BLOG

Piyasalarda tahıl anlaşması etkisi

16 Eylül 20226 dk okuma

Ukrayna'nın Karadeniz limanlarının tahıl ticaretine kısmen yeniden açılması, ağustos ayının ikinci yarısında hava durumu ile ilgili endişelerin piyasa hissiyatına hakim olmaya başlamasından önce küresel gıda piyasalarından gelen baskıyı hafifletti. Özellikle buğday piyasaları, başlıca ihracatçı ülkelerdeki artan üretim beklentileriyle birlikte rahatlarken, küresel kapanış stoklarındaki bolluk pirinç fiyatlarının da kontrol altında tutulmasını sağladı. Buna karşılık, mısır için arz beklentileri azaldı. Şimdi piyasalar, gelecekteki emtia ve girdi fiyatlarına ilişkin önemli belirsizliklerle birlikte mısır ve soya fasulyesi ekimlerinin başlayacağı Güney Yarım Küre’ye odaklanacak. 

Dar buğday arzı ve yüksek mısır talebinin arkasından Ukrayna'dan tahıl ihracatının birden kesilmesi ile alakalı olarak küresel gıda fiyatlarının yaklaşık altı ay rekor düzeyde seyretmesinin ardından, Türkiye ve Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan tahıl koridoru anlaşması sayesinde ağustos ayında Ukrayna nihayet Karadeniz limanlarının bazılarından tahıl gemilerini dünya pazarlarına sevk etmeye başlayabildi. Ukrayna'dan deniz yoluyla yapılan ihracatın yeniden başlamasına bakarak tahıl piyasasının tüm duaları kabul oldu diyebilir miyiz? Henüz değil.

Ukrayna için ihracat kapasitesinin artması kesinlikle çok önemli bir gelişme. Ancak, sevkiyatların mevcut hızı şimdilik ne tahıl depolama sorunlarını önlemeye yetiyor ne de üreticilere gelecek sezon ekim için yeterli desteği sağlayabilecek. Karadeniz limanlarının kapalı olduğu sürede (şubat sonundan ağustos ayına kadar), Ukrayna, Avrupa sınırlarının ötesine demiryolu ve nehirler üzerinden ayda yaklaşık 1 ila 2 milyon ton tahıl ihraç edebildi. Ukrayna'nın Karadeniz limanlarının yeniden açılması şimdilik bu hacmi ayda yaklaşık 3 milyon ton seviyesine çıkardı. Ancak, Uluslararası Tahıl Konseyi'nin tahminlerine göre Ukrayna'nın, gelen hasat için yeterli alan açmak için ayda 7 milyon ton ihracat yapması gerekiyor (buğday hasadı sona erdi, ancak mısır hasadına kısa bir süre kaldı). Ayrıca, resmi kaynaklar, Ukraynalı çiftçilerin gelecek sezon üretim maliyetlerini karşılamaya yetecek kadar gelir elde edebilmeleri için Ukrayna'dan yapılan tahıl ihracatının mart ayına kadar mevcut seviyenin iki katına çıkması gerektiğini belirtiyor. 


Ukrayna'nın Karadeniz limanlarının açılmasının da dünya tahıl piyasaları üzerinde ciddi etkisi oldu. Uluslararası buğday ve mısır fiyatları, büyük ölçüde tahıl koridoru anlaşmasının sonucu olarak temmuz ayında yüzde 15 ve yüzde 11'lik düşüş yaşadı. Ancak, fiyatlardaki bu düşüş buğday için ağustos ayında yavaşladı, mısır içinse tamamen durdu. Ukrayna'nın Karadeniz limanlarının açılması, piyasa duyarlılığı için oldukça önemliydi. Ancak fiyatların hâlen geçen yılki yüksek seviyelerin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Ukrayna'dan gelen mevcut ihracat hacimleri uluslararası tahıl fiyatlarını biraz daha aşağı çekmek için yeterli olmayabilir.

Ukrayna'nın buğdayı genel olarak diğer ülkelerinkinden daha ucuz. Bu da küresel buğday fiyat seviyelerinin ılımlı olmasına yardımcı oluyor ve özellikle buğdayın önemli bir temel gıda olduğu Kuzey Afrika'daki birçok ülke için Ukrayna daha uygun bir seçenek sunuyor. Ukrayna'dan yapılan ihracat hacimleri sınırlı kalırsa ve küresel fiyatlar yüksek devam ederse, buğday ithal etmek birçok ülke için zor veya en azından mali açıdan külfetli olabilir. Özellikle de ABD dolarının yüksek bir trend sürdürmesi durumunda…Bu sebeple birçok ülke ithalat yerine yerli stoklara muhtaç kalabilir. Halihazırda Afrika'daki buğday stoklarının geçen yıla göre yaklaşık yüzde 10 düşeceği tahmin ediliyor.

Küresel üretimde beklenen düşüş ve Avrupa Birliği'nin talebinin beklenenden daha yüksek olması göz önüne alındığında, Ukrayna'dan mısır ihracatının artması şu anda oldukça dar bir alana yayılmış olan küresel mısır pazarları için de zaruri olacaktır. Mısır ihracat pazarının sadece dört ana ihracatçıda (Arjantin, Brezilya, ABD, Ukrayna) toplanmasıyla birlikte, küresel pazarların durumu Ukrayna'dan deniz yoluyla yapılan ihracata bağlı. Bu ihracatta herhangi bir aksama veya kapasitenin daha fazla düşmesi, mısır piyasası için ciddi sorunlara sebep olabilir.

TAHIL ANLAŞMASI İLE İLGİLİ ENDİŞELER

Hem Ukrayna hem de dünya için Ukrayna'nın daha fazla tahıl ihraç etmesine ihtiyaç duyulduğu açık. Bununla birlikte, bunun gerçekleşme potansiyeli şu noktada hâlâ belirsizliğini korumakta. Şimdiye kadar sadece BM ve Türkiye tarafından desteklenen gemiler Ukrayna'nın Karadeniz limanlarından çıkış yapabilmekte. Birçok armatör ve tüccar ise mevcut yüksek risk karşısında Ukrayna’dan tahıl almaya tereddüt ediyor. Ayrıca, taraflardan biri sözleşmeyi feshetme niyetini bildirirse anlaşma 18 Kasım'da sona erebilir. Bu, Rusya Federasyonu'nun anlaşmanın şartlarını gözden geçirmeye yönelik son açıklamaları göz önüne alındığında potansiyel bir endişe kaynağı olarak duruyor. Karadeniz tahıl anlaşması bir umut ışığı sunarken, ihracat akışlarının artarak devam edebilmesi için süresinin uzatılması ve kapsamının diğer limanları ve rotaları dahil edecek şekilde genişletilmesi gerekiyor.

GÜBRE FİYATLARI YENİDEN YÜKSELİYOR

Gübre piyasaları, özellikle düşük doğal gaz arzı ve yüksek fiyatların birçok üre ve amonyak üreticisinin faaliyetlerini durdurmasına sebep olduğu Avrupa'da dalgalı devam ediyor. Önümüzdeki sezon tahıl ekimleri ve gübre kullanım oranları bu sebeple olumsuz etkilenebilir, gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü gerilimlere sebep olarak gıda güvenliği endişelerini artırabilir.

Avrupa'daki enerji sıkıntısı birçok üreticinin üretimi kısmasına sebep olduğundan, gübre piyasaları yeniden ortaya çıkan risklerle karşı karşıya. Zaten bu riskler, gübre fiyatlarındaki artış ile hemen etkisini gösterdi. Fiyat teklifleri, nisan ayında ulaşılan rekor seviyelere göre yaz aylarında düştükten sonra kayda değer artışlar gösterdi.

Üretimleri büyük miktarda enerji gerektirdiğinden ötürü, özellikle azotlu gübreler bu durumdan çok etkilendi. Jeopolitik gerilimler ve yaptırımlar sebebiyle Avrupa'da doğal gaz fiyatı aniden yükseldi ve bu şartlarda birçok gübre üreticisi artık üretim hatlarını açık tutmakla kâr edemeyeceğini düşünüyor. Esasen Avrupa'nın üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 70'inin şu anda atıl durumda olduğu bildiriliyor.


Başlıca gübre türlerinin gösterge fiyatlarının tümü, ağustos ayının son haftasındaki önemli fiyat artışlarıyla birlikte yukarı yönlü değişim gösteriyor. Örneğin, amonyum nitrat ton başına yüzde 9 artarak 960 Euro'ya, kalsiyum amonyum nitrat ise yüzde 13'lük artışla ton başına 850 Euro'ya yükseldi. Net gübre ihracatçısı olan Avrupalıların net gübre ithalatçısına dönmesi ve dolayısıyla uluslararası pazarlara ek talep getirmesi beklendiğinden, Avrupa fiyatlarındaki bu artışın dünya geneline de yayılması bekleniyor.

Azalan gübrenin bulunabilirliğinin yanı sıra, gübre fiyatlarının yukarı yönlü seyri, ihracat kısıtlamaları ve kesintilerle de destekleniyor. Dünyanın önde gelen di-amonyum fosfat ve üre ihracatçılarından biri olan Çin, gübre ihracatı için ek denetim gereklilikleri getirerek Ekim 2021'den bu yana uluslararası sevkiyatlarını kıstı. Sonuç olarak, ülkenin Ocak ve Mayıs 2022 arasındaki gübre ihracatı son dört yılın en düşük seviyesine geriledi. Ayrıca, azot ve mineral gübrelerin önde gelen ihracatçıları olan Rusya ve Belarus'tan gelen gübre arzı, uluslararası yaptırımlar sebebiyle sınırlı miktarda kalmaya devam ediyor. Sevkiyatlar tamamen bloke edilmese de (örneğin Brezilya ve Hindistan, bankacılık yaptırımlarını atlatabilecek ödeme sistemleri uygulayarak kısa süre önce Rus gübresi satın aldı), nakliyatçılar, bankalar ve sigortacıların ek riskler başlığı altında yaptırımları fiyatlandırması gerektiğinden ihracat akışları bastırılmış durumda. 

Artan gübre maliyetleri tahıl üreticilerinin kâr marjlarını daraltacak. Bu durum üretimin kısıtlı kalmasına sebep olabilir. Bu gibi yüksek üretim riskleri, gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü gerilimlere sebep olarak gıda güvenliği endişelerini artırabilir.

Piyasa Analizi Kategorisindeki Yazılar