BLOG

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal ICE Dubai’de küresel gıda güvenliği için yol haritası sundu

20 Şubat 20254 dk okuma

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, küresel tarım ve gıda sektörlerini bir araya getiren uluslararası ICE Dubai Konferansı’nda yaptığı konuşmada, dünya gıda güvenliğine yönelik stratejik önerilerde bulunarak, sürdürülebilir tarım politikalarının önemini vurguladı. Artan dünya nüfusu, gıda israfı ve iklim değişikliği gibi küresel tehditler karşısında, uzun vadeli çözümler ve kaynak yönetimi konularında kritik adımlar atılmasını gerektiğini belirtti.


Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, ICE Dubai Konferansı'nda yaptığı konuşmada küresel tarım ve gıda güvenliği konularına dikkat çekti. Tarımın insanlığın temel besin kaynaklarına erişimi açısından hayati bir sektör olduğuna vurgu yapan Güldal, "Teknolojik gelişmeler yaklaşımlar sayesinde tarım sektörü büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bugün de bu ilerlemeler devam etmektedir ve gelecekte tarımın önemi daha da iyi anlaşılacaktır.” dedi.

Dünyada gıdaya erişim en temel gerekliliklerden biri olmasına rağmen, bu ihtiyacın karşılanması giderek daha zorlu hale geliyor. Güldal, 1960'lı yıllarda dünya nüfusunun 3 milyar olduğunu hatırlatarak, "Bugün itibariyle dünya nüfusu 8 milyara ulaşmış durumda. 2050 yılında ise nüfusun 10 milyara yaklaşması bekleniyor. Ancak, tarımsal üretimle doğrudan ilgilenen kırsal nüfus hızla azalıyor. Son 60 yılda kırsalda yaşayan nüfus %23 oranında geriledi." ifadelerini kullandı.

Kentleşme ve endüstriyelleşme nedeniyle tarımsal üretime katılım azalırken, gıda ihtiyacının artış gösterdiğini belirten Güldal, "Hububata olan talep son 60 yılda 2,5 kat, yağlı tohumlara olan talep ise 19 kat artmıştır. Ancak ekili alanlar aynı oranda genişlememiştir. Hububat ekili alanları %14 artarken, yağlı tohum ekim alanlarının 11 kat genişlemesi, tarım alanlarının sınırlı olduğunu göstermektedir" diye konuştu.

"GIDA İSRAFI ÖNLENMEDEN, GIDA GÜVENLİĞİ SAĞLANAMAZ"

Gıda güvenliğini sağlamak için sadece üretimi artırmanın yeterli olmadığını belirten Güldal, "Her yıl dünya genelinde 1,1 milyar ton gıda israf edilmektedir. Perakende satış noktalarında, restoranlarda ve evlerde gıdanın yaklaşık %17’si kaybedilmektedir. Bu oran bazı ülkelerde %40’a kadar çıkabiliyor. Araştırmalar, gıda israfının %75’inin kolaylıkla önlenebileceğini gösteriyor. Oysa ki bugün dünyada 735 milyon insan açlıkla mücadele ediyor.” dedi.

Güldal, gıda israfının önlenmesi ve kaynakların etkin kullanılmasının küresel düzeyde ele alınması gerektiğini belirterek, "Dünyada her 10 kişiden biri gıda krizi ile karşı karşıya. Bu nedenle, üretimi artırmadan önce elimizdeki kaynakları en verimli şekilde kullanmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.


TMO’nun gıda israfını önlemeye yönelik yürüttüğü projelerden de bahseden Ahmet Güldal, "2013 yılında başlattığımız 'Ekmek israfını önleme kampanyası kapsamında televizyon programları, kamu spotları ve yazılı basın aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmayı başardık. Bu kampanya sayesinde ekmek tüketimi %10, ekmek üretimi %10 ve ekmek israfı %18 oranında azaldı. Evlerde ve restoranlarda ekmek israfı %40 oranında geriledi. Kampanyanın ilk yılında yıllık ekmek israfı 900 milyon dolardan 681 milyon dolara düşerek 208 milyon dolarlık tasarruf sağlandı. Bu tasarruf, 1,1 milyon ton buğdaya, 2,1 milyar metreküp suya, 4,4 milyon hektar tarım arazisine ve binlerce ton maya ile tuza denk gelmektedir. Bu örnek, sürdürülebilir tarım ve israfla mücadelede atılabilecek adımların somut sonuçlarını gözler önüne sermektedir.” dedi. 

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM İÇİN UZUN VADELİ ÇÖZÜMLER GEREKLİ’

Güldal, konuşmasında küresel tarımın karşı karşıya olduğu risklere de dikkat çekerek sürdürülebilir tarım politikalarının önemini vurguladı. Gıda israfının önlenmesi kadar, ilerleyen yıllarda artan nüfusun ihtiyaç duyacağı üretim artışının sağlanmasının da bir zorunluluk olduğunu belirten Güldal, "Geçici çözümler yerine uzun vadeli, sürdürülebilir tarım politikaları benimsemek kritik bir gerekliliktir." dedi.

Dünyadaki tarım arazilerinin yaklaşık %33'ünün bozulmuş durumda olduğuna dikkat çeken Güldal, iklim değişikliği, erozyon ve yanlış tarımsal uygulamaların bu tahribatın başlıca nedenleri olduğunu söyledi. "Gelecek nesillere emanet ettiğimiz tarım topraklarını korumak en önemli önceliklerimizden biridir. Eğer gerekli önlemleri almazsak, mevcut üretim kapasitemizi sürdüremeyeceğimiz bir noktaya gelebiliriz," uyarısında bulundu

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA GÜVENLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Konuşmasında iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerine değinen Güldal, sıcaklık artışlarının üretimi doğrudan tehdit ettiğini belirtti. "Her 1°C'lik sıcaklık artışı, tarımsal üretimde %8 oranında azalmaya yol açabilir. Bu, gıda güvenliği açısından büyük bir risk oluşturuyor," dedi. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle önümüzdeki 20 yıl içinde kitlesel göçlerin artmasının beklendiğini belirten Güldal, "İyimser tahminlere göre 140 milyon, kötümser tahminlere göre ise 215 milyon insan iklim değişikliği nedeniyle göç etmek zorunda kalabilir. Bu göçlerin Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkelerinde yoğunlaşması bekleniyor. Gıda güvenliği açısından tamamen dışa bağımlı olan yaklaşık 200 milyon insanın küresel arz-talep dengesi üzerindeki etkisini öngörmek zor değildir. Bu nedenle, gelecekte gıda güvenliğini sağlamak için küresel iş birliği platformlarının oluşturulması büyük önem taşımaktadır." çağrısında bulundu.

KÜÇÜK ÖLÇEKLİ ÇİFTÇİLERİN DESTEKLENMESİ ŞART

Artan gıda talebini karşılamak için tarımsal üretimin artırılması gerektiğini belirten Güldal, mevcut tarım arazilerinin küçük ve parçalı olmasının yapısal bir sorun oluşturduğunu ifade etti. "Kırsal nüfusun tarımsal üretimde kalmasını teşvik etmek büyük önem taşımaktadır. Küçük ölçekli çiftçilerin küresel pazarlara erişimini kolaylaştırmak, gıda güvenliğini sağlamak açısından kritik bir hedeftir." dedi. TMO’nun piyasa istikrarını sağlama, stratejik stok yönetimi ve gıda israfıyla mücadelede aktif rol oynamaya devam edeceğini belirtti. 

TMO STOKLARINDAKİ DURUM BUĞDAYI İHRACATA AÇILDI

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, toplantıdaki uluslararası katılımcılara Türkiye’nin buğdayın ana vatanı olduğunu hatırlatarak, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin makarnalık buğday üretimi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Bu bölgede dünyanın en kaliteli durum buğdayının yetiştiğini belirten Güldal, Türkiye’nin son yıllardaki verim artışıyla birlikte makarnalık buğdayda ihracatçı bir ülke konumuna geldiğini ifade etti. Güldal, TMO stoklarında bulunan durum buğdaylarının ihracata sunulduğunu açıkladı.

Haberler Kategorisindeki Yazılar
07 Haziran 20182 dk okuma

Ofis, ekmeklik buğdayın fiyatını yüzde 11,7 artırdı

Toprak Mahsulleri Ofisi'nce bu yıl alınacak hububatların fiyat ve politikaları belirlendi. Buna gör...

20 Ocak 20243 dk okuma

IGC: Dünya tahıl üretimi rekor kıracak

11 Ocak 20243 dk okuma

Türkiye 2023’te 1.5 milyar dolarlık un ihraç etti