BLOG

Gaziantep’ten eğitime çift yönlü destek

11 Şubat 20163 dk okuma

Gerek mühendislik fakültesi gerekse meslek yüksekokulu bünyesinde verilen eğitimlerde üniversite-sanayi işbirliği son derece öne çıkıyor ve bu işbirliği hem sanayi temsilcileri hem de mezunları olumlu yönde etkiliyor. Fabrikalar üniversitenin laboratuvarı, atölyesi halindeler. Pratik uygulama, staj, intörn çalışmalarında fabrikalar kapılarını sonuna kadar öğrencilere açmış durumda. Bu noktada, tüm taraflar için kazan-kazan modeli işliyor.

h_74_10

Birçok üniversite gibi Gaziantep Üniversitesi (GÜ) de, yıllardır mühendislik fakültesi altında, değirmencilik sektörünün ihtiyacı olan kalifiye işgücünün yetişmesine katkı sağlıyor. Ancak burada verilen eğitimler hem birbirinden farklı birçok sektörü ve alanı ilgilendiriyor hem de burada eğitim alan öğrenciler mühendis olarak mezun oldukları için tekniker gibi ara insan iş gücünü tam anlamıyla karşılamıyor. Tüm bunlar daha alt kadrolar için değirmenciliğe özel bir yüksekokul programının açılmasını bir anlamda zorunlu hale getirdi. Bu yüzden 2012 yılında Gaziantep Üniversitesi (GÜ) ile Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu, Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği ve Bulgur Sanayicileri Derneği gibi değirmencilik sektörünün önde gelen kuruluşları bir araya gelerek, üniversite bünyesinde değirmencilik programının açılması için bir protokol imzaladı. Bu protokol sonucunda GÜ Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu bünyesinde “Un ve Unlu Mamuller Teknolojisi Programı” adıyla değirmencilik eğitimi verecek bir program açıldı. Üniversite bugün iki koldan sektöre eğitimli iş gücü desteği veriyor.

İNTÖRN MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ MODELİ Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, gıda mühendisliği, makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği ve endüstri mühendisliği bölümlerinde eğitim veriyor. Doktora derecesine sahip ve değirmencilik konusunda uzman öğretim üyeleri lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde eğitim veriyor. Özellikle, değirmencilik alanında yüksek lisans tezleri ve çalışmaları yapılıyor. Bazı derslere sektörün duayenleri davet edilerek onlardan da destek alınıyor. Fakülte mezunları sektörde mühendis, üretim sorumlusu, yönetici, kalite, süreç yönetimi konularında çalışıyor. Fakültenin eğitim dili İngilizce. Üst seviye İngilizce dilinde verilen eğitimlerin hedefi mühendis ve bilgili insan yetiştirmek. Dolayısıyla bu bölümden mezun olanlar dünyanın her yerinde çok rahat istihdam şansı bulabiliyor. Fakülte Dekanı Mustafa Bayram, sektöre en büyük insan kaynağını, gıda mühendisliği bölümünün sağladığını belirtiyor.

GÜ Mühendislik Fakültesi, standart eğitimin yanı sıra pratik eğitimi güçlendirecek yeni bir modelin de öncülüğünü yapıyor. Dekan Bayram, modeli şöyle anlatıyor: “2012 yılından itibaren Türkiye’de mühendislik fakültelerinde bir ilk olan “İntörn Mühendislik Eğitimi Modeli”ni başlattık. İntörn Mühendisler, derslerini tamamladıktan sonra diplomalarını almadan önce bir dönem sanayide çalışıyorlar. Sanayide pratik yapıyorlar. Bu konuda başarı oranımız ve memnuniyet seviyesi %90'ların üzerinde seyrediyor. Büyük bir değişimi başardık. Mezunlarımızın %85'i İntörn Mühendislik sürelerinin sonunda hemen iş teklifi alıyorlar. Bu bağlamda, mühendislik fakültemizdeki gıda mühendisliği, makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği ve endüstri mühendisliği bölümlerindeki İntörn Mühendislerimizin bir kısmını değirmencilik sektörüne gönderiyoruz. Sektörün nitelikli insan kaynağı sorununun çözümlenmesine büyük ölçüde katkıda bulunduk.”

İntörn Mühendisliklerini de tamamlayan mezunlar, sektördeki üretim, tasarım, kalite, yönetim, AR-GE birimlerinde rahatlıkla görev alabiliyorlar. İntörn mühendislik kapsamında sanayide geçirilen bir dönemin yanı sıra standartta da dersler hem teorik hem pratik uygulamaları içeriyor. Konunun teorik anlatımı yapıldıktan sonra hem laboratuvarlarda konu ile ilgili deneyler yapılıyor hem de yaz aylarında sanayide stajyerlik yapılıyor.

İYİ BİR ELEMANIN İHTİYAÇ DUYACAĞI TÜM DONANIM Tekniker gibi ara insan gücü yetiştirmek amacıyla Naci Topçuoğlu MYO bünyesinde açılan “Un ve Unlu Mamuller Programı” ise eğitimde dördüncü yılında. Şuan bölüm her yıl 30 öğrenci alımı için kontenjan açıyor. 30 kontenjanın %60-70’lik kısmını üniversite sınavı ile bu bölümü tercih eden öğrenciler oluşturuyor.

Bölümde verilen derslerin içeriği bu okula ve bölüme özgü. Dersler oluşturulurken sadece un değirmenciliği değil, bulgur, pirinç, bakliyat, irmik değirmenciliği de müfredata konulmuş. Bununla beraber laboratuvar, kalite, cihazlar, makine bakım, gıda güvenliği, depolama gibi konular da derslerin içeriğinde yer alıyor. Kısacası okul, bu sektörde çalışacak iyi bir elemanın ihtiyaç duyacağı tüm donanımı öğrenciye vermeyi amaçlıyor. Bütün eğitim konuları ve içerikleri de bunu karşılayacak nitelikte.

Okulun eğitmen kadrosu da uzman. Dersler, konusunda uzman öğretim görevlileri/üyeleri tarafından veriliyor ve üretime yönelik bazı konularda sektörde yetişmiş kişilerden de ders verme noktasında destek alınıyor.

PRATİK EĞİTİM VE ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ MYO bünyesindeki eğitimler de, fakültedeki eğitim gibi hem teorik hem pratik uygulamaları içeriyor. “Un ve Unlu Mamuller Programı” kapsamında eğitim gören öğrenciler, bir dönemlerini sanayide geçiriyorlar. MYO'daki bu programın da mekan olarak yerleşkesi, zaten organize sanayi bölgesi içerisinde bulunuyor. Bu bağlamda Gaziantep Üniversitesi farklı bir uygulama ile eğitimi sanayi ile beraber gerçekleştirmeyi başarıyor.

2 yıllık eğitim veren bölüm, mezun vermeye de başladı. Bu bölümlerden mezun olanlar, fabrikalarda üretim hatlarında ve kalite birimlerinde çalışabilirken, bazı kurumlarda AR-GE birimlerinde de görev alabiliyorlar. Mezunları da çok kolaylıkla iş bulabiliyor ve firmalar bu mezunlara daha okul döneminde, iş tekliflerinde bulunuyor.

Gerek mühendislik fakültesi gerekse meslek yüksekokulu bünyesinde verilen eğitimlerde üniversite-sanayi işbirliği son derece öne çıkıyor ve bu işbirliği hem sanayi temsilcileri hem de mezunları olumlu yönde etkiliyor. Çünkü bu eğitimlerin tüm aşamalarında sanayi, üniversitenin en büyük destekçisi durumunda. Fabrikalar üniversitenin laboratuvarı, atölyesi halindeler. Pratik uygulama, staj, intörn çalışmalarında fabrikalar kapılarını sonuna kadar öğrencilere açmış durumda. Bu noktada, tüm taraflar için kazan-kazan modeli işliyor.

Dosya Kategorisindeki Yazılar
06 Ekim 20178 dk okuma

Değirmencilikte Yatırım Planlaması ve Fizibilite

Yatırım planlaması ve fizibilitenin faydası, hedefler doğrultusunda kontrol edilebilir bir yatırım ...

27 Temmuz 20205 dk okuma

COVİD-19 dönemi ve sonrasında tarım ve gıda tedarik zincirleri

Prof. Dr. Arzu TektaşUluslararası Ticaret BölümüBoğaziçi Üniversitesi COVİD-19 salgını döneminde a...

24 Ocak 20194 dk okuma

İklim değişikliği tahılda verimliliği azaltacak

“İklim değişikliği nedeniyle oluşabilecek felaket uyarıları yakın gelecek için yazılıyordu ama artı...