İsmet ARAL
Yönetim Kurulu Başkanı
Tarım Ürünleri, Hububat, Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER)
Değerli Değirmenci Dergisi Okurları,
Bu yazımda, bakliyat üretiminde yaşanan sorunları, 2016 bakliyat yılının değerlendirmesini ve 2015 yılından beri PAKDER tarafından yürütülen "Bakliyat ile Sağlıklı Beslenme, Sağlıklı Hayat" projesiyle ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Tarım Ürünleri, Hububat, Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER), bakliyat, pirinç, bulgur sektörünü beraber temsil eden sektörün tek sivil toplum kuruluşudur. Bilindiği üzere; bakliyat ve pirinç aynı sistem içerisinde aynı firmalar tarafından beraber yapılmaktadır. Türkiye’de 200’ün üzerinde firma, bakliyat-pirinç ithalatı, ihracatı ve iç pazar tüketimine yönelik kendi markaları ve PL (özel) markaları ile hizmet vermektedir. Bakliyat ve pirinç iç pazarının sektör büyüklüğü yaklaşık 6 milyar TL civarındadır. Sektörde 5 bin kişinin istihdam sağladığı söylenebilir. Türkiye iç pazar toplam sektör cirosunun yüzde 85’ini dernek üyelerimiz oluşturmaktadır.
Bakliyat sektöründe yaşanan son gelişmelerle ilgili; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in yayınladığı üretim rakamlarına baktığımızda, yıllar ilerledikçe üretim kaybı yaşandığı ortadadır.
Önceki yıllara gidersek, Türkiye’nin 1990’lı yılların başlarında toplamda yıllık 1,5 milyon ton bakliyat üretimine ulaştığı dönemler olmuştur. Ayrıca o yıllarda Türkiye dünya ticaretinde ilk veya ikinci sırada yer almakta idi.
BAKLİYAT ÜRETİMİNDE DÜŞÜŞ YAŞANDI
Türkiye’nin bakliyat üretimi ve ihracatının 80’li yılların sonu ve 90’lı yılların başlarında en üst düzeyine ulaştığını söyleyebiliriz. O yıllarda 750 bin ton ihracat gerçekleştirildiği dönemler olmuştur. Bugünkü cari fiyatlar ile elde edilen gelir yaklaşık 750 milyon dolar civarındadır. O yıllardaki üretim ve ihracat yapımız devam edebilseydi bugün bakliyat ihracatımızda 750 milyon doları konuşuyor olabilirdik.
1990'da 20 milyon dekar olan bakliyat ekim alanı, yüzde 65 azalarak 2014 yılında 7 milyon dekara gerilemiştir; üretim ise yüzde 41 oranında düşmüştür.
Üretim düşüşündeki birinci etken; 1994 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nin bakliyat alım desteğini kesmesidir. Daha sonra bakliyat üretimi maalesef yıllar itibarı ile azalma eğilimine girmiştir.
İkinci etken ise; Kanada ve ABD’nin bakliyat üretimine 90’lı yıllardan sonra çok önem vermesidir. Alt yapı olarak tohum ve toprak yapılarını hazırlayıp özellikle Kanada devleti, yeşil mercimekte dünyanın bir numaralı üreticisi olmayı başarmış ve yüksek verim sonucu maliyet fiyatlarının bizlerden daha ucuz olması ile piyasada söz sahibi olmuşlardır.
Türkiye Tarım Bakanlığı, Cumhuriyet tarihinde ilk defa 2008 yılında bakliyatta ürüne kiloda 10 kuruş destek açıklamıştır. Bu desteği 2014 yılında 20 kuruş ve 2016’da ise 30 kuruşa çıkarmıştır. Bu konuda başta Tarım Bakanımız olmak üzere emeği geçen bakanlık görevlilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Diğer taraftan; devletimizin alternatif destek imkânları ile üretimin cazip hale getirilmesi sektör için hayati öneme sahiptir. Bu amaçla havza modelinin hayata geçirilmesini bekliyoruz.
Bakliyat üretimi ve ihracatının, hem üretim yerindeki çiftçilerimiz hem de bölge insanı için hayati öneme sahip olduğunu ilgili her kesimin algılaması gerekiyor. Gelecek ve sağlıklı yaşam bakliyat ürünlerinde bulunuyor.
2016 DÜNYA BAKLİYAT YILI
Tarım Bakanlığı’nın yoğun lobi çalışmasıyla, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun Roma’da gerçekleştirilen 146. Konsey Toplantısında 2016 yılı "Uluslararası Bakliyat Yılı" olarak ilan edilmiştir. Uluslararası Bakliyat Yılının amacı, baklagillerin sürdürülebilir gıda üretimi ve sağlıklı beslenmedeki önemli rolünü ortaya koymaktır.
İstanbul Kalkınma Ajansı’nın mali destek programı kapsamında yürütülen "Bakliyat ile Sağlıklı Beslenme, Sağlıklı Hayat" projemizin sonuçlarının paylaşıldığı sempozyum, 17 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirildi. Bu projeyle dünya ile senkronize olarak, kamu-sektör ve üniversiteleri de içine alan Türkiye’nin en kapsamlı bakliyat projesine imza atmış bulunmaktayız.
"Bakliyat ile Sağlıklı Beslenme Sağlıklı Hayat Projesi", İstanbul Kalkınma Ajansı kapsamında desteklenen ve yürütücülüğünü PAKDER’in yaptığı, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümleri’nin ortak olarak katıldığı, çok değerli iştirakçilerimizin yer aldığı, başarı ile yürütülen bir proje olmuştur.
Bakliyat projemizin kabul edildiği ve çalışmalara başlanılan Eylül 2015 tarihinden bugüne kadar, bakanlığımızdan, oda ve borsalarımızdan, sivil toplum kuruluşlarından ve çeşitli sektörlerden projemize, büyük bir ilgi olduğunu memnuniyetle söylemek isterim.
Temel amacımız; bakliyatın bilinen tüketim alanlarının çeşitlendirilmesi, AR-GE çalışmaları ile birlikte yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi, bakliyattan gıda endüstrisinin kullanabileceği bileşenlerin elde edilmesi, sağlık üzerindeki etkileri konusunda toplumun bilinçlendirilmesidir. Türkiye’de obeziteyi önleme konusunda, "Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat" programı çerçevesinde, Başbakanlık genelgesine katkı sağlanması amaçlanıyor. Projemizden bugüne kadar elde ettiğimiz sonuçlar itibariyle, başlangıçta amaçladığımız hedeflerimizin ötesine geçtiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.
İstanbul Teknik ve Yıldız Teknik üniversiteleri tarafından, proje kapsamında yapılan AR-GE çalışmaları ve sonuçları, proje kapsamında yapımı gerçekleştirilen belgesel film ile görsel olarak da ortaya konmuştur.
Her yaş grubu insanların rahatlıkla tüketebileceği lezzetli ve pratik, bakliyat unu içeren, hafif fırıncılık ürünleri yapılmıştır. Ayrıca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın senaryosunu onayladığı 45 kamu spotu hazırlanmıştır. Bakliyat kamu spotlarımızın bakanlığımızın önderliğinde organize edilerek, önümüzdeki günlerde TV kanallarında yayınlanması beklenmektedir.
Bir konunun altını çizmek istiyorum; 2016’nın Dünya Bakliyat Yılı ilan edilmesi, Türkiye’de bakliyat üretim artışının ivme kazanmasına vesile olacak önemli bir fırsattır. Bu konuda, Bakanlığımız tarafından havza modelinin hayata geçirilmesini beklemekteyiz. Yapılacak çalışmalar, kendine yeterlilik ve ihtiyacımız olan ihracat artışını getirecektir.
Saygılarımla...