20. yılını kutlayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF), Antalya'da düzenlediği 18. Uluslararası Kongre ve Sergisi’nde, sektör paydaşları ve tedarikçiler başta olmak üzere 1300’den fazla delegeyi bir araya getirdi. Kongrede konuşan TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, geçtiğimiz yıl 166 ülke, 6 serbest bölgeye 3.6 milyon tonun üzerinde un ihracatı gerçekleştirerek tüm zamanların en yüksek rakamına ulaşıldığını söyledi. Tezcan, 2024 yılı un ihracat hedefini de 4 milyon tona olarak açıkladı.
Un sektöründe hizmet veren kuruluşları tek çatı altında toplayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF), her yıl uluslararası boyutta düzenlediği kongre ve sergisinin 18’incisini 15-18 Şubat 2024 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirdi. 300’den fazla üyesi ve 8 bölge derneğiyle un sektöründe son 10 yıldır dünyada çapında ihracat liderliğini koruyan TUSAF’ın her yıl farklı bir temayla düzenlediği kongre, bu yıl ‘Global Tarım Politikaları, Gıda ve Enerji’ başlığıyla yapıldı.
1300’ü aşkın delegenin bir araya geldiği rekor katılımlı kongrede, 40’tan fazla sergi alanı yer aldı. Sektör temsilcilerinin yanı sıra ekonomi çevreleri tarafından yoğun ilgiyle takip edilen etkinlikte; değişen global tarım politikaları, iklim değişikliği, kuraklık ve yeni ticaret dinamikleri gibi konular, alanında uzman isimler tarafından masaya yatırıldı. TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan ve yönetim kurulu üyelerinin katılımlarıyla gerçekleşen kongrede, hububat ve un piyasaları, dünya tahıl politikaları ve üretimde teknolojik dönüşümler derinlemesine konuşuldu.
‘TÜRKİYE, DÜNYANIN UN AMBARI KONUMUNDA’
Kongrenin açılış konuşmasında tüm dünyanın en kilit gıda maddesini oluşturan un sanayisini temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak sektörün gelişimine öncülük ettiklerini söyleyen TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, 2023 yılının Türkiye tahıl üretimi açısından rekorlar yılı olduğunu belirtti. Tezcan, “Ekim alanlarımızdaki artışın yanı sıra son 7 yılın en yüksek buğday üretimi olan 21.5 milyon ton rakamına ulaştık. Gıda arz güvenliğinin dünyayı tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olduğu bugünlerde, ülkece sağlam stoklara sahip olmanın yanında Türkiye olarak uzun zamandan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla makarnalık buğday ihraç etmeye başladık. Böylece bundan sonraki süreçlerde de stok konusunda endişe duymayacağımızın sinyallerini tüm dünyaya vermiş olduk. Türkiye, dünyanın un ambarı olmayı gururla sürdürüyor.” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre ülkemizde 69 ilde 598 adet un fabrikası bulunduğunu aktaran Haluk Tezcan, toplam yıllık un üretim kapasitesinin de 38 milyon ton olduğunu kaydetti. Un üretiminin, tarım sektörünün ülke ekonomisindeki en önemli faaliyet alanlarının başında geldiğine dikkat çekerken, “Bununla beraber; üretim, işgücü, sanayi, çevrebilim ve sürdürülebilirlik açılarından da sektörün en önemli paydaşlarından biri konumundayız. Türkiye’nin un üretim kapasitesinin bölgesel dağılımı genel olarak işletme sayısının bölgesel dağılımıyla paralellik arz ediyor. Artan üretimle beraber verim ve kalitemizi de dünya standartlarına çıkarmayı başarabilirsek, kendi buğdayımızla ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
HEDEF 4 MİLYON TON UN İHRACATI
Türkiye un sanayisi olarak üretim teknolojisi ve ürün kalitesi bakımdan uluslararası pazarda üstün bir konumda bulunduklarını söyleyen TUSAF Başkanı, “Devletimiz ve ilgili kurumlarımızın desteği ile un sanayicileri olarak son 10 yıldır dünya ihracat lideri konumundayız. İhracat hacmimizin 2024 sezonunda 4 milyon ton bandını zorlamasını bekliyoruz. Dünya un ihracatında zirvede olmamızla, sektörün gelişen teknolojiyi yakından takip etmesinin büyük ilişkisi var. Bizler de Yeşil Mutabakat kapsamında önümüzdeki sezonlarda, kaliteyi koruyup verimi yükseltmeye ve karbon ayak izini sıfırlamaya yönelik çalışmalarımıza hız kazandıracağız. Bu dönüşümle birlikte katma değerli ürünlerimizin sayısı ve çeşitliliği de artacak.” diye konuştu.
‘YENİ SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİ YOLUMUZU AYDINLATACAK’
Tarım ve gıdada, yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Tezcan sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda yeni sözleşmeli üretim modelimizin ülkemizde ve dünyada tarımsal üretimde yeni bir yol haritası çizeceğine inanıyorum. Burada her geçen gün gelişerek büyüyen lisanslı depoların, yem sektörünün ve tarım finansmanındaki yeni aracılık kurumlarının da bu lokomotifi tamamlayacağı düşüncesindeyim. Bundan sonraki süreçte de sanayicilerin ve üreticilerin iş birliklerinin artırılması bizleri uluslararası arenada yukarı taşıyacaktır. Yeni sözleşmeli üretim modelimizle küçük üreticilerin cesaretlendirilip ekonomik olarak teşvik edilmesi gezegeni gözeten sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturulmasında yolumuzu aydınlatacaktır.”