“Gıda zenginleştirme, temel besin maddelerinin nüfusun tamamına ve özellikle de bu besinlere başka yöntemlerle ulaşma şansı olmayan kesimlere ulaştırma adına en düşük maliyetli ve sürdürülebilir müdahalelerden biri. COVID-19 pandemisi, zenginleştirmenin değerini bir kez daha ortaya çıkardı ve daha fazla insanın yalnızca hayatta kalmak için değil, potansiyellerine tam olarak ulaştırmak adına ihtiyaç duydukları besinlere ulaşması için bu uygulamaya daha büyük ölçekte başvurulması gerektiğini ortaya koydu.”
Dr. Noor Khan
Pakistan Gıda Zenginleştirme Programı Direktörü
Nutrition International
Demir, folik asit, çinko ve A vitamini gibi temel vitamin ve minerallere erişim, tüm insanlar için hayat memat meselesi olabilir. Bu mikrobesinler, beynin tam olarak gelişmesi, vücudun normal şekilde büyümesi ve bağışıklık sisteminin etkili şekilde çalışması için temel öneme sahip.
Dünya genelinde, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, iki milyardan fazla insan ihtiyaç duydukları besinleri alamıyor. Mikrobesin yetersizliklerinin etkisi bireyler, aileler ve ülkeler için yıkıcı olabiliyor. Doğru zamanda doğru şekilde beslenme, insanların daha güçlü ve eşitlikçi bir dünya inşa edilmesine katkı sağlamaları adına olmazsa olmaz.
Unun temel mikrobesinlerle zenginleştirilmesi, muhtaç insanların daha iyi beslenmesi adına kanıtlanmış ve düşük maliyetli bir yöntem. 2012 Kopenhag Konsensüsüne göre, gıda zenginleştirmesi, global kalkınmaya yönelik en verimli müdahalelerden biri. Bunun için yapılan her 1$’lık yatırımın ekonomik getirisi 27$.
COVID-19 pandemisi, en zor şartlar altındaki insanların gerekli besin maddelerini almasını daha da zorlaştırdı. Tedarik zincirlerindeki kopukluklar ve gelir kaybından dolayı güçlerinin yeteceği en ucuz gıdalara yönelen insanlar çoğu zaman yetersiz beslenme sorunu yaşamaya başladı. Buğday unu, pirinç ve mısır gibi ucuz gıda maddeleri insanların midelerini dolduruyor ancak onların temel besin ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu gıda maddelerinin zenginleştirilmesi, daha fazla insanın daha iyi beslenmesine yardımcı olabilir.
Buğday unu, zenginleştirilmek için en müsait gıda maddelerinden biri. Çünkü birçok ülkede ekmek, mantı ya da diğer unlu mamuller, nüfusun büyük bölümü tarafından temel besin olarak tüketiliyor. Buğday unu; demir ve folik asidin de aralarında olduğu birçok mikrobesinle zenginleştirilebiliyor. Bu sayede daha çok kadınları ve çocukları etkileyen demir eksikliğinden kaynaklanan kansızlık ve folik asit eksikliği sorunların çözümüne yardımcı olmak mümkün.
Dünya Sağlık Örgütüne göre; kadınların %30’u, hamile kadınların %38’i ve ergen kızların %15’i anemi sorunu yaşıyor . Demir eksikliğinden kaynaklanan anemi enerji düzeylerini düşürerek yorgunluk ve fiziksel kapasite sorunu ile yaşam kalitesinde düşüşe yol açıyor. Bu da okul performansın ve iş verimliliğini ve etkileyerek insanları fakirlik ve yetersiz beslenme kısır döngüsüne sokuyor. Un gibi temel gıda maddelerinin demirle zenginleştirilmesi, zor şartlar altında yaşayan kadınlar ve kızlar da dahil olmak üzere tüm nüfusun bu mikrobesine ulaşmasını garanti altına alabilir.
Hamile kadınlar ise folik asit yetersizliği tehdidi altında. Bu sorun, bebeklerin açık omurga ve anensefali gibi nöral tüp defektleri ile dünyaya gelmesine yol açıyor. Folik asit yetersizliği ayrıca; zihin bulanıklığı, depresyon, ishal ve megaloblastik anemi gibi rahatsızlıklara neden oluyor.
Folik asit zenginleştirmeleri, kadınların hamile kalmaları durumunda bebeklerde nöral tüp defektiyle doğum riskini büyük ölçüde azaltıyor. Hamileliklerin %40’ının plansız gerçekleşmesinden dolayı kadınlar genellikle bu takviyeleri almaya başladığında geç kalmış oluyor Bu yüzden de hamilelikten önce folik asit alımı, hem anne hem de bebeğin sağlığı için kritik önemde.
Nutrition International, Afrika ve Asya’da devlet kurumları, sektör paydaşları ve ortakları ile birlikte bu alandaki politikaların uyumlu hale getirilmesi, zenginleştirme uygulamalarının yoğunlaştırılması ve mevcut programların daha iyi takip edilmesi için çaba harcıyor. Örneğin Endonezya’da ulusal hükümet ile yakından çalışarak buğday unu zenginleştirme programlarının güçlendirilmesi için gayret gösteriyoruz. Bunun yanında, daha etkili demir bileşiklerinin kullanıldığı yeni zenginleştirme standartlarının kabul edilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda standartların belirlenmemiş olması, birçok değirmencinin piyasadaki en ucuz bileşiği tercih etmesine yol açıyordu. Bu durumda da anemi oranlarında beklenen düşüş gerçekleşmiyordu. Ancak Şubat ayında Endonezya’da yeni bir yasa kabul edildi ve Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyelerine uygun olarak, zenginleştirme için ferröz fumarat, ferröz sülfat ya da ferrik sodyum etilendiamintetraasetat kullanılması şart koşuldu.
Bunun yanında, doğrudan değirmencilerle çalışıyor ve un zenginleştirme sektörünü güçlendirmek için teknik ve ticari tavsiyelerde bulunuyoruz. Pakistan GIda Zenginleştirme Programı kapsamında zenginleştirme işleminin standartlara uygun şekilde yapıldığından emin olmak amacıyla kalite kontrol yöntemlerinin geliştirilmesi için ülke genelindeki değirmenciler ile çalıştık. Şu anda ülkedeki 1000’i aşkın değirmen, buğday ununu zenginleştirme kapasitesine sahip. Şu anda projenin kapsamını geliştiriyoruz ve hedefimiz herkese ulaşmak, yani tüm vatandaşlara daha sağlıklı ve verimli bir gelecek şansı oluşturmak.
Un zenginleştirme, temel besin maddelerinin nüfusun tamamına ve özellikle de bu besinlere başka yöntemlerle ulaşma şansı olmayan kesimlere ulaştırma adına en düşük maliyetli ve sürdürülebilir müdahalelerden biri. COVID-19 pandemisi, zenginleştirmenin değerini bir kez daha ortaya çıkardı ve daha fazla insanın yalnızca hayatta kalmak için değil, potansiyellerine tam olarak ulaştırmak adına ihtiyaç duydukları besinlere ulaşması için bu uygulamaya daha büyük ölçekte başvurulması gerektiğini ortaya koydu.
REFERANSLAR
I World Health Organization. The global prevalence of anaemia in 2011. Geneva: World Health Organization; 2015
II Guttmacher Institute. Intended and Unintended Pregnancies Worldwide in 2012 and Recent Trends. Studies in Family Planning, Vol. 45, Iss. 3. September 2014.