Türkiye, un ihracatında dünya liderliğini sürdürüyor. Stratejik üretim politikaları, güçlü sanayi yapısı ve yüksek kaliteli üretimiyle Türkiye, dünyanın un ambarı olma konumunu koruyor. 2024 yılında 3 milyon tonun üzerinde ihracat gerçekleştirerek 1.5 milyar dolarlık gelir elde eden sektör, küresel gıda güvenliğinde kilit bir rol üstlenmeye devam ediyor.
Türkiye
Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından düzenlenen 19. Uluslararası Kongre ve Sergi, "Sürdürülebilir Gelecek: İklim, Su, Tarım" temasıyla gerçekleştirildi. Kongrede konuşan TUSAF Başkanı Haluk Tezcan, sektörün mevcut durumunu değerlendirirken, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğinin önemine dikkat çekti.
Tezcan, kongrenin ikinci kez Türkiye’nin en büyük gıda kongresi olarak düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, son yıllarda küresel ölçekte yaşanan ekonomik dalgalanmalar, iklim değişikliği, doğal afetler ve lojistik sıkıntılarına vurgu yaptı. 2024 yılında Türkiye’de bir önceki yıla göre %5,5’lik bir düşüşle 20 milyon ton buğday üretildiğini belirten Tezcan, üretimin tüketimin gerisinde kalmasının endişe verici olduğunu, ancak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeni sözleşmeli üretim modeliyle bu konuda önemli bir yol haritası sunduğunu ifade etti.
Un İhracatında Dünya Liderliği
Konuşmasında un sanayicilerinin 2024 hasat sezonunda üreticiye destek sağlamak için büyük çaba sarf ettiğini vurgulayan Tezcan, iç piyasada arzın sorunsuz şekilde devam ettiğini, ihracatta ise 3 milyon tonun üzerinde satış yapılarak yaklaşık 1.5 milyar dolar gelir elde edildiğini belirtti. Türkiye’nin dünya un ihracatında liderliğini sürdürdüğünü söyleyen Tezcan, dış ticaret tedbirleri kapsamında uygulanan ithalat kısıtlamalarının ihracata etkilerine de değindi. 15 Ekim 2024’e kadar yasaklanan ve yıl sonuna kadar kısıtlı devam eden buğday ithalatının, hedeflenen 4 milyon ton ihracat rakamına ulaşmayı zorlaştırdığını ancak yılın geri kalanında bu açığın kapatılması için çalışmaların sürdüğünü ifade etti.
Türkiye, Dünyanın Un Ambarı Olma Konumunu Koruyor
Türkiye, dünya un ticaretinde öncü ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Un ihracatında yıllardır dünya lideri konumunu sürdüren Türkiye, üretim kapasitesi, kalite standartları ve stratejik coğrafi konumu sayesinde global pazarlardaki önemini artırıyor. Tezcan, Türkiye’nin un sanayisinin sadece ekonomik açıdan değil, küresel gıda güvenliğinin sağlanması noktasında da kritik bir rol üstlendiğini belirtti. Düşük gelirli ülkelerin güvenilir ve uygun fiyatlı una erişiminde Türkiye’nin önemli bir tedarikçi olduğunu ifade eden Tezcan, bu başarının sürdürülebilir üretim modelleri ve güçlü sektör iş birlikleri sayesinde mümkün olduğunu vurguladı.
Sürdürülebilirlik ve Gıda Güvenliği Ön Planda
Tezcan, gıda israfı konusuna da dikkat çekerek, dünyada her yıl 1.3 milyar ton gıdanın israf edildiğini belirtti. Tarım politikalarının değiştiğini, ülkelerin suyu merkeze alan üretim planlamalarına yöneldiğini kaydeden Tezcan, su güvenliğinin artık gıda güvenliği kadar önemli bir mücadele alanı haline geldiğini vurguladı.
Türkiye’nin güçlü tahıl stoklarına sahip olmasının, küresel gıda krizlerine karşı önemli bir güvence sunduğunu belirten Tezcan, un sanayisinin düşük gelir gruplarının güvenli gıdaya erişiminde de kilit rol üstlendiğini söyledi. Tarım ve gıda sektöründe yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Tezcan, gençlerin tarım üretim zincirine dahil edilmesinin sektör için hayati önem taşıdığını dile getirdi.
2025 yılı hedeflerine de değinen Tezcan, temel önceliklerinin tüketiciyi korumak, sektörde adil rekabeti sağlamak ve güvenilir gıda tedarikini güçlendirmek olduğunu belirtti. Finansmana erişimde yaşanan zorluklara rağmen, un sanayisinin üretimde istikrarını koruyacağını söyledi.
Konuşmasını Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Her fabrika bir kaledir” sözünü hatırlatarak tamamlayan Tezcan, un sanayisinin asırlık birikimiyle üretimin temel taşlarından biri olmaya devam edeceğini vurguladı.