Un zenginleştirme, yetersiz beslenmenin önlenmesinde etkin, basit ve ucuz bir yöntem. Ancak bunun düzgün bir şekilde uygulanması gerekiyor. Bu noktada değirmenler, uygun premiks seçiminin yanı sıra, hassas vitaminlerin doğru bir şekilde işlenmesine özen göstermeli. Kuru saklama koşullarının sağlanması da vitamin fonksiyonelliğinin korunması açısından önemli.
Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar dünyada açlığı ortadan kaldırma hedefi doğrultusunda adımlar atılıyor. Ancak bu hedefe ulaşmak için geçilmesi gereken çok uzun bir yol var. Un zenginleştirme, bu yolun hızlı bir şekilde kat edilmesi için önemli bir unsur. Çünkü vitamin ve minarelle zenginleştirilebilen buğday, mısır ve pirinç dünyada tüketilen tahılın yüzde 94’ünü oluşturuyor. Böylesine yaygın tüketimi olan bu tahılların zenginleştirilmesi, 2 milyar insanı etkileyen, dünya ekonomisine 3,5 trilyon dolara mal olan küresel bir sorun olan yetersiz beslenmenin azaltılmasında eşsiz bir fırsat sunuyor. Geleceği güvence altına almak için yapılabilecek en iyi yatırımlardan biri olarak görülen un zenginleştirmesi konusunda değirmencilere önemli vazifeler düşüyor.
Uygun premiksler uygun şekilde yapıldığı ve işlendiği sürece, vitamin ve mineral zenginleştirmesi zorluk çekilmeden rutin öğütme faaliyetlerine entegre edilebilir. Bu çerçevede değirmenler uygun premiks seçimi yapmalı, hassas vitaminlerin doğru bir şekilde işlenmesine önem vermeli. Kuru saklama koşullarının sağlanması da vitamin fonksiyonelliğinin korunması açısından önemli.