Küresel arz-talep dengelerindeki dalgalanmalara ve iklim değişikliğinin baskılarına rağmen Balkanlar tahıl sektörü, yeni iş birlikleri ve ürün çeşitliliğiyle uluslararası pazarlarda gücünü artırıyor. Köstence, Varna ve Burgas limanları, Akdeniz ve Batı Afrika'ya yapılan ihracatlarla tahıl ticaretinde stratejik bir oyuncu olarak öne çıkarken, yüksek proteinli buğday talebi ve durum buğdayı üretimindeki artış, Balkanları küresel tahıl pazarında daha güçlü bir konuma taşıyor.
Karadeniz kıyısındaki liman kenti Varna'da 31 Ekim'de sekizincisi düzenlenen Grain Academy konferansı, Balkanlar, Orta ve Doğu Avrupa'daki yaklaşık 20 ülkeden 300'den fazla katılımcıyı bir araya getirdi. Değirmenci dergisinin medya partneri olarak yer aldığı etkinlikte, tahıl ve yağlı tohumlara yönelik küresel arz-talep dengesinden Balkanlar hububat piyasalarına; Bulgaristan tahıl işleme endüstrisinden bölgedeki son lojistik gelişmelere kadar birçok konuda kritik tartışmalar yapıldı.
Katılımcılar, yeni iş ilişkilerini ve işbirliğine dayalı ortaklıkları teşvik eden samimi bir ortamda dinlemek, öğrenmek ve sektördeki meslektaşlarıyla bağlantı kurmak için fırsat buldu.
Varna’daki Grain Academy konferansında Değirmenci Dergisi Editörü Namık Kemal Parlak, Türkiye'nin tahıl hasadı, tahıl politikaları ve dinamik Türk değirmencilik sektörü hakkında kapsamlı bir sunum yaptı.
Konferansta söz alan uzmanlar, son yıllarda giderek artan aşırı hava koşullarının etkisiyle Balkan çiftçilerinin daha sıcak ve kurak yazlarla karşı karşıya kaldığını, bunun da onları ürün alternatifleri ve dayanıklı çeşitler keşfetmeye ittiğini belirtti. Bölgede geleneksel buğday çeşitleri artık sorgum gibi yeni tahıllarla zenginleştiriliyor ve durum buğdayı Bulgaristan ve Romanya'da ilgi görüyor. Bu sezonun durum buğdayı mahsulü, İtalya, Yunanistan ve Kuzey Afrika'ya güçlü ihracatla olağanüstü bir performans sergiledi. Durum buğdayına ayrılan alan artarken, tahminler bu eğilimin genişlemeye devam edeceğini gösteriyor.

Varna’daki panellerde değerlendirmede bulunan uzmanlara göre, düşen mahsul fiyatları ve daralan kar marjlarıyla karşı karşıya kalan Balkan çiftçileri, yüksek proteinli buğday çeşitlerine yöneliyor. Balkan bölgesinde un sanayisinin büyümesi, özel buğday ununa olan talebin artmasıyla bu değişimi daha da destekliyor. Değirmenciler, yüksek fiyatlar sunarak çiftçileri yüksek proteinli buğday üretmeye aktif olarak teşvik ediyor ve bu da Bulgaristan ve Romanya'nın sektörün gelişen taleplerini karşılamak için %14'ün üzerinde proteinli buğdayın güvenilir tedarikçileri olarak ortaya çıkmasını sağlıyor.
KÖSTENCE, VARNA VE BURGAS’IN BUĞDAY TİCARETİNDEKİ ROLÜ ARTIYOR
Balkan ülkeleri uluslararası ekmeklik buğday piyasasındaki varlıklarını güçlendirirken, Köstence, Varna ve Burgas limanları Karadeniz tahıl ticaretinde önemli bir rol oynamaya başladı. Uzmanlara göre son yıllarda Bulgaristan ve Romanya'dan yapılan buğday ihracatı, Cezayir, Tunus, Fas ve Mısır'daki ihaleleri domine etmeye başladı ve Cezayir'in ithalatının %35'inden fazlasını karşıladı. Ayrıca, bu üç bölge menşeli buğday, geleneksel olarak Baltık ülkelerinden gelen %12,5 proteinli buğdayla tedarik edilen Batı Afrika pazarlarına da girmeye başladı.

Konferansta konuşan tahıl tüccarlarına göre küresel tahıl ithalatçıları daha öngörülebilir tedarik zincirleri sağlamak için Rusya ve Ukrayna'dan tedariklerini çeşitlendirdikçe, Köstence, Varna ve Burgas’ın küresel buğday ihracatındaki payı artacak ve Balkan bölgesini küresel tahıl ticaretinde önemli bir oyuncu olarak konumlandırmaya başlayacak. Grain Academy konferansı, Balkan tahıl piyasasındaki bu dönüşümsel değişimleri vurgulayarak, bölgenin karmaşık zorlukların üstesinden gelme ve uluslararası arenadaki yeni büyüme fırsatlarından yararlanma potansiyeline dikkat çekti.
BUĞDAY ARZI 2007/08'DEN BERİ EN DAR STOK SEVİYELERİNDE
Konferansın ilk oturumunda konuşan Fransa merkezli tarımsal danışmanlık şirketi Stratégie Grains’in Tahıl Analizi Kıdemli Müdürü Benoit Fayaud, 2024/25 sezonunda küresel buğday üretiminin 2022/23 sezonundaki rekor seviyenin biraz altında, yaklaşık 755 milyon tonda kalacağını öngördüğünü belirtti. Olumsuz yağışlı koşullar nedeniyle Avrupa Birliği'nde (AB) ve kışlık buğdayı etkileyen geç donlar nedeniyle Rusya'da üretimde önemli düşüşler kaydedildiğini kaydeden Fayaud, ancak bu düşüşlerin Kuzey Amerika, Avustralya ve Çin'deki üretim artışıyla dengelendiğini aktardı.

Fayaud, arpa üretiminin, ekili alanların sınırlı olması nedeniyle 5 yıllık ortalamanın altında kalmasına rağmen 143 milyon tonda kalmasını bekleniyor. Fransız uzmana göre AB'nin arpa üretimi hafif bir toparlanma gösterirken, Rusya'da bir gerileme yaşandı. Mısır üretiminin ılımlı bir artış göstermesi beklenirken, elverişsiz yetiştirme koşulları nedeniyle ABD ve Ukrayna'da düşüş öngörülüyor. Buğday ve mısıra yönelik genel talebin, özellikle gıda ve endüstriyel sektörlerdeki uzun vadeli büyüme eğilimlerini yansıtacak şekilde artması bekleniyor. Bununla birlikte, yem sektörü belirsizliğini korumakta olup, tahıl talebinde genel bir artışa yol açabilir.
Fayaud, 2024/25 sezonu için 2007/08 sezonundan bu yana en düşük küresel kapanış stoklarını öngördüğünü belirterek buğday arzının daralacağını ifade etti. Ayrıca, yemde buğday ikamesine ihtiyaç duyacak olan AB gibi bölgelerde artan talep nedeniyle küresel arpa piyasası için kritik bir durum öngördü. Mısır piyasasının, Doğu Avrupa, Karadeniz ve ABD arasındaki farklı stok seviyeleri ile yılı hassas bir dengede tamamlaması bekleniyor.
BALKAN BUĞDAYININ STRATEJİK ROTASI
Cargill Bulgaristan Kıdemli Ticaret Uzmanı Deian Atanassov ise Köstence, Varna ve Burgas (CVB) bölgesinin ihracat potansiyelini ele alarak, özellikle savaş sonrası Ukrayna menşeli ürünlerin akınıyla birlikte bu bölgenin Tuna, Bulgaristan ve Romanya ihracatlarını birbirine bağlamadaki stratejik önemini vurguladı. Bölgede yaklaşık 20 milyon tonluk istikrarlı bir buğday üretimi olduğunu ve bunun da 12 ila 14 milyon tonluk ihracata olanak sağladığını belirtti. Atanassov’a göre bu hacim Rusya ve Ukrayna limanlarının gerisinde kalsa da CVB bölgesi, Bulgaristan'ın AB'den Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Güneydoğu Asya'ya ihracatında gözle görülür bir değişimle birlikte güvenilirlik avantajından faydalanıyor.
Atanassov, sürekli sıcak ve kurak geçen yaz ayları nedeniyle bölgede mısır üretiminde yaşanan zorluklara da değindi. Bulgaristan'ın en zayıf mısır rekoltelerinden biriyle karşı karşıya olduğunu ve bunun yerel tüketim taleplerini karşılayamayacağını dile getirdi. Ayrıca Bulgaristan'ın ayçiçeği tohumu ihracatçısı konumundan net ithalatçıya dönüştüğünü ve işleme kapasitesi için gerekli tohumları tedarik etmekte zorlandığını anlattı.
DURUM BUĞDAYI PİYASASINDA DİNAMİKLER
Yunanistan merkezli Soya Hellas'ın Ticaret ve Operasyonlar Müdürü Theodore Marinakis, küresel durum buğdayı ticaretine dair son gelişmeleri paylaştı. Durum buğdayının arz ve talepteki değişiklikler nedeniyle yumuşak buğday ve mısırdan daha keskin fiyat dalgalanmaları yaşadığını belirtti. Kanada, küresel durum üretiminde baskın bir oyuncu olmaya devam ederken, İtalya büyük ölçüde ithalata dayanıyor. Marinakis, Temmuz 2023'te olumsuz hava koşullarına bağlı fiyat artışı ve Türkiye'nin yeniden başlayan durum buğdayı ihracatı gibi son piyasa gelişmelerini analiz etti. Piyasada süregelen dalgalanmaların ortasında hem üreticiler hem de değirmenciler için tedarik zincirlerini istikrara kavuşturmayı amaçlayarak yerli mahsullerin değerini artırmak için sözleşmeli tarım yaklaşımlarına duyulan ihtiyacı vurguladı.

Konferansta EarthDaily Agro Kıdemli Uzmanı Natalja Skuratovic de uydu verilerini kullanarak Brezilya, Arjantin, AB, Avustralya ve Karadeniz bölgesi de dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde hava koşullarının ekim ve hasadı nasıl etkilediğine ilişkin veriler sundu. Sürekli yağışlı koşulların Fransa'da tarım faaliyetlerini sekteye uğrattığını, mısır ve ayçiçeği hasadını ve buğday ekimini geciktirdiğini söyledi. Aşırı yağışlar İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalya'nın bazı bölgelerinde de sorun yaratırken, kuraklık Batı Avrupa'da ekime yardımcı oldu. Skuratovic, Doğu Ukrayna'da olumlu yağışlar alınmasına rağmen, optimum buğday ekim koşulları için hala daha fazla neme ihtiyaç olduğunu kaydetti.