Röportaj:
Kateryna Mudriian
ASAP Agri Baş Analist
Rodion Rybchynskyi
Ukrayna Değirmenciler Birliği Direktörü
Savaş ve ekonomik istikrarsızlık karşısında, Ukrayna’nın tarım sektörü ciddi zorluklarla karşı karşıya. Bu sektörün önemli bir parçası olan un sanayisi, şu anda kaliteli ham madde sıkıntısı, ihracat sorunları ve artan enerji maliyetleri ile mücadele ediyor. Değirmenci Dergisi’ne konuşan Ukrayna Değirmenciler Birliği Direktörü Rodion Rybchynskyi, değirmencilerin bu zorlu şartlara nasıl uyum sağladığını, buldukları çözümleri ve sektörün geleceğini anlattı.
Sayın Rybchynskyi, Ukrayna’da bu yılki hasatta yemlik buğday ile ekmeklik buğday oranı hakkında bilgi verebilir misiniz?
SGS Ukrayna’ya göre, 2024 yılı hasatının %27’si, un değirmencilerinin işleyebileceği kalitedeki buğdaydan oluşuyor. Geriye kalan buğday ise sınıflandırılmamış çeşitler veya dördüncü sınıf buğdaylardan oluşuyor.
Peki, buğday üretimi beklentilerinizi karşıladı mı? Daha iyi sonuçlar neden elde edilemedi?
Başlangıçta daha yüksek kalite için umutları artıran olumlu hava koşullarına rağmen hasat beklenenden daha kötü oldu. Ancak 2016 yılından bu yana tahıl kalitesinde süregelen düşüş, çiftçilerin daha iyi bir ürün hasat etmesini engelledi. Bunun nedeni mineral gübre kullanımının azalması, daha az intensif tarla yönetimi uygulamaları ve bozulan tohum kalitesidir.
Bu yılki buğday hasadı, Ukrayna’daki un sanayisini nasıl etkiliyor? Özellikle buğdayın yalnızca %30’unun ekmeklik kalite olduğu göz önüne alındığında, sektör bu duruma nasıl uyum sağlıyor?
Bu yılki buğday hasadındaki düşük miktar ve kalite, hem fiyatları hem de değirmenciler için mevcut olan buğday miktarını etkilemiş durumda. Ekmeklik buğdayın toplam hasadın %30’unu oluşturmasıyla, yaklaşık 6 milyon tonluk gıdada kullanılabilecek kalitede buğday mevcut. Ukrayna’nın tüketiminin 3.5 milyon ton olduğu düşünüldüğünde, bu miktar iç tüketim için yeterli. Ancak kağıt üzerinde bu yeterli olsa da 2024/25 dönemi için toplam buğday ihracatının (hem ekmeklik hem de yemlik buğday) 16.2 milyon ton olması bekleniyor ve bu da yüksek kaliteli buğday talebinin artacağı anlamına geliyor. Çiftçiler, iç pazara gıda kalitesindeki buğday satışlarını zaten sınırlıyor, bu da fiyatları artırıyor.
Düşük hasat, değirmencilerin üretim için stok yapmasını ve gelecek aylar için ekmeklik buğday bulundurmalarını zorlaştırıyor. Şu anda un üretimi stabil olsa da düşük hasat, üretim yoğunluğunu etkiliyor ve orta vadeli planlamayı zorlaştırıyor. Örneğin, şirketler, buğday fiyatlarındaki belirsizlik sebebiyle uzun vadeli un ihracat sözleşmeleri imzalamakta tereddüt ediyor. Bu belirsizlik, Ukrayna’daki un üretiminin genel istikrarını ve düzenini bozuyor.
Peki, muhtemel elektrik kesintileri dâhil olmak üzere mevcut savaş şartları un fiyatlarını nasıl etkiliyor?
2022/23 kışından itibaren işletmeler, ek jeneratörler ve yedek enerji kaynaklarına erişim sağladı. Bazı şirketler o dönemde jeneratörlere yatırım yaparken, diğerleri şimdi, özellikle insani yardım programları aracılığıyla bu tür yatırımlar yapıyor. Ancak asıl zorluk, jeneratörlerin şebeke elektriğinden 2-2.5 kat daha pahalıya çalışması. Bakım ve yakıt da ek masraflar yaratıyor.
Elektrik kesintilerinin etkisi, aynı zamanda işletmenin büyüklüğüne de bağlı. Küçük işletmeler, 300-500-700 kW’lık jeneratörlerle kısa vadeli üretimi yönetebiliyor, ancak büyük kapasiteli değirmenlerin ihtiyaç duyduğu enerji miktarı, jeneratörlerin sağlayabileceği kapasitenin çok ötesinde. Özetlemek gerekirse, jeneratörler, öncelikle küçük işletmeler için geçici bir yedek çözüm olarak hizmet verebiliyor.
Ukrayna ununun yurt dışına, özellikle AB’ye ihracatının azalmasının sebepleri nelerdir?
Un üretim hacimleri ve ham maddelerin fiyatlarıyla ilgili belirsizlikler sebebiyle ihracat planlaması zorlaşıyor. Ayrıca, 2022/23 sezonu itibarıyla Ukrayna, düşük buğday fiyatları sayesinde un üretimini artırarak un ihracatında rekabetçi bir fiyat avantajı sağlamıştı. Bu avantaj, lojistiği de daha yapılabilir hale getirmişti. Ancak bugün lojistik, Ukrayna un ihracatı için büyük bir engel haline gelmiş durumda. Ülkenin orta bölgelerinden AB’ye bir kamyon yük göndermenin maliyeti yaklaşık 2.500 Euro. Ayrıca, yüksek tahıl fiyatları ve düzensiz alımlar göz önüne alındığında, şirketler, bu ihracatlara yatırım yaparak itibarlarını ve paralarını riske atmak istemiyorlar. Sonuç olarak, çoğu işletme, küçük un hacimleriyle kısa vadeli sözleşmeleri tercih ediyor.
Savaş, Ukrayna ununun ana alıcılarının sıralamasını nasıl değiştirdi?
Savaş öncesinde Ukrayna’nın ana un alıcıları Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeydi. Şu anda ise en büyük alıcılar Moldova, Filistin, İsrail ve AB ülkeleri. Bu değişim, öncelikle lojistik sebeplerden kaynaklanıyor; çünkü Ukrayna, ürünlerini artık konteynerlerle ihracat yapıyor. Kızıldeniz üzerinden engellenen güzergâhlar, konteyner gemilerini Afrika çevresinden geçmeye zorladığı için Ukraynalı şirketler, Filistin ve İsrail dışında un ihraç edemiyor. Bu tür lojistik, Ukraynalı ihracatçılar için pratik olmadığı gibi finansal açıdan da sürdürülebilir değildir.
Ukrayna’da eylül ayında imzalanan buğday ihracat mutabakatı değirmencileri nasıl etkiledi?
2024 yılında Ukrayna Değirmenciler Birliği, ek protokolü imzalamadığı için buğday ihracat mutabakatının Ukraynalı değirmenciler üzerinde bir etkisi olmadı. Birlik, toplam 16,2 milyon tonluk ihracat hacminin %30’u ile sınırlı olmak üzere, gıda sınıfı buğdaya kota getirilmesini önerdi. Ancak, bu teklif kabul edilmedi ve birlik, mutabakatı imzalamamayı tercih etti.
Şu anda ülkede un sanayisini destekleyen hükümet programları var mı?
Ukrayna’da un değirmenciliği sektörüne yönelik özel bir hükümet programı bulunmuyor. Genel kredi kaynakları, örneğin %5-7-9 faiz oranlı kredi programı mevcut olsa da, bu programlar özellikle değirmenciler için tasarlanmamıştır. Genel olarak, tahıl işleme sektörü devlet tarafından herhangi bir sübvansiyon ya da ayrıcalık da görmüyor.