BLOG

Un ihracatında yeni hedef 4 milyon ton

04 Nisan 202411 dk okuma

20. yılını kutlayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF), Antalya’da düzenlediği 18. Uluslararası Kongre ve Sergisi’nde, sektör paydaşları ve tedarikçiler başta olmak üzere 1300’den fazla delegeyi bir araya getirdi. Kongrede konuşan TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, geçtiğimiz yıl 166 ülke, 6 serbest bölgeye 3.6 milyon tonun üzerinde un ihracatı gerçekleştirerek tüm zamanların en yüksek rakamına ulaşıldığını söyledi. Tezcan, 2024 yılı un ihracat hedefini de 4 milyon tona olarak açıkladı. 

Un sektöründe hizmet veren kuruluşları tek çatı altında toplayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF), her yıl uluslararası boyutta düzenlediği kongre ve sergisinin 18’incisini 15-18 Şubat 2024 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirdi. 300’den fazla üyesi ve 8 bölge derneğiyle un sektöründe son 10 yıldır dünyada çapında ihracat liderliğini koruyan TUSAF’ın her yıl farklı bir temayla düzenlediği kongre, bu yıl ‘Global Tarım Politikaları, Gıda ve Enerji’ başlığıyla yapıldı. 

1300’ü aşkın delegenin bir araya geldiği rekor katılımlı kongrede, 40’tan fazla sergi alanı yer aldı. Sektör temsilcilerinin yanı sıra ekonomi çevreleri tarafından yoğun ilgiyle takip edilen etkinlikte; değişen global tarım politikaları, iklim değişikliği, kuraklık ve yeni ticaret dinamikleri gibi konular, alanında uzman isimler tarafından masaya yatırıldı. TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan ve yönetim kurulu üyelerinin katılımlarıyla gerçekleşen kongrede, hububat ve un piyasaları, dünya tahıl politikaları ve üretimde teknolojik dönüşümler derinlemesine konuşuldu. 

‘TÜRKİYE, DÜNYANIN UN AMBARI KONUMUNDA’

Kongrenin açılış konuşmasında tüm dünyanın en kilit gıda maddesini oluşturan un sanayisini temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak sektörün gelişimine öncülük ettiklerini söyleyen TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, 2023 yılının Türkiye tahıl üretimi açısından rekorlar yılı olduğunu belirtti. Tezcan, “Ekim alanlarımızdaki artışın yanı sıra son 7 yılın en yüksek buğday üretimi olan 21.5 milyon ton rakamına ulaştık. Gıda arz güvenliğinin dünyayı tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olduğu bugünlerde, ülkece sağlam stoklara sahip olmanın yanında Türkiye olarak uzun zamandan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla makarnalık buğday ihraç etmeye başladık. Böylece bundan sonraki süreçlerde de stok konusunda endişe duymayacağımızın sinyallerini tüm dünyaya vermiş olduk. Türkiye, dünyanın un ambarı olmayı gururla sürdürüyor.” dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre ülkemizde 69 ilde 598 adet un fabrikası bulunduğunu aktaran Haluk Tezcan, toplam yıllık un üretim kapasitesinin de 38 milyon ton olduğunu kaydetti. Un üretiminin, tarım sektörünün ülke ekonomisindeki en önemli faaliyet alanlarının başında geldiğine dikkat çekerken, “Bununla beraber; üretim, işgücü, sanayi, çevrebilim ve sürdürülebilirlik açılarından da sektörün en önemli paydaşlarından biri konumundayız. Türkiye’nin un üretim kapasitesinin bölgesel dağılımı genel olarak işletme sayısının bölgesel dağılımıyla paralellik arz ediyor. Artan üretimle beraber verim ve kalitemizi de dünya standartlarına çıkarmayı başarabilirsek, kendi buğdayımızla ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabiliriz.”  değerlendirmesinde bulundu. 

HEDEF 4 MİLYON TON UN İHRACATI

Türkiye un sanayisi olarak üretim teknolojisi ve ürün kalitesi bakımdan uluslararası pazarda üstün bir konumda bulunduklarını söyleyen TUSAF Başkanı, “Devletimiz ve ilgili kurumlarımızın desteği ile un sanayicileri olarak son 10 yıldır dünya ihracat lideri konumundayız. İhracat hacmimizin 2024 sezonunda 4 milyon ton bandını zorlamasını bekliyoruz. Dünya un ihracatında zirvede olmamızla, sektörün gelişen teknolojiyi yakından takip etmesinin büyük ilişkisi var. Bizler de Yeşil Mutabakat kapsamında önümüzdeki sezonlarda, kaliteyi koruyup verimi yükseltmeye ve karbon ayak izini sıfırlamaya yönelik çalışmalarımıza hız kazandıracağız. Bu dönüşümle birlikte katma değerli ürünlerimizin sayısı ve çeşitliliği de artacak.” diye konuştu.

‘YENİ SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİ YOLUMUZU AYDINLATACAK’

Tarım ve gıdada, yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Tezcan sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda yeni sözleşmeli üretim modelimizin ülkemizde ve dünyada tarımsal üretimde yeni bir yol haritası çizeceğine inanıyorum. Burada her geçen gün gelişerek büyüyen lisanslı depoların, yem sektörünün ve tarım finansmanındaki yeni aracılık kurumlarının da bu lokomotifi tamamlayacağı düşüncesindeyim. Bundan sonraki süreçte de sanayicilerin ve üreticilerin iş birliklerinin artırılması bizleri uluslararası arenada yukarı taşıyacaktır. Yeni sözleşmeli üretim modelimizle küçük üreticilerin cesaretlendirilip ekonomik olarak teşvik edilmesi gezegeni gözeten sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturulmasında yolumuzu aydınlatacaktır.”

TAHIL ÜRETİMİNDE REKORLAR YILI

Kongrede konuşan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal da dünya ve Türkiye’de hububat üretim ve ticaretine dair önemli değerlendirme ve tespitlerde bulundu. 2004’te yıllık 630 milyon ton olan dünya buğday üretiminin son 20 yılda 160-170 milyon ton artış gösterdiğini ifade eden Güldal, 2022’de 804 milyon tonluk rekolte ile tüm zamanların rekorunun kırıldığını, geçen yıl ise yüzde 2 azalışla üretimin 788 milyon ton olarak gerçekleştiğini kaydetti.  Bu sezon kapanış stoklarının ise son 4 sezonun en düşük seviyesi olan 266 milyon tona düştüğüne dikkat çekti. 

Türkiye’nin ise 2023’te tahıl üretiminde bereketli bir yıl geçirdiğini belirten Güldal, 22 milyon tonluk buğday rekoltesi elde edildiğini açıkladı. 17,7 milyon ton olan ekmeklik buğday üretiminin, son 8 yılın en yüksek rakamı; 4,3 milyon ton olan makarnalık buğdayın da son 18 yılın en yüksek rekoltesi olduğu bilgisini paylaştı. Arpada 9,2 milyon tonluk rekolte ile son 17 yılın rekoru, mısırda da 9 milyon ton ile tüm zamanların rekoru kırıldığını anlattı. Bu bereketli sezonda TMO’nun 13 milyon ton üzerinde alımla da bu alanda yeni bir rekora imza attığını söyledi.

16 MİLYON TONUN ÜZERİNDE DEPOLAMA KAPASİTESİ

TMO Genel Müdürü Güldal, yoğun alımlara rağmen TMO’nun bu hayati stoku güvenli bir şekilde muhafaza edecek depolama kapasitesine sahip olduğunu kaydetti. “TMO depoları, lisanslı depolar ve kiralanan depolarla birlikte 16,5 milyon ton.” dedi. Depolama alanlarında ürünlerin sağlıklı bir şekilde korunması için alınan yoğun tedbirleri sıraladı.

TAHIL PİYASALARINDA 2024 GÖRÜNÜMÜ

Ahmet Güldal, gelecek sezon için dünya ve Türkiye buğday görünümüne dair değerlendirmelerde de bulundu. Dünyanın lider buğday ihracatçısı Rusya’da yağışlarla birlikte toprak neminin iyi, koşulların olumlu olduğunu; diğer bir önemli üretici Ukrayna’da kar örtüsünün yeterli olduğunu, toprak neminin arttığını, ancak bazı kesimlerde soğuk havanın ürün gelişimi için risk teşkil edebileceğini aktardı. ABD’de geçen yıla göre buğday ekim alanlarında azalma olduğunu,  Avrupa Birliği’nde kuzeyde soğuk, orta kesimlerde aşırı yağış ve Akdeniz’de kuraklık gözlendiğini dile getirdi. Özellikle Fransa’da olumsuz hava koşulları nedeniyle makarnalık buğday ekilişlerinin ertelendiğini ve ekim alanlarında düşüş gözlendiğine dikkat çekti. Son bilgiler ışığında yeni sezonda dünya buğday üretiminin geçen yıla göre 11 milyon ton artarak 799 milyon ton olarak gerçekleşmesini öngörüldüğü ifade etti. 2024/25 sezonu kapanış stoklarının ise 260 milyon ton olarak tahmin edildiğini, bu rakamın da son 6 yılın en düşük seviyesi olacağının altını çizdi.

Ahmet Güldal, Türkiye’de ise ocak ayı yağışlarında mevsim normallerine göre %25, geçen yıl ocak ayına göre ise %100’den fazla artış görüldüğünü aktardı. “Geçen yıla göre tüm bölgelerde %49-100’den fazla artış gerçekleşmiştir…2024 yılında 2023 yılı kadar buğday üretimi bekliyoruz.” dedi.

TAHIL PİYASALARI AÇISINDAN RİKS FAKTÖRLERİ

Tahıl piyasaları açısından risk faktörlerine de değerlendiren Güldal, bunları şöyle sıraladı: 

-Dünyada ekim alanlarında ve devir stoklarında düşüş

-Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı

-Kızıldeniz’de gemilere yapılan saldırılar.

TMO Genel Müdürü, Türkiye açısından ise iklimsel risklere dikkat çekek, “Yurt içinde buğday ekim alanlarında artış öngörüsü olmasına karşın Mart-Nisan aylarında alınacak yağış miktarının gerekenden fazla olması durumunda rekolte kaybı riskine dikkat edilmesi gerekmektedir. Aşırı yağış, üründe kök çürüğü, pas gibi hastalıklara neden olup bitki gelişimini zayıflatabilecektir. Hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üzerinde seyretmesi de fare zararı gibi ürüne geri dönüşü zor hasarlar bırakan durumlara neden olabilmektedir. Sıcak hava nedeniyle vernalizasyon, bitki gelişimi hızlı, önümüzdeki süreçte kış koşulları yaşanırsa soğuk zararı olabilir.” dedi.

UN İHRACATINDA REKOR

Türkiye’nin 2023 yılı buğday unu ihracatında 3,7 milyon tonla rekor kırdığını belirten Güldal, “Arz fazlası olarak değerlendirdiğimiz ürünlerde ülkemizin ihracat potansiyelini kullanmak ve yurt içinde üreticilerimiz aleyhine oluşacak fiyat baskısını ortadan kaldırmak üzere hammadde olarak mısır ve makarnalık buğdayda da ihracatın önü açılmıştır.” diye konuştu. Bu çerçevede Türkiye’nin 1,4 milyon ton makarnalık buğday ihracatı; 2,3 milyon ton mısır ihracatı yaptığını aktardı.  

Ahmet Güldal, konuşmasının sonunda ise un sanayicilerinin merakla cevabını beklediği sorulara yanıt verdi. TMO’nun hububat satışlarında bir indirim beklenmemesi gerektiğini açıklayarak, “Cari sezonda fiyat indirimi ya da maliyetin altında satış yapmak gibi bir gündemimiz yok. Regülasyon yok. DİR satışları ve vadeli satış olmayacak. Piyasa stoklarını yakından takip ediyoruz. Ülke stoklarının büyük kısmı Kuruluşumuz bünyesinde yer alıyor.” diye konuştu.

UKRAYNA TAHIL İHRACATINDA BEKLENTİLER

Kongrenin en ilgi çekici oturumlarından biri, ‘Küresel Tahıl Piyasaları, Lojistik ve Ticaret’ oturumuydu. Fastmarkets Agriculture tahıl piyasaları analisti Masha Belikova, Ukrayna tahıl ve yağlı tohum üretiminin kritik yönlerine ışık tutan kapsamlı bir sunum yaptı. Belikova, “2024/25 sezonuna girerken, kış mahsulü ekimindeki değişiklikleri net olarak görmek zor. Ancak Ukrayna Tarım Bakanlığı’nın son verileri, 4,16 milyon hektarda kışlık buğday, 559 bin hektarda kışlık arpa ve 1.16 milyon hektarda kışlık kolza tohumu ekildiğini gösteriyor.” bilgisini paylaştı. Belikova ilkbahar ekimlerine ilişkin olarak da, “Tahminler yağlı tohumlara, özellikle de soya fasulyesi (+%21) ve kolza tohumlarına (+%24) ayrılan alanlarda bir genişleme olduğunu gösteriyor.” dedi. 

Belikova, Ukrayna’nın tek taraflı ilan ettiği insani yardım koridorunun, Karadeniz limanları üzerinden yapılan ihracat payını önemli ölçüde artırarak %70’e çıkardığını ve Ocak ayında 6.3 milyon tonluk ihracatla neredeyse savaş öncesi seviyelere ulaşıldığını aktardı. Yeni hasat öncesinde Ukrayna’nın yaklaşık 13-16 milyon ton mısır, 5-7 milyon ton buğday ve 0,6-1 milyon ton arpa ihracat fazlası olduğunu kaydetti. Ukrayna tahılının dünyadaki en ucuz tahıl olduğunu ifade eden Belikova, “Navlun oranları bir miktar istikrar kazanmış olsa da, Rusya ve Romanya’dan yapılan sevkiyatlara kıyasla ciddi oranda yüksek seyretmeye devam ediyor. Ukrayna’dan tahıl ithalatına duyulan güven artmış olsa da, alıcılar Ukrayna menşeli tahıllar için indirim talep etmeye devam ediyor ve bu da potansiyel risklere ilişkin endişelerin sürdüğünü gösteriyor…Dünya çapındaki mevcut fiyatlarla, Ukrayna’da bir sonraki ekim sezonunun daha da kötü olacağına dair endişeler var, çünkü sabit navlun, düşük CIF ile üretici yine tüm maliyetleri omuzlarına alıyor. Oysa son iki sezon zaten çok zordu, çiftçilerin kâr marjları sınırlıydı ya da hiç yoktu.” değerlendirmesini yaptı. 

RUSYA BUĞDAY ROTASINDA DEĞİŞİKLİK 

IKAR Genel Müdürü Dmitri Rylko da kongredeki sunumunda Rusya’nın buğday ve tahıl durumuna ilişkin genel bir değerlendirmede bulundu. Rusya’nın rekor buğday ihracat hızına dikkat çeken Rylko, geçen sezon 15 Şubat-30 Haziran tarihleri arasında 18.4 milyon olan potansiyel buğday ihracatının, bu sezon ise 19-19.5 milyon ton olacağını tahmin etti. Rylko, “Rusya’nın 2024-25 buğday üretiminin en az 90 milyon tona ulaşmasını ve ihracatın potansiyel olarak 50 milyon tonu aşmasını bekliyoruz. Rusya’daki toplam tahıl üretimi de 152 milyon tona ulaşabilir ve 70 milyon tonluk bir ihracat potansiyeline sahip olabilir.” öngörüsünde bulundu.

Rylko, Rusya’nın buğday ihracat rotalarındaki değişimlere de dikkat çekti. 2016 ve 2022 yılları arasında, ‘Rusya buğday meridyeni’ olarak adlandırdığı geleneksel noktalara yapılan ihracatın payının yüzde 62 ila 70 arasında değiştiğini, 2023-24 sezonunda ise bu oranın yüzde 56’ya düştüğünü aktardı. Bu değişimde Meksika, Brezilya, Pakistan, Bangladeş ve Endonezya’ya yapılan rekor ihracatların etkili olduğunu anlattı.

KÖRFEZ ÜLKELERİNDE TAHIL DİNAMİKLERİ

Agthia Group Tedarik Direktörü Dr. Evgeniya Dudinova, KİK (Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) ve komşu bölgelerindeki tahıl ithalat yapısına ilişkin 2024 beklentilerini ayrıntılı bir şekilde yorumladı. Dudinova’ya göre mevcut senaryoda, çoğu KİK ülkesi sürekli olarak Karadeniz’den tahıl ithalatına bel bağlamakta ve Rusya’nın kayda değer bir pazar payı bulunuyor. Suudi Arabistan, 2023/2024 sezonunun başlamasından bu yana 2 milyon tonu aşarak Rus tahılının en büyük beş ithalatçısından biri haline geldi. Bu miktar sadece arpayı değil aynı zamanda önemli miktarda buğdayı da kapsıyor.

Dudinova’ya göre ayrıca hem BAE hem de Umman, Rusya/Karadeniz bölgesinden gelen elverişli ve rekabetçi fiyatlara bağlı olarak ithalat paylarını artırmaya hazırlanıyor ve bu eğilimin 2024 yılı boyunca devam etmesi bekleniyor. Kuveyt, Karadeniz arpası ithalat payında kayda değer bir artış yaşadı ve bu durum Avustralya menşeli arpanın hakimiyetinde düşüşe işaret ediyor. Bu arada, Pakistan, yerel un fiyatlarının istikrar kazanması nedeniyle ekmeklik buğday ithalatını durdurmayı tercih etti. Hindistan ise bu dönemde ihracat kapılarını kapalı tuttu.


İDMA ufkunu genişletiyor

Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu’nun kongresinde, etkinliğin ana sponsoru olan İDMA’nın Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Ali Kalkan, Türk ihracatçılarına yaptıkları önemli katkılara dikkat çekti. Kongrenin açılışında konuşan Kalkan, yurt içinde ve yurt dışında düzenledikleri fuar ve organizasyonlarla Türk ihracatçısını yeni pazarlarla tanıştırdıklarını belirterek, “HAGE Grup bünyesinde yaptığımız yurt dışı fuarlarımızla bugüne kadar 3 binin üzerinde ihracatçı firmamızı yeni pazarlarla ve özellikle Afrika ile tanıştırdık. Bu vesileyle hem Afrika için olan önyargıları ve çekinceleri ortadan kaldırdık.” dedi. Senegal’de 10 yıldır faaliyet göstererek Batı Afrika bölgesinin en profesyonel fuarlarını 8 ayrı sektörde 10 yıldır düzenledikleri ifade eden Ali Kalkan, binlerce uluslararası firmaya Afrika’ya giriş imkânı tanıdıklarını söyledi.

Konuşmasında HAGE Grup’un stratejik büyüme hedefi kapsamında atılan adımları da sıralayan Kalkan, “2020 yılında İDMA fuarlarını, 2023 yılında da bünyesinde Miller Magazine, Feed Planet ve BBM dergilerini barındıran Parantez Yayın Grubu’nu bünyemize kattık.” dedi. Sektörünün dünyadaki en büyük fuarı olan İDMA’yı grubun bünyesine kattıkları günden bu yana da markayı yurt dışına taşıma kararlılığı çerçevesinde, ilk fuarı Rusya’da ve akabinde Endonezya’da gerçekleştirdiklerini aktardı. “Bu fuarlardaki ilk hedefimiz pozitif dışsallık yaparak sektörümüze yeni pazarlar açmak ve sektörümüzün fırsatları değerlendirmesine katkı sağlamak oldu. Sizinle beraber olduğumuz çokça etkinlikte sektörü dinledik, öğrendik ve en iyisini yapmak için elimizden gelen çabayı sarf ettik. Bu kapsamda sektördeki ayrılığa da ve iki ayrı fuara da son vererek değirmen makineleri sektörünün çatı kuruluşu DESMÜD ile bir protokol imzalayarak İDMA’yı tüm sektörü kapsayacak şekilde birleştirdik, genişlettik. Desteklerinden dolayı DESMÜD’e teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.

İDMA İstanbul’un da bu sene 2-4 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenleneceğini ifade eden Ali Kalkan, sektör temsilcilerini bu büyük organizasyona davet etti.

Piyasa Analizi Kategorisindeki Yazılar