BLOG

BM: COVID-19, gıda güvenliği için açık ve yakın bir tehlike

27 Temmuz 20203 dk okuma

Dünya son 50 yılın en kötü krizinin eşiğinde. Birleşmiş Milletler, bir felaketin önüne geçilmesi için hükümetleri acilen harekete geçmeye çağırdı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) ilk değerlendirmeleri, COVID-19 salgını ve etkilerinin, gıda güvenliği konusunda zaten sorun yaşayan ülkelerde açlığı derinleştirdiğini gösteriyor. FAO Genel Direktörü QU Dongyu, insani yardımlarla ilgili yüksek düzeyli BM toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, “COVID-19 salgını, gıda güvenliği ve beslenme konusunda açık ve yakın bir tehlike teşkil ediyor. Özellikle de dünyanın en dezavantajlı toplulukları için.” dedi. Sanal toplantıda konuşan Genel Direktör, tarım sezonlarıyla ilgili sonuçlar geldikçe ülkeler düzeyinde değerlendirmeler yaptıklarını ve COVID-19’un etkilerinin gıda krizinin yaşandığı bazı bölgelerde şimdiden hissedildiğini aktardı. FAO destekli Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC) adlı inisiyatifinden elde edilen son verilere göre, gıda güvenliği konusunda zaten alarm veren Afganistan’da koronavirüs salgını, durumu daha da ağırlaştırdı. Son tahminlere göre, bu ülkede akut açlık ya da daha kötü düzeyde bir krizin pençesinde olan insanların sayısı 10,3 milyona ulaştı. Benzer şekilde Orta Afrika Cumhuriyeti’nde akut gıda güvensizliği düzeyleriyle ilgili krizde olan insanların sayısı 2,4 milyon. IPC verilerine göre bu sayı, salgın öncesine göre yüzde 11 artmış durumda. Somali’de ise önümüzdeki aylarda 3,5 milyon kişinin açlık konusunda kriz düzeyine ya da daha kötü düzeye düşeceğinden endişe ediliyor. Yıl başında söz konusu sayı, önümüzdeki aylar için tahmin edilenin üçte biri civarındaydı. FAO Genel Direktörü, “Dezavantajlı kesimleri koruyacak önlemler hızlı bir şekilde alınmaz, küresel ölçekte tarım ürünleri tedarik zinciri korunmaz ve salgının gıda sistemi üzerindeki etkisi en aza indirilmezse bir gıda krizi bizi bekliyor.” şeklinde konuştu.

FAO ve diğer BM kuruluşları, ekonomik faaliyet ve tedarik zincirleri üzerindeki COVID-19 kaynaklı çeşitli etkilerin, insanların gıdaya erişimini sınırlandırmasından, çiftçilerin nakit likiditesini giderek artan şekilde kısıtlamasından ve bunun sonucunda da gıda üretme ve pazarlama yeteneklerini engellemesinden ve bu risklerin de uzun vadede gelirleri ciddi şekilde düşürebileceğinden endişe ediyor. FAO ve Avrupa Birliği gibi 15 kuruluşun hazırladığı Global Gıda Krizleri Raporu’na göre salgın öncesinde çatışmalar, iklim şokları ve ekonomik krizden dolayı dünya genelinde 135 milyon insan akut açlıkla boğuşuyordu. Ancak başka bir stres faktörünün de devreye girmesi durumunda, 185 milyon insanın daha aşırı açlığa itilme tehlikesi altında olduğu belirtiliyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü Baş Ekonomisti Maximo Torero, dünya genelinde gıda sistemlerinin son dönemlerde hiç olmadığı kadar tehdit altında olduğunu söylüyor. Salgın ve karantina önlemlerinin, insanların ürün hasadı ile alım ve satımına yönelik kapasitelerini olumsuz etkilediğini ifade eden Torero, “Dikkatli davranmalıyız. Bu, geçmişte gördüklerimizden çok farklı bir gıda krizi.” uyarısını yapıyor.

KARANTİNA ÖNLEMLERİ  HASAT SÜREÇLERİNİ YAVAŞLATIYOR

COVID-19’un gıda güvenliği ve beslenme üzerindeki etkilerine dair BM raporuna göre, bu sezonki hasat süreci gayet sağlıklı ilerliyor ve tahıl gibi temel gıda ürünlerinin arzında sıkıntı yaşanmıyor. Ancak insanların gıdaya erişim sağladığı yerel pazarlar, karantina önlemlerinden etkileniyor. Bu önlemlerin artırdığı işsizlik ve gelir kaybı da çok sayıda insanın alım gücünü düşürüyor. Global piyasalarda istikrarlı seyir devam etse de bazı ülkelerde temel gıda maddelerinin fiyatlarında artış görülmeye başlandı.

Milyonlarca mevsimlik işçinin çalışamamasından dolayı hasat süreçleri de yavaş ilerliyor. Tedarik zincirindeki problemler ise çiftçilerin ürünlerini tarlada bırakmasına ve gıda israfının zarar verici boyutlara ulaşmasına yol açıyor. Bazı ülkelerde et sektöründe faaliyet gösteren tesislerin kapandığına şahit oluyoruz. Birleşmiş Milletler’e göre, karantina önemlerinden önce de birçok bölgede gıda sistemlerinde büyük sorunlar baş göstermişti. Mevcut problemler arasında; çatışmalar, doğal afetler, iklim krizi, haşere istilaları, bitki ve hayvan hastalıkları gösteriliyor. Örneğin Doğu Afrika’da onlarca yıldır ilk kez bu kadar ağır bir çekirge istilası söz konusu. Bölgedeki şiddetli yağışlar ise önlem alınmasını güçleştiriyor. Bunlara koronavirüs krizi ve karantina önlemleri ile resesyon da eklendiğinde milyonlarca insanın vahim bir açlığın pençesine itileceği uyarısı yapılıyor. Birleşmiş Milletler, gıda tedarik zincirlerinin ve piyasalarının korunması adına yoksul çiftçilere destek vermek için uluslararası toplumdan 350 milyon dolarlık destek talep etti.

Haberler Kategorisindeki Yazılar
11 Ocak 20241 dk okuma

Ulusoy Un’un Antakya fabrikası üretime başladı

14 Eylül 20161 dk okuma

Ardent Mills organik sertifikalı tesislerini genişletiyor

Ardent Mills, 2019 yılına kadar ABD'deki organik buğdayın dönümünü iki katına çıkarmak için çiftçil...