John Innes Center (JIC) ve The Sainsbury Laboratory (TSL)'deki bilim insanları, doğru şekilde konumlandırıldığında, hastalıklara karşı dirence sahip yeni bir elit buğday çeşidi üretimini sağlayabilecek gen algılama teknolojisinin öncüsü olduklarını duyurdu.
JIC'ten Brande Wulf, TSL'deki bilim insanlarıyla birlikte çalışarak büyük bitki genomlarında hastalığa dirençli genlerin lokasyonlarını doğru olarak saptayan, bu genleri buğdayda klonlamak için gereken 5 ila 10 yılı sadece 2 yıla düşüren ve "MutRenSeq" adı verilen yeni bir teknoloji geliştirdi. Bu direnç genlerinin buğday için etkili kullanımı, küresel verimi yükseltebilir ve tarımda kimyasal uygulamalara duyulan ihtiyacı büyük oranda azaltabilir. Bir direnç geni, patojeni infektan bitkiden uzak tutarak basit bir kilit gibi işlev gösteriyor. Zaman içerisinde, birçok besici ve çiftçinin keşfettiği gibi patojenler bir direnç genine baskın gelip bitkiyi enfekte edebilir. Birden fazla genden meydana gelen bir yığın çok seviyeli kilitler gibi çalışıp, mahsulün savunmasını açmayı patojenler için daha da güçleştiriyorlar.
Wulff, konuyla ilgili şunu dile getiriyor: “Asıl zorluk, her zaman yeteri kadar dirençli genler bularak, buğday sapı pası ve buğday sarı pası gibi, önlem alınmadığında dünya genelinde mahsulün büyük kısmını yok edebilecek zararlı patojenlere karşı etkili çoklu gen yığını yaratmak. Bu yeni teknolojiyle, bu patojenlerin bir veya birden fazlasına karşı güçlü direnç gösteren yeni buğday çeşidinin gelişmesi artık mümkün”.