BLOG

Afrika, küresel tahıl ticareti için yeni motor güç olacak

10 Temmuz 20253 dk okuma

Rabobank Hububat ve Yağlı Tohumlar Birimi Kıdemli Analisti Vito Martielli, Afrika’nın hızla artan tahıl talebinin küresel tedarik zincirlerinde önemli bir dönüşümü tetikleyeceğini vurguladı. Martielli, özellikle Sahra Altı Afrika’da depolama, öğütme ve işleme altyapısına yönelik yatırım ihtiyacına dikkat çekti.

Bühler Networking Days 2025 etkinliğinde konuşan Vito Martielli, küresel tahıl ticareti, temel üretim trendleri ve tarım-gıda tedarik zincirindeki yatırım fırsatlarını ele aldı. Martielli, kapsamlı sunumuna önümüzdeki on yıllarda gıda talebini şekillendirecek demografik değişimlere odaklanarak başladı. Asya hâlâ dünyanın en büyük nüfusuna ev sahipliği yapıyor olsa da, nüfus artış hızında belirgin bir yavaşlama bekleniyor ve kıtanın 2100 yılında 4,6 milyar kişiyle zirveye ulaşması öngörülüyor. Buna karşılık, Afrika’nın 2100 yılına kadar nüfusunu 4 milyara çıkararak küresel büyümenin merkezi haline geleceği tahmin ediliyor. “Afrika yalnızca büyüyen bir tüketici pazarı değil, aynı zamanda küresel ticaret rotalarının da merkezine yerleşecek,” diyen Martielli, kıta genelinde hızla artan tahıl talebine dikkat çekti.

Martielli, tarım sektörünün karşı karşıya olduğu çevresel baskılara da vurgu yaptı. Bugün dünyadaki ekilebilir arazilerin üçte biri zaten bozulmuş durumda ve her beş saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde verimli toprak kaybediliyor. Tarım, ayrıca küresel tatlı su kullanımının %70’inden ve sera gazı emisyonlarının %20’sinden sorumlu. Martielli, “Bu çevresel gerçekler, demografik değişimlerle birleştiğinde, tahıl ve yağlı tohum sektörlerinde yapısal değişimleri kaçınılmaz hale getiriyor,” uyarısında bulundu.

DEĞİŞEN TAHIL ROTALARI 

Rabobank kıdemli analisti, son yirmi yılda küresel tahıl ticaretinde yaşanan dönüşüme dair tespitlerini de paylaştı. ABD gibi geleneksel ihracatçılar, Mısır ve Çin gibi kilit pazarlardaki ağırlığını kaybederken; Rusya dünyanın en büyük buğday ihracatçısı, Brezilya ise Çin’in ana soya tedarikçisi konumuna geldi. “Bu yeni yükselen pazarlar hem kaynak hem de hedef ülkelere dönüşüyor,” diyen Martielli, Rusya’nın artık Mısır ve Türkiye’nin bir numaralı buğday tedarikçisi olduğunu, Brezilya’nın ise Çin’e yapılan soya fasulyesi ihracatında başı çektiğini aktardı. Ancak bu büyüme, yeni lojistik zorlukları da beraberinde getiriyor. Brezilya’nın rekor seviyedeki soya ve mısır hasadı, mevcut liman ve depolama altyapısının kapasitesini aşmış durumda. İtalyan uzman, “Brezilya, acilen yeni bir yatırım dalgasına ihtiyaç duyuyor. Depolama, taşımacılık ve liman kapasitesine yönelik yatırımlar, tahıl lojistiği alanında büyük fırsatlar barındırıyor,” dedi.

AFRİKA'NIN ARTAN BUĞDAY TALEBİ

Vito Martielli, Afrika’nın küresel tahıl ticaretindeki yükselen önemini özellikle vurguladı. Son 50 yılda Afrika’nın küresel buğday ithalatındaki payı %12’den üçte bire yükseldi. Kıta aynı zamanda pirinç için de önemli bir pazar haline geliyor. “Önümüzdeki on yılda Sahra Altı Afrika’da depolama, öğütme ve tahıl işleme altyapısına yönelik talebin hızla artmasını bekliyoruz,” diyen Martielli, bu bölgeyi sektör için önemli bir büyüme pazarı olarak tanımladı.

UKRAYNA’NIN ALTERNATİF İHRACAT KORİDORLARI

Savaşın etkisiyle Ukrayna, tahıl ihracatı için alternatif rotalar geliştirme sürecini hızlandırdı. Romanya, Macaristan ve Sırbistan üzerinden yeni kara yolu koridorları oluşturulmuş durumda. Rabobank analisti, “Bu ülkeler yalnızca geçiş kanalları değil; aynı zamanda kendi üretim ve ihracat kapasitelerini de artırma potansiyeline sahip,” dedi.

AVRUPA’NIN BİTKİSEL PROTEİN DÖNÜŞÜMÜ

Martielli sunumunda Avrupa’nın bitkisel protein üretimine yaptığı yatırımlara da dikkat çekti. Artan talep, yağlı tohumlar ve baklagillere olan ilgiyi artırıyor. Ayrıca, Avrupa’daki mevzuat değişiklikleri soya tedarik zincirini daha izlenebilir ve sürdürülebilir hale getirmeyi zorunlu kılıyor. “Bitkisel protein talebi yalnızca alternatif ürünler için değil, geleneksel tüketim için de artıyor,” diyen Martielli, baklagillerin hem beslenme hem de sürdürülebilirlik açısından stratejik önem kazandığını ifade etti. Palm yağı üretiminin küresel ölçekte sabitlenmesine rağmen, Güneydoğu Asya’daki devlet destekli karışım programları talebi artırıyor. Bu dengesizlik, palm yağı ve diğer bitkisel yağ fiyatlarını küresel düzeyde yukarı çekiyor.

BAKLAGİLLERİN YÜKSELEN POTANSİYELİ

Martielli son olarak baklagil ürünlerinin gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlarda artan önemine vurgu yaptı. Bu ürünler hem sürdürülebilir tarımı destekliyor hem de uygun maliyetli bir protein kaynağı sunuyor.  Uzman isim, “Baklagiller hâlâ niş bir segment olsa da, bu alana şeffaflık ve yatırım sağlanması halinde ciddi bir büyüme potansiyeli barındırıyor,’ diyerek bu ürün grubunun gelecek vaat eden rolüne dikkat çekti.

Haberler Kategorisindeki Yazılar
07 Ağustos 20171 dk okuma

“Dünya Bakliyat Günü” resmiyet kazandı

Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, Birleşmiş Milletler ile yapılan yoğun ...

02 Haziran 20232 dk okuma

İmaş İstanbul Levent'te yeni ofisini hizmete açtı