“Kuzey-Güney koridoru, Rusya için stratejik olarak önemli. Rusya, tarım ürünlerinin arzını, Basra Körfezi’ne genişletmeyi hedefliyor. Tahılımızı dünya ülkelerine ulaştırmak için Azerbaycan›ın transit imkanlarını ve İran limanlarını kullanmayı düşünüyoruz. Bu rota, gıda ürünlerimizin ihracat potansiyelini artırmaya yardımcı olacaktır. Şu anda bu rota için altyapı çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar, Rus tahılının Azerbaycan ve İran topraklarından geçişini garanti altına alacak.”
Arkady Zlochevsky
Başkan
Rusya Tahıl Birliği
Rusya Tahıl Birliği, 4-7 Ekim tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, XII. Uluslararası Tahıl Ticareti Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılıp uzatılmayacağının tartışıldığı bir dönemde gerçekleştirilen konferansta, tahıl üretim ve tüketim trendlerindeki küresel değişiklikler ile Rusya’dan Basra Körfezi’ne doğru Kuzey-Güney tahıl ticaret koridoru oluşturulması konusu ele alındı.
Konferans sırasında Değirmenci dergisine röportaj veren Rusya Tahıl Birliği Başkanı Arkady Zlochevsky, tahıl piyasaları, Rusya’nın buğday ihracatı, Karadeniz Tahıl Girişimi ve Kuzey-Güney tahıl koridoru hakkındaki sorularımızı cevapladı.
Zlochevsky, navlun ve sigorta ücretlerinin artmasının, Rus tahılının dünya pazarlarına ihracatında sorun oluşturduğunu söyledi. Rusya, Ağustos 2021’de 40’ın üzerinde ülkeye buğday ihraç ederken, Haziran 2022’ye gelindiğinde ise bu rakamın 10’a kadar düştü. Eylül ayında Rus buğdayının yarısı, sadece 4 ülkeye (Mısır, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan) gitti.
Türkiye’nin de Boğazlar’dan transit gemi geçiş ücretini artırdığını hatırlatan Zlochevsky, tahıl ihracatı için alternatif ve rekabetçi rotalar gerektiğini ifade etti. Bu doğrultuda Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve İran işbirliği ile Kuzey-Güney Koridoru’nun geliştirilmesi ve daha etkin kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
Sn. Zlochevsky, öncelikle Rusya’da tahıl hasat sezonu nasıl geçti? Bu konuda elinizdeki son verileri paylaşır mısınız?
Bu sezon rekor bir hasat gerçekleştirdik. Yaklaşık 100 milyon tonu buğday olmak üzere 150 milyon ton tahıl üreterek rekor hasat elde ettik.
Batı’nın Ukrayna savaşı sebebiyle aldığı yaptırım kararları Rusya’nın tahıl ihracatını nasıl etkiledi? Savaşın başlangıcından bu yana Rusya’nın buğday ihracat hızı nasıl seyrediyor?
Rus tahılının ihracatına yönelik doğrudan bir yaptırım yok. Getirilen yaptırımlar daha çok lojistik süreçler ve sevkiyatlarla ilgili. Rus tahılını taşımak için gemi bulmak zor ve bu da navlun fiyatlarında orantısız bir duruma yol açtı. Elbette yaptırımlar bizim için oldukça acı verici. Kapasitemiz ve potansiyelimiz daha yüksek olmasına rağmen hububat ihracatı geçen sezona göre yüzde 20 azaldı.
Rusya, 100 milyon tonluk rekor bir buğday hasadı gerçekleştirdi. Bereketli geçen hasat ve azalan ihracatla birlikte Rusya’nın buğday stokları önceki yıllara göre yüksek seviyelere ulaştı. Rusya, yeni hasat ettiği buğdayı güvenle depolayabilecek mi?
Evet, söylediğiniz gibi yeni hasat edilen buğdayı da hesaba katarsak geçmiş yıllara göre daha fazla buğday stokumuz var. Bu bir soruna neden olabilir. Ancak sorun kısa süreli depolama değil. Kısa vadeli depolama kolayca çözülebilir. Ama uzun vadeli depolamaya gelirsek, bu konu tartışılabilir. Bu sorunun nasıl ele alınacağı ancak sezonun ikinci yarısında netlik kazanacaktır. Sanırım kış sezonundan çıktığımızda bu soruyu cevaplamak için daha iyi bir durumda olacağız.
Son hasadın kalitesinin düşük olacağı yönünde bazı endişeler vardı, çünkü verim çok yüksek olduğunda kalitenin biraz düşük olması normaldir. Ve uzun süreli depolama yaparken kaliteyi kaybedebilirsiniz. Ayrıca uzun süreli depolamanın maliyetini de hesaplamamız gerekiyor.
BUĞDAYA VERGİ, RUSYA’YI UN İHRACATÇISI YAPACAK
Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın kasım ayında uzatılması gerekiyor. Ancak anlaşmanın akıbeti konusunda endişeler var. Bu konuda sizin görüşünüz ne?
Öncelikle şunu söylemeliyim ki anlaşma kapsamında Rusya’dan gübre ihracatına imkan tanınmasına rağmen Rus gübresinin ihracat destinasyonlarına ulaşması engelleniyor.
Bu anlaşmanın uzatılmasına dünya kamuoyunun neden ihtiyaç duyduğunu ve neden bu kadar ısrar edildiğini anlamıyoruz. Tahıl koridoru anlaşmasının uygulanması bizim için zararlı. Geleneksel olarak Rus buğdayını ithal eden Türkiye, daha ucuz olduğu için artık Ukrayna buğdayını tercih ediyor. Ama (Rus buğdayında) Türkiye’nin yerini yeni ithalatçılar alıyor. Yeni tedarik kanalları oluşturuyoruz. Suudi Arabistan, İran ve Mısır’a buğday arzını aktif olarak artırıyoruz. Örneğin, Suudi Arabistan’a yapılan buğday sevkiyatları üç katına çıktı.
Tahıl koridoru anlaşması kapsamında Ukrayna’daki arz fırsatları tükendiğinde, Türkiye buğday almak için Rusya’ya dönecek. Ancak o zaman Türkiye, yeni alıcılarla rekabet etmek zorunda kalabilir. Şu an belki ihracat hacmimiz nispeten düşük görünebilir ama eminim ki Rus tahılına olan talep yeniden canlanacak.
Türkiye’nin tahıl koridoru anlaşmasını uzatmayı çok istediğini ve bunun için ısrarcı olacağını biliyorum. Ancak bu anlaşmanın uzatılması, Türkiye’nin dünya un ihracat liderliğine mal olabilir. Bugün aktif olarak un ihracatına odaklanıyoruz ve un ihracatında dünya lideri olabiliriz. Yerel ihtiyacımızın üzerinde buğday üretimimiz var ve (Rusya yönetiminin getirdiği) tahıl ihracat vergileri nedeniyle buğday ihracat piyasası dalgalı. Rus değirmencilik endüstrisi ise un ihracatında ekstra bir vergi olmadığı için bu durumdan mükemmel bir şekilde yararlanabilir. Dolayısıyla, tahıl koridoru anlaşmasının uzatılmasının, Türk ununun Rus unuyla değiştirilmesini tetikleyebileceğini düşünüyorum.
Şu anda Rus un değirmenleri kapasitelerinin sadece yüzde 50’sini kullanıyor. Rus değirmenciler kapasitelerini yüzde 80’e çıkardıklarında, dünya pazarlarına göndermek için fazladan 7 milyon ton un üretebilirler. Rus ununu dünya pazarlarına ulaştırmak için daha iyi ekonomik koşullara ve daha iyi lojistik tedarik zincirlerine ihtiyacımız var. Hepsi bu.
‘TAHIL ÜRÜNLERİ İHRACATINI ÇEŞİTLENDİRECEĞİZ’
İleriye dönük bakacak olursak, sizce Rusya-Ukrayna çatışmasının buğday piyasalarına ne gibi etkileri olacak?
Zaten çatışmadan önce COVID-19 salgını, tahıl tedarik zincirlerinde önemli aksamalara neden olmuştu. Askerî harekatın başladığı 24 Şubat’tan önce bile buğday fiyatları zirvedeydi ve dünya piyasalarında ton başına buğday fiyatı 450 dolara kadar ulaşmıştı. Ama şimdi, bu askerî operasyon dolayısıyla yaşanan komplikasyonların ortasında bile buğday fiyatları 100 dolar kadar geriledi.
Böylesine aşırı ısınmış bir piyasanın sonuçlarını anlamak zorundayız. Çünkü piyasa arz-talep oranına göre değil, stok-kullanım oranına göre şekillenir. Stok-kullanım oranında ciddi bir sorun yoksa dünyada bir sorun yaşanmayacağını bilirsiniz.
Bu zor zamanlara ayak uyduracak ve hayatta kalacağız. Hububat ihracatımızı, hazır tahıl türevlerini de dahil ederek genişleteceğiz. Bunu yapabilmek için kapasitelerimizi güçlendiriyoruz ve bu trendin, içinde bulunduğumuz sezon içinde görünür olacağına şaşıracaksınız. Örneğin, hayvan yemi stoklarımızı kesinlikle artıracağız. Rusya’nın baklagillerden yapay et üretimi için fabrikalar kurulması için siparişler verdiğini de çok az insan biliyor.
KUZEY-GÜNEY KORİDORU İÇİN ALTYAPI ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Rusya, tahıl ihracatı için yeni ihracat koridorları oluşturmayı planlıyor. Bu noktada Basra Körfezi’ne uzanan Kuzey-Güney koridoru ön plana çıkıyor. Bu alternatif koridor hakkında bilgi verir misiniz?
Kuzey-Güney koridoru, Rusya için stratejik olarak önemli. Rusya, tarım ürünlerinin arzını, Basra Körfezi’ne genişletmeyi hedefliyor. Burası, Rusya tahıl ihracatı açısından çok önemli bir bölge. Ürünlerimizi dünya ülkelerine ulaştırmak için Azerbaycan’ın transit imkanlarını ve Bender Abbas dahil İran limanlarını kullanmayı düşünüyoruz. Bu konu ilgi alanımızda ve bu rota, gıda ürünlerimizin ihracat potansiyelini artırmaya yardımcı olacaktır. Şu anda bu rota için ilgili altyapı çalışmaları zaten İran topraklarında yapılıyor. Rus yatırımcılar, yük aktarımı için bir terminal ve merkez inşa ettiler. Bütün bunlar, Rus tahılının Azerbaycan ve İran topraklarından geçişini garanti altına alacak.
Bir diğer sorum ise tahıl ihracat vergisiyle ilgili. Bu vergi, Rusya’nın tahıl ihracatını nasıl etkiledi? Sizce bu vergi ne zaman yürürlükten kalkar?
Biz dernek olarak bu tür önlemlere kategorik olarak karşıyız. Rusya federal bütçesinde, alınan bu vergilerle şimdiden 3 milyar dolar birikmiş durumda. Bunların hepsi çiftçilerin, üreticilerin ceplerinden ödendi. Bu oldukça büyük bir para ve çiftçilerin gelirlerinde kayıp anlamına geliyor. Hükümeti bu konuda düzenli olarak uyarıyoruz. Bir ay önce Rusya Devlet Başkanı Putin’e bir dosya sunduk. Bu sezon içinde hükümetin vergiyi kaldırmayı gündemine alacağını düşünüyorum.
ÇİN BUĞDAY PAZARINA HAKİM OLMAK İSTİYORUZ
Geçtiğimiz şubat ayında Çin yönetimi, Rus buğdayı ithalatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırdı ve Rusya’nın tüm bölgelerinden buğday ithalatı yapılmasına izin verdi. Rusya’nın Çin’e buğday ihracatı nasıl seyrediyor? Rusya’nın Çin pazarına ilişkin hedefleri neler?
Hedefimiz uzun vadede Çin buğday pazarına hakim olmak. Ancak bu noktada Çin hükümetinin bir prensip kararı almasına ihtiyaç var. Fakat ortada böyle bir karar yok. Bundan dolayı sadece sınır bölgelerine küçük miktarlarda tedarik yapıyoruz. Sibirya tahılı, Çin-Rusya sınırına komşu konumunda. Çin, Rus buğdayı konusunda ciddi bir karar verirse, bu durum, Sibirya bölgesinde buğday üretim kapasitesini artırmak için çok kuvvetli bir itici güç olacaktır. Şu anda Sibirya’da yılda 17-18 milyon ton tahıl üretiyoruz. Ancak bu üretimi kolayca ikiye katlayabiliriz.
Paylaşmak istediğiniz başka bir husus var mı?
Rekabet, herhangi bir gelişmenin, - özellikle de çeşitlendirilmiş bir tahıl piyasasının, en iyi ve uygun itici gücüdür. Bu durumu anlamak, dünyayı rekabet kalıplarına maksimum odaklanmaya yönlendirmelidir. Ancak şu anda tüm eğilimler, belirli tedarik zinciri kanallarının korumacılık ve tekelciliğinden yana. Bu durum ise tam aksine rekabet modellerinde ayarsızlıklara yol açıyor ve rekabetin tekerine çomak sokuyor. Dünya, rekabetin oldukça güçlü bir itici faktör olduğunu kabul ettiğinde, o çomağı tekerlekten çıkaracak ve daha iyi yollarda ilerleyeceğiz.