Bühler, endüstriyel değirmen tesisleri, prosesleri ve makineleri için tamamen yeni bir yaklaşım geliştirdi. Bühler, Mill E3 adı verilen yeni konseptle, değirmencilik endüstrisinde devrim yaparak uygun maliyetli bina yatırımı, proje gerçekleştirme süresi ve enerji tüketiminde yeni standartlar getiriyor. Bühler Group’un Tahıl ve Gıda Bölümü CEO’su Johannes Wick, “Mill E3, 40 yıl önce hayata geçen otomasyonun ardından bir sonraki büyük adımı temsil ediyor.” dedi.
Onlarca yıldan beri endüstriyel değirmencilik konseptleri, makineleri ve prosesleri optimize etmeye odaklandı. Ancak temel tasarım konsepti, en az beş ila altı katlı binalara dayalı olarak aynı kaldı. Bühler, tamamen yeni bir yaklaşım olan Mill E3 ile şimdi tüm düzenlemeyi ve inşaat konseptini optimize ediyor. Bühler’in ağustos ayı sonunda İsviçre’deki ana üretim merkezinde gerçekleştirdiği 2019 Networking Günleri’nde müşterilerinin beğenisine sunduğu Mill E3, en son teknolojiye sahip un değirmenlerini daha uygun maliyetle inşa etmenin, daha hızlı kurmanın ve çevreye daha az etkiyle işletmenin mümkün olduğunu gösterdi.
Daha kısa kurulum süresi, daha hızlı devreye alma, daha küçük bina
Mill E3, üç verimlilik seviyesinde avantaj sağlıyor: alan, zaman ve enerji. Optimum durumda, bir Mill E3 tesisi, aynı boyuttaki geleneksel bir değirmenden %30 oranında daha küçük olabiliyor. Mill E3’ün yapımı sadece daha az sermaye gerektirmekle kalmıyor, aynı zamanda daha hızlı bir şekilde tamamlanıyor. Önceden monte edilmiş modüllerin de kullanımıyla Mill E3, geleneksel un değirmenlerinden %30 daha hızlı kuruluyor. Bühler’in değirmencilik çözümleri baş sorumlusu Stefan Birrer, konuyla ilgili olarak, “Bu esasen bir tak-çalıştır değirmeni.” diyor. Bu, Bühler’in müşterilerinin tesislerini daha hızlı kurabileceği ve daha hızlı bir şekilde gelir elde etmeye başlayabilecekleri anlamına geliyor. Altyapı maliyeti, inşaat süresi ve karmaşıklık önemli ölçüde azalmış oluyor.
Yüzde 10’a varan enerji tasarrufu
Aynı üretim miktarıyla, Mill E3, üründen veya kaliteden ödün vermeden enerji tüketimini %10’a kadar azaltıyor. Bu, kompakt değirmen tasarımından ve yeni geliştirilen entegre öğütme sistemi Arrius gibi yenilikçi proses çözümlerinden kaynaklanıyor. Arrius, geleneksel valsli değirmenlere kıyasla %10’a varan enerji tasarrufu sağlayan entegre bir çekişe sahip. Konsept değirmende kullanılan TUBO Tubular Push Conveyor de enerji tasarrufu sağlamak için belirli pnömatik taşıma geçitlerinin yerini alıyor. TUBO çok daha verimli ve gıda üretimini daha da güvenli hale getiriyor. Ürün nazikçe taşınıyor, kurumaya bağlı olarak ağırlık kaybı yaşanmıyor ve boru hatlarının kendi kendini temizlemesi sayesinde konveyör sistemi daha hijyenik oluyor.
“Alan, zaman ya da enerji: Bütün bu seviyelerde, söz konusu tesisin piyasadaki diğer üreticilerin sahip olduklarından daha iyi olacağını gösterebildik.” diyen Stefan Birrer, “Tasarım, yeni öğütme sistemi Arrius, IoT (nesnelerin interneti) ve Blockchain uygulamaları, değirmencilik endüstrisinde bir kez daha devrim yaratıyor.” değerlendirmesini yapıyor. Birrer, Bühler müşterilerinin Mill E3 tesisi için siparişlerini hemen verebileceklerini ifade ediyor.
İlk Milll E3 siparişi İngiliz dev Whitworths’tan
9 farklı bölgede işlettiği 17 değirmen ile İngiltere’nin en büyük değirmencilik şirketi olan Whitworths Holdings Ltd., Mill E3 siparişini veren ilk firma oldu. Whitworths Genel Müdürü Mike Peters, “E3’ün sunduğu belirgin mekanik faydaların yanı sıra, dijitalleşme yaklaşımına da ikna olduk. Bühler bu konuda kesinlikle lider” diyor. Peters, yeni konseptle ilgili beklentilerini de, “Mill E3, bizim için sadece yeni bir teknoloji yaklaşımı olmanın ötesinde bir şey. Gelecekte müşterilerimiz için tam şeffaflık yaratmamızı sağlayacak.” sözleriyle özetliyor. Bühler, Mill E3 ile birlikte son ürün kalitesini garanti etmek için değirmen çözümlerine internet bağlantı özellikleri, dijital hizmetleri ve Blockchain teknolojisini ilave ederek değer zinciri boyunca şeffaflığı artırmayı teklif ediyor.
Sistem, Bühler Insights ile bağlantılı
Stefan Birrer, “Tahılları, üretildikleri tarlalara kadar izleyecek sistemleriyle Whitworth, bir blockchain projesi yapmak için iyi bir pozisyondaydı.” diyor. “Yaptığımız şey, kâğıt temelli izlemeyi blockchain izlemeye dönüştürmek.” Mike Peters da blockchain uygulamasının getirilmesinin arkasındaki nedeni şöyle açıklıyor: “Bu yeni dijital teknolojileri şimdi benimsemez ve işimize şimdi dâhil etmezsek, uzun vadede daha fazla şeffaflık için son tüketiciden ve neticede de düzenleyicilerden baskı geldiğinden ötürü bu durum belirli pazarlara giriş yapmak için bir engel olabilir.”
Yeni tesisin 2020 yılının sonuna doğru tamamlanması bekleniyor. Bunun ardından izleme safhası başlıyor. Mike Peter, “IoT ve blockchain bizlere tedarik zincirimiz aracılığıyla gıda güvenliği, gıda güvencesi ve şeffaflık konusunda çıtayı yükseltme imkânı tanıyor.” diyor. Tamamen internet bağlantılı olan üreticiden gelen veriler, Microsoft Azure tarafından desteklenen güvenli bulut hizmeti Bühler Insights tarafından gözlemlenecek. Bühler, çeşitli üretim sahalarını izlemek ve karşılaştırmalı olarak değerlendirmek isteyen değirmenciler için Yield Management System (Verim Yönetim Sistemi) adını verdiğini bir dijital hizmet geliştirdi. Bu hizmet sayesinde, herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde farklı formüller arasındaki sapmalar tespit edilerek karşılaştırılabiliyor. Verim Yönetim Sistemi, Bühler Insights’la da bağlantı hâlinde.
Mill E3 hakkında daha fazla bilgi için https://www.future-of-milling.com adresini ziyaret edebilirsiniz.