukça popüler hale geldi. Son zamanlarda buğday, hayvan yeminde mısır yerine de kullanılmaya başlandı. Artan nüfus ve gıda ürünlerinin çeşitlenmesiyle birlikte buğday tüketiminin artmaya devam edeceğini öngörüyorum.

Endonezya’nın ithal buğday bağımlılığını azaltma konusunda bir planı var mı?
Tropikal iklimimizin buğday ekimine uygun olmaması sebebiyle ithal buğdaya bağımlıyız. Ancak üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımız tropikal iklimlerde yetişebilecek buğday çeşitleri geliştirmek için aktif bir biçimde araştırmalar yürütüyor. Bir gün buğdayı yerel olarak yetiştirebileceğimizi umuyoruz.
Peki, Endonezya’nın buğday unu tüketimi ne kadar?
Endonezya’da kişi başı buğday unu tüketimi 2023 yılında 2,94 kg. olarak gerçekleşti. Bir önceki sene bu rakamın 2,75 kg. olduğu hatırlanırsa, %6,75’lik bir artış olduğu görülecektir.
İDMA Fuarı’nın açılışında yaptığınız konuşmada Endonezya’nın gıda güvenliği konusunda bazı risklerle karşı karşıya olduğunu belirttiniz. Bu riskler konusunda bilgi verebilir misiniz?
Gerçekten de Endonezya gıda güvenliğini tehdit eden çeşitli risklerle karşı karşıya. Örneğin, geçen yıl dünya genelindeki jeopolitik gelişmeler ve El Niño’nun etkisiyle artan emtia fiyatlarıyla karşılaştık. El Niño diğer ülkelerde rekoltenin düşmesine yol açarak pirinç arzında sıkıntıya ve ardından fiyat artışlarına sebep oldu. Yüksek fiyatlara rağmen, halkımızın gıda güvenliğini sağlamak için pirinç ithal etmeye devam ettik. Bu sebeple, tohum ekimi ve tedarik zincirleri de dâhil olmak üzere Endonezya’daki pirinç tedariki ekosisteminin tamamını göz önünde bulundurmak zorundayız. Ayrıca, beslenmelerini ve tahıl ürünlerini çeşitlendirme konusunda halka eğitim vermemiz gerekiyor.
Öncelikli hedefimiz tahıl üretiminde kendi kendine yeterliliğe ulaşmak. Ancak bunu tek başımıza yapamayacağımızın da farkındayız. Bu yüzden, halkımızın pirinç ve tahıllara erişimini sağlamak için ortak ülkelerle işbirliği içinde hareket etmek durumundayız.
Endonezya’da pirincin alternatifi ne olabilir?
Bazı kesimler için buğday ekmeği ve noodle gibi seçenekler uygun alternatifler. Ancak, nüfusumuzun tüm kesimlerinin ekmek tüketme alışkanlığı olmadığını unutmamalıyız. Bu sebeple, günlük tüketim alışkanlıklarını çeşitlendirmek için halkımızı eğitmeye odaklanmak gerekiyor. Pirinç tüketiminin yaygınlaşmasından önce Endonezya’da mısır, sago, çeşitli yumrular ve diğer gıda ürünleri gibi çeşitlendirilmiş bir tüketime ilişkin geleneksel bir bilgelik vardı. Dolayısıyla, stratejimizin bir parçası da bu alternatif tahılların halkımız arasında yeniden tanıtılması ve tüketiminin teşvik edilmesi olacak.
ENDONEZYA, TAHIL DEPOLAMADA VERİMLİLİĞİ ARTIRMAK İÇİN MODERN SİLOLARA YÖNELİYOR
Tahıl depolama, her ülkede gıda güvenliğinin sağlanması için çok önemli. Endonezya’da tahıl depolama altyapısının mevcut durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Şu anda pirinç ve diğer tahılları depolamak için yeterli kapasiteniz var mı? Gelecekteki ihtiyaçları karşılamak için silo kapasitesini genişletmeyi planlıyor musunuz?
Endonezya olarak, tahıl depolamak için öncelikle geleneksel depolara güveniyoruz. Pirinç büyük ölçüde bu depolarda çuvallar içinde depolanıyor. Ancak, tahıllarımızı depolama şeklimizde iyileştirme yapılması gerektiğine inanıyorum. Modern siloların kullanılması, tahılları daha uzun süre güvenli bir şekilde depolamamıza imkân sağlayacak. İDMA Fuarı’na yaptığım ziyaret sırasında, modern siloların tahılların korunmasındaki etkinliği hakkında ayrıntılı bilgi edinme fırsatım oldu. Endonezya’ya döndüğümde, buradaki silo üreticileriyle işbirliği yapma ihtimalini araştırmak üzere paydaşlarımızla iletişime geçmeyi planlıyorum. Tahıl depolama kapasitemizi artırmak için silo kapasitemizi artırmayı düşünebiliriz.
İDMA, ENDONEZYA TAHIL SEKTÖRÜNDE İNOVASYONU TEŞVİK EDİYOR
Endonezya’dan İDMA’ya gelen heyet, bu fuarda ne bulmayı umuyor? Aradığınız belirli ürünler veya teknolojiler var mı?
Öncelikle buğday ithal ediyoruz ve una dönüştürmek için Endonezya’da işliyoruz. Bu sebeple, İDMA’da enerji konusunda daha verimli olan ve üretim sürecindeki kayıpları azaltmaya yardımcı olabilecek yeni teknolojiler arıyoruz. Amacımız, Endonezya’da un üretimi için endüstriyel süreci geliştirmemizi sağlayacak bilgileri toplamak.
İDMA fuarı ile ilgili görüşlerinizi de paylaşabilir misiniz? İDMA gibi etkinliklerin tahıl işleme endüstrisinde inovasyonu ve gelişmeyi teşvik etmedeki rolünü nasıl yorumluyorsunuz?
İDMA mükemmel bir fuar oldu. Türkiye, un üretimindeki teknolojik ilerlemeleriyle biliniyor ve burada çok değerli bilgiler öğrenebileceğimize inanıyorum. İDMA’da edindiğim bilgileri Endonezya’daki paydaşlarımızla paylaşmayı planlıyorum. İDMA’ya geçen yıl ülkemizde ev sahipliği yaptığımızı hatırlatmakta fayda var ve umarım önümüzdeki yıllarda tekrar ev sahipliği yapma fırsatımız olur. İDMA’nın tahıl işleme endüstrisinin etkinliğini artırmak için çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Son olarak, Türkiye-Endonezya ilişkileri hakkında neler söylersiniz?
Türkiye’ye ve Türk halkına derin bir takdir hissi duyuyoruz. Ülkelerimiz arasında ticaret ve yatırımlar açısından mevcut işbirliğimizin daha da geliştirilmesi ve artırılması için çok sayıda fırsat mevcut. Türkiye ile Endonezya arasındaki ticaret hacminin önemli ölçüde artması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, paylaştığımız birçok ortak değer, çeşitli alanlarda işbirliğimizi güçlendirmek için güçlü bir temel oluşturuyor. Endonezya ve Türkiye arasındaki ilişkileri daha da geliştirme ve genişletme potansiyeli konusunda iyimseriz.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Gıda güvenliği sadece tek bir ülkenin sorumluluğunda değil. Gıda güvenliğini tehdit eden iklim değişikliği hepimizi etkileyen küresel bir sorun. Gıda güvenliğini uluslar olarak birlikte ele almak zorundayız. Gıda kıtlığı zamanlarında ülkelerin birbirlerini desteklemesi ve işbirliği ve dayanışmayı teşvik etmesi gerekiyor.
Bu fuar ve benzeri etkinlikler sırasında çok sayıda paydaşla bir araya gelme fırsatı buldum. Daimi etkileşim ve işbirlikleriyle, sadece gıda ve tarım sektörlerinde değil, aynı zamanda diğer birçok sektörlerde de işbirliğimizi güçlendirebileceğimize inanıyorum. Birlikte, herkes için daha sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek için çalışabiliriz.