“Un sanayicileri olarak alın terimiz ile çıktığımız dünyanın en zirvesindeki yerimizde kalıcı olmak istiyorsak, yazdığımız hikayeyi romanlara taşımak istiyorsak, dünyadaki unlu mamuller sektörünün trendlerini iyi ve doğru okuyup, daha ileriye götürüp, hedef kitlemiz olan tüketicilerin talebini, beklentilerinin ötesinde karşılamalıyız. Bu ise ancak una yeni ve farklı tasarımlar uygulamakla olur.”
Erhan Özmen
Özmen Un Yönetim Kurulu Başkanı
Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği Onursal Başkanı
Miller Magazine dergisi, ocak sayısında Türk un sanayicisi için çok önemli bir konuyu, “Dünya un piyasası ve ticareti “ teması ile gündeme getirerek çok yararlı bir işe imza atmıştır. Gönülden kutluyorum.
Malumunuz olduğu üzere Türk un sanayisi uzun yıllardır yatırımlarının, çalışmalarının karşılığını son 6 yıldır dünya un ticaretinin zirvesine yerleşerek almıştır. Türkiye, 14 milyon/ton-yıl dünya ticaretinden % 24 pay almayı başararak saygın ve etkin bir konuma gelmiştir.
Ancak 2020 yılı ve ötesi için dünya gıda trendlerinde hızla değişim yaşanmasına rağmen sektörün ortak stratejiler ve yol haritaları ile mevcut ürün çeşitliliğini artırmayı, muhteviyatını yeniden tasarlamayı tartışmıyor olmasını çok önemli bir eksiklik olarak görüyor ve endişeleniyorum.
Sevgili TİM Başkanımız İsmail Gülle tasarımı şöyle ifade ediyor: “Tasarım bir olgu olarak, hayatımızın her noktasında, artık kendi ağırlığının ve öneminin de ötesine geçmiş bir kavram”.
“Un ile tasarımın nasıl bir bağlantısı olabilir?” demeyin. ‘Tasarım’ ya da ‘dizayn’ deyince aklınıza, sadece bir binayı, bir masayı ya da bir bardağı üretimden önce kağıda dökmek mi geliyor? Aslında bu durum değişeli çok oldu. Hepimiz bir şekilde yaşıyor, görüyoruz.
Tasarım artık başlı başına bir yaşam biçimi oldu. Ne iş yapıyorsak yapalım yaptığımız işe değer katalım. Yani, başkalarından farklı bir ürüne imza atalım. Katma değer ve kalkınma, yaptığımız işi nasıl tasarladığımıza bağlı. Dünya un ticareti zirvesinde olan Türk un sanayicileri olarak bizler, bu gücü veya zirveyi korumak istiyorsak una da tasarım katmalı ve değerini yükseltmeliyiz. Öyle bir akım var ki şu anda dünyada, gıda ve beslenme üzerine tüm bildiklerimiz değişiyor. Unun içerisine ekleyeceğimiz vitamin ve mineraller, doğal tohumlardan üretilmiş unlar, lifli unlar, proteinli unlar vs… Gıda güvenliği, ambalaj ve saklama koşullarında yaratılacak farklılıklar…
Sonuç itibarıyla; dün kuru fasulyeyi pilavın üzerinde sunmak farklıydı. Ancak bugün kuru fasulyenin yanına bir dal fesleğen koymak daha fark yaratır oldu. Un sanayicileri olarak alın terimiz ile çıktığımız dünyanın en zirvesindeki yerimizde kalıcı olmak istiyorsak, yazdığımız hikayeyi romanlara taşımak istiyorsak, dünyadaki unlu mamuller sektörünün trendlerini iyi ve doğru okuyup, daha ileriye götürüp, hedef kitlemiz olan tüketicilerin talebini, beklentilerinin ötesinde karşılamalıyız. Bu ise ancak una yeni ve farklı tasarımlar uygulamakla olur.