Hububat ticareti ile uğraşan firmaları aynı çatı altında toplayan Hububat Tedarikçileri Derneği’nin (HUBUDER) yeni yönetimi belli oldu. Gülfem Eren’den boşalan HUBUDER başkanlık koltuğuna sektörün yakından tanıdığı Doruk Un CEO’su Gürsel Erbap seçildi.
HUBUDER Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Erbap
Türkiye’nin en büyük buğday unu üreticilerinden ve ihracatçılarından biri olan Doruk Un’un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, hububat ticareti alanındaki yenilikçi çalışmalarıyla tanınan Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER)’nin yeni Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi.
Erbap, bu göreve getirilmesinin ardından yaptığı açıklamada, HUBUDER’in misyonunun, hububat ticaretindeki potansiyellerin en iyi şekilde değerlendirilmesi, sektördeki uluslararası entegrasyon ve rekabet gücünün artırılması ile kamu ve özel sektör arasında güçlü bir iş birliği sağlanması olduğunu vurguladı.
Kısa, orta ve uzun dönem hedefler açıklandı
Gürsel Erbap liderliğinde HUBUDER, önümüzdeki yıllar için kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirledi. Bu hedefler arasında ticaretin gelişimi için sektörel sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yapmak,kamuoyuna ve ilgili kurumlara sektörün ihtiyaçlarını etkili bir şekilde duyurmak, üyeler arasında dayanışmayı teşvik ederek güç birliği oluşturmak, genç ve kadın çiftçilere yönelik projeler geliştirmek ve sektörel inceleme gezileri ile çalıştaylar düzenlemek yer alıyor. Uzun vadede ise HUBUDER’in daha kurumsal bir yapıya kavuşmasının yanı sıra, İstanbul’da dernek üyelerinin yararlanabileceği; içinde laboratuvar ve eğitim merkezinin bulunduğu bir genel merkez binası olması hedefleniyor.
Sektörün gelişimine katkı sağlayacak projeler
Erbap, HUBUDER Yönetim Kurulu Başkanı olarak; tarım sektöründeki diğer sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerin geliştirilmesi, sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirilmesi ve uluslararası fonların etkin şekilde kullanılmasını öncelikli gündem maddeleri olarak belirledi.
Gürsel Erbap’ın liderliği, sadece HUBUDER üyeleri için değil, aynı zamanda Türkiye’nin hububat ticaretindeki ulusal ve uluslararası konumunun güçlenmesi adına önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.