27 yıl süren iç savaşta tahrip olan tarım altyapısını yeniden inşa etmeye çalışan Angola’da hükümet, başta buğday olmak üzere tahıl üretimini ve gıda işleme kapasitesini artırmaya büyük önem veriyor. Angola’nın değirmencilik endüstrisini güçlendirme hedefi, buğday ihracatçıları için bu ülkeyi önemli bir pazar haline getiriyor.
Batı Afrika’nın stratejik ülkesi Angola, uluslararası toplumun yakından takip ettiği bir ülke. Angola, son dönemde yakaladığı siyasî istikrar ve ekonomik kalkınma hamleleriyle Afrika’da büyük sıçrama yapması beklenen ülkelerden biri. Yaklaşık 29 milyon nüfusu, kişi başı 6 bin 800 dolar geliriyle üst orta gelirli bir ülke. Afrika’nın beşinci, Sahra-altı Afrika’nın ise üçüncü büyük ekonomisi. Verimli toprakları, zengin su kaynakları ve elverişli iklimi ile muazzam bir tarım potansiyeli olan bir ülke. Angola, 1975-2002 yılları arasında süren kanlı iç savaş öncesi buğday dışındaki tüm tahıl ihtiyacını kendi üreten bir ülke konumundaydı. Ancak Portekiz’den bağımsızlığın kazanılmasının ardından iktidar mücadelesi sonucu sürüklenilen iç savaşta altyapısı tahrip oldu, nüfusu büyük oranda yer değiştirdi ve tarımsal alanlara mayınlar döşendi. Dolayısıyla tarımsal üretim düştü ve verimsiz bir hal aldı. Doğal kaynakları ve tarımsal potansiyeli bakımından son derece zengin bir ülke olmasına rağmen Angola şu an gıda ihtiyacının yarıdan fazlasını ithalatla karşılıyor. Gıda ihtiyacının büyük çoğunluğunu Portekiz, Brezilya, Güney Afrika, ABD ve Hindistan’dan alıyor. 35 milyon hektar ekilebilir arazinin sadece yüzde 10’u işleniyor. Bu alanda tarım yapanlar da küçük çiftçiler ve orta ölçekli işletmeler. En çok da kahve, manyok, patates, mısır, şeker kamışı ve muz üretiliyor.
Tarım gelirleri, IMF rakamlarına göre 2016’da 187.30 milyar dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın yüzde 12’sine tekabül ediyor. Ülkenin ana gelir kalemi ise millî gelirlerinin yaklaşık yüzde 50’sini oluştran petrol. Ancak Angola hükümeti, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaları da göz önünde bulundurarak ülke ekonomisinin çeşitlendirilerek güçlendirilmesini istiyor. Bu doğrultuda da tarım ve gıda sektöründe et, kahve ve tahıl gibi ürünlerin üretiminin artırılmasına, sulama kanalları ve soğuk hava depolarının yaygınlaştırılmasına öncelik veriliyor. Bu hedefler kapsamında teşvik programları uygulanıyor. Angola’daki tarım sektöründeki kalkınma projelerine uluslararası kuruluşlar da destek veriyor. Örneğin Dünya Bankası’nın Angola hükümetiyle birlikte hazırladığı 230 milyon dolarlık ‘Ticari Tarım Kalkınma Projesi’nin önümüzdeki yıl hayata geçirilmesi bekleniyor.
Batı Afrika ülkesi, hızla büyüyen nüfusu için gıda güvenliğini artırma ve döviz tasarrufu sağlama hedefi doğrultusunda ilerleme kaydediyor. Hükümet bu noktada özellikle buğday üretimine özel önem veriyor. Angola, 1960’lar ve 1970’lerde yıllık ortalama 25 bin ton buğday üretiyordu. Ancak 500 yıllık koloni döneminin ardından 1975’te Portekiz’den bağımsızlığın kazanılmasının ardından patlak veren iç savaş, ülkenin buğday üretimini durdurdu, buğday işleme kapasitesini de yok etti. Son yıllarda petrol gelirlerinde düşüş yaşayan Angola hükümeti, genel ekonomik çeşitlendirme planının bir parçası olarak nispeten pahalı olan un ithalatının yerini alması için yerli buğday üretimini teşvik ediyor. Çiftçilere düşük fiyatlı gübre verilmesi, gübrelerin iyileştirilmesi ve tarımsal iş makinelerinin giderek daha yaygın hale gelmesi ile birlikte önümüzdeki iki yılda buğday, mısır, soya fasulyesi ve pirinç üretiminde büyük oranda artış hedefleniyor.
MISIRDA YETERLİ, BUĞDAY VE PİRİNÇTE DIŞARIYA BAĞIMLI
Ülkede yetiştirilen tahıllar arasında mısır ön plana çıkıyor. ABD Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi’nin (USDA FAS) raporuna göre 2016/17 sezonunda 1 milyon 500 bin ton mısır üreten Angola’nın yeni sezonda da 1 milyon 600 bin ton mısır yetiştirmesi bekleniyor. Geçen sezon 50 bin ton mısırı ihraç eden Angola’da aynı dönemde mısır tüketimi 1 milyon 600 bin ton olarak gerçekleşti. Tüketimin bu yıl artarak 1 milyon 800 bin tona ulaşması öngörülüyor.
Ülkede pirinç üretimi de artış gösteren tahıllardan. 2015/16 sezonunda 27 bin ton olan pirinç üretimi, geçen sezon 38 bin tonu buldu. USDA’ya göre önümüzdeki sezon bu rakam 40 bin ton olarak gerçekleşebilir. Pirinç üretimi ihtiyacı karşılamakta çok yetersiz olan Angola, 2015/16 sezonunda 400 bin ton, geride bıraktığımız sezon da 560 bin ton pirinç ithal etmek zorunda kaldı.
Angola tahıl konusunda en büyük sıkıntıyı buğdayda yaşıyor. Üretimin çok çok düşük kalması sebebiyle önemli miktarda buğday ithal ediyor. Son üç yılda buğday üretimi 3 bin tonda kalan Angola, 2015/16 sezonunda 726 bin ton, geçen sezon da 1 milyon 23 bin ton buğday ihtal etti. 2016/17 sezonunda 900 bin ton olan buğday tüketiminin ise 2017/18 sezonunda artarak 975 bin tona ulaşması bekleniyor.
800 BİN TON UN İTHAL EDİYOR
Angola, ülkede popüler baget ekmeği ve Portekiz tipi ekmeği üretmek için çeşitli ülkelerden 800 bin ton buğday unu ithal ediyor. Bunun 500 bin tonu, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinden geliyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü istatistiklerine göre ülke 2013 yılında ithal una 276 milyon dolar para ödedi. Angola’nın buğday aldığı başlıca ülkeler ise Fransa, Belçika ve Avustralya. Hükümet, un ithalatını buğday ithalatıyla değiştirerek döviz tasarrufu sağlamak ve katma değeri yüksek yerli üretimi artırmak istiyor. Ülkenin kendi gıda işleme kapasitesinin oluşturulmasına son dönemde büyük önem veriliyor. Bu açıdan Angola hükümetinin, değirmencilik endüstrisini güçlendirme hedefi, buğday ihracatçıları için bu ülkeyi önemli bir pazar yapıyor.
DEĞİRMENCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ PROJELER
Buğday işleme kapasitesine yönelik projelerin hızlı bir şekilde devam ettiği ülkede değirmencilik sektöründe bu yıl içinde iki önemli adım atıldı. Mayıs 2017’de Luanda Limanı’na yakın bir yerde Grandes Moagens de Angola (GMA) adıyla yeni bir buğday fabrikası açıldı. Özel sektöre ait bu fabrika, 2015 yılında Endüstri Bakanlığı’nın desteği ve Angola Kalkınma Bankası tarafından kısmi finansman ile inşa edildi. Değirmenin 930 tonu un, 260 tonu kepek olmak üzere günde yaklaşık bin 200 ton buğday işleme kapasitesi var. Şehir merkezine yakın bir yerde kurulan değirmende 150 kişi çalışıyor. Diğer bir önemli gelişme de Cerangola şirketinin Lobito şehrinde atıl durumda bulunan un fabrikasına 250 bin dolarlık yatırım yaparak yeniden faaliyete geçirmesi. Fabrikanın günlük 100 ton un, 30 ton da kepek üretim kapasitesi var.
Luanda’daki yeni değirmene ek olarak değirmencilik sektöründe birkaç yeni proje daha bulunuyor. Bu projeler şöyle:
• Luanda’daki GMA şirketi önümüzdeki iki yıl içinde Angola’nın güney sahillerindeki Lobito limanında da benzer bir buğday değirmeni inşa etmeyi planlıyor.
• Luanda’nın yakınlarında yer alan Kikolo buğday değirmeni, bu yıl içinde faaliyete geçecek. İlk etapta günlük 500 ton kapasiteyle başlayacak olan değirmenin kapasitesi 2018’de günde 1000 tona çıkarılacak.
• Günlük 130 ton kapasiteyle çalışan Lobito’daki Cerangola un fabrikası yeni yılda bu rakamı 650 tona çıkarmayı planlıyor.
BUĞDAY TÜCCARLARI UCUZ TÜRK UNUNA KARŞI LOBİ YAPIYOR
Luanda’daki ithalatçılar, ton başına satışta 60 dolar sübvanse kazanan Türk un ihracatçılarının düşük fiyatı sebebiyle Türkiye’den büyük miktarda un alıyor. Dolayısıyla Angola pazarına girmek isteyen buğday ihracatçıları, düşük fiyatlı Türk ununu kendileri için rakip olarak görüyor. Angola’daki potansiyel buğday ithalatçılarının, un ithalatına karşı koruyucu vergiler getirilmesi için lobi yaptıkları, hükümetin de bu konuda önümüzdeki aylarda gümrük vergisi tarifesini gözden geçirmeyi planladığı iddia ediliyor.
SİLOLARA İHTİYAÇ VAR
Angolalı şirketler, tohum, gübre, haşere öldürücüler, sulama ekipmanları gibi çeşitli üretim unsurları ile silolar ve kurutucular gibi işleme ekipmanlarına ihtiyaç duyuyor. Hükümetin sağladığı teşvikler, birçok arazi sahibini, tarımsal üretim için cesaretlendiriyor, ancak gerekli tarımsal üretim bilgisine sahip değiller. Bu nedenle uluslararası tedarikçilere ve danışmanlara, anahtar teslim çözümlere talep var. Halihazırda tarımsal faaliyet gösteren Angolalı şirketler, çoğunlukla tarım ekipmanlarının bakımı konusunda yedek parça ve servis sorunu yaşıyor. Satış sonrasında katma değeri yüksek hizmetler ve destek sağlayabilen şirketler için Angola fırsatlar sunabilir.
SONUÇ
Angola, tarım ve gıda sektörlerinde yatırım ve ticaret için büyük potansiyele sahip. Yerli üretim kapasitesini artırmaya yönelik çabaların sonuç vermesi uzun yıllar alacağı için ülke altyapı, imalat ve tarımsal kalkınma için dışarıya ihtiyaç duyacak.