“Ambalajlamanızı planlayarak, işletmenizde olumlu sonuçlar elde edebilirsiniz: gerekli makineleri dikkatlice seçin, güvenilir tedarikçileri tercih edin, yatırım yaptığınız makineler için gelecekte oluşabilecek ek kapasitelere sahip olduğunuzdan emin olun ve pratik ve gereksiz harcamalardan kaçınmanızı sağlayan pratik yerleşim düzeni ile çalışın.”
Mark WILD
Satış Müdürü - Fawema GmbH
Günümüz küresel değirmencilik endüstrisinde, ambalajlamaya verilen önem geçmiştekinden çok daha fazla. Peki neden? Çünkü dikkatli bir planlama, yenilikçi düşünce tarzı ve gelecek için belirli bir vizyon; değirmenlerin potansiyel ekonomik getirilerini önemli ölçüde artıyor ve yılsonu bilançosunda kar artırımı sağlayabiliyor.
Bir ambalajlama projesi hayata geçirilirken (kısmi ya da anahtar teslim) tüm değirmenler tarafından ele alınması gereken önemli noktalar şunlardır:
• Ekipman seçimi - çok yönlülük, esneklik ve otomasyon seviyesi
• Tonaj kapasitesi
• Zemin alanı yerleşimi
• Lojistik
Bu 4 önemli noktadan her biri ayrı ayrı büyük öneme sahiptir ve ayrıca hepsi birbirine bağlıdır. Bu bağlamda, etkin bir ambalajlama operasyonu gerçekleştirebilmek için tüm bu önemli noktalar planlama aşamasında yer almalıdır.
Ekipman çok yönlülüğü ve esnekliği ile başlayacak olursak; sermaye ekipmanları, herhangi bir projenin maliyet analiz raporunda ilk sırada yer almaktadır ve aynı zamanda belirlenen zaman aralığında yatırım getirilerinize ulaşıp ulaşamayacağınızı belirleyen en önemli faktördür. Bu iş için doğru paketleme ekipmanını seçerken, gelecekte olabilecek diğer paketleme görevlerinin kullanımı için uygun olan çok yönlü ve esnek makineyi seçmek önemlidir.
Birçok değirmen; üretilen iş kapasitesi, ambalaj-boyut aralığı, torba kapatma stilleri seçimi ve kullanılabilecek ambalaj malzemeleri türüyle ilgili katı sınırlandırmaları olan ambalajlama makineleriyle çalışıyor. Çok yönlülük ve esneklik bu kadar önemliyken; bununla birlikte belirtmek gerekir ki üretim müdürü, ticari önem ya da tek bir üretim hattı üzerindeki işleme miktarı kapasitesi bunu etkilendiğinde, uyarlanabilir ambalaj ekipmanının tek bir parçasını çalıştırma ile belirli bir görev için ayrılmış makinelere olan yatırım arasında doğru dengeyi oluşturmaya çalışmalıdır.
Normalde ambalajlama makinesi torba boyut aralığı açısından daha fazla çok yönlüyse ve farklı torba kapatma metotları sunuyorsa; bu durumun yarattığı dezavantaj, tek bir görev için tasarlanan özel bir makine ile karşılaştırıldığında daha az kapasite sunulmasıdır. Elbette, ekipman kurulumu için ayrılan alan ve yatırım bütçesi de hangi makinelerin kaç tane satın alınacağı konusunda karar vermede önemli faktörler olarak yer alacaktır.
Evrensel olarak 1 kilogramlık perakende buğday unu paketi en fazla üretilen paket boyutudur ve coğrafi bölgelere bağlı olarak un, kağıt ya da plastik torbalarla paketlenmektedir. Genel olarak kağıt torba tuğla şeklinde kapatılır, plastik torba ise tuğla paketler için büyüyen bir trend olsa da yastık ya da minder şeklinde kapatılır. Nasıl üretmek istediğinize dair vereceğiniz karar (kağıt ya da plastik) doğal olarak hedef pazarınızdaki tüketici tercihleri tarafından belirlenmektedir:
• Ambalajlama makinesinin sermaye maliyeti
• Ambalajlama malzemesinin torba başına sermaye maliyeti (örneğin kağıt ya da plastiğin maliyeti)
• İkincil ambalajlama maliyetleri (örneğin yastık paketleri kutulara koyma)
• Sıcak tutkal, shrink film ambalaj, dikiş ipliği, etiket, kutu ya da karton gibi malzemelerin tahmini olarak ek maliyeti…
Unu kağıt torbalarda paketlemek isteyen değirmenler için iki tür alternatif bulunmaktadır: hazır SOS blok tabanlı kağıt torbalarla çalışan makineler veya roll-stock kağıtla çalışan makineler. Her iki alternatifi de göz önünde bulundurmamızı sağlayan birkaç olumlu ve olumsuz faktörler mevcuttur. Genel olarak roll-stock kağıtlar, hazır kağıt torbalardan daha ucuz olsa da bu durum ambalajlama makinesinin yüksek sermaye maliyetiyle dengelenmektedir. Bu yüzden üretilen torbalarına tahmini hacimlerine dayanan dikkatli hesaplamalar ve öngörülen çalışma yılı, hangi opsiyonun işletmeniz için en uygun olduğunu belirlemek için göz önünde bulundurulmalıdır.
Unu plastik torbalarda ambalajlamak isteyen değirmenler için de diğer hususlar geçerli olacaktır: “ne tür ambalajlar üretilmeli? (roll-stock’tan yastık torba ya da tuğla paketler)” veya oldukça yeni bir trend olan hazır plastik torbaların kullanımı. Her iki durumda da 2 şey unutulmamalıdır: İlk olarak, plastik ambalajla paketlenen buğday ununun raf ömrü kağıt torbadaki ile aynı uzunlukta olmayacaktır. İkinci olarak da unu plastik torbaya doğru bir şekilde doldurabilmek için ambalajlama makinesi üzerindeki doldurma bölümünün uzunluğu, kağıt torba ile çalışan makineden çok daha uzun olacaktır. Bu yüzden ambalajlama makinesi fiziksel olarak daha büyük olacak ve dolayısıyla da maliyeti daha yüksek olacaktır.
Örneğin 25 kilogramlık daha büyük ebatlardaki torbalar için sayısız tedarikçiyi barındıran pazarda, çok sayıda ambalajlama makinesi bulunmaktadır. Daha büyük torbalarda, bitmiş ambalajın estetik sunumu, daha küçük perakende boyutu ambalajlardaki kadar önemli değildir. Büyük torbalar normalde fırıncılara, restoranlara, fast-food satış yerlerine satıldığı için tüketici için gerekli olan ambalaj ve raf çekiciliğine gerek kalmamaktadır. 25 kilogramlık torbaları dolduran uygun ambalajlama makinesine karar verirken göz önünde bulundurulması gereken önemli unsurlar şunlardır: işleme miktarı kapasitesi, tek bir makinede mümkün olan boyut aralığı, tek bir makinede bulunan torba kapatma metot aralığı ve otomasyon seviyesi.
Temel olarak bir ambalajlama makinesi yarı otomatik ya da tam otomatik olabilir. 25 kilogramlık un ambalajlama hattındaki yarı otomatik makinede tipik olarak hattı çalıştıran 2 kişi bulunmaktadır: 1 kişi doldurma işlemi için boş torba ya da çuvalların yerleştirilmesi işlemini gerçekleştirirken diğer kişi de torba ağzının kapatılmaya hazırlama görevini (genellikle dikişle) yerine getirir. Diğer taraftan tam otomatik makineler el işçiliğine olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor ve torba yerleştirmede robotik yöntem ve torba kapatma ünitesi boyunca tam otomatik torba rehber sistemi uyguluyor. Şu anda piyasadaki en yenilikçi makinelerden bazıları, unu yüksek hızda (dakikada 30 torbaya kadar) ambalajlıyor ve 10 ile 25 kg boyut aralığında çalışıyor. Bu makine, tamamen otomatik ve torbayı doldurup sizin de küçük bir perakende torbasını tuğla şeklinde yapıştırabileceğiniz gibi tutkalla kapatıyor. Bu yöntemin avantajı ise paketler mükemmel birer şekle sahip oluyor ve elle ya da otomatik olarak kolay bir şekilde peletleniyor. Gereksinimleriniz için doğru ekipman seçimine karar verirken aynı parametreler uygulanır ve hesaplanır: ekipman maliyeti, iş gücü maliyeti (yarı otomatik makinelerde), ambalajlama malzemesi maliyeti ve yedek ile aşınma ve yıpranma parçalarını da içeren belirli bir süre içerisindeki çalıştırılma maliyeti, temizleme ve/veya bakım için öngörülen arıza süresi, enerji tüketimi.
Seçilen ambalajlama makinesine karar verildiğinde ya da en azından son liste kararlaştırıldığında, bir sonraki adım makinelerin doğru tonajda üretim yapmasını sağlamaktır. Mümkün olduğunca makinenin gelecekteki gereksinimler için bol ekstra kapasiteye sahip olduğundan emin olun. Örneğin, mevcut ihtiyacınız saatte 1 kilogramlık 2 ton un ambalajlamak ise bu kapasiteyi geçemeyen bir makineye yatırım yapmak oldukça mantıksız olacaktır. Daha pahalı fakat zaman yitirmeden veya güçlendirme parçalarının ilavesiyle daha yüksek tonajlarda üretim yapabilen ekipmanları kullanmak, ekonomik açıdan çok daha mantıklı görünüyor. Önemli olan, belirli bir makine için makine fiyatı ile mümkün olan en yüksek tonaj arasında en iyi oranı belirlemektir. Hesaplamalar yapılırken çeşitli faktörlerin otomatik ambalajlama makinesinin girdi tonajını etkileyeceği unutulmamalıdır. Bu faktörlerden bazıları şunlardır: temizlik ve bakım için gerekli olan zaman, paketleyicideki torba boyutunu değiştirmek için gereken zaman ve shrink filmin makaralarını onarırken gereken zaman gibi. Ambalajlama makinesinden elde edilen etkin üretim asla %100’ü bulmaz ve bu yüzden de tonaj çıktı hesaplamaları, bu gerçeği yansıtmak zorundadır. Ekipmanlar sadece paketlenecek ürün olduğunda çalışmaktadır, bu sebeple un besleme sisteminiz ambalajlama makinesinin torbaları doldurma hızına ürün yetiştiremiyorsa, bu durum için uygun bir çözüm bulunmalıdır; aksi takdirde makineler sürekli olarak durup yeniden çalışmaya başlayacak ve bu da üretim miktarı üzerinde olumsuz bir etki yaratacaktır.
Yeni değirmenlerde, yerleşim düzeni ve taban alanı eski mevcut değirmenlere oranla daha fazla önem teşkil etmektedir. Normalde eski değirmenlerde, işletme stratejik bir şekilde planlanan tasarımdan ziyade yavaş yavaş büyüdüğü için değişim ve gelişim süregelen bir gereklilik. Ambalajlama ekipmanları, büyüyen işletme ihtiyaç duyulduğunda alınıyor ve ekipmanlar sıklıkla çok da ideal lokasyon olmayan tek boş alana yerleştiriliyor. Bunlara rağmen genel bir kural olarak aşağıdaki plan mümkün olduğunca uygulanmalıdır:
• Ambalajlama makinesini, mümkün olduğunca gelen un kaynağına yakın bir noktaya yerleştirin
• Ambalajlanan torbaların yönlü akımının tüm hatlarla aynı olduğundan emin olun
• Mümkün oldukça uzun konveyörlerden kaçının
• Mümkün oldukça konveyör kıvrımlarından kaçının
• Her bir makinenin etrafında yeterli boş alan olduğundan emin olun
• Kaldıraçlar için yeterli boş alan olduğundan emin olun
• Tüm nihai ürünlerin depoya minimum uzaklıkta olduğundan emin olun
Mevcut değirmen binaları içerisinde, ambalajlama makinelerini uygun olmayan kapalı alanlara yerleştirmektense birçok değirmenci değirmenlerine bitişik olarak yeni ambalajlama bölümü kurmayı tercih ediyor. Yeni bir bölüm inşa edecek yer oldukça, bu yöntem oldukça iyi bir çözüm olarak uygulanıyor ve alan sorununda mükemmel bir lojistik çözüm garanti ediliyor.
Öğütülen un, esnek silolarda depolanabilir ya da eğer mesafe çok uzak değilse gönderilebilir ve çok düzenli bir şekilde çeşitli paketleme makinelerine ulaştırılabilir. Tek bir birime tüm ambalajlama hatlarını, peletleme makinelerini (otomatik peletlemeye ihtiyaç duyuluyorsa), tartım istasyonları denetimi gibi opsiyonel ekipmanları yerleştirmek mümkün. Metal detektör cihazları da ambalajlama hatlarına entegre edilebilmekte ve böylece tüm operasyon; sevkiyata hazır depoda saklanan paketlenmiş torbaların nihai toplamına ulaşmak için ambalajlanan unun doğru hacmini, yanlış tartmadan dolayı reddedilen torbaların sayısını, metal içeriğinden dolayı reddedilen torba sayısını hesaplayan bir bilgisayar tarafından yönetilebiliyor.
Ambalajlamanızı planlayarak, işletmenizde olumlu sonuçlar elde edebilirsiniz: gerekli makineleri dikkatlice seçin, güvenilir tedarikçileri tercih edin, yatırım yaptığınız makineler için gelecekte oluşabilecek ek kapasitelere sahip olduğunuzdan emin olun ve pratik ve gereksiz harcamalardan kaçınmanızı sağlayan pratik yerleşim düzeni ile çalışın. İşte bu kadar basit… Her şey torbada!