“Son yıllarda kış aylarının daha ılıman geçmesi ve modern yetiştirme yöntemlerinin uygulanması sayesinde Karadeniz bölgesinde buğday rekoltesi yüksek. Bölgenin global buğday ticaretindeki konumunun ve global fiyatların oluşmasındaki etkisinin daha da güçlenmesi kaçınılmaz. Ayrıca, buğday ekim alanlarındaki artışın bir sonucu olarak bölgeler arası rekabete kıtasal rekabet de eklenebilir. Bu yarışta kazanan ise fiyat/kalite oranına göre belirlenecek.”
Dr. Sergey Feofilov
UkrAgroConsult Genel Direktörü
Karadeniz Bölgesi’nin global buğday piyasasındaki rolü, önemini giderek artırıyor. Geride bıraktığımız 2017/18 sezonunda, Karadeniz ülkeleri (Ukrayna, Rusya ve Kazakistan), dünyanın buğday ihtiyacının yaklaşık yüzde 35’ini karşıladı.
Sezonun ilk yarısı sona erdi ve ihracat rakamları gayet iyimser tahminlerde bulunmaya izin veriyor. UkrAgroConsult’ın tahminlerine göre, söz konusu üç ülke ilk altı ayda (ihraç edilen unun eşdeğer olduğu buğday da hesaba katıldığında) 39 milyon ton civarında buğday sevkiyatı yaptı. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine göre %5, 2016/17 sezonundaki aynı dönemle kıyaslandığında ise %25 artış anlamına geliyor.
Ukrayna söz konusu olduğunda, en büyük beş pazardan dördü coğrafi olarak uzak konumlarda bulunuyor. Bunlar arasında Endonezya, Filipinler ve Güney Kore öne çıkıyor. Öte yandan Mısır, Bangladeş, Tayland ve Hindistan ise Ukrayna’dan aldıkları tahıl miktarını geçtiğimiz yıla göre azalttı. Hindistan, 2016/17 sezonunda Ukrayna buğdayının en büyük alıcısıydı. Ukraynalı ihracatçılar, Hindistan pazarındaki kayıplarını, çoğu Asya ülkeleri olmak üzere, diğer büyük ithalatçılara yaptıkları satışlarla kapatmayı başardı.
Bu listede Endonezya’nın bulunması özellikle önem taşıyor. Çünkü bu ülke, Mısır’ın ardından dünyanın en büyük ikinci buğday ithalatçısı. Endonezya, iki sezondur Ukrayna buğdayının en büyük alıcısı konumunda.
Diğer yandan, Mısır da Karadeniz buğdayının müşterisi. Mısır ve Türkiye, Rusya’nın en büyük ihracat pazarları konumunda. Ancak Rusya son iki-üç sezondur uzak pazarlara da el atmaya başladı. Rus buğdayının en büyük müşterileri arasında Vietnam ve Bangladeş ilk beşte, Filipinler ve Endonezya ise ilk onda yer alıyor.
İki büyük rakip buğday üreticisi daha önce belirli pazarlara odaklanmıştı. Mısır ve Türkiye pazarını bir kenara bırakan Ukrayna, Güneydoğu Asya’ya yönelirken, Rusya ise Yakındoğu ve Afrika’daki pozisyonunu güçlendirmişti. Ancak Rusya artık uzaktaki Asya pazarlarında da rekabete girmeye başladı. Rusya’nın liman altyapısını geliştirmesiyle bu rekabetin daha da kızışması bekleniyor.
Peki, bundan sonra neler olabilir?
İçinde bulunduğumuz satış yılının ikinci yarısında bir sürpriz beklenmiyor. Çünkü, Karadeniz bölgesi ihracat potansiyelinin aslan payını şimdiden gerçekleştirdi. Bunun yerine 2019/20 sezonuna bakmak daha ilginç olabilir. Şu anda piyasa koşulları Karadeniz bölgesi için avantajlı durumda. Kış mahsulünün %80’inden fazlası iyi durumda. Ukrayna’daki kış mahsulü, son beş yıldaki en iyi durumda. Bu arada, Rusya ve Ukrayna’da yeni sezonda buğday ekim alanları arttı.
Son yıllarda kış aylarının daha ılıman geçmesi ve modern yetiştirme yöntemlerinin uygulanması sayesinde Karadeniz bölgesinde rekoltenin yüksek olması ve ürünün daha iyi fiyatlara satılabilmesi bekleniyor.
Bunun yanında, bölgenin global buğday ticaretindeki konumunun ve global fiyatların oluşmasındaki etkisinin daha da güçlenmesi bekleniyor.
Ancak bölge ülkeleri arasındaki rekabetin kızışması, bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Rusya ve Ukrayna’nın ihraç pazarlarının birbiriyle çakıştığını belirtmiştik. Kazakistan için stratejik pazarlar ise Orta Asya ülkeleri ve İran. Rusya’daki üretim patlaması, bu bölgelerdeki rekabetin artmasına da yol açabilir. Ayrıca, buğday ekim alanlarındaki artışın bir sonucu olarak bölgeler arası rekabete kıtasal rekabet de eklenebilir. Bu yarışta kazanan ise fiyat/kalite oranına göre belirlenecek.
Orta vadede, benzer bir senaryo muhtemelen mısır pazarında da görülecek. Karadeniz bölgesinin bu segmentteki payı şu anda %19 civarındayken, ABD’nin payı %37 ve Güney Amerika ülkelerinin payı ise %34. Ancak %19’luk bu paya tek başına Ukrayna’nın sahip olduğunu söylemek gerek. Ortalama 5 milyon ton mısır ihraç eden Rusya (bu sezon ise 2,5 milyon ton civarında) henüz bu pazara ciddi bir oyuncu olarak girmiş değil. Öte yandan, Rusya uzun vadede yağlı tohum üretimini de artırma konusunda iddialı planlara sahip.
Karadeniz bölgesi şu anda global ayçiçek yağı ticaretinin %78’ine hakim durumda. Rusya’da artan üretim sebebiyle, ayçiçek yağı ihracatının da artış göstermesi bekleniyor.
Sonuç olarak, Karadeniz bölgesinin hem tahıl hem de yağlı tohum piyasalarında global gelişme trendleri üzerindeki etkisinin daha da artması kaçınılmaz görünüyor.