Buğdayda tespit edilen gen haritası, iklim değişikliğinin negatif etkilerine karşı koyabilmek için önemli bir fırsat kapısı ortaya çıkardı. Buğdaydaki 100 bin genin yerini tespit eden bilim adamları, sıcaklık dalgaları ve çevresel etkilerin ürün üzerindeki etkilerinin üstesinden gelinebileceğini belirtiyor.
Bir grup bilim insanı, 100 binden fazla buğday geninin yerini tespit etti. Buğdayın gen haritasının çıkarılması sayesinde, iklim değişikliğinin neden olacağı sıcaklık dalgalarıyla baş edebilecek yeni buğday türlerinin geliştirilmesi söz konusu olacak. Araştırmanın sonuçları, Science dergisinde yayınlandı.
İngiltere’deki John Innes Centre’da tarım ürünleri genetiği üzerinde çalışan ekibin liderliğini yapan Profesör Cristobal Uauy, buğdayın gen haritasının çıkarılmasının devrim niteliğinde sonuçlara yol açacağını ifade etti. BBC’ye konuşan Profesör Uauy, “İklim değişikliği ve artan talep karşısında buğdayın sürdürülebilir şekilde üretilmesinin yollarını bulmamız gerekiyor. Bu keşif, yıllardır beklediğimiz bir şeydi. Tüm insanlık bundan büyük heyecan duymalı, çünkü bilim insanları ve bitki yetiştiricilerinin dünyayı gelecekte beslemek adına buğdayla ilgili yapmak istedikleri şeyi çok daha bilinçli bir şekilde yapmalarını ilk kez mümkün hale getirdik.” şeklinde konuştu.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2050’de 9,6 milyar kişiye ulaşacak olan dünya nüfusunu beslemek için buğday üretiminin %60 oranında artırılması gerektiğini hesaplıyor. Bu amaçla Meksika’da kurulan Arpa ve Buğday Geliştirme Merkezi (CIMMYT), dünyanın en fakir ülkelerinden bazılarında çiftçilerin yüksek verim elde edebileceği yeni ırklar geliştirmeyi hedefliyor. CIMMYT verimi artırmak ve hastalıkları def etmek için yıllardır geleneksel melezleme yöntemine başvuruyordu. Ancak iklim değişikliğinin yol açtığı sıcaklık dalgalarının artacağı beklentisi, daha az suya ihtiyaç duyan ve yüksek sıcaklıklara dayanabilen ırkların geliştirilmesini öncelikli hale getirdi. CIMMYT buğday araştırmaları şefi Dr. Ravi Singh, “Yetişme dönemindeki kritik aylarda gece sıcaklığı 1 derece yükselirse verim %8 azalır. Bu yüzden iklim şartlarına dayanıklılık, ıslah programlarımızın en önemli faktörlerinden biri.” dedi.
Bilim insanları, geleneksel melezleme yöntemiyle her yıl binlerce yeni buğday ırkı geliştiriyor. Fakat bu süreçler zahmetli ve masraflı. Ortaya çıkacak ırkın arzu edilen genlerin doğru kombinasyonuna sahip olması, piyangonun çıkma ihtimali gibi bir şey. Yeni bir ırkın geliştirilmesi ve ekilir hale gelebilmesi 10-15 yıl alıyor. Araştırmacılar, buğday DNA’sındaki 100 binden fazla genin haritasını çıkarması sayesinde DNA üzerindeki en önemli bölgeler tespit edilip gösterilmiş oldu. Genlerin yerlerinin bilinmesi sayesinde araştırmacılar kuraklığa dayanan, ekstra besleyici değeri olan ya da daha fazla verimi sağlayan genleri bulabilecek. Böylece elde etmek istedikleri özellikleri daha hızlı ve doğru şekilde ekleyebilecekler.