BLOG

“Türkiye buğday üretiminin yüzde 19’u deprem bölgesinden”

23 Mart 20234 dk okuma

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaşanılan deprem afetinin ardından bölgedeki üreticilerin sorunlarını ve ihtiyaçlarını, tarımsal üretimin durumunu ve yapılması gerekenleri değerlendirdi. Türkiye genelinde üretilen buğdayın yüzde 19’u bölgeden karşılanıyor.

Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ’da büyük yıkıma neden olan depremler on binlerce yurttaşımızın hayatını kaybetmesine, yüz bini aşkın vatandaşımızın yaralanmasına ve evsiz kalmasına neden oldu. Bölge Türkiye’de üretilen temel tarımsal ürünlerin önemli bir bölümüne ev sahipliği yapıyor. Ülkemizde mısırın yüzde 33’ü, buğdayın yüzde 19’u bölgede üretiliyor.


Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, özellikle Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da daha yıkıcı bir afet haline gelen depremden şehir ve ilçe merkezleri kadar kırsal kesimde yaşayanların da etkilendiğini ifade etti.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar şunları söyledi:

Devletimiz ve milletimiz el birliğiyle depremin etkilerini hafifletmeye çalışıyor. Dayanışma ve yardımlarla sağ kalanların yaşama bağlanmasına, yaralıların iyileştirilmesine çalışılıyor. Bu vesileyle bir kez daha vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Devletimizin bölge ve zarar gören vatandaşlarımız için yaptığı çalışmalara, milletimizin seferberlik bilinciyle katılıp tek yürek olması ülkemizin birlik ve beraberlik içinde neler yapabileceğini bir kez daha ortaya koymuştur.


Tarım arazileri artık imara açılmamalı

Dün salgın hastalık nedeniyle içinden çıkamadığımız evlerimize, yaşadığımız deprem nedeniyle giremez olduk. Yıkılan evler binlerce kişiye mezar oldu. Depremler ne ilktir ne de son olacaktır. Bu büyük felakette yapıların sadece güvensiz olması değil, tarım alanlarının yumuşak zemini üzerine yapılması da etkili olmuştur.

Deprem bölgesinde tarım alanlarının imara açılması sorunu vardır. Tarımsal üretim için bulunmaz değerde olan bu toprakların inşaata açılması ve bu yolla yok edilmesi, ülkenin gıda güvenliğini tehlikeye atarken bu topraklar üzerindeki güvensiz yapılaşma, insanlarımızı evsiz barksız bırakmış, binlerce insanımızın canına mal olmuştur. Çürük binalar ve tarım alanlarının yumuşak zemini, felaketin boyutunu artırmıştır.

İllerdeki Toprak Kurulları verimli arazilerin imara açılması konusunda daha dikkatli olmalı, kamu yararı maddesi suistimal edilmemelidir. Birçok ilde Toprak Kurullarına çiftçi temsilcisinin çağrılmaması imara açılmayı kolaylaştırıyor. Toprağın sahibi çiftçi temsilcilerinin Toprak Kurullarında bulunması zorunlu olmalıdır.

Bölgenin tarımsal üretim potansiyel yüksek

Ülkemizde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 9,1’i, tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın ise yüzde 15,1’i afet bölgesinden karşılanıyor.

TÜİK verilerine göre 2022 yılında 23,8 milyon hektar tarım alanının 3,8 milyon hektarı 11 ilimizde bulunuyor ve bu toplam tarım alanlarımızın yüzde 16,1’ine tekabül ediyor. TÜİK verilerine göre 2021 yılında ülkemizin bitkisel üretim değeri 306,3 milyar iken bölgenin bu değere katkısı 64,1 milyar lira ile yüzde 20,9 gibi bir oranla toplam bitkisel üretim değerinin beşte birinden fazlasına karşılık geliyor.

Bölge Türkiye’de üretilen temel tarımsal ürünlerin önemli bir bölümüne ev sahipliği yapmaktadır. Ülkemizde Antep fıstığının yüzde 82,7’si, pamuğun yüzde 72,7’si, narenciyenin yüzde 57,5’i, mısır ve bademin yüzde 33’ü, buğdayın yüzde 19’u ve zeytinin yüzde 16’sı bölgede üretiliyor.

Bölgede büyükbaş hayvan sayısı Türkiye toplam sığır varlığının yüzde 12’sini ve küçükbaş hayvan varlığının yüzde 18’ini teşkil ediyor. TÜİK verilerine göre 2020 yılında ülkemizin hayvansal üretim değeri 108,5 milyar lirayken bölgenin bu değere katkısı 7,3 milyar lira ile yüzde 6,7 gibi azımsanmayacak bir orana sahiptir. Bölge, ülkemizin 238,7 milyar liralık canlı hayvan değerinde ise yüzde 13,2’lik bir hacmi barındırıyor.

Çiftçi köyünü terk etmemeli

Depremden etkilenen çiftçilerimizin mazot ve gübre destek ödemelerinin nakit olarak öne çekilmesini ve hayvansal üretime hayvan başına yem ve hayvancılık desteklerinin şubat ayında verilmesi ve sübvansiyonlu kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi kararını doğru bir adım olarak görüyoruz. Ancak tarımsal üretimin sonraki süreçte sekteye uğramaması ve nakit sıkıntısının giderilmesi için bu ödemelerin bölgede artırılarak uygulanması, kredi borçlarının silinmesi de dâhil kredi kolaylıkları getirilmesi ve mali yönden tüm tedbirlerin alınması gerektiğini vurguluyoruz.

Bir yandan destek verirken, diğer yandan elektrik şirketlerinin üreticilerin mazot ve gübre destek hesaplarından enerji borcunu tahsil etmesi büyük tepkilere neden olmaktadır. Elektrik şirketleri büyük tepkiye neden olan bu uygulamaya derhal son vermelidir.

Bölgedeki çiftçilerimizin köyünü, tarlasını ve üretimini terk etmesi muhakkak önlenmelidir. Bu bölgede üretimin azalması ülke genelinde gıda fiyatlarını artırır, ayrıca tarım sektörünün küçülmesine neden olur.

Çiftçilerimizin enkaz altında kalan makine ve ekipmanları zarar gördüğü için bu konuda da destek verilmelidir. Zarar gören çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerinin olmazsa olmazı olan makine ve ekipmanları derhal yenilenmeli, bölgedeki üreticilerimiz kırsal kalkınma ve yatırım desteklerinden öncelikli yararlandırılmalıdır. Gerekirse belirli yerlerde makine parkları kurulmalı, bir organizasyon dahilinde üreticilerin makine ve ekipman kullanımı sağlanmalıdır.

İlkbaharla birlikte kışlık ürünlerin gübre ihtiyacı olacak ve yazlık ekilişlerde tohum, mazot, gübre ve sulama gibi ihtiyaçlar belirecektir. Hâlihazırda tarımsal üretime ve üreticilere yardımlar ve destekler sağlanmaktadır. Ancak, çok yakında tarımsal faaliyetin yoğunlaşacağı düşünüldüğünde, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak her türlü tedbirin alınması gerekiyor.

Bölgede gübre başta olmak üzere girdi bayilerinin ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin dükkânları ve depoları zarar gördü. Üreticilerimiz girdi arzında sıkıntı olduğunu söylüyor. Bölgeye girdi sevkiyatı hızla yapılmalı ve çiftçilerimize ulaştırılmalıdır. Çiftçilerimizin ihtiyaçları hızlı bir şekilde tespit edilerek karşılanmalıdır.

Tarımsal üretimde kalacak çiftçilere, tohum, ilaç gübre, elektrik ve sulama gibi girdilerin, en azından bu üretim sezonu için hibe destek olarak verilmesi, BAĞ-KUR primlerinin ise hükümet tarafından karşılanması sağlanmalıdır.

Haberler Kategorisindeki Yazılar
24 Ocak 20191 dk okuma

Gıda sürdürülebilirlik endeksinde Türkiye 58’inci

Dünyada gıda ve beslenmeye ilişkin sorunları analiz etmek amacıyla kurulan ve 67 ülkenin incelendiğ...

22 Ocak 20243 dk okuma

İmaş, değirmencilik sektöründe Türkiye'nin ihracat lideri oldu