Ukrayna’nın buğday ihracatı, hem Avrupa’daki mahsul sıkıntıları hem de jeopolitik gerilimler nedeniyle dikkat çekici bir dönemden geçiyor. Değirmenci dergisine Karadeniz buğday piyasalarını değerlendiren Fastmarkets’tan tahıl piyasası uzmanı Masha Belikova, Ukrayna buğday üretimi, ihracat stratejileri ve lojistikle ilgili önemli bilgiler verdi.
Masha Belikova
Masha Belikova, bu sezonki Ukrayna buğday hasadının 21,7 milyon ton olduğunu ve bu miktarın ilk tahminlerin üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Kurak hava koşullarına rağmen, geçen yıla kıyasla buğdayın kalitesinde bir iyileşme gözlemleniyor. Belikova, ortalama verimin 4,5 ton/hektar olduğunu ve yemlik ile ekmeklik buğday oranının %60’a %40 şeklinde oluştuğunu bildirdi. Belikova, “Geçen sezona kıyasla durum önemli ölçüde iyileşti. Artık Tahıl Koridoru anlaşmasına bağlı değiliz, bu da Ukrayna limanlarını daha özerk hale getiriyor. Bu yıl toplam mahsul daha az olsa da, liman kapasitesi yeterli ve sezonun ilerleyen dönemlerinde nakliye maliyetlerinin düşme potansiyeli var. Ayrıca, Tuna limanları geçen yıla kıyasla daha az yoğun. Köstence üzerinden yapılan ihracatla ilgili olarak, bazı Ukraynalı ihracatçılar, özellikle Ukrayna limanlarından yüklemeye izin vermeyen Güney Kore ve Tayland gibi pazarlar için hala Romanya limanlarına güveniyor, ancak aynı zamanda Ukrayna menşeli ithalat da arıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu yıl Ukrayna buğdayının başlıca alıcıları İspanya, Mısır, Endonezya, Vietnam ve Cezayir olarak öne çıkıyor. Belikova, İspanya’nın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ukrayna’dan önemli miktarda yemlik buğday almayı sürdürdüğünü ifade etti. Ancak İspanya’nın bu yıl kendi buğday ve arpa hasadında olumlu bir beklenti olduğu için talebin artmayabileceğini de belirtti. Asya’daki alıcıların Karadeniz bölgesinden, özellikle Rusya’dan gelen arzı yeterli görerek, fiyatların düşmesini bekleyip alımlarını erteledikleri de dile getirdi.
Belikova, Türkiye’nin haziran ayında uygulamaya koyduğu buğday ithalat yasağının Karadeniz bölgesindeki fiyatları düşürdüğüne de dikkat çekti. Yasağın 15 Ekim’e kadar süreceğini hatırlatan Belikova, bu dönemin ardından Türkiye’nin 2024/25 ithalat stratejilerinin netleşmesini beklediklerini dile getirdi.