Uluslararası Tahıl,
Bakliyat ve Yem Zirvesi’nde konuşan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet
Güldal, tahılda hasat sezonuna 3 aydan az bir süre kaldığını ifade ederek,
“Kışın aldığımız yağışlar hem bizi hem de çiftçimizi memnun etti. Bahar
aylarının da elverişli seyretmesi neticesinde son 4 yılın en bereketli hububat
hasadının gerçekleşmesi bekleniyor.” dedi.
Dünyanın iki tahıl devi Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş sebebiyle gündemin en sıcak başlıkları arasında yer alan tarım, gıda ve tahıl alanında İstanbul’da önemli bir etkinlik gerçekleştirildi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Tahıl, Bakliyat İşleme Teknolojileri, Depolama ve Analiz Sistemleri Derneği (TABADER) işbirliği ile düzenlenen ‘2022 Uluslararası Tahıl, Bakliyat ve Yem Zirvesi’nde tahıl piyasalarındaki son durum tartışıldı, sürdürülebilir üretim için yol haritası belirlenmeye çalışıldı. İstanbul Wow Convention Center’da 11-12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen zirveye sektörü yurt içi ve yurt dışında temsil eden kurum, kuruluşlar ve birlikler katıldı.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan TABADER Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Mustafa Bayram, amaçlarının sektörlerini çok daha ileri noktalara taşımak olduğunu belirterek, sektörlerinin hem stratejik hem de çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye tahıl ve bakliyat işleme teknolojileri ve depolama sistemlerinde ciddi bir teknoloji know-how’ına sahip olduğunu da kaydeden Başkan Prof. Dr. Bayram, “Tahıl ve bakliyat silah gibidir. Kendi toplumunuzun güvenliği için çok önemlidir. Son 10 yılda ciddi ilerlemelerin sağlandığı lisanslı depoculuk çok önemlidir. Şu anda 8,2 milyon ton civarında kapasitemiz mevcut.” diye konuştu.

‘UKRAYNA KRİZİNİ
YAKINDA İZLİYORUZ, TMO HER TÜRLÜ SENARYOYA KARŞI HAZIRLIKLI’
Zirvenin açılışında konuşan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel
Müdürü Ahmet Güldal da dünya genelinde hem Covid-19 hem de kuraklık nedeniyle yaşanan olumsuzluklardan bahsederek, bu sıkıntıların tarımsal üretime ve tüketime yansımalarına değindi. Şu anda Rusya ile Ukrayna savaşının tahıl piyasalarını tedirgin ettiğini dile getiren Güldal, “Krizin dünyadaki ilk etkilerinin hissedildiği alan deniz taşımacılığı olmuştur. Karadeniz trafiği durmuş, fiyatlar artmış, bölgede yeni sezon hasat ve ekilişleri riske girmiştir. Ülkeler ihracata yönelik önlemler almaya yönelmişlerdir. Geride bıraktığımız sürece bakınca pek çok zorlu ve ani gelişen durumun ülke olarak rahatlıkla üstesinden geldiğimizi görüyorum. Güçlü bir devlet ve proaktif politikalar, bizim bu süreçlerden rahatlıkla çıkmamızı sağladı. Rusya-Ukrayna krizini anlık olarak takip ediyor ve pek çok olasılığa göre alternatif politikalar çalışıyoruz.” diye konuştu.

SON 4 YILIN EN
BEREKETLİ TAHIL HASADI BEKLENİYOR
TMO’nun her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olduğunu vurgulayan Ahmet Güldal, kurumun temel gıda ürünlerine yönelik başlattığı Un ve Yem Regülasyonu çalışmalarının meyvesini verdiğini söyledi, ilgili sektörlerin de işbirliği ile söz konusu ürünlerde piyasa istikrarının tesis edildiğini anlattı. Hasada kısa bir süre kala ülkemizde yeni ürün için hava koşullarının da olumlu gittiğini dile getiren TMO Genel Müdürü, “Kışın aldığımız yağışlar hem bizi hem de çiftçimizi memnun etti. Bahar aylarının da elverişli seyretmesi neticesinde son 4 yılın en bereketli hububat hasadının gerçekleşmesi bekleniyor.” dedi.
‘GIDA SIKINTISI YAŞAMAYACAĞIZ’
Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatih Metin de zirvede yaptığı konuşmada, buğdaya, arpaya, mısıra iyi fiyat vereceklerini, maliyetler noktasında üreticiyi destekleyeceklerini söyledi. Hem üreticilere hem tüketicilere seslenen Metin, Türkiye'nin üretmeye devam edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Türkiye, büyüklüğünü; üreticisinin, ihracatçısının, sanayicisinin ve çiftçisinin kapasitesini ve gücünü inkar etmeye çalışanlara inat ülke olarak, çiftçi olarak üretmeye devam edecek. Tüketicimiz de hiç merak etmesin. Bu ülkede gıda arzında hiçbir problem yok ve olmayacak. Üretmeye devam edeceğiz. Aldığımız tedbirlerle ve hem iç ticarette hem dış ticaretteki politikalarımızda bulunurluğu bu ülkede her alanda, her üründe sağlamaya devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.”

Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Metin, Türkiye’nin tahıl ithal ettiği Rusya ve Ukrayna için alternatif pazarların da mevcut olduğunu belirterek, “Bu nedenle kamuoyunda zaman zaman gıda sıkıntısı olacağı yönündeki spekülatif amaçlı söylemler gereksiz yere piyasaları maalesef tedirgin etmektedir. Ülkemizde gerek üretim ve gerekse stokları dikkate alırsak yeni hasat dönemine kadar hiçbir sıkıntı yaşanmayacak.” diye konuştu.
BAKAN KİRİŞÇİ: RUSYA
VE UKRAYNA’YA ALTERNATİFİMİZ VAR
Zirveye video mesaj gönderen Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi de dünyanın, küresel salgın, kuraklık, yangın, sel ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle son 3 yıldır her zamankinden daha çetin bir ekonomik, sosyal, politik ve iklimsel sınavdan geçtiğini ifade ederek, tüm bu olayların, ülkelerin dikkatini bir kez daha tarıma yönelttiğini, gıda güvenliğini sağlama hususunun devletlerin önceliği haline geldiğini belirtti. Şubat sonunda başlayan Rusya-Ukrayna savaşının piyasalara olası etkilerini, yansımalarını ve sonuçlarını detaylı bir şekilde çalıştıklarını, alternatif yol haritalarını oluşturmanın gayreti içerisinde olduklarını kaydeden Bakan Kirişçi, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu iki ülke ile ticaretimiz lojistik avantajlar nedeniyle yıllar içerisinde artmış olsa da tedarik imkanlarımız bakımından birçok alternatifimiz bulunmaktadır. Bu nedenle kamuoyunda zaman zaman gıda sıkıntısı olacağı yönündeki spekülatif amaçlı söylemler, gereksiz yere piyasaları tedirgin etmektedir. Ülkemiz üretimi ve stokları dikkate alındığında yeni hasat dönemine kadar arz yönüyle bir sıkıntı yaşanmayacak şekilde gerekli tüm önlemler alınmış ve alınmaya devam edilmektedir. Nitekim Toprak Mahsulleri Ofisimiz de bir yandan stoklarını takviye ederken diğer yandan da tüketicilerimizin gıdaya uygun fiyatlarla ulaşmasını teminen hububat ve bakliyat satışlarına devam ediyor.”

DÜNYADA BAKLİYATA
İLGİ ARTIYOR
İstanbul WOW Convention Center’daki etkinlikte, ‘’Uluslararası Tahıl Zirvesi’’, ‘’Uluslararası Bakliyat Zirvesi’’, ‘’Uluslararası Lisanslı Depoculuk, Lojistik, Stok ve Kalite Zirvesi’’, ‘’Uluslararası Yem Zirvesi’’ ve ‘’Uluslararası Teknoloji ve İnovasyon Zirvesi’’ oturumlarında sektörle ilgili önemli gelişmeler ve yenilikler, konunun uzman isimleri ve otoriteriler tarafından ele alındı.
Değirmenci Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Namık Kemal Parlak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Uluslararası Bakliyat Zirvesi’nde, önemi her geçen gün artan, tüketim alanları ve dış ticaret hacmi hızlı bir şekilde gelişen bakliyat sektörünün sorunları ele alındı, sektördeki son trendler ortaya konulup Türkiye için ne gibi fırsatların bulunduğuna dikkat çekildi.

Dünya Bakliyat Konfedarasyonu’nun önceki başkanı ve Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AHBİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, besleyici ve protein bakımından zengin olmalarından dolayı baklagillerin açlık, yetersiz beslenme ve obezite gibi sorunlarla mücadeleye katkı sağlayabileceğini belirtti. Bakliyat ürünlerinin, daha az gübre ve su gerektiğinden, 2050 yılında 10 milyara dayanması beklenen dünya nüfusunu beslemek için gereken sürdürülebilir gıda sistemleri için hayati öneme sahip olduğunu kaydetti. Bakliyatın ana vatanının Anadolu olduğunu hatırlatan Arslan, Türkiye’nin bakliyat ürünlerinde markalaşmaya giderek bu alanda dünya pazarında daha fazla pay alabileceğine işaret etti.
Oturumda, TMO Bakliyat, Mısır ve Çeltik Alım Şube Müdürü Demet Civan da dünyada en çok üretilen nohut, mercimek ve kuru fasulyede küresel ve yerel üretim rakamlarını paylaştı. Civan, bu yıl dünyada 7 milyon ton mercimek; 15.8 milyon ton nohut ve 21.6 milyon ton kuru fasulye üretimi beklendiğini aktardı. Türkiye’de son 5 yılın bakliyat üretim rakamlarını veren Civan, 2021’de 228 bin ton kırmızı mercimek; 475 bin ton nohut ve 305 ton kuru fasulye üretildiğini ifade etti.
Demet Civan, “Üretim avantajımızın olduğu bu ürünlerde ihracatçı konuma gelebilmek için Bakanlığımız vermiş olduğu destekleri arttırmış ve 25 yıl aradan sonra TMO’nun görev alanına bakliyat ürünleri dahil edilerek alım garantisi verilmiştir. Uygulanan bu yapıcı politikalar neticesinde 2017 yılında 1.04 milyon ton olan bakliyat üretimimiz, 2020 yılında %25 artarak 1.3 milyon ton seviyelerine kadar yükselmiştir. Ülkemiz özellikle nohutta net ihracatçı konuma gelmiştir.” dedi. Civan, bakliyat ürünlerinin gübreye daha az ihtiyaç duyduğunu hatırlatıp gübre fiyatlarında yaşanan artış yanında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın nadas alanlarında vereceği hibe desteği ile özellikle İç Anadolu’da nadasa bırakılan alanlarda bakliyat ekilişine yönelim olabileceği düşüncesini de dile getirdi.
Dünya Bakliyat Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Swiss Aegean Trading Direktörü Cem Boğuşoğlu da bakliyat bazlı proteinin, bakliyat türevleri kullanımının yaygınlaşmaya başladığını ve bakliyat tüketim alışkanlıklarının dönüşümden geçtiğini anlattı. Bakliyattan üretilen bitki bazlı etin şu an Amerika ve Avrupa’da ilgi görmeye başladığını söyleyen Boğuşoğlu, “Gelişmiş ülkelerde giderek artan sayıda insan bitki bazlı gıdalara geçiyor. Daha fazla insan vegan diyet tercih ediyor.” tespitini paylaştı ve Türkiye’nin bu büyüyen pazarda yerini alması gerektiğini söyledi.
TABADER GENÇLERİ UNUTMADI
Zirveyle eş zamanlı olarak TMO ve TABADER işbirliğiyle, alanında uzman birçok akademisyen ve endüstri temsilcisinin gıda ve yem değirmenciliği konusunda eğitim verdiği 4. Uluslararası Sertifikalı Değirmencilik Eğitim Programı’nda bu yıl 100’e yakın kursiyere sertifika verildi. Üç gün süren eğitimde, gıda işleme ve yem değirmenciliği alanında 24 konu başlığı ele alındı.
ULUSLARARASI DUAYENLER ÖDÜL TÖRENİ İLE AHDE VEFA
Zirve kapsamında ayrıca 3. Uluslararası Duayenler Buluşması ve Ödül Töreni gerçekleştirildi. TABADER seçici kurulunun belirlediği kategorilerde, sektörün gelişimine katkı sağlayanlara, değer katanlara ödül takdim edildi.
TABADER’in 11-12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirdiği uluslararası organizasyonlarla ilgili ayrıntılı bilgilere, www.tabader.org adresinden ulaşılabilirsiniz.