“Bitkisel gıda tüketiminin en önemli kalemleri olan; hububat ve bakliyatın dünya çapındaki toplam üretimi milyar tonları bulmaktadır. Hemen her ülkede bu ürünlerin gıda olarak hazırlanması gereksinimi vardır. Artan üretim miktarına bağlı olarak, modern teknolojiyi kullanarak daha küçük alanda, daha az enerji harcayarak yüksek kapasite elde etmek zorunluluğu doğmuştur.”
Osman YAMAN
Gıda Yüksek Mühendisi Atomika Makina Satış Mühendisi
Ülkemizde Bühler makinalarının daha çok hububat temizleme ve sınıflandırmada yaygın olarak kullanıldığı bilinir. Kalitesi ve kapasitesiyle ön plana çıkan un değirmenlerine, pirinç işleme tesislerine, irmik değirmenlerine ve makarna fabrikalarına baktığınızda Bühler makinalarını görürsünüz. Ancak dünya ticaretinde önemli rol oynadığımız bakliyat sektöründe, Bühler’in son derece başarılı çözümler ürettiğini hemen fark edemeyebilirsiniz.
Kuruluşu 1862 yılına kadar giden Schmidt-Seeger firmasının 2010 Eylül ayında gruba dahil olmasıyla Bühler’in ürün yelpazesi daha da genişlemiştir. Böylece Bühler bakliyat sektöründe teknolojide son noktayı yakalamak isteyenler için mükemmel bir seçenek olmuştur.
Ülkemizde bakliyat tüketimindeki ürün özellikleri diğer ülkelere göre farklılık göstermektedir. Dünyada en çok bakliyat tüketen Hindistan ve Çin gibi ülkelere baktığımızda mercimek, nohut gibi ürünleri tüm dane olarak tüketmediklerini görmekteyiz. Bu tip ürünler kırılarak veya toz haline getirilerek satılmakta ve pişirilmektedir. Hal böyle olunca bakliyat üretimi ve tüketiminde sadece bize özgü işleme ve pişirme teknikleri bulunmaktadır. Ancak sahip olduğumuz teknoloji, bize özgü makinaları geliştirmeye yetmediğinden yabancı firmaların başka amaçlar için kullandıkları makinaları adapte ederek ya da edemeyerek kendi bakliyat ayıklama makinalarımızı üretmeye çalışmışızdır.
Sonuçta yapılış amacı farklı olan bir makinayı nohut sınıflandırmada, hafif tane ayıklamada, mercimekte yaprak mercimeği futboldan ayırmada kullanmak zorunda kalıyoruz. Yapılan fabrikalarda çok büyük elek alanına ihtiyaç duyan devasa eleme ve sınıflandırma makinaları görüyoruz. Ebatlarına baktığımızda çok iş yapar görünen ancak büyüklüğü sadece enerji tüketmeye yarayan makinalar olduğunu ancak yerine aynı işi yapan bir Bühler makinası koyduğumuzda anlıyoruz.
Ayrıca ülkemizde girdiğiniz bakliyat tesislerinin hemen hepsinde ortamda müthiş bir tozla karşılaşırsınız. Bunun nedeni makinalarda toz atım sistemlerin hiç olmaması veya yeterli olarak geliştirilmemiş olmasıdır. Ortamdaki toz hem çalışan sağlığını hem de ürün sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Yeterli toz atım sistemi olmaması, toz patlaması adı verilen tehlikeli durumlara da davetiye çıkarmaktadır. Bühler makinaları tamamen kapalı bir aspirasyon sistemiyle çalıştığından ve makineyle birlikte havalandırma hesaplamaları verildiğinden, işletmelerde toz salınımı sorunu kalmamaktadır.
Bühler makinalarının farklılığı; çok daha ufak alanda, ebatlarına göre çok büyük kapasiteler yakalaması, az enerji harcaması, işlevini tam yapması, iyi ürün kaybına yol açmaması ve ortama toz salmamasıdır.
Makinalar bazında örneklemeler yapacak olursak, her işletmede görebileceğimiz taş ayıklama makinası çok basit görünmekte ve kaliteli bir makine alımına gerek duyulmayacağını düşündürmektedir. Makinanın basit tasarımlı olması, kolayca yapılabileceği anlamına gelmemektedir. Mühendisliğin esası, işlemleri olabildiğince basit şekilde yapabilmektir. Çoğu taş ayıklama makinasına baktığımızda küçük taşları ayıklayamadığını görürüz. Ayrıca taşla beraber çok fazla iyi ürünün makine tarafından atıldığını fark edersiniz. Taşla beraber atılan üründen kaynaklanan kaybınızın, makine alırken tasarruf ettiğiniz miktarı, kısa sürede aşacağını sonradan anlarsınız. Bühler Destoner Taş Ayıklama makinası; kapasitesini, taş ayıklama verimini ve iyi ürün kaybını azaltan performansını gören bakliyat işletmelerinin tercihi olamaya devam edecektir.
Diğer bir örnek olarak, kırmızı mercimekte başarıyla kullanılan Bühler Gravomat Yoğunluk Sınıflandırma makinesi, saatte 10 ton ürünle beslenebilmektedir. Ürün yapısına bağlı olarak giren miktarın % 85’i kaliteli dane olarak ayrılabilmektedir. Geri kalan %15 karışık ürün, içindeki iyi ürünün alınması için Bühler Vibrograder Hafif Tane makinasına gönderilmektedir. Bu makinaların ebatlarını, aynı kapasiteyi yakalamak için kullanılması gereken açık tabla hafif tane makinalarıyla mukayese dahi edemezsiniz. Sadece bu örnek bile işletmelerin ne ölçüde bir kazanç sağladığını göstermeye yetecektir.
Aynı şekilde Bühler Sortex optik ayıklamada Sortex Z+ serisi ile yakaladığı başarıyı son serisi olan Sortex B ile daha üst seviyeye taşımaya başlamıştır. Sortex B serisinde 5 kanal ve yeni teknoloji ürünü colorvision renkli kameralar bulunmaktadır. Bu sayede bakliyat grubunda yüksek kapasite, ayıklama performansı ve güvenilirlik arayan işletmeler için tek çözümdür. Sortex B serisi ile alınan kapasite, ürün kalitesi ve atık içinde yer alan iyi ürün miktarı şu anda dünyada hiçbir serbest düşüm optik ayıklama makinesiyle alınamamaktadır. Unutulmamalıdır ki; ayıklama kalitesi ancak ve ancak bu üç kriterin aynı anda bir arada olmasıyla elde edilir. Kapasite, ürün kalitesi ve atık içinde kalan iyi tane oranındaki en uygun seviyeyi, aynı anda yakalayabileceğiniz tek çözüm Sortex optik ayıklama makinalarıdır.
Tek tek makine bazında görünen bu avantajları düşündüğünüzde, tamamı Bühler tarafından tasarlanan fabrikalardaki kapasite, performans ve temizliğin önümüzdeki dönemde bakliyat piyasasında çok konuşulacağını söyleyebiliriz.
Bitkisel gıda tüketiminin en önemli kalemleri olan; hububat ve bakliyatın dünya çapındaki toplam üretimi milyar tonları bulmaktadır. Başka bir deyişle, dünya üzerinde üretimi ve tüketimi yapılan en yüksek tonajlı gıda maddeleridir. Hemen her ülkede bu ürünlerin gıda olarak hazırlanması gereksinimi vardır. Artan tüketime paralel olarak, iyi tarım uygulamalarıyla üretim miktarları da artmaktadır. Artan üretim miktarına bağlı olarak, modern teknolojiyi kullanarak daha küçük alanda, daha az enerji harcayarak yüksek kapasite elde etmek zorunluluğu doğmuştur. Soframıza sağlıklı, görünümü çekici ve yabancı madde içermeyen ürünlerin konulması için geleneksel sınıflandırma ve ayıklama tekniklerinin yanında gelişen teknolojiye paralel sistemler kullanılmalıdır.