Ankara’daki HUBUDER konferansında konuşan Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç, un, makarna, bulgur ve bisküvi gibi tahıl mamullerinde 4,5 milyar dolara yaklaşan ihracatın sürdürülebilirlik, izlenebilirlik ve fonksiyonel ürünlerle daha da artacağını vurguladı. “Artık farkı fiyat değil, fonksiyon yaratıyor” dedi.
Tayfun Kılıç
Ticaret Bakanlığı
İhracat Genel Müdür Yardımcısı
Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen "Uluslararası 2025 Hasadına Doğru Türkiye ve Dünyada Tahıl Konferansı", Ankara’da sektörün önde gelen temsilcilerini bir araya getirdi. Konferansta konuşan Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Kılıç, Türkiye’nin tarım ve gıda sanayi ihracatındaki yükselişi, sektörün küresel dönüşüme uyum süreci ve geleceğe yönelik stratejik adımları hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında sektörün ihracat performansını rakamlarla ortaya koyan Kılıç, 2002 yılında 3,7 milyar dolar seviyesinde olan tarım ve gıda sanayii ihracatının, 2023’te 31 milyar dolara yükseldiğini ve 2024 yılında 32,6 milyar dolara ulaştığını belirtti. Türkiye’nin sadece un, makarna, bulgur, irmik ve bisküvi gibi buğday bazlı mamullerinde gerçekleştirdiği ihracatın ise 4,5 milyar dolara yaklaştığını vurgulayan Kılıç, Irak, Suriye, ABD, Yemen, Libya ve Suudi Arabistan gibi farklı pazarlara yönelik ihracatın artık sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de etkinliğin arttığını gösterdiğini söyledi.
Ancak bu başarının yeterli olmadığını belirten Kılıç, artık ihracatta sadece "ne sattığımızın" değil, "neden bizden alındığının" sorgulanması gerektiğini ifade etti. Küresel tüketici beklentilerinin değiştiğini hatırlatan Kılıç, sürdürülebilirlik, izlenebilirlik ve fonksiyonel faydaların ön plana çıktığı bir dönemde, Türkiye’nin de tahıl ve mamulleri ihracatında değer zincirine yönelmesi gerektiğinin altını çizdi.
FONKSİYONEL GIDALAR ÖNE ÇIKIYOR
Düşük glutenli, glutensiz, lif ve protein bakımından zenginleştirilmiş ürünlerin yanı sıra fonksiyonel ve sağlıklı tahıl bazlı gıdaların ihracat portföyünde daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayan Kılıç, bu ürünlerin hem raf ömrü hem de fiyat ve marka değeri açısından daha yüksek katma değer sağladığını dile getirdi.

VERİ ODAKLI STRATEJİ VE DİJİTAL ARAÇLAR ÖNEM KAZANIYOR
Kılıç, Bakanlık olarak geliştirdikleri "Kolay İhracat Platformu"nun yapay zeka desteğiyle firmalara hedef ülke belirleme imkânı sunduğunu, sezgiden çok veriye dayalı karar alma dönemine girildiğini ifade etti. İş dünyasından bu dijital araçları aktif kullanmaları yönünde çağrıda bulundu.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi uygulamaların artık sadece üretimi değil, dış ticaretin yönünü de belirlediğine dikkat çeken Kılıç, çevreye duyarlı üretim, atık yönetimi, karbon ayak izinin azaltılması ve coğrafi işaretli ürünlerin hem iç pazar hem de ihracatta öncelikli hale geldiğini belirtti.
"REKABET FİYATLA DEĞİL, FARKLA KAZANILACAK"
Türk tarım ve gıda sektörünün sadece bölgesel değil, küresel ölçekte gıda arz güvenliği, ekonomik istikrar ve uluslararası dayanışma gibi alanlarda daha fazla sorumluluk alacağını vurgulayan Kılıç, "Rekabetin artık fiyatla değil farkla kazanıldığı bir döneme hazır olmalıyız. Türkiye’nin tarım alanındaki büyük potansiyelini birlikte daha da ileri taşıyacağız.” dedi.