BLOG

Alman değirmencilik endüstrisinden küçükten büyüğe dönüşüm

09 Ekim 20144 dk okuma
“Alman değirmencilik endüstrisi şu anda bir konsolidasyon sürecinden geçmektedir ve bu ciroyla değil pazardaki oyuncuların sayısıyla ilgili bir durumdur. Sektörde, geleceğin zorluklarıyla başarılı bir şeklide karşılaşacak olan birkaç iyi organize olmuş aile firması mevcuttur. Önümüzdeki yıllarda değirmencilik endüstrisinin gelişimi, özellikle küçük işletmeler olmak üzere, firma sayısındaki orta düzey bir düşüşle devam edecektir.” Değirmencilik sektörünün en köklü geçmişlerinden birine sahip olan Alman Değirmencilik Derneği, aynı zamanda Almanya’daki en endüstriyel derneklerinden biri. Derneğin şuanda en büyüğünden en küçüğüne 550 üyesi bulunuyor. Ağırlıkla risk yönetimi ve halkla ilişkiler konularında çalışan Dernek, eğitim, kalite, gıda güvenliği ve pazarlar hakkında da çalışmalar yapıyor. Alman değirmencilik derneği ve sektörü hakkında dergimizin sorularını yanıtlayan derneğin Genel Müdürü Dr. Peter HAARBECK, ülkede yılda 1.000 tondan fazla tahıl işleyen 218 adet değirmen bulunduğunu bertiyor. Değirmenlerin teknolojiyi yakından takip ettiğini belirten Dr. HAARBECK, sektörün bir konsolidasyon sürecinden geçtiğini ve firma sayısında özellikle küçükler olmak üzere bir düşüş yaşandığını söylüyor. Yani sektör, çok sayıdaki küçük işletmelerden az sayıdaki büyük işletmelere doğru bir dönüşüm geçiriyor. Konuyla ilgili detayları Dr. HAARBECK’ten alıyoruz. Sayın HAARBECK, öncelikle bize biraz derneğiniz hakkında bilgi verir misiniz? Kaç üyeniz bulunuyor ve dernek olarak sektörünüz için ne tarz çalışmalar yapıyorsunuz? 2017 yılında 150 yaşına girecek olan Alman Değirmencilik Derneği, Almanya’daki en eski endüstriyel derneklerden biridir. Şu anda büyük ölçekli endüstriyel firmaların yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan 550 üyemiz bulunmaktadır. Çalışmalarımızın odak noktasını, tahıl değerler zincirindeki karar alıcılara ve ortaklara karşı üyelerimizin çıkarları için lobi faaliyetleri yapmak oluşturmaktadır. Risk yönetimi ve halkla ilişkiler de çalışmalarımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Üyelerimize önemli bilgiler sağlıyoruz. Temel konularımız arasında bilim ve beslenmenin dışında eğitim, kalite ve gıda güvenliği, kaynaklar ve pazarlar bulunmaktadır. Biraz da Alman un değirmenciliği sektörü hakkında bilgi verir misiniz? Değirmen sayısı, öğütme kapasitesi, teknoloji kullanım düzeyi, üretilen ürün grupları konusunda neler söyleyebilirsiniz? Her biri yılda 1.000 tondan fazla tahıl işleyen 218 adet değirmen bulunmaktadır. Alman değirmencilik endüstrisinin tamamı 8.5 milyon civarında buğday, çavdar ve durum buğdayı işlemektedir. Teknik kapasite yaklaşık olarak yüzde 15’ten daha yüksek olabilir. Elde edilen ürünler, gıda endüstrisindeki sayısız üründe kullanılmak için uyarlanmış hammaddelerden ve fırıncılık endüstrisi için gerekli tüm standart un çeşitlerinden oluşmaktadır. Değirmen firmalarının yeni teknolojilere olan yaklaşımı nedir? Son yıllarda değirmencilik ve teknoloji yatırımlarında bir artış söz konusu mu? Evet firmalar, gıda güvenliği ve ürün kalitesi konularında pazardaki artan gereksinimleri karşılamak için yeni teknolojilere sürekli yeni yatırımlar yapılmaktadır. Almanya’daki değirmenler üretimlerini tamamen iç tüketime yönelik mi gerçekleştiriyor? Ülkenizdeki değirmenlerin ihracata dönük çalışmaları bulunuyor mu? Varsa hangi ülkelere ve tahmini olarak ne kadarlık ihracat gerçekleştiriyorsunuz? İhracattan elde edilen toplam pay %11 civarındadır. Alman değirmencilik endüstrisinin gerçekleştirdiği ihracatın çoğu AB üyesi ülkelere yapılmaktadır ve bu ülkelerin arasındaki en önemli üç tanesi Hollanda, Fransa ve Avusturya’dır. Üçüncü ülkelere ihracatta Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ilk sırada yer almaktadır. Hammadde konusunda ülkeniz ne durumda? Değirmenlerde işlenen hammaddenin ne kadarı ülkenizde üretiliyor, ne kadarı ithal ediliyor? İthalatta hangi ülkeler tercihiniz? Alman değirmenciler, ihtiyaçları olan tahılı çoğunlukla Alman tarlalarından almaktadır. Kullanılan tahılın ortalama %95’i yerel üründen elde edilmekte, geriye kalan %4’ü Avusturya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya gibi komşu ülkelerden ve geriye kalan %1’i de denizaşırı ülkelerden ithal edilmektedir. Yani, Alman unu bölgesel (yerel) bir üründür. Almanya’nın un tüketim miktarı ve tüketim kültürü hakkında da biraz bilgi verir misiniz? Örneğin un yaygın olarak hangi gıda ürünlerinin yapımında kullanılmakta ve nasıl tüketilmektedir? Tüketicilerinizin unlu mamul tüketiminde tercihleri nelerdir? Alman ekmeği ve ekmek kültürü dünya çapında çok iyi bilinmekte ve saygı duyulmaktadır. Alman fırıncılar, Alman ekmeğinin UNESCO tarafından Manevi Kültürel Miras olarak kabul edilmesi için başvuru yapmıştır. Kişi başı yıllık unlu mamul ürün tüketimi 85 kilogramdır. Un tüketimi son 20 yılda aynı seviyede kalmış olsa da tüketim alışkanlıkları değişmektedir. Pizza ya da hero sandviç gibi hazır gıdaların tüketiminde artan bir trend gözlemlenmektedir. Fırıncılık pazarındaki bir diğer önemli gelişme ve itici güç isteğe bağlı taze üretilen ürün tüketim trendidir. Bu trend, fırıncılık ve değirmencilik endüstrilerindeki yapısal değişiklilerde oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Önceden pişirilmiş ürünler, genellikle küçük fırınlarla rekabet içinde olan endüstriyel ölçekteki tesislerde üretilmektedir. Hem değirmencilik sektörünün gelişimi hem de tüketim miktarı ve tercihleri konusunda ülkenizin önümüzdeki yıllarda nasıl bir gelişme göstereceğini tahmin ediyorsunuz? Sektörünüzle ilgili gelecek beklentileriniz nelerdir? Fırıncılık ürünleri tüketiminin önemli bir düzeyde olduğunu görmekteyiz. Fırıncılık ürünleri için hala oldukça dinamik bir şekilde değişen pazarda, aynı seviyeyi un tüketiminde de görmekteyiz. Önümüzdeki yıllarda değirmencilik endüstrisinin gelişimi, özellikle küçük işletmeler olmak üzere, firma sayısındaki orta düzey bir düşüşle devam edecektir. Değirmencilik konusunda ülkenizi diğer Avrupa ülkeleriyle kıyasladığınızda, kendinizi nerede görüyorsunuz? Gelecekte dünya genelinde sektörünüzün pozisyonunu güçlendirmek için neler yapmayı hedefliyorsunuz? Alman değirmencilik endüstrisi şu anda bir konsolidasyon sürecinden geçmektedir ve bu ciroyla değil pazardaki oyuncuların sayısıyla ilgili bir durumdur. Sektörde, geleceğin zorluklarıyla başarılı bir şeklide karşılaşacak olan birkaç iyi organize olmuş aile firması mevcuttur. Diğer Avrupa ülkeleri ve Kuzey Amerika ile karşılaştırıldığında, fırıncılarla ya da tahıl tüccarlarıyla dikey şekilde entegre olmuş ya da kurumsal olarak bağlanmış çok az sayıda değirmen bulunmaktadır. Alman değirmencilerin zorlu ve rekabetçi bir ortamda müşterilerine iyi bir hizmet sunacağını umuyoruz. Özellikle dernek olarak sizin halihazırda yürüttüğünüz ya da önümüzdeki yıllarda hayata geçirmeyi düşündüğünüz sektöre yönelik projeleriniz var mı? Risk yönetimi, ana görevlerimizden birisidir. Üyelerimize, gelecekteki zorlukları aşabilmeleri için ihtiyaçları olan bilgiyi sunmak ve onların işletme müşterileri ve tüketicileriyle kritik konuları açık bir şekilde tartışabilmelerini sağlamak için gelişmiş tarama ve yönetme konuları hakkında çalışıyoruz. Son olarak derneğiniz ve ülkeniz un değirmenciliği sektörü hakkında neler eklemek istersiniz? Tahıl ve tahıl bazlı ürünler çok büyük bir itibara sahiptir. Bu krediyle çalışmak ve bütün zincir boyuna bunu katma değere çevirmek, bütün değer zincirinin amacı olmalıdır.
Röportaj Kategorisindeki Yazılar
07 Haziran 20183 dk okuma

Değirmen sektörü konsolide oluyor, sadece en sağlamlar hayatta kalacak

 “Son on yılda, Avrupa Birliği’ndeki un değirmenlerinin sayısı yaklaşık 3 binden 2 bin 500'ün altın...

14 Eylül 20206 dk okuma

Ukrayna tahılı uluslararası pazarda giderek daha rekabetçi hale geliyor

Nikolay Gorbachov Ukrayna Tahıl Birliği Başkanı “Ukrayna’da tahıl üretimi her şeye rağmen yıllık ...

09 Nisan 20186 dk okuma

Sektörün ‘Ağabeyi’ Edip H.Aktaş’tan önemli çağrı: ŞİMDİ BİRLİK ZAMANI

“Şu anda Türk un sanayicisi ve değirmen makinaları endüstrisi çok ciddi bir rekabetle karşı karşıya...