Rabobank Kıdemli Analisti Vito Martielli tarafından kaleme alınan bir analize göre bakliyat; geniş tahıl ve yağlı tohumlar pazarı içinde hala niş bir sektör olsa da, artan küresel talep nedeniyle büyüme için umut verici bir potansiyel sunuyor. Mısır, buğday ve pirinç gibi başlıca tahıllara kıyasla nispeten küçük üretim hacimlerine rağmen bakliyat, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş pazarlarda giderek daha önemli hale geliyor.
Küresel bakliyat üretiminin yıllık 100 milyon ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam, 1,2 milyar tonluk mısır veya 800 milyon tonluk buğday üretimi ile kıyaslandığında oldukça düşük kalıyor. Bakliyat pazarına nohut, bezelye ve mercimek gibi temel ürünler hâkim ve bunlar birlikte toplam küresel bakliyat üretiminin %40'ını meydana getiriyor. Nohut esas olarak Hindistan'da üretilirken, bezelye ve mercimek beş büyük ülkede daha parçalı bir şekilde yetiştiriliyor.
Başlıca bakliyat ürünlerinde küresel üretim, 2021/22-2024/25
Kaynak: IGC, RaboResearch 2024
Rabobank Kıdemli Analisti Martielli, geçtiğimiz günlerde yayınlanan analizinde bakliyata olan talebin artmasında iki önemli faktörün etkili olduğunu belirtiyor: Bakliyatın gelişmekte olan pazarlarda ucuz ve hayati bir protein kaynağı olarak oynadığı rol ve gelişmiş ülkelerde bitki bazlı et ve süt ürünleri alternatiflerinin önemli bir bileşeni olarak artan popülaritesi. Bu iki temel talep, 2015 yılından bu yana küresel bakliyat ticaretinde %29'luk bir artışa öncülük etti. Küresel bakliyat ticaret hacminin 2024 yılında yaklaşık 21 milyon tona ulaşması bekleniyor.
Küresel ticaret hacimleri, 2024 tahminleri (Toplam 20,8 milyon ton)
Kaynak: IGC, RaboResearch 2024
BAKLİYAT PAZARI BÜYÜYOR
Vito Martielli
Analizde ayrıca küresel bakliyat ticaretinde yeni oyuncuların ortaya çıktığına dikkat çekilerek, “Rusya kuru bezelye ihracatındaki payını artırdı. Arjantin artık farklı fasulye türlerinin önemli bir ihracatçısı. Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde birinci derece işleme ve bakliyat sevkiyatı için önemli bir merkez haline geldi. Mısır, baklanın dünyadaki en büyük alıcısı konumunda.” deniliyor.
Martielli, bakliyatın sürdürülebilirliğe yönelik faydalarının altını çizerek, toprak verimliliğini yeniden artırmak için çok önemli olan azot bağlama özelliklerine dikkat çekiyor. Bakliyatlar ayrıca derin kök sistemleri sayesinde toprak yapısını iyileştirerek su tutma kapasitesini ve toprağın havalanmasını da artırıyor. Bu özellikler bakliyatı mükemmel bir rotasyon ve örtü bitkisi haline getirerek toprak biyoçeşitliliğinin ve mikrobiyal aktivitenin artmasına katkıda bulunuyor.
Ancak Martielli, analizinde bakliyat piyasasının karşı karşıya olduğu zorluklara, özellikle de piyasa şeffaflığının eksikliğine değinerek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Tahılların aksine, bakliyat (henüz) emtia olarak kabul edilmiyor ve bu niş sektöre girişin önünde hala engeller var. Fiyatlar değişken ve fiyat tespit sürecinde şeffaflık eksikliği var. Buna ek olarak, küresel düzeyde piyasa iç görüleri sağlayacak çok az veri kaynağı bulunuyor. Sonuç olarak, daha fazla piyasa şeffaflığı oluşturmak; sektöre yatırım çekmenin, artan bakliyat talebini karşılamanın ve ticaret hacimlerini ve piyasa işlevselliğini geliştirmenin anahtarı olacaktır. Bu faktörler, büyüyen bu niş sektörün tam potansiyeline ulaşmasına yardımcı olacaktır.”
Bakliyat piyasası bir niş sektör olarak kalmaya devam etse de büyüme potansiyelinin önemli olduğu görüşünü dile getiren Martielli, “Talep artmaya devam ettikçe ve yeni piyasa oyuncuları ortaya çıktıkça, piyasa şeffaflığı ve fiyat oynaklığı sorunlarının ele alınması sektörün gelecekteki başarısı için çok önemli olacaktır.” yorumunda bulunuyor.