Rusya Un Değirmenleri ve Tahıl İşletmeleri Birliği Başkanı Igor Sviridenko, Değirmenci Dergisi’ne verdiği röportajda Rusya’da un sanayinin geleceğini şekillendiren stratejik vizyonu ve karşılaştıkları zorlukları anlattı. Sviridenko, artan kârlılık ve büyüyen ihracat dinamiklerinin etkisiyle Rus değirmencilik sanayinde devam eden modernizasyon çabalarına da ışık tuttu.
Rusya Un Değirmenleri ve Tahıl İşletmeleri Birliği Başkanı Igor Sviridenko
Son üç sezondur dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olan Rusya, içinde bulunduğumuz sezonda 51 milyon tonluk satış hedefleyerek yeni bir rekora imza atmaya hazırlanıyor. USDA’nın son tahminlerine göre ülkenin 2023/24 sezonunda 91 milyon ton buğday üretmesi bekleniyor. Üretimdeki bu artış, Rusya’nın ihracata giderek daha fazla odaklanmasına yol açıyor. Gelişen buğday ihracatı, buğday unu ihracatındaki benzer bir artışı da beraberinde getiriyor. Son yıllarda, Rusya’nın buğday unu ihracatı önemli bir büyüme gösterdi ve Rusya, geleneksel Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin ötesinde farklı ülkeler için de bir un tedarikçisi olarak ortaya çıktı. Ülkede, yılda 15 milyon tondan fazla un üretme kapasitesine sahip yaklaşık 280 büyük ölçekli un fabrikası bulunuyor.
Rusya Un Değirmenleri ve Tahıl İşletmeleri Birliği Başkanı Igor Sviridenko, Değirmenci Dergisi’ne verdiği özel röportajda Rusya un sanayisinin mevcut durumuna ilişkin görüşlerini paylaştı. Sviridenko, sektörün karşı karşıya olduğu temel zorlukları irdeledi ve sektörde devam eden modernizasyon eğiliminin üzerinde durdu. Sviridenko’ya göre bu eğilim, temel olarak ihracat dinamiklerindeki artıştan kaynaklanıyor ve sektörün değişen pazar taleplerine uyum sağlama kabiliyetini ortaya koyuyor.
İşte Igor Sviridenko’nun sorularımıza verdiği cevaplar:
Sayın Sviridenko, öncelikle bize Rusya değirmencilik endüstrisinin mevcut durumu hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz?
Rusya Federasyonu’nda şu anda yaklaşık 280 büyük ölçekli (endüstriyel) un değirmeni bulunuyor. Bu da 13,5 milyon ton buğday unu ve gerektiğinde 1,5 milyon ton çavdar unu olmak üzere yılda en az 15 milyon ton un üretilmesini mümkün kılıyor. Rusya İstatistik Kurumu (Rosstat) verilerine göre yıllık üretim miktarı yaklaşık 9,3 milyon ton. Dolayısıyla, önemli miktarda atıl üretim kapasitesinin olduğu söylenebilir.
Değirmenler ağırlıklı olarak Rusya’nın orta kesimlerinde, Volga, Güney, Ural ve Sibirya federal bölgelerinde yer alıyor. Kuzeybatı ve Kuzey Kafkasya federal bölgelerinde nispeten az sayıda un değirmeni tesisi bulunuyor. Uzak Doğu Federal Bölgesi’nde ise un fabrikası mevcut değil.
RUS UN SANAYİCİLERİNİN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR
Rus değirmencilik endüstrisinde gözlemlediğiniz temel zorluklar neler? Mevcut zorlukların üstesinden nasıl gelmeyi planlıyorsunuz?
Temel sorunlarımız arasında un değirmenciliğinin kârlılığının artırılması, üretilen ürünlerin kalitesinin iyileştirilmesi ve unlu mamullerin rasyonel kullanımının optimize edilmesi yer alıyor. Son yıllarda, Rusya’daki tahıl üretimi yurtiçi ihtiyacı önemli ölçüde aşmıştır. Rusya’da yüksek kaliteli buğday ekimi, iç tüketim gereksinimlerini iki kat aşmaktadır. Bu da üretim için yüksek kaliteli tahılın tahsis edilmesini sağlamaktadır. İleri teknoloji kullanımı ile birlikte bu, küresel standartlar düzeyinde ürünlerin üretilmesini sağlamaktadır.
Ülkemizde Tahıl ve Tahıl Ürünleri için Federal Devlet Otomatik Takip Sistemi’nin uygulanması önemli bir rol oynamaktadır. Bu sistem, ‘tarladan rafa’ tüm tahıl yolculuğunun izlenebilmesini sağlamakta ve hem tahıl kullanımını hem de üretilen ürünlerin kalitesini kontrol etmektedir. Halihazırda, bu sistemin tüm üreticilere yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bana göre eşit rekabet koşulları sağlayan sıkı kontrol altında yüksek kaliteli hammadde ve ileri teknolojilerin kullanılması, Rus değirmencilerin ekonomik istikrarını artırmanın anahtarıdır.
RUSYA’NIN UN İHRACATI YENİ ZİRVELERE YÜKSELİYOR
Miktar ve destinasyon başta olmak üzere Rusya’nın un ihracatındaki son trendler hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz?
Uzun zamandır dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olan Rusya, un ihracat pazarında ise nispeten mütevazı bir konuma sahipti. Ancak bu durum 2022’den bu yana değişti. 2022’de un ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 350 artarak 250 bin tondan 880 bin tona çıktı.
İhracat rotamızda da kayda değer değişiklikler oldu. Geçmişte un, ağırlıklı olarak Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine ihraç ediliyordu. Şimdi ise Rusya; Gürcistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan gibi geleneksel alıcıların yanı sıra Irak, Afganistan, Kuzey Kore, Çin, Suriye ve hatta kendisi de bu ürünün önemli bir ihracatçısı olan Türkiye için önemli bir ihracatçı olarak ortaya çıkmıştır.
Teknolojik gelişmelerin Rusya’daki değirmencilik sektörünü nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Sektörün geleceğinde önemli rol oynayacağına inandığınız spesifik yenilikler veya teknolojiler var mı?
Bu soru oldukça hassas. Ne de olsa değirmencilik, insanlığın 10.000 yıl önce başladığı en eski endüstrilerden biri. Gelişim kuşkusuz devam ediyor. Bir süredir yenilikçi yöntemler araştırılıyor. Ancak mevcut en iyi örnekleri aşan niteliklere sahip ürünler elde etmek ya imkansız ya da pratik değil. İkinci senaryoda, kalite yatırımlarla orantılı olarak artmayacağından, iyileştirme için gereken maliyetler makul olmayabilir. Bize göre, öncelikli yönelim işletmelerin konsolidasyonu ve otomasyonlarının artırılması olmalıdır. Son yıllarda Rusya’da günlük 1700 tonu aşan üretim kapasitesine sahip tesisler kuruldu. Bu arada Çin’de günde 5000 ton ve hatta daha fazla kapasiteye sahip tesislerin devreye alındığını da hatırlatayım. Bu durum, otomasyonla birlikte başta idari personel ve fabrika işçileri olmak üzere sabit maliyetlerin azaltılması yoluyla kârlılığın artmasını sağlıyor.
Bir başka yön de un işleme teknolojileri alanındaki bilimsel gelişmeler olabilir - kavuz ve endospermin daha kusursuz bir şekilde ayrıştırılması, kalite göstergelerinin (özellikle beyazlık) iyileştirilmesi ve unun pişirme özelliklerinin geliştirilmesi için katkı maddeleri ve geliştiricilerin kullanılması gibi. Ancak, hammaddelerin ve nihai mamüllerin doğal bileşimine yapılacak herhangi bir müdahalenin hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabileceğinden, bu yolda çok dikkatli ve sorumlu bir şekilde ilerlenmelidir.
RUS UN DEĞİRMENLERİNİN DEĞİŞEN ÇEHRESİ
Daha önceki bir suhbetimizde, Rus değirmencilik endüstrisinde yeni ekipmana ve modernizasyona duyulan acil ihtiyacın altını çizmiştiniz. Rusya’daki bu modernizasyon ihtiyacının karşılanması yönünde sektörde gözle görülür bir eğilim söz konusu mu?
Sektörün yeniden teçhizi çoktan başladı. Büyük ölçekli tesislerin inşasına yönelik bir eğilim olduğunu zaten yukarıda belirtmiştim. Buna ek olarak, ihracattaki büyüme, lojistiğin en uygun olduğu bölgelerde - deniz ve nehir limanlarına yakın - tesislerin inşasını ve modernizasyonunu da teşvik etti. Tahıl ve Tahıl Ürünleri için Federal Devlet Otomatik İzlenebilirlik Sistemi’nin uygulanmasından kaynaklanan artan kârlılık, ihracat artışı ve nispeten ucuz hammaddelerin mevcudiyeti de köklü işletmelerin yeniden teçhizatlandırılmasını teşvik ediyor. Aynı zamanda Rus un değirmenleri, alımdan sevkiyata kadar değirmenlere eksiksiz bir ekipman seti sağlayabilen yerli makine üreticilerinin yanı sıra, başta Türkiye ve Çin olmak üzere yabancı üreticileri de değerlendiriyor.
Dünyanın önde gelen buğday ihracatçısı olmasına rağmen Rusya’dan yapılan un ihracatı tam potansiyeline ulaşabilmiş değil. Hangi etkenler buna yol açıyor? Rusya bu potansiyelini gerçekleştirmek için ne yapmayı planlıyor? Önde gelen bir un ihracatçısı olmak için belirli hedefler veya stratejileriniz var mı?
Rusya, gerektiğinde minimum bir ilave çabayla un üretimini yılda en az 3-4 milyon ton artırma kabiliyetine sahip. Daha önce de belirtildiği gibi, unumuzun kalitesi küresel standartları karşılıyor ve hatta bazı durumlarda bu standartları bile aşıyor. İhracatımızı, 2022’deki yüksek büyüme ile karşılaştırıldığında bile istikrarlı bir şekilde artırıyoruz. Rus ihracatçıların hedefi, tahıl ve un ihracatı arasında şu anda 10:1 olan küresel orana erişmektir. Bu da Rusya’nın yılda 40 milyon ton buğday ihraç ederken, hedefin 4 milyon ton da un ihracatı olduğu anlamına geliyor. Bu da un ihracatını geliştirme programı için devlet desteğinin gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca, ihracat büyümesini tartışırken, şimdiye kadar doğrudan bir ürün olarak una odaklandık. Ancak Rusya’da yaklaşık 1 milyon ton un pasta ve şeker ürünlerinde, 1,5 milyon tonun üzerinde un da makarna üretiminde kullanılıyor. Bu tür ürünler de son yıllarda ihracat açısından artış göstermiştir.
Rus un sanayinin geleceğine ilişkin beklentileriniz ve öngörüleriniz neler? Rusya Un Değirmenleri ve Tahıl İşletmeleri Birliği’nin önümüzdeki yıllarda ulaşmak istediği somut hedefler var mı?
Rus un sanayisinin ana görevi değişmemiştir ve değişmeyecektir: Rus halkına gerekli miktarlarda ve uygun fiyatlarda yüksek kaliteli ürünler sunmak. Gösterilen tüm çabalar tam da bu görevi yerine getirmeye yöneliktir. Son yıllarda yaşanan tüm zorluklara rağmen bunun başarılacağından hiç şüphemiz yok. Rus un değirmenciliğinin ana görevinin çözümüne paralel gelişme; ihracatın artırılması, teknolojilerin geliştirilmesi, ilgili sektörlerle etkileşim, tüm endüstrinin verimliliğine ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaktır. Bu bizim hedefimiz ve şu ana kadar oldukça iyi bir şekilde üstesinden geliyoruz.
RUSYA’DA UN TÜKETİM TERCİHLERİ
Rusya’da un çeşitlerine ilişkin tüketici tercihlerinde nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz? Geleneksel un ürünleri pazarda hala baskın mı, yoksa yenilikçi veya özel unlara yönelik talepte kayda değer artışlar oldu mu?
Un sanayinin yakın ve uzak gelecekteki gelişimine ilişkin birçok görüş olduğundan, bu soru uzmanlar için en karmaşık soru. Bu nedenle bu konuda benim görüşüm sübjektiftir, deneyimlerime ve hatta tamamen kişisel niteliklerime bağlıdır. Dolayısıyla, bu görüşümü kişisel bir bakış açısı olarak değerlendirin. Şu anda un değirmenlerinin ürünleriyle insanların temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğine inanıyorum. Un, ekmek, tatlı ve makarna ile ilgili sorunlar çözüldükten sonra, insanlar yeni ve alışılmadık bir şeyler deneme konusunda istek duymaya başladı. Tam tahıldan tutun da çekirge ununa kadar çeşitli egzotik un türlerine olan ilgi bundan kaynaklanıyor. Bu arada, tam tahıllı un tam olarak ilkel insanların on bin yıl önce tahılı iki taş arasında ezerek elde ettiği un çeşididir. Farklı ürünlere olan ilgi oldukça anlaşılabilir; insanlar alışılmadık bir şey denemeye meraklıdır. Ancak eminim ki meraklarını giderdikten sonra nüfusun çoğunluğu, uzun süredir kendini kanıtlamış ve birçok neslin aşina olduğu geleneksel un türlerine ve bunlardan yapılan ürünlere geri dönecektir.
Eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?
Derginizin, Rus un değirmenciliği endüstrisine gösterdiği ilgi için teşekkür ediyorum. Türk tarafı ile işbirliğimizin güçlenmesini ve bu işbirliğinin her iki halkın, ekmek ve unlu mamulleri seven insanların ve hem Türkiye ve Rusya’da hem de komşu ülkelerde yaşayan insanların yararına çalışan sektörümüz profesyonellerinin gelişimine katkıda bulunmasını umuyoruz. Teşekkürler!