Nestle, Mondelez ve Unilever gibi dünyanın önde gelen gıda firmaları gün geçtikçe artan yeni bir baskıyla karşı karşıya. Çünkü tüketiciler artık yiyeceklerinin nereden geldiğine ve nasıl üretildiğine daha çok dikkat ediyor.
Wall Street Journal gazetesinde çıkan habere göre, tüketiciler artık yedikleri, içtikleri ürünlerin yapıldığı ham maddelerin nereden, hangi ülkeden alındığını daha ciddi bir şekilde sorguluyor. Firmalar da ürünlerini yaparken satın aldıkları ham maddeleri, teknolojik imkanlardan da faydalanarak tedarik zincirini yayınlayarak hem tüketicileri hem de kamuoyunu bilgilendiriyor. Örneğin, Mondelez firması, geçen yıl çikolata üretmek için satın aldığı kakaonun nerelerden aldığını web sitesinde yayınladı. Uydu görüntüleriyle desteklenen haritalarda; Gana, Fildişi Sahili ve Endonezya’daki 93 binden fazla çiftlikteki lokasyonlar tek tek gösterildi. Firma yetkililerinden Jonathan Horrell, bunu “Tüketicinin gerçekten anlamak istediği şey, bizim malzemelerimizin bir kaynağının olması” şeklinde açıklıyor.
Hakkında en çok bilgi açıklanan ham maddelerden biri de, imalatçı firmaların donmuş pizzadan sabuna kadar birçok üründe kullandığı palm yağı. Bazı çevre örgütleri ise palm yağının ormanların yok olmasına yol açtığını ileri sürerek insanlara bunu durdurmak için daha çok şey yapmaları konusunda çağrıda bulunuyor.
Kellogg, General Mills ve Mondelez gibi firmalar, aldıkları palm yağını işleyen şirketlerin listelerini yayınlanan gıda üreticilerinden sadece bazıları. Unilever, palm yağı işleyen tesislerin ve rafinerilerin yerlerini web sitesinde açıklıyor. Nestle, et satın aldığı mezbahalar ve diğer tedarikçilerin listelerini online yayınlıyor.
Geçmişte, tedarik zinciri hakkında detaylı bilgi bulabilmek çok zordu. Satın alımlar ve işlemler, ticari sır olarak görülürdü. Sorunlar ise genellikle kamuoyundan saklanırdı. Çevrecilik ve insan hakları örgütlerine göre, gıda üreticilerinin malzemelerini nereden aldıklarını bilebilmek bile aslında oldukça önemli bir gelişme. Bilgisayar gücü ve uydu haritaları gibi imkanlar, bilgi toplamayı ve üretim yapılan tarlalardaki şartları takip etmeyi kolaylaştırdı.
Tedarik zinciriyle ilgili bilgilerin açıklanması, 1990’larda zengin ülkelerdeki tüketicilerin gelişmekte olan ülkelerde ayakkabı ve kıyafet üreten fabrikalardaki işçi şartları hakkında daha çok bilinçlenmesiyle artmaya başladı. Birçok ülkede şirketlerin tedarik zincirinden köleliği çıkarmak için neler yaptığını açıklamasını zorunlu kılan yasalar çıkarıldı. Ayrıca artık dijitalleşme ve sosyal medyanın da yaygınlaşması, tüketicilerin tarım bölgelerindeki şartları daha kolay ve hızlı öğrenmelerini sağlıyor. ABD, Çin ve 3 Avrupa ülkesinde yapılan bir araştırmaya göre, alışveriş yapanların yüzde 60’ı, daha sağlıklı ürünler alırken malzemelerin kaynağına daha çok önem veriyor.