BLOG

Ticaret savaşları küresel tahıl piyasalarını sarsıyor

14 Nisan 20256 dk okuma

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifelerini artırmasıyla alevlenen küresel ticaret savaşı, dünya genelindeki piyasalarda büyük bir istikrarsızlığa yol açtı. Özellikle tahıl ticareti ve gıda güvenliği bu süreçten ciddi şekilde etkileniyor. Misilleme tarifeleri ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, Asya ve Afrika gibi ithalata bağımlı bölgelerde gıda sistemleri üzerinde baskı oluşturuyor. Küresel ekonominin resesyona sürüklendiği bu dönemde, 2025 yılı tahıl ticareti ve gıda güvenliği açısından kritik bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor.

4 Mart 2025’te ABD Başkanı Donald Trump’ın “Kurtuluş Günü” tarifeleri olarak adlandırdığı ilk gümrük vergisi hamlesiyle dünya, karşılıklı misillemeler ve ekonomik çalkantılarla dolu bir ticaret savaşının içine sürüklendi. Kanada ve Meksika’dan ithalata %25, Çin mallarına ise %20 vergiyle başlayan süreç, kısa sürede küresel bir çatışmaya dönüştü. 9 Nisan itibarıyla ABD, tüm ithalata %10 taban tarifesi uygularken, Çin’e yönelik vergiler %125’e kadar yükseldi. Bu tırmanan gerilim, finans piyasalarını altüst ederken, küresel tahıl ticaretine eşi görülmemiş bir baskı uygulayarak dünya genelinde tahıl piyasalarını ve gıda güvenliğini tehdit etmeye başladı.

Ticaret savaşı, Trump’ın 4 Mart’ta Kanada, Meksika ve Çin’e yönelik tarifeleri duyurmasıyla alevlendi. Gerekçe olarak ticaret dengesizlikleri ve fentanil kaçakçılığı gibi ulusal güvenlik endişeleri gösterildi. Ancak bu adım, hızlı bir tepkiye yol açtı. 10 Mart’a gelindiğinde Çin, ABD’den ithal edilen buğday, mısır ve soya fasulyesine %10-15 oranında ek vergi getirerek Amerikan tahıllarına olan talebi sert bir şekilde düşürdü. Kanada, 12 Mart’ta ABD tarım ihracatına, özellikle sığır ve domuz etine 5,5 milyar dolarlık gümrük vergisiyle karşılık verdi. Meksika da haşere kaynaklı bir yasak nedeniyle ABD’den mısır sevkiyatlarını durdururken Amerikan mısırına yönelik misilleme tarifeleri sinyali verdi.

ABD, 2 Nisan’da tüm ithalata %10’luk genel bir tarife uygulayarak ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’na (USMCA) uyumlu malları süresiz muaf tutarak gerilimi tırmandırdı. 9 Nisan’da Trump, Çin mallarına %104’lük bir vergi getirirken, Kanada ve Meksika’ya uygulanan %25’lik tarifeleri korudu. Çin, bu hamleye seçili ABD ithalatına, özellikle tahıllara %34’lük vergiyle yanıt verdi. Avrupa Birliği de 3 Nisan’da devreye girerek ABD soya fasulyesi ve bademine 23 milyar dolarlık ek vergi uyguladı.


10 Nisan’da ise Trump geri adım atarak Çin’e yönelik olanlar hariç tüm “karşılıklı” gümrük vergilerinin üç ay süreyle askıya alındığını duyurdu. Çin hariç 56 ülke için vergi oranları, genel %10 seviyesine geri çekildi. Trump, Çin ithalatına uygulanan gümrük vergilerinin ise %104’ten %125’e yükseltildiğini açıkladı. Çin ise Washington'ın hamlelerine misilleme olarak ABD mallarına önce % 34'lük ek gümrük vergisi koyduktan sonra bu oranı önce % 84'e, ardından da %125 oranına yükseltti.

Piyasalar bu süreçte inişli-çıkışlı bir seyir izledi. S&P 500 endeksi, 4 Nisan’da %5’e yakın bir düşüşle 2020’den bu yana en kötü gününü geçirdi, ardından kısmi bir toparlanma yaşadı. Ancak tahıl vadeli işlemleri daha karamsar bir tablo çiziyor: Chicago Borsası’nda (CBOT) buğday fiyatları 4 Mart’tan bu yana %8, mısır %6 ve soya fasulyesi %10 düştü. Bu düşüşler, tedarik zincirindeki kaos ve değişen ticaret akışlarının bir yansıması olarak öne çıkıyor.

TAHIL TİCARETİ SAVAŞIN TAM MERKEZİNDE

Küresel ticaret savaşının en büyük darbeyi vurduğu sektörlerden biri, yıllık hacmi 200 milyar doları aşan tahıl ticareti oldu. Buğday, mısır ve soya fasulyesinde önde gelen ihracatçılardan biri olan ABD, Çin ile yürüttüğü 12,8 milyar dolarlık soya fasulyesi ticaretini büyük ölçüde kaybetti. ABD’nin toplam soya ihracatının yarısını oluşturan bu ticaret, Pekin’in rotasını Brezilya’ya çevirmesiyle adeta çöktü. Brezilya’nın Çin pazarındaki payı 2016’da %46 iken 2024 itibarıyla %74’e yükselmişti. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nden (CSIS) gıda güvenliği uzmanı Caitlin Welsh, Foreign Policy’ye yaptığı değerlendirmede, “Çin’in misillemesi 2018’in bir tekrarı ama bu kez daha sert—sadece tedariki çeşitlendirmiyorlar, alternatifleri kalıcı hale getiriyorlar.” ifadelerini kullandı.

Kanada’nın %25’lik gümrük vergileri, ABD buğday ihracatında 600 milyon dolarlık bir kayba yol açma tehdidi oluştururken, Meksika’nın olası vergileri ABD mısır sevkiyatlarını 24,5 milyar dolar azaltabilir., ABD tarifelerinden etkilenmeyen Rusya ise bu durumdan kârlı çıkmaya hazırlanıyor. Rusya, yıl sonuna kadar Kuzey Afrika buğday pazarının %10’unu daha ele geçirme yolunda ilerliyor.

ABD tarım sektörü, bu baskıyı şimdiden hissetmeye başladı. ABD Tarım Bakanlığı (USDA), 20 Mart’tan bu yana tahıl stoklarında %7’lik bir artış bildirdi; bu, Trump’ın ilk döneminde yaşanan 27 milyar dolarlık ihracat kaybını anımsatıyor. Tarihçi Scott Reynolds Nelson, Foreign Policy’de, “Çiftçiler tarifelerden nefret ediyor; bunlar maliyetleri artırıyor ve pazarları yok ediyor.” yorumunu yaptı. ABD Ulusal Mısır Üreticileri Birliği (NCGA) de önümüzdeki dönemde “felaket düzeyinde kayıplar” yaşanabileceği uyarısında bulundu.

TAHIL PİYASALARINDA KIRILGANLIK ARTIYOR

Chicago Ticaret Borsası (CBOT) verilerine göre, buğday vadeli işlemleri son üç ayın en düşük seviyesine gerilerken, mısır ve soya fiyatlarında da düşüş gözlemleniyor. Çin, tedarikte Brezilya ve Arjantin gibi alternatif ülkelere yönelirken, soya küspesi fiyatları hızla yükseldi, mısır vadeli işlemleri ise %1 arttı.

Tarifeler nedeniyle lojistik zincirler de yeniden şekilleniyor. Mart ayından bu yana navlun maliyetleri %10 artış gösterdi. Cofco Futures, “Tedarik zincirlerinde ciddi karmaşa yaşanıyor. Yılın son çeyreğinde arz daralması ve maliyet artışı kaçınılmaz görünüyor.” açıklamasında bulundu. Amerikan Soya Fasulyesi Birliği (ASA), 2018’de Çin’e yapılan ihracatın büyük oranda düşmesiyle Brezilya’nın bu pazarda kalıcı hale geldiğini hatırlatarak endişelerini dile getirdi.

GIDA GÜVENLİĞİ TEHDİT ALTINDA

Ticaret savaşının etkileri yalnızca piyasalarla sınırlı değil. Özellikle Asya ve Afrika’da tahıl ithalatına bağımlı ülkelerde, artan maliyetler gıda güvenliği endişelerini büyütüyor. Yükselen tarifeler ve tedarik zinciri aksamaları, kırılgan bölgelerde yaşayan yoksul halkların temel besin maddelerine ulaşmasını daha da zorlaştırıyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), artan ticaret gerilimlerinin uzun vadede küresel gıda güvenliği üzerinde ciddi etkileri olabileceği uyarısında bulundu. Artan maliyetler, halihazırda yetersiz beslenmeyle mücadele eden düşük gelirli nüfuslar üzerindeki yükü daha da artıracak. Özellikle ABD ve Rusya buğdayına bağımlı olan Mısır, ekmek sübvansiyon programı için %20 oranında ek maliyetle karşı karşıya. Sahra Altı Afrika’da ise ABD mısırına dayanan gıda yardımı programlarında WFP, Temmuz ayı itibarıyla 50 milyon dolarlık bir bütçe açığı öngörüyor. 2025’te yaşanabilecek arz şokları, kıtlık riskini artırıyor. Bu yükü en ağır şekilde dünyanın en yoksul ülkeleri çekecek.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün eski kıdemli ekonomistlerinden Abdolreza Abbassian, “Ticaret savaşları, hem üreticileri hem de tüketicileri cezalandırıyor. Bu süreçten en çok zarar görenler, yoksul ülkeler oluyor.” dedi. SovEcon Genel Direktörü Andrey Sizov da, “Kısıtlamalar devam ederse, küresel tahıl pazarında bölgesel fiyat farklılıklarının daha da artacağı parçalı bir yapı oluşabilir.” uyarısında bulundu.

GERİLİM DAHA DA TIRMANIR MI?

Küresel ticaret savaşlarında gerilimin daha da artma ihtimali var. Çin’in 10 Nisan’daki %125’lik yeni tarife artışı, geri adım atma niyetinin olmadığını ortaya koydu. Trump ise, “Tarifeler bizi zenginleştirecek” söyleminden vazgeçmiş değil. JPMorgan, küresel bir resesyon ihtimalini %60 olarak açıklarken, tahıl piyasaları alarm durumunda. Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar, krizin daha fazla büyümeden çözülmesi için devreye girmeye çağrılıyor. Önümüzdeki haftalar, diplomasi yoluyla tansiyonun düşürülüp düşürülemeyeceğini ve uluslararası ticaret ile gıda piyasalarına istikrar getirilip getirilemeyeceğini belirleyecek. Küresel tahıl ticareti ve gıda güvenliği için 2025, kırılma yılı olmaya aday.

Haberler Kategorisindeki Yazılar
09 Nisan 20182 dk okuma

Afetlerin tarıma 10 yıllık faturası 96 milyar dolar

Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin beraberinde getirdiği afetlerin tarıma faturası her geçen...

21 Ekim 20212 dk okuma

Çift Kartal, 2023 hedefleri için yatırımlara hız verdi

03 Nisan 20201 dk okuma

Çöl çekirgesi istilası gıda güvenliğini tehdit ediyor

Çekirge istilası Doğu Afrika’dan Basra Körfezi’ne sıçrarken milyonlarca kişinin gıda güvenliği tehd...