BLOG

Ukrayna krizi küresel gıda güvencesini nasıl etkileyecek?

09 Mart 20226 dk okuma

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, küresel piyasaları daha da bozacak, kısa vadede küresel tahıl arzı için olumsuz sonuçlar doğuracak, doğal gaz ve gübre piyasalarını bozarak yeni ekim sezonuna giren üreticiler için olumsuz etkiler meydana getirecek. Bu durum, zaten yüksek olan gıda enflasyonunu yükseltebilir ve düşük gelirli net gıda ithalatçısı ülkeler için ciddi sonuçlar doğurabilir.

Emtia piyasalarını alt üst eden Ukrayna krizi, küresel gıda güvencesini tehdit ediyor. COVID-19 pandemisinin devam eden etkileri ve diğer faktörler zaten gıda fiyatlarını artırmıştı. Güney Amerika'daki yetersiz hasat, güçlü küresel talep ve tedarik zinciri sorunları, tahıl ve yağlı tohum stoklarını düşürmüş, fiyatları 2011-2013'ten bu yana en yüksek seviyelerine taşımıştı. Bitkisel yağ fiyatları da Güney Amerika'daki düşük soya fasulyesi rekoltesinin, Malezya'daki hasat sorunları nedeniyle azalan palm yağı arzının ve biyodizel üretimi için palm ve soya fasulyesi yağı kullanımının keskin bir şekilde artışının sonucu olarak rekor seviyelere çıkmıştı. Yakıt, gübre ve tarımsal ilaçları gibi enerji yoğun temel girdilerin fiyatları da zaten rekor seviyeler düzeyinde.

Böyle bir dönemde gerçekleşen Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, küresel piyasaları daha da bozacak, kısa vadede küresel tahıl arzı için olumsuz sonuçlar doğuracak, doğal gaz ve gübre piyasalarını bozarak yeni ekim sezonuna giren üreticiler için olumsuz etkiler yaratacaktır. Bu durum, zaten yüksek olan gıda enflasyonunu yükseltebilir ve birçoğu pandemiden kaynaklı aksaklıklar karşısında son birkaç yıldır yetersiz beslenme oranlarında artış görülen düşük gelirli net gıda ithalatçısı ülkeler için ciddi sonuçlar doğurabilir.


Askerî operasyonlar, Ukrayna'da 1,5 milyon ila 5 milyon insanın yerinden edilmesine yol açarak büyük bir gıda krizine yol açabilir. BM’nin Gıda Krizi Küresel Raporu raporunun işaret ettiği gibi, çatışmalar dünyadaki gıda güvencesizliğinin temel sebebi olmaya devam ediyor.

KARADENİZ'İN KÜRESEL GIDA GÜVENCESİNDE YÜKSELEN ROLÜ

Son 30 yılda Karadeniz bölgesi, bitkisel yağlar da dahil olmak üzere tahıl ve yağlı tohumların önemli bir küresel tedarikçisi olarak ortaya çıktı. 1990'ların başında, eski Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bölge net bir tahıl ithalatçısıydı. Bugün ise Rusya ve Ukrayna’nın ihracatı, dünyada ticareti yapılan toplam kalorinin yaklaşık %12'sini oluşturuyor. İki ülke, buğday, arpa, ayçiçeği ve mısır dahil olmak üzere birçok önemli tahıl ve yağlı tohum için ilk beş küresel ihracatçı arasında yer alıyor. Ukrayna aynı zamanda küresel pazarın yaklaşık %50'sini sağlayan önemli bir ayçiçeği tohumu yağı tedarikçisi.

Birçok ithalatçı ülke, Ukrayna ve Rusya'dan gelen bu ürünlere bağımlı. Kuzey Afrika ve Ortadoğu, tahıl ihtiyacının %50'den fazlasını, buğday ve arpanın büyük bir kısmını Ukrayna ve Rusya'dan ithal ediyor. Ukrayna; Avrupa Birliği ve Çin'in yanı sıra Mısır ve Libya dahil olmak üzere birçok Kuzey Afrika bölgesi için önemli bir mısır tedarikçisi.

MUHTEMEL KISA VADELİ ETKİLER

Kriz, Ukrayna ve Rusya'dan yapılan tahıl ihracatını etkileyecek. Bu iki ülkede buğday ve arpanın çoğu yazın hasat ediliyor ve sonbaharda ihraç ediliyor. Şubat ayına kadar buğday, arpa ve ayçiçeği tohumu ihracatının çoğu büyük ölçüde tamamlandı. Ukrayna’nın mısır ihracatı genellikle ilkbahardan yaz başlarına kadar ağır seyreder. Tahılların çoğu Odessa'dan ve Karadeniz'deki diğer batı limanlarından, ülkenin doğusunda işgal altındaki bölgelerden uzakta dünya piyasalarına gönderiliyor. Ancak Rusya'nın son askerî eylemleri göz önüne alındığında, ihracatta kesintiler yaşanması giderek daha olası görünüyor. Askeri operasyonların, özellikle liman tesisleri ve demiryollarına zarar vermesi durumunda Ukrayna'nın, tahılını sınırları içinde ve ötesine taşıma kapasitesinde kısa ve uzun vadeli sonuçları olabilir.

2022 mahsulüne bakacak olursak; ayrılıkçı bölgeler Luhansk ve Donetsk, Ukrayna'nın arpa üretiminin yaklaşık yüzde 5'ini, buğday üretiminin yüzde 8'ini, ayçiçeği tohumu üretiminin yüzde 9'unu karşılıyor. Bununla birlikte, en geniş üretim alanları, Ukrayna'nın doğrudan Rusya ve Beyaz Rusya ile sınırı olan ve Rus birliklerinin de yoğunlaştığı diğer bölgelerinde bulunuyor. Mısır ve ayçiçeği tohumu üretiminin %25-30'u, arpa üretiminin %10-15'i ve buğday üretiminin %25'i bu bölgelerden karşılanıyor. Arpa ekimi mart ayında, mısır ekimi ise genel olarak nisan ayında başlıyor. Kışlık buğday da umumiyetle eylül ayına kadar ekilmiyor.

UZUN VADELİ ETKİLER

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, muhtemelen AB, ABD ve diğer ülkelerin Rusya'nın doğal gaz ve gübre ihracatı üzerinde büyük etkileri olabilecek karşı yaptırımları tetikleyecektir. Rusya'nın doğal gaz ihracatı, küresel ticaretin yaklaşık %20'sini oluşturuyor ve Rusya, AB'nin mevcut ithalatının yaklaşık %40'ını sağlıyor. Yaptırımlar ticareti durdurabilir ve doğal gaz fiyatlarını daha da yüksek seviyelere çıkarabilir. Avrupalı ithalatçılar ABD gibi diğer tedarikçilere yönelebilir. Ancak lojistik konular (ABD'nin sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatı) maliyetleri artırır ve en azından kısa vadede önemli bir rahatlama sağlamaz.

Doğal gaz aynı zamanda amonyak ve üre gibi azotlu gübrelerin üretimi için de önemli bir hammadde. Gübre fiyatları üzerindeki etki, Rusya'nın önemli bir azotlu gübre ve potasyum tedarikçisi olması nedeniyle daha da kötüleşecektir. Rusya, azotlu gübrelerdeki küresel ticaretin %15'ini ve küresel potasyumlu gübre ihracatının %17'sini karşılıyor. Rusya'nın bir müttefiki olan ve halihazırda bazı uluslararası yaptırımların hedefindeki Belarus da potas ihracatında küresel pazar payının ek %16'sını oluşturuyor. Ukrayna da dahil olmak üzere bazı ülkeler için bu iki ülkeden gelen arza bağımlılık oldukça aşırı olabilir (%60 veya daha fazla).


Küresel gübre piyasası, rekor düzeyde yüksek fiyatlarla sarsılıyor. Gübrede daha fazla arz sıkıntısının, küresel etkileri olacaktır. Özellikle de küresel stokların azaldığı ve fiyatların rekor düzeyde olduğu bir zamanda bu durum, gelişmekte olan ülkelerde fiyat etkisiyle gübre kullanımını önemli ölçüde azaltabilir ve bu da zayıf yerel hasatla sonuçlanabilir.

MUHTEMEL SONRAKİ ADIMLAR

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, küresel gıda güvencesi için hükümetlerden ve uluslararası kuruluşlardan bir dizi yanıt gerektirecek ciddi riskler oluşturuyor. Durum çok değişken olmaya devam ediyor ve zaten arz daralmasının yaşandığı küresel tahıl piyasasına önemli bir belirsizlik getiriyor. Endişe verici konu, tedarik için Ukrayna'ya yüksek oranda bağımlı olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki net gıda ithalatçısı ülkelerin kırılganlığıdır.

Ukrayna krizinde verilecek uluslararası tepki, güçlü bir küresel gıda güvencesi boyutunu içermeli ve Rusya'ya uygulanan herhangi bir yaptırımın, Rus ihracatına bağımlı üçüncü tarafları etkilememesini sağlamalıdır. Mümkün mertebe, gıda ve gübre ihracatının engellenmeden devam etmesine izin verilmelidir; aksi takdirde, etkilenen üçüncü taraf ülkelere, söz konusu yaptırımların etkilerini azaltacak destek paketleri sağlanmalıdır. Bu sektörlere yaptırım uygulamak, yalnızca dünyadaki tahıl arzı darlığını daha da kötüleştirecek ve esas olarak zaten gıda güvencesi olmayan nüfusları cezalandıracaktır.

Tarımsal emtia fiyatlarının hızla artmasıyla birlikte, bazı ülkelerin ihracatı kısıtlayarak yerli üreticileri izole etmeye çalışması riski var. Bu tür hareketlerden kaçınılmalıdır. 2007-08 ve 2010-11'de gördüğümüz gibi, komşuyu zarara sokma politikaları, özellikle en savunmasız ülkeler olmak üzere ithalatçı ülkeler üzerinde zararlı etkilere sahip olabilir. Bu bağlamda, hem uluslararası yasaların uygulanmasına yönelik yaptırımların hem de yerli tüketicileri korumak için kullanılan ihracat kısıtlamalarının küresel gıda güvencesini koruyacak şekilde tasarlanması ve üçüncü taraflar üzerindeki sonuçlarının dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.

Son olarak, dünyadaki birçok ülkenin Rus enerji ürünlerine bağımlı olması önemli politika tartışmalarını tetikleyecektir. Daha fazla enerji egemenliği ve çeşitlendirme çağrıları büyük olasılıkla gerçekleşecek. Bununla birlikte, biyoyakıt üretiminin artırılmasını talep eden politikalara şüpheyle bakılmalıdır. Mevcut gıda ürünleri (mısır, buğday, yağlı tohumlar) tüketimini AB'den Endonezya'ya kadar tüm dünyada gıda dışı kullanımlara yönlendirmek, şimdiden gıda ve gübre pazarlarında önemli gerilimler yaratıyor. Gıda ve enerji güvenliğine ilişkin bütünsel bir yaklaşım, gıda ve beslenme sonuçlarının bir öncelik olarak kalmasını sağlamada kritik öneme sahiptir.

Piyasa Analizi Kategorisindeki Yazılar
08 Kasım 202212 dk okuma

Buğday stratejik bir ürün, her hâlükârda üretimini artırmalıyız