Ukrayna'daki savaşın şoku, iklim değişikliği ve artan enflasyon nedeniyle küresel bir gıda krizi yaşanacağı yönündeki korkular artıyor. Bu da birçok ülkeyi tahıl stoklarını ve depolama kapasitelerini artırmaya yöneltiyor. Tahıl rezervleri, acil ve beklenmedik durumlara karşı emniyet sağlaması ve fiyat gibi temel parametreleri etkileyerek piyasanın dinamiklerini etkilemesi sebebiyle bir ülkenin gıda güvencesi açısından kritik önemde.
COVID-19 salgını, iklim değişikliğine bağlı olarak görülen aşırı hava olayları ve Rusya-Ukrayna savaşı, tahıl fiyatlarında keskin artışlara yol açtı. Bu da küresel tahıl piyasalarında arz ve talep arasındaki dengesizliği daha da kötüleştirdi. Özellikle Ukrayna savaşı, her iki ülkenin de dünya tahıl ticaretindeki büyük rolü göz önüne alındığında tahıl tedarik zincirlerini olumsuz etkileyip fiyatları yükselterek gıda güvencesi konusunda küresel bir bozulmaya yol açtı.
Ukrayna'daki savaşın şoku nedeniyle küresel gıda krizi endişeleri artarken, birçok ülke tahıl ithalat kaynaklarını çeşitlendirmenin yanı sıra tahıl depolama kapasitelerini artırmayı planlıyor. Özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri, tahılların uygun koşullarda daha uzun süre depolanmasını kolaylaştıran çelik silolara yatırım yapmayı hedefliyor. Bunların başında dünyanın en büyük buğday ithalatçısı olan Mısır geliyor. Stratejik buğday depolama kapasitesini artırmayı amaçlayan Mısır hükümeti, bu kapsamda ülkenin farklı bölgelerinde 60 yeni silo inşa etme kararı aldı. 2014 yılında başlatılan bir proje kapsamında tahıl siloları kapasitesini her geçen yıl artıran Mısır, sekiz yıl önce 1.2 milyon ton olan buğday depolama kapasitesini 3,4 milyon tona çıkarmıştı. Kahire yönetimi, buğday rezerv kapasitesini beş milyon tona çıkarmak istiyor. Dünya buğday ihracat lideri Rusya da Mısır’da buğday depolamak üzere lojistik serbest bölge inşa etmeyi ve Kahire yönetimi ile ortak tahıl şirketi kurmayı planladığını açıklamıştı. Buna göre ilk etapta, ortak komitenin belirleyeceği bir bölgede bir milyon tonluk tahıl depolama kapasitesinin inşa edilmesi hedefleniyor.
Aynı şekilde mısır ihracatında dünya 7.’si, buğday ihracatında da dünyanın ilk 15 ülkesi arasında yer alan Sırbistan, Ortadoğu, Afrika ve Batı Asya’ya tahıl göndermek üzere Süveyş Kanalı ekonomik bölgesinde silolar inşa edecek.
Dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden Hindistan da 249 lokasyonda toplam 11 milyon ton depolama kapasitesine sahip çelik silo kurmayı planlıyor. Hindistan hükümeti, ülke çapında inşa edilecek çelik silolarla, tahıl depolama sürecindeki kayıpların önüne geçmeyi hedefliyor. Hükümet, tahıl depolama operasyonlarında modern uygulamaların kullanılması ile depolama sırasındaki kaybın en az yüzde altı azaltabileceğini hesap ediyor. Bu da Hindistan için yılda dokuz milyon ton ek tahılın tüketiciye sunulması anlamına geliyor.
Aslında, 2007-2008 yıllarındaki gıda krizinin ve bundan sonra 2010-2011 yıllarındaki fiyat şokunun ardından gıda güvencesine dair artan endişelerle birlikte birçok ülke tahıl depolama kapasitelerini tedrici olarak artırmaya başlamıştı. Çünkü stratejik tahıl rezervleri, yerel ve uluslararası piyasalarda fiyatlar dalgalanmalarının yanı sıra fiyat şoklarının sıklığını azaltabiliyor. Stratejik rezervler, kriz zamanlarında alternatif tahıl arzını ya da tedarik rotalarını elde etmek için gereken kritik zamanı sağlayarak tedarik riskini azaltıyor. Arzın eksik kalması durumunda, hükümet yetkilileri uzun dönemli opsiyonları değerlendirirken stratejik rezervler kısa dönemli bir köprü görevi görüyor.
Ancak stratejik tahıl rezervi politikasının başarılı olabilmesi için dikkatli şekilde tasarlanması ve uygun şekilde yönetilmesi gerekiyor. Stratejik tahıl rezervlerinin ideal seviyesi yoktur; tercih edilen rezerv büyüklüğü her ülkenin ithalata bağımlılığı, tedarik sorunları ve fiyat şoklarına karşı zayıflığı ve risk toleransına göre değişir.
İthalat arzı ve fiyat risklerinin etkin şekilde azaltılması için stratejik rezervlerin doğru şekilde yönetilmesi gerekir. Stratejik rezervlerin kötü yönetilmesi; buğday stokları bulundurmanın faydalarını ortadan kaldırarak, sonuç olarak bir ülkenin gıda güvencesini zayıflatabilir. Rezervin uygun yönetim yapısı her ülke için kendine özgüdür ve maliyetleri en aza indirmek, gıda güvencesini sağlamak ve stok politikalarının tahıl piyasaları üzerindeki olumsuz etkileri azaltmak için tasarlanmış olmalıdır.
Depolanan tahılın gerektiği gibi muhafaza edilmesi, giderek artan global talebin karşılanmasında kritik öneme sahip. Tahıl depolama süreciyle ilgili değerlendirmelere göre, bu süreçte verilen fire ılıman iklimlerde %1 ila %5 iken, sıcak iklimlerde %10’u buluyor.
Tahıl kalitesinin korunması konusunda, çelik silolar daha iyi bir hasat sonrası yönetime, daha az fireye ve daha büyük kalite iyileştirmelerine imkan tanır. Çünkü bu sistemlerde nem ve sıcaklık kontrolü ile havalandırma özellikleri bulunur. Ayrıca hava olaylarına, kemirgenlere ve böceklere karşı etkilidir. Sıcaklık takibi ve havalandırma, depolanan tahılın kalitesini sürdürmek adına temel unsurlardır. Tahılın ilk yüklenmesinden itibaren sürekli dikkatli olunmalı, malzemenin sıcaklığı ve nemi ölçülmelidir. Silo yöneticileri bu iki değişkeni değerlendirir, depolama süresiyle ilgili seçeneklere karar verir.