Mezopotamya’da bulunan antik tahıl kalıntıları, bilim insanlarına dünyanın ilk kentlerinin nasıl kurulduğuna dair yeni bir bakış açısı kazandırdı. 8 bin 500 yıl öncesinden günümüze ulaşan tahıllar, tarihin karanlıkta kalan sayfalarını aydınlatıyor.
Kuzeydoğu Suriye’de yer alan Habur Vadisi’nde Tell Brak adı verilen bir antik kent kalıntılarına rastlayan arkeologlar, burada yoğun araştırmalarda bulundu. Nature Plants isimli bilimsel dergide yayımlanan çalışma, yanmış tahıl kalıntıları üzerinde yapılan araştırmaların çarpıcı sonuçlarına değiniyor.
Araştırmalar tarımla ilgili kararların bir dönem merkezi bir güç tarafından değil, birkaç çiftçi ailesi tarafından alındığını gösteriyor. Bulgulara dayanan arkeologlar, siyasi gücün merkezileşmesinin ise önemli çiftçi ailelerinin oluşturduğu ortak bir girişimden gelişerek meydana geldiğini düşünüyor. Çalışmada incelenen tahıl kalıntıları, erken dönem şehirlerde politik gücün kimin elinde olduğunu açığa çıkararak dönemin sosyoekonomik sistemi hakkında ipuçları veriyor.
YANMIŞ TAHILLAR GEÇMİŞE IŞIK TUTUYOR
Arkeolojik kazı bölgelerindeki yanık tahıl kalıntıları arkeologlar için bir hazine değeri taşıyor. Danimarka Milli Müzesi’nden bir arkeobotanikçi olan Mette Marie Hald, “Biraz acımasız gelecek ancak bir ev yandığında biz arkeologlar mutlu oluruz. Çünkü o zaman tahıllar da yanar ve artık çürümezler. Toprağın altında binlerce yıl kalabilirler.” diyor. Bu gerçekten hareketle bölgede tarihi 8 ila 4 bin yıl öncesine dayanan dört antik kentte keşfedilen tahıllardan 276 numune üzerinde ölçümler gerçekleştirdi.
Hald bulguların kendileri için anlamını şöyle ifade etti: “Aynı evdeki tahılların dahi çok değişik gübreleme düzeylerine sahip olduklarını görüyoruz. Bu durum kasaba etrafında yetişen tahılların bazılarının gübrelendiği bazılarının ise gübrelenmediği anlamına geliyor.” Diğer bir ifadeyle, merkezi bir tarla ekonomisinin bulunmadığı, her bir çiftçinin kendi tercihlerini yaptığı anlaşılıyor.
Araştırmalarına devam eden arkeologlar, sonraki katmanlarda tapınak kalıntıları, büyük kilerler ve idari binalar buldu. Bütün bunlar merkezi bir gücün varlığına işaret eden bulgular. Bu nedenle gelişimin önemli çiftçilerden oluşan bir ortak girişimden gelişerek meydana geldiği düşünülüyor. Hald, “Geniş alanlı tarım, bazı güçlü ailelerin oluşmasına giden yolu açtı. Özetle denebilir ki, ekonomi açısından merkezi bir kraliyet gücü yerine, bu şehirler büyük ailelerden oluşan bir takım tarafından kontrol edilmiş olabilir.” dedi.