Uluslararası Gıda Politikası Araştırmaları Enstitüsü (IFPRI), COVID-19 pandemisinin gıda güvenliğinin temellerini sarstığına dikkat çekti.
Tarım ve gıda piyasaları, karantina önlemlerinden kaynaklanan istihdam açıklarından dolayı engellerle karşılaşırken, gelir kayıpları, okul ve restoranların kapanmasının yol açtığı büyük talep kaymaları söz konusu.
Uluslararası Gıda Politikası Araştırmaları Enstitüsü (IFPRI) uzmanları tarafından kaleme alınan makalede, COVID-19’un gıda sistemleri, global ekonomi, yoksulluk, sağlık ve ticaret üzerindeki etkilerine dikkat çekiliyor.
Makalenin yazarlarından IFPRI Genel Direktörü Johan Swinnen’e göre, pandeminin gıda güvenliği üzerindeki en önemli etkisi, gelirlerin düşmesi ve bunun sonucunda da gıdaya erişimin tehlikeye düşmesinden kaynaklanıyor.
Swinnen, “Bu, özellikle toplam gelirlerinin yüzde 70’ini gıda ihtiyacını karşılamak için harcayan aşırı yoksullar için önemli bir endişe kaynağı.” tespitini yapıyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre dünya ekonomisi 2020’de %5 küçülecek. Bu, 2008-2009 finansal krizinden daha derin bir global resesyonu işaret ediyor.
IFPRI modellemeleri, bu kadar derin bir resesyon durumunda, aşırı yoksul insan sayısının %24 artacağını yani 150 milyon insanı daha aşırı yoksulluğa düşeceğini gösteriyor.
Aşırı yoksulların sayısındaki artış en çok Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’da görülecek. Swinnen,“Gıda sistemlerine yönelik engeller, yoksulların kritik gelir kaynaklarını etkilerken, başta besleyici gıdalar olmak üzere gıdaya erişim imkanını da azaltıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlara göre, gelir kayıpları özellikle meyve, sebze ve hayvansal ürünler gibi besin değeri yüksek gıdaların tüketimini etkileyecek. Dünya genelinde birçok hükümet, temel gıda maddelerinin bulunabilirliğini sağlamak için çaba harcadı ve sosyal mesafe kısıtlamalarının en sıkı şekilde uygulandığı ülkelerde bile bu ürünlerin tedarik zincirleri korundu.
Ancak farklı ülkelerdeki gıda tedarik zincirlerin durumu her ürün için aynı özelliği göstermiyor. Yüksek oranda makineleşmenin görüldüğü sermaye yoğun gıda değer zincirleri (özellikle zengin ülkelerde buğday, mısır ve soya fasulyesi üretimi) önemli sorunlarla karşılaşmadan devam etti.
Ancak fakir ülkelerde gıda üretim daha çok emek yoğun olarak gerçekleştiriliyor. Bunun yanında, meyve ve sebze gibi gıdaların üretiminde insan emeğine dünya genelinde çok daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
Hastalığın yayılma riski, istihdam açığı, nakliye ve lojistik sorunları gibi risklerden dolayı, söz konusu gıda değer zincirleri daha fazla sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Zengin ülkelerdeki gıda işleme sektörleri de bu kısmen bu sorunlardan etkilendi. ABD’de ve Avrupa’da et işleme tesislerinde çalışan 30 bin işçinin COVID-19 testi pozitif çıktı ve birçok tesis geçici olarak kapatıldı.
IFPRI Piyasalar, Ticaret ve Kurumlar Bölümü Direktörü Rob Vos, tarım faaliyetleri ve aktörlerinin COVID-19 kısıtlamalarından muaf olmasının, gıdanın tarladan sofraya ulaştırması bakımından kritik önemde olduğuna dikkat çekiyor. Gıdanın bulunabilirliği ve gıda arzının istikrarı açısından ticaret de temel önemde.