“Lojistik giderek değer kazanıyor ve ülke refahına katkısı sürekli artıyor. Gelecekte de hem stratejik anlamda hem ekonomik anlamda merkez sektörlerden biri olacak olması nedeniyle güçlendirilmesi gereken en önemli sektörlerin başında geliyor. Çünkü lojistik güçlenirse; tarım sektörü güçlenir, tekstil sektörü güçlenir, otomotiv sektörü güçlenir. Bu yüzden “merkez sektör” diyoruz. Elde ettiği gücü her sektöre dağıtan çekirdek güçtür lojistik.”
Çetin Nuhoğlu - Yönetim Kurulu Başkanı, Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Son birkaç yıldır, ülkemizde ve bölgemizde olağandışı gelişmelerle karşı karşıya kaldık. Yaşanan tüm gelişmeler hiç kuşku yok ki sektörümüzü derinden etkiledi. Sektörümüz ve firmalarımız hiç olmadığı kadar zor bir dönemden geçiyor. Bu durum işlerimizi de hizmet kalitemizi de maalesef etkiliyor. Sektörümüzün dinamizmi, çalışkanlığı ve zor durumlarda gösterdiği olumlu refleksler sayesinde her türlü olumsuzluğa karşı ayakta kalmayı başarabilmiş bir sektörüz. Lojistik sektörü, Türkiye için çok büyük bir fırsattır. İhracat odaklı büyümeyi seçen bir ülke olarak hızımızı ve hizmet kalitemizi artırmamız gerekmektedir.
Hepimizin bildiği gibi, Türk lojistik sektörü ve Türk ihracatçıları aynı yolda yürümektedirler. Biri diğerinden çok daha yüksek veya düşük performans gösteremez. Bütün ihracat yapan sektörlerin lojistikle işbirliği yapması gerekir. Bu işbirliğinden kasıt, birlikte çalışmanın, birlikte iş yapmanın çok ötesindedir. Bu birliktelik kader birlikteliğidir. Hep söylediğimiz gibi ülkemizin gelişmesi için ihracat odaklı bir büyüme planına ihtiyacı vardır. Bu 500 milyar dolarlık ihracat hedefiyle ortaya konmuştur. Türkiye son 15 yılda ihracatını 100 milyar dolar artırarak çok önemli bir gelişime imza attı. 2014 yılında 157,6 milyar dolarlık ihracatla Türkiye tarihinin ihracat rekoru kırıldı. Ancak malum hain darbe kalkışması ve ardından yaşananlar ihracat performansımızın da düşmesine neden oldu. Tüm dikkat içerden ve dışarıdan gelen terör saldırılarının bertaraf edilmesine verilince ekonomi kısmen gözardı edilmek zorunda kaldı. Ekonomi Bakanımız 2017 yılının başında, “Artık ekonomiye odaklanacağız.” demişti ve 2017 yılı tekrar ihracatta büyüme yılı oldu. İhracatımız bir önceki yıla oranla yüzde 10,22 oranında artarak 157,1 milyar dolara ulaştı. Böylece 2014’ten sonra en yüksek ihracat rakamına ulaştık.
Bu durum lojistik sektörümüzün de performansını etkilemektedir. Yılın özellikle ilk yarısında bir önceki yıl ile aynı performansı gösteren ihraç taşımalarımız özellikle son çeyrekte büyük bir artış gösterdi. Bugün gerçekleşen 15 milyar dolarlık lojistik ihracatını 2023 yılında 50 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. Hükümetimiz, hizmet ihracatına ve özellikle lojistik hizmet ihracatına yönelik verilen destekleri artırdı. Hizmet İhracatçılar Birliği’nin kurulması, Turquality ve Marka destekleri, 2023 Hizmet İhracat Stratejisi’nin belirlenmesi bu desteklerin en önemlilerinden.
Lojistik sektörünün de kendine bir yol haritası çizmesi ve hedefler belirlemesi gerekiyor. Sanayi ve üretim yapan büyük firmaların son dönemde dijitalleşme yönünde adımlar attıklarını görüyoruz. Dijitalleşmenin yaygınlaşması ekonomiye ciddi bir dinamizm getirmektedir. McKinsey’in değerlendirmesine göre önümüzdeki dönemde sınırı belli olmayan hibrit sektörleşmeler söz konusu olacak. Dijitalleşmenin en büyük katkısı maliyetlerin azaltılmasında yaşanmaktadır. Elektronik verilerin, mobil arayüzlerin her yere girmesi ve yapay zekaların da işin içinde bulunmasıyla dijitalleşme son dönemde bir hayli hız kazandı. Tüm bunların sonucunda müşteri beklentileri yeniden şekillenmeye başladı. Ürettiği ürünleri dağıtan veya bu işin taşımasını gerçekleştiren her sektör için sınırlar yeniden çiziliyor. Yeni çizilen bu sınırın en büyük özelliği de hiçbir sınırın bulanmaması.
Peki, biz ne yapacağız? Öncelikle yol haritamızı ortaya koyacağız. Bu haritayı çizerken, şirketinizin geçmişini, gelecek için vizyonunuzu ve bu vizyondaki hedeflerinize varmak için uygulayacağımız planları belirleyeceğiz. Kısaca, strateji planımızı hazırlayacağız. Bu planı hazırlarken büyük bir bilgi kaynağına sahip olmamız gerekiyor. Mevcut sorunların ve fırsatların yanı sıra; gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlar, fırsatları ve yeni trendleri doğru okumamız gerekiyor.
Dernek olarak sektör sorunlarının çözümü için yoğun bir çalışma içerisinde olacağız. Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında karşılaşılan sorunların çözüm adresi yine Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) olacaktır. 2017 yılında sadece sektör değil, Türkiye tarihinin de en büyük hukuk mücadelesini kazandık. Avrupa Adalet Divanı Türk araçlarından geçiş ücreti alınamayacağına hükmetti. Buna benzer bir davayı da Avusturya’ya açtık. 2018 yılında bu davayı da kazanacağız ve Türk araçlarına uygulanan mod dayatmasının ve Ro-La zorlamasının haksızlığını göstereceğiz. 2018’de 2017 gibi hukuk zaferiyle anılan bir yıl olacaktır.
Sonuç olarak; lojistik giderek değer kazanıyor ve ülke refahına katkısı sürekli artıyor. Gelecekte de hem stratejik anlamda hem ekonomik anlamda merkez sektörlerden biri olacak olması nedeniyle güçlendirilmesi gereken en önemli sektörlerin başında geliyor. Çünkü lojistik güçlenirse; tarım sektörü güçlenir, tekstil sektörü güçlenir, otomotiv sektörü güçlenir. Bu yüzden “merkez sektör” diyoruz. Elde ettiği gücü her sektöre dağıtan çekirdek güçtür lojistik.
Biz de bu bilinçle sektörün önünü açmak için çalışıyoruz. Sektörümüzün önü açılırsa ihracatımızın önü açılacaktır. İhracatın önü açılırsa da, Türkiye’nin önü açılacaktır. 2018 yılının ülkemiz ve sektörümüz için; büyümenin ve bol kazançların olduğu bir yıl olmasını diliyorum.