Daniel Whitley
ABD Tarım Bakanlığı (USDA)
Yabancı Tarım Servisi (FAS) Direktörü
ABD Tarım Bakanlığı (USDA) Yabancı Tarım Servisi (FAS) Direktörü Daniel Whitley, Değirmenci Dergisi’ne verdiği özel röportajda, küresel tarımın dinamiklerine dair görüşlerini paylaştı, gıda güvenliği, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi zorlukların ele alınmasında tarımın kritik rolünü vurguladı. Artan global gıda talebini karşılamak için bilim, teknoloji ve inovasyonu benimsemenin öneminin altını çizen Whitley, küresel ölçekte iyi tarım uygulamalarının önemine dikkat çekti.
Röportaj: Namık Kemal Parlak
Değirmenci Dergisi ile ufuk açıcı bir söyleşi gerçekleştiren ABD Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi (FAS) Direktörü Daniel Whitley, tarımın, gezegenimizin refahı için en kritik sektör olduğunu söyledi. Whitley, dünyanın hızlı dönüşümlere tanıklık ettiği bu dönemde, küresel tarım camiasının katkılarına ve FAS’ın bu hayati sektörün geleceğini şekillendirmek için üstlendiği girişimlere dikkat çekti.
Röportaj, ABD tarım ekonomisinin mevcut durumu, ABD tarımının küresel sahnede karşılaştığı zorluklar ve FAS’ın bu zorlukların üstesinden gelmedeki önemli rolü gibi konuları kapsıyor. Whitley, tarımda bilim, teknoloji ve inovasyonun benimsenmesi konusunda değerli görüşler ortaya koyuyor ve bunların gelecek dönemde artacak gıda talebinin karşılanmasındaki rolünü vurguluyor. Whitley’nin sunduğu perspektif, gıda güvenliğinden iklim değişikliğine kadar tarımın dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor. Amerikalı yetkili, önümüzdeki döneme ilişkin olarak da ABD’nin ileri teknolojisine ve bol ekilebilir arazisine işaret ederek, ülkesinin önemli bir küresel tarım tedarikçisi olmaya devam edeceğini belirtiyor.
Sayın Whitley, ABD Tarım Bakanlığı’ndaki kariyeriniz boyunca edindiğiniz yirmi yılı aşkın deneyim, küresel tarım ve ticaret dinamikleri konusundaki bakış açınızı nasıl şekillendirdi?
Dünya hızla değişiyor, ancak değişmeyen tek şey, dünyayı beslemek ve çözümler sunmak için küresel tarım topluluğuna duyulan güven. Dünya giderek büyüyor ve daha fazla çözüme ihtiyaç duyuluyor. Neyse ki tarım, karşı karşıya olduğumuz pek çok kritik sorunun çözümü. Gıda güvenliğinden iklim değişikliğine, sürdürülebilirlikten ulaşıma kadar aklınıza ne gelirse...Tarım bir fark yaratıyor. Dolayısıyla kariyerim boyunca öğrendiğim şey, tarımın dünya için en kritik sektör olduğu ve küresel tarım üreticilerine hak ettikleri takdiri vermemizin önemli olduğudur!
Peki, tarımın ABD ekonomisindeki mevcut rolü nedir ve bu sektör son yıllarda nasıl bir gelişim gösterdi?
ABD Ekonomik Analiz Bürosu’na göre tarım, ormancılık, balıkçılık ve avcılık, ABD GSYİH’sinin yüzde 1’ini temsil etse de bence tarımın daha önemli tarafı insanlar. Amerika Birleşik Devletleri’nde gıda ve tarım üretimiyle uğraşan milyonlarca insan var ve artan ihracat fırsatları ülke genelinde ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkıda bulunuyor. ABD’nin en büyük tarım ürünleri ihracatçısı olduğu gerçeği bu noktayı daha da vurguluyor. 2021 ve 2023 yılları arasında ABD’nin tarımsal ihracatı rekor seviyelere ulaştı ve 2024 yılında da bu seviyelerin yüksek kalmaya devam etmesi bekleniyor.
BİLİM ODAKLI TARIM UYGULAMALARINA ACİL İHTİYAÇ VAR
Tarım; iklim değişikliği, ticari gerilimler ve jeopolitik gelişmeler gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya. Sizce ABD tarımı için küresel sahnede en acil zorluklar neler ve FAS bu zorlukları nasıl aşmaya çalışıyor?
Üretim odaklı tarımda doğru bilim, ileri teknoloji ve inovasyonun kabul görmesi, tüm gezegenin önemsemesi gereken en önemli konulardan biri. Küresel nüfusun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor ve bir numaralı soru şu: Herkesi nasıl besleyeceğiz? Ancak bu soruyu yanıtlamak için 2050 yılına kadar bekleyemeyiz. Şimdi başlamalıyız ve bu da bilim, teknoloji ve inovasyonu kucaklamakla başlar. Geleceğin artan gıda ihtiyacını karşılamak için tek yolun bu olduğunu düşünüyorum.
Doğru bilimi reddeden ticaret ortakları herkesi riske atar. Küresel ticaret ortaklarımızı gen teknolojisi, regülasyon standartlar, iklim-akıllı ürünler, veteriner ilaçları gibi konularda eğitmek için büyük kaynaklar harcıyoruz. Bunlar dünyanın her yerindeki üreticiler için hayati önem taşıyan araçlar. Bu araçları teşvik eden teknik yardım ve ticari kapasite geliştirme projeleri aracılığıyla Afrika, Latin Amerika, Güney Asya ve daha pek çok yerde tarımsal verimliliğin artırılmasına yardımcı oluyoruz. Ancak hala üreticilerinin güvenli olduğunu ve işe yaradığını bildiğimiz bu araçlara erişimini yasaklayan ticaret ortaklarımız var. İşte endişe verici olan da bu: Bilim, teknoloji ve inovasyonun sunduğu fırsatları görmezden gelmeye devam etmek, zaten endişe verici olan gıda güvenliği durumunu daha da kötüleştirecektir.
İklim değişikliği ABD tarımı için de büyük bir zorluk teşkil ediyor. Giderek artan kuraklık, seller ve sıcaklık, gıda güvenliğimizin yanı sıra çevreyi de tehdit ediyor. Bununla birlikte FAS, iklim konularında uluslararası anlaşmaları müzakere etme, ticarette hatalı engelleri ortadan kaldırma ve ABD’nin iklim-akıllı ürünlerini dünya çapında tanıtma çabalarımızla küresel sahnede kritik bir liderlik sağlıyor.
ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte AIM4C olarak da bilinen İklim için Tarım İnovasyon Misyonu’nu başlattı. Bu girişim, iklim-akıllı tarım ve gıda sistemleri inovasyonuna yönelik yatırımları ve diğer destekleri önemli ölçüde artırmak üzere paydaşları bir araya getirerek iklim değişikliği ve küresel açlıkla mücadele etmeyi amaçlıyor.
ABD ayrıca 2021 yılında Birleşmiş Milletler Gıda Sistemleri Zirvesi’nde başlatılan Gıda Güvenliği ve Kaynakların Korunması için Sürdürülebilir Verimlilik Artışı Koalisyonu’na liderlik ediyor. Koalisyon, sosyal, ekonomik ve çevresel boyutlarda tarımsal sürdürülebilirliği optimize eden verimlilik artışı yoluyla daha sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişi hızlandırmayı amaçlıyor.
Ayrıca Uluslararası İklim Merkezi aracılığıyla ABD’nin iklim odaklı yeniliklerini ve uzmanlığını, dünya çapındaki ortaklarımızla paylaşmaya kararlıyız. Bu merkezi geçtiğimiz yıl, dünyanın iklim değişikliğine uyum sağlama ve etkilerini hafifletme becerisini geliştirmek için küresel ölçekte araştırma, araçlar, işbirliği çabaları ve en iyi uygulamaları paylaşmak üzere bir platform olarak hayata geçirdik. Bu kış COP28›de katılımcılara Uluslararası İklim Merkezi’nin nasıl kullanılacağı konusunda eğitim verdik.
FAS, ABD tarımı için hem küresel gıda güvenliğinin hem de ihracat fırsatlarının artırılmasında önemli bir rol oynuyor. FAS’ın bu konuda üstlendiği başlıca girişimleri ve bunların küresel ölçekte nasıl bir etki meydana getirdiğini detaylandırabilir misiniz?
FAS, ticari kapasite geliştirme programları aracılığıyla, tarım ve bitki sağlığı politikalarını ve mevzuat düzenlemelerini güçlendirmek için ticaret ortaklarıyla birlikte çalışıyor. Bu çalışma sadece ABD tarımsal ithalatına yönelik gümrük tarifesi dışı ticaret engellerinin aşılmasına yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda bu ülkelerin aflatoksin veya buğday pası gibi önemli gıda güvenliği veya bitki sağlığı sorunlarının üstesinden gelmelerine de yardımcı oluyor.
Daha önce bahsedilen ticari kapasite geliştirme programlarına ek olarak, bilim insanları, regülatörler, tarım ticareti sektörü temsilcileri ve küresel tarım sektöründeki diğer aktörler için burs ve değişim programlarını da destekliyoruz. Bu programlar kapsamında, uygun ülkelerden gelen kişiler hem kendi ilgi alanlarına giren hem de tarımsal verimliliğin arttırılması ya da iklim değişikliğine uyum sağlanması gibi karşılıklı fayda sağlayacak eğitim ve araştırmalara katılıyor.
FAS’ın McGovern-Dole Uluslararası Eğitim ve Çocuk Beslenmesi (McGovern-Dole) programı ve İlerleme için Gıda programı aracılığıyla, ABD tarımsal emtia hibeleri ve teknik destekler; okul beslenme programlarını ve tarımsal, ekonomik ve/veya altyapı geliştirme programlarını desteklemek, besin, eğitim ve gıda güvenliği eksikliklerini gidermek ve ABD tarım ürünlerinin ticaretini genişletmek için tarım verimliliğini artırmak için kullanılıyor. 2023 yılında Food for Progress ve McGovern-Dole yaklaşık 350 bin ton ABD ürünü satın aldı, bağışladı ve programlar dünya çapında 5 milyondan fazla insana fayda sağladı.
Bu programlarla sağladığımız etki, Güneydoğu Asya’da ABD’li ihracatçılar için yeni pazarların genişletilmesinden Afrika’da gıda güvencesi alanında daha gelişmiş yapıların geliştirilmesine ve kritik gıda yardımlarıyla dokunulan yüz binlerce hayata kadar geniş bir alana yayılıyor.
FAS’ın ABD tarım ihracatını teşvik etme çalışmaları, ticaret ortaklarımıza uygun fiyatlı, yüksek kaliteli ABD tarım ürünleri sağlayarak küresel gıda güvenliğini artırıyor. Buna karşılık, FAS’ın ticaret politikası ve kapasite geliştirme girişimleri, partner ülkelerin sürdürülebilir gıda ve tarım sistemleri geliştirmelerine ve uluslararası ticarete katılmalarına yardımcı oluyor. FAS ve iş ortaklarımız onlarca yıldır okul yemekleri, bitki ve hayvan sağlığı, toprak ve suyun korunması ve tarımsal iklim bilimi gibi alanlarda küresel öncülük sağlamak için USDA’nın yerel programlarından yararlanıyor.
ABD TARIM İHRACATININ GELECEĞİ
Kısa süre once, USDA’nın Bölgesel Tarımsal Teşvik Programı’nı (RAPP) hayata geçirmenin kariyerinizin en büyük kurum başarısı olduğunu söylemiştiniz. Bu programın özellikle pazar çeşitlendirmesi açısından Amerikan tarım ihracatçılarına nasıl fayda sağlayacağına dair görüşlerinizi paylaşabilir misiniz? Önümüzdeki yıllarda ABD tarım ihracatının coğrafi dağılımında bir değişim bekliyor musunuz?
FAS pazar geliştirme programları, USDA ve ABD tarım topluluğu arasındaki başarılı bir kamu-özel sektör ortaklığı ile gerçekleştirilmektedir. Bu programlar olumlu bir yatırım getirisi sağlamada etkili olmakta ve her yıl ABD’nin tarımsal ihracat miktarını önemli ölçüde artırmaktadır. Ancak ABD’nin ticaret ortaklarına baktığımızda, ihracatımızın yaklaşık yüzde 60’ının sadece dört ülkeye yapıldığını görüyoruz: Çin, Meksika, Kanada ve AB.
Yeni RAPP fonu, bu 4 büyük pazarın dışındaki pazarlara odaklanacak ve ABD tarım sektörünün dünyanın dört bir yanındaki ana pazarlarda kurduğu ticari ilişkileri geliştirmesini ve ihracatçıların yeni pazarlara açılmasını ve büyüyen piyasalarda paylarını artırmasını sağlayacak. Önümüzdeki yıllarda beklenen ek finansman dilimleriyle birlikte, bu 1.2 milyar dolarlık yeni finansman, gelecek on yıl boyunca ABD tarımını desteklemek ve araştırma yapmak, alıcıları belirlemek, engelleri ele almak ve olağanüstü ürünlerimizi dünya çapında büyüyen pazarlarda tanıtmak için gereken kritik yatırımı sağlayacaktır.
USDA’NIN TİCARET DİPLOMASİSİ
ABD’nin tarımsal pazar erişimini artırmak için şu anda öncelik verdiğiniz spesifik bölgeler veya hususlar var mı?
Biden-Harris yönetimi için öncelikli alanlardan biri, küresel ticaret sistemindeki güveni yeniden inşa etmektir. Bunu, Amerikalı üreticilerin ihracat pazarlarına erişimini genişletmeye devam etmek için hem yurt içinde hem de yurt dışında hükümet ve iş dünyası temsilcileriyle yaptığımız günlük toplantılarda gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Küresel ticaret ortaklarımızla ilişkilerimizi güçlendirmek ve genişletmek, krizden etkilenen herkesin ihtiyaç duyduğu hizmetlere ve gıdaya erişebilmesini sağlamaya çalıştığımız için hayati önem taşıyor. Bu çabanın bir parçası olarak USDA, ABD’nin tarımsal ihracatını artırmak ve ihracat fırsatlarını vurgulamak için bu yıl Kore, Hindistan, Kanada, Kolombiya, Vietnam ve Fas’ta altı ticaret misyonu planladı. Ayrıca, ABD’nin “en iyi ihracat uygulamaları”, iklim-akıllı, sürdürülebilir üretim uygulamaları ve ABD ürünlerinin kalitesi ve maliyet rekabetçiliği hakkındaki mesajlarını güçlendirmek için önemli fırsatlar sunan uluslararası kuruluşlar ve koalisyonlarla da işbirliği yapıyoruz. Bu çabalar, Amerikalı çiftçilere ve onların mensubu olduğu toplumlara doğrudan fayda sağlayan pazar geliştirme ve ihracatı teşvik faaliyetleri için zemin hazırlıyor.
Günümüzde dünya çapında tüketicilerin sürdürülebilirliğe olan ilgisi artıyor. USDA, ABD tarım endüstrisinin sürdürülebilirlik çabalarını teşvik etme konusunda nasıl destekliyor?
USDA ve FAS, çeşitli pazarlama programları ve Uluslararası İklim Merkezi aracılığıyla ABD tarım işletmelerinin sürdürülebilirlik çabalarına ilişkin tüketici farkındalığını artırmak için çalışıyor. Bu yeni merkez, tüm araçlarında, web seminerlerinde ve etkinliklerinde ABD’nin akıllı iklim uzmanlığını gözler önüne seriyor. Uluslararası İklim Merkezi, 2024 yılında küresel Çiftçiden Çiftçiye değişim programları, uluslararası gençlere ulaşılması ve web sitesinde sektördeki yeniliklerin öne çıkarılması yoluyla ABD tarım sektörünün sürdürülebilirlik çabalarına daha da fazla görünürlük kazandırmayı planlıyor.
ABD KÜRESEL GIDA ÜRETİMİNDE ÖNEMLİ BİR OYUNCU OLMAYA DEVAM EDECEK
USDA, iklim değişikliğinin ABD tarımsal üretimi ve ihracatı üzerinde ortaya çıkardığı zorlukları nasıl aşmayı hedefliyor?
USDA, ormancılarına, çiftçilerine ve üreticilerine değişen iklime uyum sağlamalarına yardımcı olacak araçlar ve bilgiler sağlayarak verimliliklerini korumalarına destek oluyor. Bu birçok yolla gerçekleştiriliyor, ancak hedeflenen çabalardan biri USDA’nın İklim Merkezleri ağıdır. On yıldır bu bölgesel merkezler, bölgelerindeki doğal kaynak karar vericilerinin değişen iklim koşullarını tahmin etmelerine ve bunlara uyum sağlamalarına yardımcı olmak için pratik, bilime dayalı bilgiler sağlıyor. Bu merkezler bilgi paylaşmakta, üreticileri bir araya getirmekte ve ABD sanayisinin iklim değişikliği karşısında üretkenliğini ve ihracat kapasitesini korumasına yardımcı olacak karar destek araçları oluşturmaktadır. Geçmişte bu merkezler ABD’li üreticilere odaklanmıştı, ancak geçen yıl bilimsel araştırmalarımızı ve iklim-akıllı uygulamalarımızı diğer ülkelerle paylaşmak için bir Uluslararası İklim Merkezi’ni hayata geçirdik.
USDA’da, ABD’li üreticilerin kendi iklim riskleriyle başa çıkmalarına yardımcı olan bilim, veri ve bilgi, programlar ve karar destek araçları sunuyoruz ve FAS bu kaynakların uluslararası arenaya taşınmasına yardımcı oluyor. İklim-Akıllı Emtia Ortaklığı (Partnership for Climate Smart Commodities), USDA’nın iklim çözümlerine kendi ülkesinde nasıl yatırım yaptığının ve çıkarılan dersleri küresel ortaklarla paylaşabilmek için iklim-akıllı uygulamaların izlenmesi, ölçülmesi ve teyit edilmesine nasıl yatırım yaptığının bir örneğidir. Aynı zamanda USDA, iklim çözümleri konusunda uluslararası işbirliğini teşvik etmeye yardımcı olmak için uluslararası forumlara katılmaktadır.
ABD’nin küresel bir tarım tedarikçisi olarak önemini gelecekte nasıl görüyorsunuz?
ABD’nin gelecekte de dünyanın en büyük tarımsal ürün tedarikçilerinden ve üreticilerinden biri olmaya devam etmesi bekleniyor. Küresel nüfusun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşması ve önümüzdeki on yıl içinde küresel ekonomik büyümenin yüzde 3’e yakın olması beklenirken, daha fazla küresel tüketici orta sınıfa dahil olacak. Dolayısıyla gıda talebi güçlü kalmaya devam edecek ve başlıca küresel tedarikçilerin bu artan talebi karşılamak için üretim ve ihracatı artırması gerekecek. Bol miktarda ekilebilir arazisi ve gelişmiş tarım teknolojisi göz önüne alındığında, ABD’nin dünyanın en büyük ve en önemli tarımsal üreticilerinden ve ihracatçılarından biri olmaya devam etmesi bekleniyor.