BLOG

Sürdürülebilir gıda güvencesi ve gıda tedarik zinciri

16 Eylül 20194 dk okuma

“IGC, beş yıllık arz ve talep tahminlerinde, özellikle Sahra-altı Afrika’da nüfus artışı nedeniyle buğday tüketiminde keskin bir artış öngörüyor. Ortalama verim artışlarının üretimin ana faktörü olduğu göz önüne alındığında, stok seviyelerini yükseltmek için verimi artırmanın ve bu pazardaki aşırı oynaklığı önlemenin gerekli olduğu ortadadır.”

Arnaud Petit İcra Direktörü Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC), 28. yıllık tahıl konferansını Haziran 2019’da Londra’da “belirsizliğin ötesine bakma” başlığı altında düzenledi. Bu konferanstan çıkan ana sonuç, dalgalı piyasalara ve ticaret ortamına rağmen, tahıl ve yağlı tohum işletmecilerinin temel faktörlere dayalı olarak kararlar almasıydı. Bu temel faktörler, dünya nüfusunun hızlı bir şekilde 8 milyara dayanması ve Afrika’dan artan taleplerdi. Konferansta ayrıca buğday, soya fasulyesi ve pirinç piyasalarının gıda güvenliği ve sürdürülebilir bir tedarik zincirini sürdürme konusundaki zorluklarla nasıl mücadele ettikleri de ele alındı.

IGC, beş yıllık arz ve talep tahminlerinde, özellikle Sahra-altı Afrika’da nüfus artışı nedeniyle buğday tüketiminde keskin bir artış öngörüyor. Ortalama verim artışlarının üretimin ana faktörü olduğu göz önüne alındığında, stok seviyelerini yükseltmek için verimi artırmanın ve bu pazardaki aşırı oynaklığı önlemenin gerekli olduğu ortadadır.

Konferansın Sahra-altı özel toplantısında konuşan Doğu Afrika Tahıl Konseyi Başkanı Gerald Masila, tahıl sektörüne piyasa şartları öncülüğünde yaklaşımlar, daha fazla politika uyumu, politika oluşturmada daha fazla şeffaflık ve veri ve bilgi sistemlerine yatırım gibi adımlarla Afrika’da kıta içi ticaretin artırabileceğini söyledi. Johannesburg Menkul Kıymetler Borsası Emtia Başkanı Dr. Raphael Karuaihe, Afrikalı çiftçiler ve tüccarlar için fiyat-risk yönetiminde ve eğitim programlarında daha fazla ilerleme olması gerektiğini anlattı. Bunge’nin Sahara-Altı Tarım Ticaret Başkanı Jean Charzat da Afrika’nın ithalatının gelecek on yıllarda ciddi bir şekilde artacağını ve Afrika ülkelerinin bölgesel borsalar kurması ve yükleme/boşaltmadaki dar boğazı rahatlatması gerektiğini söyledi.

Soya fasulyesi piyasasına gelince, son yıllarda yaşanan genişlemenin ardından, küresel üretim artışının mütevazı olması bekleniyor. 2019/20 sezonunda bir düşüşün ardından, üretimin 2023/24 itibariyle ortalama yüzde 1.5’lik bir büyüme oranına denk gelecek şekilde 390 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki beş yıllık süreçte, Güney Amerika’daki artışların öncülük yaptığı ancak nispeten küçük üreticilerin arazi alanını artırmasıyla, dünyada soya fasulyesi üretim alanının 2018/2019’a göre yüzde 5’lik bir artışla 133 milyon hektara çıkması bekleniyor. 2019/20’de belirgin bir düşüş olsa da dünyada üretim verimliliğinde artış beklenmektedir. Sosyal ihtiyaç ve gereksinimlere cevap verebilmek adına tüm gıda zinciri yeni teknolojileri entegre etmek ve tüketiciyle daha iyi iletişim kurmak için hareket ediyor.

İklim değişikliği ve yeni teknolojilerin tahıl ve yağlı tohumlar sektörünü nasıl yeniden şekillendirebileceği üzerine yapılan oturumda, değer zincirindeki aktörlerin daha fazla işbirliği yapması gerektiğine ve besin zinciri boyunca uygulamaları geliştirmek için yeni teknolojilere ve entegre veri sistemlerine yatırım yapmalarının önemine dikkat çekildi.

Pirinç dünyanın en hızlı büyüyen bölgelerinin pek çoğunun başlıca temel besin maddesi haline gelirken, küresel pirinç ticaretinin önümüzdeki yıllarda dünyanın gıda güvenliğinde artan bir rol oynayacağı öngörülmektedir. Talep artışının, yerli üretimdeki artışın, büyüyen nüfusun yüksek gıda gereksiniminin gerisinde kalacağı ve şehirleşme arttıkça gıda alışkanlıklarının değiştiği Sahra-altı Afrika ülkelerinden kaynaklanması bekleniyor. Asya, pirinçte ana tedarikçi olarak kalmaya devam ederken, kıtanın kırsal ekonomilerinin ekonomik refahı, uluslararası piyasaların daha fazla etkisi altında kalacak.

Sektöre yönelik ağır kamu müdahalesi, kısmen pirinç ticaretinin kendine has bazı yönlerine bağlanabilir. Pirinç pazarları, kısmen, çok fazla sınıf ve çeşidin arasında önemli bölünme olması nedeniyle şeffaflıktan yoksundur. Etkili bir vadeli işlemler piyasası bulunmamaktadır ve bu da fiyat keşfi ve görünürlüğü ile risk yönetim seçeneklerini kısıtlamayı kötü etkilemiştir. Ortalama ekim alanının 2 hektar olduğu bir ortamda, pirinç aynı zamanda ana tarımsal emtialar arasında yetersiz bir şekilde işlem görürken, işlenmiş ürünün alım satımının karmaşıklığı daha fazla zorluk yaratabilir.

Fiyatların hızlı ve önemli ölçüde artmasıyla ciddi bir çalkantının yaşandığı 2007/08 pirinç krizinde, birçok ithalatçı ülke, uluslararası piyasaların etkisine maruz kalmayı sınırlandırmak için üretimde kendi kendine yeterliği hedeflemiştir. Fakat uluslararası ticaretin genişlemesinin, iklimin üretim üzerindeki riskleri artırmasının beklendiği gelecek yüzyılda gıda güvenliğini ve Asya ile Afrika arasındaki kırsal ekonomi bağlantılarını artırması bekleniyor. Sonuç olarak sektörün daha fazla işbirliğine ihtiyacı var ve bu işbirliği de daha şeffaf ve istikrarlı bir pazarın oluşmasını sağlayacak.

Sonuç olarak, tahıllar ve yağlı tohumlar sektörleri, gıda güvenliği zorluklarıyla baş etmek ve değer zinciri sürdürülebilirliğini artırmak için küreselleşmeyi, entegrasyonu ve inovasyonu kullanıyor.

Dosya Kategorisindeki Yazılar
06 Şubat 20146 dk okuma

Tahılı Öğütme İşlemine Hazırlama: Paçallama Ve Tavlama

Dr. eng. Tanase TANASE Tecnocereal srl Özet: Hububat temizleme ve iklimlendirme tesisleri içerisi...

09 Nisan 20185 dk okuma

Un değirmenlerinde sabit giderlerin optimize edilmesinde kilit noktalar

“Değirmencinin, tesisin belirlenen kapasitede çalışmasını sağlaması büyük önem taşır.  Bu ise ancak...

08 Kasım 20177 dk okuma

Un/Tahıl Taşıma-Ekipman Seçeneklerine Genel Bakış

“Tahıl/buğday uygulamalarında seyrek fazlı pnömatik taşıma uygulamasının tozsuz taşıma, dayanıklılı...