BLOG

Sizov’dan fiyat düşüşlerinin gölgesinde buğday piyasasında volatilite uyarısı: Fiyatlar dip noktasına ulaşmış olabilir

15 Nisan 202411 dk okuma

Önde gelen Karadeniz tahıl piyasaları araştırma şirketi SovEcon’un Genel Direktörü Andrey Sizov, Değirmenci Dergisi’ne verdiği özel röportajda küresel buğday piyasasının mevcut durumu hakkında kapsamlı yorumlar paylaştı. Sizov, “Yeni sezona baktığımızda, buğday piyasalarını potansiyel olarak yukarı yönde etkileyebilecek çeşitli değişkenler ve belirsizlikler mevcut. Bu belirsizlikler, piyasaların dip noktasına ulaşmış olabileceği ihtimalinin artmasına katkıda bulunuyor.” dedi.

Değirmenci’ye özel değerlendirmelerde bulunan SovEcon Genel Direktörü Andrey Sizov, hava koşulları, Karadeniz, Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika gibi kilit bölgelerdeki üretim beklentileri ve Karadeniz bölgesindeki jeopolitik riskler de dahil olmak üzere buğday piyasalarını etkileyebilecek çeşitli faktörleri analiz etti. Ukrayna ile Rusya arasında devam eden çatışmaların tahıl sevkiyatlarını sekteye uğratma potansiyelinin altını çizen Sizov, risklerin düşük olarak algılanmasına rağmen dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Ukrayna’nın tahıl ihracatındaki yavaşlamaya da değinen Sizov, bunun başlıca sebebinin Ukrayna limanlarına yönelik saldırılar değil, tahıl arzındaki azalma olduğunu söyledi. Stokların tükendiğini ve kısa vadede ihracatta önemli bir düşüş potansiyeli olduğunu dile getirdi. AB’nin Rusya’dan tahıl ithalatına gümrük vergisi getirme kararını da etkili bir önlemden ziyade ‘siyasi bir adım’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz krizinin tahıl ihracatı üzerindeki etkisine de değinen Sizov, sevkiyatlardaki düşüşe rağmen bunun mevcut piyasa koşullarındaki etkisinin göz ardı edilebileceğini kaydetti.

 SovEcon, 2024-25 sezonu için Rusya’nın buğday üretimini 93 milyon ton olarak öngörüyor. Ancak ülkenin önemli buğday bölgelerindeki son hava koşullarıyla ilgili endişeler de var. Söz konusu hava koşulları mahsul verimini nasıl etkileyebilir?

Rusya’da kış mevsiminin büyük bölümünde elverişli hava koşulları hakimdi. Ilıman bir kış oldu. Bitki gelişimi ve sağlığı açısından genellikle önemli zorluklar yaratabilen aşırı soğuklarla veya buz örtüsü oluşumuyla karşılaşmadık. Sonuç olarak, genel görünüm istikrarlı bir şekilde iyileşmeye devam ettiği için geçtiğimiz birkaç ay boyunca tahminlerimizi yukarı doğru revize ederken bulduk kendimizi. Ancak görünen o ki havanın durumu artık değişmeye başlıyor. Buğday yetiştirilen başlıca bölgelerde kayda değer yağışların olmadığı bir dönem yaşanıyor ki bu da bitkilerin artık neme ihtiyaç duyması nedeniyle endişe verici. Özellikle güney bölgeler, Rusya’da buğday üretiminde çok önemli bir rol oynuyor ve tahminler bu bölgelerde kurak koşulların devam edeceğini gösteriyor. Çok iyi geçen bir kışın ardından, Rusya’nın güney bölgeleri için hava koşulları sürekli kötüleşiyor. Geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyoruz.  Mayıs ortasına kadar bölgede kayda değer bir yağış görülmezse, Rusya’nın en önemli buğday üreticisi ve ihracatçısı olan bu bölgede buğday rekoltesi büyük ölçüde düşecektir.

Ancak şu aşamada bu endişenin öncelikle güney bölgeleri için geçerli olduğunu da not etmek gerekiyor. Diğer bölgelerde kar örtüsü yeni kalktı ve vejetasyon yeni yeni ortaya çıkmaya başladı. Bu bölgeler kar yağışı sayesinde yeterli yağış aldı. Bu nedenle, endişenin odak noktası şu anda esas olarak güneyde yatıyor. 

Peki, yeni sezona ilişkin Rusya buğday ihracatı öngörünüzü de paylaşabilir misiniz?

Rusya’nın buğday ihracatı için ilk tahminimiz 50,4 milyon tondu ve bu rakam bir önceki yıl görülen rekor seviyeye neredeyse eşdeğerdi. İçinde bulunduğumuz sezon için bu tahmini 49,8 milyon tona revize ettik. Eğer mevzuat şartları izin verirse bu rakamın daha da yükselme potansiyeli var. Haziran ayında sona erecek olan mevcut sezonda tarihsel olarak yüksek devir stoklarının varlığı, 93 milyon ton olarak tahmin edilen güçlü bir mahsulle birleştiğinde, Rusya’da önemli bir buğday arzına işaret ediyor. Sonuç olarak, bu arz bolluğunun bir kez daha yüksek ihracat hacimlerine dönüşmesi muhtemel.

2024’ün başından bu yana küresel buğday fiyatlarında önemli bir düşüş gördük ve fiyatlar şu anda savaş öncesi seviyelere geriledi. Bu fiyat hareketini hangi faktörlere bağlıyorsunuz ve bu eğilimin devam etmesini bekliyor musunuz?

Küresel buğday fiyatları Mayıs 2022’de düşmeye başladı ve o zamandan bu yana düşmeye devam etti, son zamanlarda ise düşme eğiliminde bir duraklama görüldü. Şu anda fiyatlar savaş öncesi seviyelerinin bile altında. Ancak temelde bir miktar daha yüksek olması gerekir. Küresel stok kullanım oranı son birkaç yıldır artıyor, ancak hâlâ tarihsel olarak düşük seviyelerde seyrediyor.

Bizim modelimize göre bu sezon Karadeniz buğdayı için ortalama fiyat sıfır aksaklık riski olsa bile ton başına 250 dolar civarında olmalı, ancak durum böyle değil. Mevcut fiyatlar, bu sezon için ortalama değerlerin bu seviyenin altında olduğunu gösteriyor. Neden bu noktadayız? Bence ana faktör aynı: Fonlar, Mayıs 2022’den bu yana kırmızı yumuşak buğday satarak para kazanıyor. Sürekli olarak buğday satarak, yeni düşük seviyelerden ve olumsuz verim dönemlerinden para kazanarak devamlı olarak kısa pozisyonda kaldılar. Ancak fonlar, ocak ayında 170 bin kontratla rekor seviyede kısa pozisyonda kaldıktan sonra agresif bir şekilde kontratları geri almaya başladı. Bu da Fransız buğdayında bir yükselişe dönüştü ve Karadeniz fiyatlarını da destekledi.

Yeni sezona baktığımızda, buğday piyasalarını potansiyel olarak yukarı yönde etkileyebilecek çeşitli değişkenler ve belirsizlikler mevcut. Rusya’nın genel görünümü olumlu olmakla birlikte, yukarıda da bahsettiğimiz gibi son dönemdeki kuraklık, önümüzdeki aylarda koşulların değişebileceğine dair endişeleri artırıyor. AB nispeten yüksek stoklara sahip. Ancak, özellikle AB’nin bir numaralı buğday üreticisi ve ihracatçısı Fransa için üretim beklentileri o kadar da iyi değil. Mahsullerin durumu kötü. Kuzey Amerika’da, Kanada ve ABD’de ilkbahar buğdayını etkileyen kuraklık ilave riskler oluşturuyor. Bu belirsizlikler, piyasaların dip noktasına ulaşmış olabileceği ihtimalinin artmasına katkıda bulunuyor.

Dikkate alınması gereken bir diğer konu da Karadeniz bölgesindeki riskler ve aksaklıklar. Rusya ve Ukrayna birbirlerine sürekli olarak füze ve insansız hava araçlarıyla saldırıyor. Ukrayna’nın elektrik altyapısı ve Rusya’nın petrol arıtma tesisleri şu anda ana hedefler gibi görünüyor. Ancak işler değişebilir ve iki ülkeden tahıl akışını etkileyen daha fazla saldırı görebiliriz.

AB’NİN RUS TAHILINA GÜMRÜK VERGİSİ KARARI, TİCARET DİNAMİKLERİ AÇISINDAN ÖNEMSİZ

AB Komisyonu’nun Rusya’dan tahıl ithalatına gümrük vergisi getirilmesi kararının  tahıl ticaret dinamiklerini nasıl etkilemesini bekliyorsunuz?

Bu hem Rusya hem de AB için çoğunlukla ihmal edilebilir bir konu. Her şey AB’deki çiftçilerin protestoları yüzünden başladı. Baltık ülkeleri dışında kimsenin Rusya’dan gelen tahıldan bahsettiğini hatırlamıyorum. AB’nin Rusya’dan buğday ithalatından bahsedecek olursak, bu sadece 200 bin ton civarında ve Rusya’nın yıllık 50 milyon tonluk ihracatına kıyasla oldukça önemsiz. Yani neredeyse yok denecek kadar az. AB çiftçilerinin başlıca şikayetleri bürokratik engeller, regülasyonlar, düşen fiyatlar, Ukrayna’dan gelen arzın yarattığı rekabet ve Güney Amerika ile imzalanması beklenen serbest ticaret anlaşmasına ilişkin kaygılar etrafında şekilleniyor. Ancak siyasi nedenlerden dolayı AB, Ukrayna’dan tahıl tedarikini engelleyemez. Ukrayna’dan yapılan gümrüksüz tahıl alımını tekrar uzattılar, böylece Ukrayna bazı ek kısıtlamalarla da olsa tahıl sevkiyatı yapabilecek.

Sanırım AB liderleri, ‘En azından çiftçileri yatıştırmak için bir şeyler yapalım’ diye düşündüler ve Rusya’dan tedariki yasaklamaya karar verdiler. Bu, pratikte pek mantıklı değil. Çiftçilerin bundan memnun olduklarından da şüpheliyim, çünkü bunun ihmal edilebilir bir hacim olduğunu biliyorlar. Yani temelde Rusya için önemli değil, AB için de önemli değil. Bu sadece siyasi bir hamle. Avrupalı çiftçileri memnun etmek için pek de iyi bir adım değil. AB çiftçilerinin bunu yutacağını da sanmıyorum.

Rusya’nın önde gelen tahıl ihracatçısı şirketlerinden RIF Trading House’un, zorunlu satışlar ve liman ablukaları da dahil olmak üzere önemli zorluklarla karşı karşıya olduğuna haberler var. Bu gelişmenin Rusya’nın tahıl ihracatı ve küresel piyasa dinamikleri üzerindeki potansiyel yansımaları ne olur?

Bu haber, RIF Trading House için büyük bir talihsizlik. Bununla birlikte, küresel düzeyde Rusya’nın ihracatı üzerindeki daha geniş kapsamlı etki açısından, RIF’e ne olursa olsun, bunun toplam ihracata önemli bir etkisi olacağını sanmıyorum.

UKRAYNA’NIN TAHIL İHRACATI ARZ DARLIĞI NEDENİYLE YAVAŞLADI

Rus güçlerinin Ukrayna’nın Karadeniz limanlarına yönelik saldırılarının devam etmesi, deniz yoluyla yapılan tahıl ihracatının yavaşlamasına neden oldu. Devam eden çatışmalar karşısında Karadeniz sevkiyat hattı ne kadar dirençli? Bu saldırıların küresel tahıl ticareti açısından olası sonuçları ne olabilir?

Ukrayna’dan tahıl sevkiyatının yavaşlamasının ana nedeni saldırılar değil, tahıl arzının azalmasıdır. Ukrayna geçen yıl daha küçük bir mahsul elde etti ve bu sezon önceki sezonlara kıyasla daha az stok bulunduruyordu. Rekor seviyedeki 2021 mahsulünden sonra, stok fazlası AB’ye ve diğer yerlere sevk edildi. Şu anda stoklar tükenmek üzere ve bu da ihracatın yavaşlamasına yol açıyor. Mart ayı sevkiyatları aylık bazda %10 düştü ve sezonun geri kalanında ihracatta daha hızlı bir düşüş görmeyi bekliyoruz.

Rus saldırıları henüz denizcilik şirketlerini bölgede faaliyet göstermekten caydırmaya yetmedi. Ticaret hâlâ devam ediyor. Geçmişte Tuna nehri terminallerine yapılan ağır saldırılar bile operasyonları aksatmamıştı. Saldırılar artık daha sık olsa da gemiler tahıl yükleyip boşaltmaya devam ediyor. Dolayısıyla şu anda Ukrayna’nın tahıl ihracatı için büyük bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Kremlin sevkiyatları sekteye uğratmaya kararlı olsaydı bunu yapabilirdi. Ancak geçen yaz Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın çökmesinden ve Ukrayna’nın tek taraflı ilan ettiği koridor üzerinden bağımsız sevkiyat yapmasından bu yana drone ve füze saldırılarının yol açtığı hasar asgari düzeyde kaldı. 

AVRUPALI ÇİFTÇİLERİN PROTESTOLARI NE ZAMANA KADAR DEVAM EDECEK?

AB, Ukrayna’nın tahıl ihracatı için vergi muafiyeti uygulamasını uzatıyor. Ancak Avrupalı çiftçiler Ukrayna’dan yapılan ucuz tahıl ithalatını protesto ediyor. Bu durumun AB tahıl piyasası üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, beklendiği üzere AB Ukrayna için vergi muafiyeti rejimini bir yıl daha uzattı. Bununla birlikte, bazı kısıtlamalar eklediler ve bu kısıtlamalar başlangıçta beklenenden daha katı olacak gibi görünüyor. Bunun nedeni, AB’nin kotalar için referans olarak, Ukrayna’dan tedarikin düşük olduğu 2021’deki savaş öncesi seviyeler de dahil olmak üzere daha uzun bir zaman dilimini kullanacak olması. Sonuç olarak, ortalama ithalat kotaları daha düşük olacaktır. Avrupalu çiftçiler, düşük fiyatlar, AB düzenlemeleri ve çiftçiler için artan maliyetler anlamına gelen AB Yeşil Mutabakatı gibi çeşitli faktörler nedeniyle mutlu değil. Ancak AB’deki düşük fiyat sorunu Ukrayna’dan değil, fiyatların her yerde düşük olmasından kaynaklanıyor. Ukrayna’dan yapılan ithalat tamamen engellense bile bu durum AB fiyatlarını sadece marjinal düzeyde, belki de %5 civarında artıracaktır.

Şu anda AB yetkilileri çiftçileri yatıştırmaya çalışıyor ve Doğu Avrupa ülkeleri Brüksel’den önemli miktarda sübvansiyon alıyor. Ayrıca bu ülkelere çok sayıda istisna da tanınmış durumda. Örneğin, Ukrayna tahılı sadece bu ülkeler üzerinden nakledilebiliyor, ancak bu ülkelerde satılamıyor. Bu çabalara rağmen çiftçiler, öncelikle siyasi bir mesele olarak protestolarını sürdürüyor. Özellikle Polonya gibi Doğu Avrupa ülkelerinde sübvansiyon alan çiftçiler hükümetlerinden daha fazla taviz koparmayı umuyor. Brüksel’in bu duruma verdiği tepki, ortak bir AB kararı olmaksızın Ukrayna ihracatını engelleyen ülkeleri cezalandırmadığı için zayıflığını ortaya koydu. Bunun yerine bu ülkeler Brüksel’den sübvansiyon aldılar.

Görünüşe göre kısa süre içerisinde ortalık sakinleşecek. Ancak, er ya da geç AB içinde yeniden çiftçi protestoları göreceğimizi düşünüyorum. Bu döngü, AB kendi pazarını büyük ölçüde deregüle edene, devlet desteğine olan bağımlılığı azaltana ve çiftçilere karar alma konusunda daha fazla özerklik tanıyana kadar devam edecek gibi görünüyor.

Çin-Rusya buğday ticareti konusunda bir kafa karışıklığı var gibi görünüyor. Rusya buğday ihracatı için Çin’den yeşil ışık aldı mı, almadı mı? Pekin, Rus buğdayı konusunda neden temkinli davranıyor? Rusya buğdayının Çin pazarındaki beklentileri neler?

Şu anda Çin’e çoğunlukla Sibirya’dan demiryolu ile sevk edilen buğday miktarı oldukça düşük. Şubat 2022’de Çin, yalnızca bahar buğdayı olması kaydıyla Rusya’da buğday tedarikini onayladı. Pekin, ithalat standartlarının karşılanması için ayrı depolama ve elleçleme tesisleri gibi şartlar ortaya koyuyor ki bu da Rusya için uygulanabilir değil. Ayrıca, Rusya’nın ihracatı ağırlıklı olarak kışlık buğdaydan oluşuyor ve bu da toplam ihracatın %80-90’ını oluşturuyor.

Bu durumun olası bir nedeni siyasi olabilir. Çin, Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşının ardından mısır tedarikçilerini çeşitlendirmesinde görüldüğü gibi, ihtiyaç duyduğunda hızlı hareket edebiliyor. O dönemde Ukrayna’dan mısır almaya başladılar. Birkaç yıl önce de Brezilya ile mısır ticaretlerini hızla artırarak Brezilya’yı Çin’in bir numaralı mısır tedarikçisi haline getirdiler.

Ancak Çin, buğday piyasasında ise AB, ABD ve Avustralya’dan tedarikçilerle daha güvenli görünüyor. Yakın zamanda listeye Arjantin’i de eklediler. Eğer Rusya karşılığında bir şey sunabilirse, Çin bunu düşünebilir. Ancak Çin’in buğday tedarikçisi olarak Rusya’ya önemli bir ihtiyacı olduğundan şüpheliyim, bu yüzden onay vermemiş olabilirler. Belki de Başkan Putin’in Pekin’i ziyaret edeceği mayıs ayında işler değişebilir.

Yakın zamana kadar Kızıldeniz krizi manşetlerdeydi. Ama artık pek de gündemde değil. Süveyş Kanalı’ndan tahıl akışı ne durumda? Kızıldeniz krizi, Karadeniz tahıl ihracatını nasıl etkiledi?

2023’ün sonundan itibaren önemli bir düşüş gözlemledik. Ancak o zamandan bu yana aşağı yukarı stabilize oldu. Bu durumun Karadeniz ve Avrupa’dan Asya’ya tahıl arzını biraz etkilediğini, yüksek nakliye ücretleri nedeniyle tahılın daha pahalı hale geldiğini ve Avustralya’nın ihracatına bir nebze yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Ancak bu aşamada Süveyş’teki kısıtlı seyrüseferin tahıl piyasası dinamikleri üzerinde sınırlı bir doğrudan etkisi bulunuyor. Yine de bölgeyi yakından takip etmekte fayda var. Sadece Husileri kapsamayan çatışma henüz sona ermiş değil. Bölgede yaşanacak bir savaş tahıl dahil tüm piyasaları sarsabilir. Fonlar kısa pozisyonlarını kapatmak zorunda kalacağından, herhangi bir ciddi risk senaryosunun buğday ve mısır için kısa vadede son derece yükseliş anlamına gelebileceğini unutmayın.

TAHIL PİYASALARI İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

Son soru, tahıl piyasaları açısından önümüzdeki dönemde izlenmesi gereken diğer önemli faktörler nelerdir?

Kuzey yarımküredeki hava durumu, özellikle nisan ve mayıs ayları için önemli bir etken. Bu aylar hava durumuna bağlı faktörler nedeniyle oldukça volatil olabilir. Buna ek olarak, Karadeniz bölgesindeki savaş da izlenmesi gereken önemli bir mesele olmaya devam ediyor. Orta Doğu’daki gerilim de henüz sona ermiş değil. 

Çin’in ekonomik gidişatı da bir diğer önemli konu. Tüm karamsar manşetlere rağmen, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin 2024’te iyi bir performans göstermesi ve emtia talebinin güçlü olması bekleniyor. Belki de emtia endekslerinin son aylarda yükselmesinin nedenlerinden biri de budur. Neredeyse her şey daha pahalı hale geliyor - metaller, enerji ve tahıllar ise istisna. Tipik olarak bu tür ayrışmalar uzun sürmez.

Etiketler
#buğday piyasası
Röportaj Kategorisindeki Yazılar